Sabah erkenden uyanıp hastane için aldığım randevuma hazırlanımıştım ve şu anda doktorumla konuşmak için sıramı bekliyordum.
Bir kaç hafta önce kalp sıkışmaları ve nefes darlığı yaşamaya başlamıştım. Bu yüzden de direkt hastaneye gittim.
Sıram geldiğinde doktorum Emre beyin odasına girdim.
Odaya girer girmez Emre bey "Hoşgeldiniz Lara hanım. Buyrun oturun." dedi ve masasının önünde ki koltuğu eliyle gösterdi.
Ufak bir tebessüm ile "Hoşbulduk Emre bey." dedim ve gösterdiği yere oturdum.
Emre bey derin bir nefes alıp "Konuyu çok uzatmadan durumunuzu açıklayacağım." dedi ardından "Bağışıklığınız oldukça zayıf ve bozuk. Ve bu durum Kardiyak tümörüne güzel bir kapı açmış." dedi.
"Kardiyak tümörü?" dedim kaşlarımı çatarak.
"Kardiyak tümörü yani kalp tümörü. Nadir olarak görünen bir tümördür." diye açıkladı. Masasında ki kupadan bir yudum su içip konuşmaya devam etti "Kalp hastalıkları ile aynı belirtileri çıkar ama EKO yöntemi ile doğru teşhisi koyabiliyoruz. Genelde Kardiyak tümörü başka organlardan kalbe yayılan tümörlerdir. Ancak çok nadir olarak sadece kalpte gelişen türleri de vardır. Kalpte gelişen tümörlerin çoğu iyi huyudur ama zamanla büyüyerek kötü huylu tümöre dönüşebilir. İyi huylu tümörlerde erkenden kan yolu tıkanıklığı, kalp disfoksiyonu, iletim sisteminde aksaklıklar gibi belirtiler çıkarken kötü huylu tümör de bu belirtiler genelde geç belirir ve hızlı bir şekilde yayılım gösterir."
Öğrendiğim bilgileri yavaş yavaş sindirirken "Peki benim durumum ne?" diye sordum.
"Sizin durumunuz; hem tümör kalbinizde gelişiyor hem de kötü huylu. Tedavi olarak kemoterapi ve ışın tedavisi kullanarak tümörün yayılımını yavaşlatıp, belirtilerin şiddetini minumuma indirmeyi amaçlıyoruz. Ancak sizin durumunuz oldukça ciddi. Üzülerek söylüyorum ki ölme ihtimaliniz oldukça yüksek."
Ölme ihtimalim yüksek mi?
O kadar hayallerim varken mi?