"Elmas Papatya Tarikatına gidişte hanemizdeki gençlerin lideri Orkun olacak!"
Lider Çağrı gür bir ses tonuyla konuştu. Önündeki 100 kişi civarındaki gençler sessizce onun kararını kabul ettiler. Bu gençlerin arasında Orkun'un abisi Burak da vardı.
Büyük Gökyüzü Eyaletindeki hanelerin birçoğunun yetenekli gençlerinin katılacağı öğrenci alım sınavlarında Dev Anten Eyaletinin de dahil olduğu çevredeki 20 eyaletten gelen gençler de yarışacaktı.
Elmas Papatya Tarikatının katı standartları vardı. Öncelikle 15-25 yaşlarından küçük ve büyük kişiler tarikata giriş sınavına katılamıyorlardı. Yetişimi Ruh Kralı alemine ulaşmamış bireyler de bu grubun içinde yer alıyordu.
Lider Çağrı gençlerin kararına verdiği tepkiyi izledikten sonra konuşmasını sürdürdü.
"Yolculuk boyunca diğer hanelerden gelen gençler ile kavga etmek yasak! Tüm odağınız Elmas Papatya Tarikatının giriş sınavına yönelmeli. Liderinizin emrine uymadığınız takdirde liderin sizi cezalandırma yetkisi bulunmaktadır."
Lider Çağrı'nın ikinci kez konuştuğunda söyledikleri geniş alandaki gençlerin ifadelerinin değişmesine neden oldu. Birçoğunun yüzünde şaşkın ifadeler varken bazılarının yüzünde çirkin ifadeler vardı.
Babası diğer gençleri uyarırken onlardan ayrı bir köşede Orkun eşleri ve astlarıyla birlikte bekliyordu.
Babasına iki eşinin olduğunu söylemişti, babası da buna karşı çıkmamıştı. Hane Büyüğü Oğuz tarafından bilgilendirildiği için onu onaylamıştı. Sadece arkasında bıraktığı Bıyıklı Ejder Sazanı çitliği bile onun onayını almaya yetmişti. Haneye sağladığı katkı azımsanmayacak kadar yüksekti.
"Umarım herkes bilgilendirmemi dikkatle dinlemiştir. Yol boyunca sizi korumak için her haneden Yıldız Ruhu Savaşçısı olacak. Artık yola çıkabilirsiniz."
Tüm gençler aileleri ile vedalaşmaya ve ardından bineklerine binmeye başlamışlardı. Orkun bu sırada annesine sıkıca sarıldı, elinde beliren bir bilyeyi onun eline sıkıştırdı. Bu bir Ruhsal Su Kristaliydi.
"Anne oğlun gitmeden önce sana güzle bir hediye vermek istedi. Bu hediye ikimizin arasında sır olmalı." Orkun gözleri genişleyen annesine bakarak sırıttı. Daha sonra kardeşlerine de sarıldı.
Asuman Hanım oğlunun avucuna sıkıştırdığı şeyi kontrol edince şok olmuştu. Avucunda bir düşük kalite Ruhsal Su Kristali vardı.
Bir 3 Altın Öz Ruhlu Ruh Kralını Yıldız Ruhu alemine atılım yaptıracak bir kaynaktı bu kristal! Ancak oğlunun sözlerinin ardından sakinleşti ve ruhsal kristali ortadan kaldırdı.
Oğlunun ona bir Ruhsal Kristal verdiği haberi ortaya çıkarsa hanede büyük bir kargaşa açığa çıkardı.
Petek ve Aycan da annelerine sıkıca sarılıp onun öğütlerini dinlediler. Yarım saat sonra herkes haneden ayrılmıştı.
Büyük ve Küçük Kuyruk 10 aylık süreçte daha da büyümüş ve güçlenmişlerdi. Uzunlukları 5-6 metreye ulaşmışken boyları 3 metreye yaklaşmıştı. Küçük Kuyruk'un üzerinde Orkun varken Büyük Kuyruk'un üzerinde Petek ve Aycan oturuyordu.
Arkada cins atlara binmiş astları da onları takip ediyordu. Onların arkalarında ise Ruhani Kılıç Hanesinin gençleri bulunuyordu. 100 kişiyi aşkın genç hanenin Yıldız Ruhu savaşçılarının biriyle birlikte şehrin dışına ilerledi.
Diğer büyük hanelerden ve birkaç küçük haneden gelen kişilerle birlikte bin kişiye yaklaşan bir konvoy şehirden ayrıldı. En önde Yıldız Ruhu Savaşçıları taşıyan binekler ardından sırasıyla Adil Amir Hanesi, Ruhani Kılıç Hanesi, Kızıl Mızrak Hanesi, Vahşi Derebeyi Hanesi, Eski Ruh Hanesinin gençleri ile birlikte diğer küçük hanelerin gençleri ilerledi.
Konvoy 7 saat boyunca mola vermeden ilerledi. Mola verdiklerinde 130 kilometreden fazla yol almışlardı.
Mola verilen alan geniş bir düzlükten oluşuyordu. Her hane kendisine bir bölge seçip orada yemek pişirmeye başlarken Orkun, eşleri ve astları bir köşede yemeklerini pişiriyorlardı. Ruhani Kılıç Hanesinin gençleri ise içlerinde yemek yapabilenlerin etrafına toplanmışlardı.
"Lider Orkun, bizlere de yemeklerinizden vermeyecek misiniz?"
Hanenin büyük gençlerinden biri sırıtarak Orkun'un yanına yaklaştı. Yanında kendi yaşıtlarından birkaç genç daha olan bu gencin adı Berk'ti.
Orkun konuşan gençleri umursamadan Aycan'ın biraz önce pişirdiği yemeğini yemeye devam etti.
"Hey sen! Bizlere de yemek ver!" Berk yemek pişirdiği kazanın yanında oturan Aycan'ı işaret etti.
Aycan endişeyle Orkun'a baktı.
"Gidin kendi yemeklerinizi kendiniz yapın! Yolculuğa çıkmadan önce böyle bir durumla karşılaşacağınızı bilmeniz gerekirdi."
Orkun ayağa kalktı ve gençlerin önünü kesti.
"Lider Orkun, hane lideri seni bizim liderimiz belirledi. Bizim için yemek işlerini senin ayarlaman gerekiyor."
Berk sırıtarak önünü kesen Orkun'a baktı. Kendi grubunda herkes 3 Altın Öz Ruhlu Ruh Kralıydı. 5 kişilerdi ve kavga falan olursa üstün gelecek taraf onlardı.
"Elbette, lider benim. Size hizmet etmek için lider olmadım. Buradan gidin!"
Orkun güzellikle gençleri uyardı. Onlar 23-24 yaşlarında gençlerdi ve yetişimleri buna bağlı olarak yüksekti. Yetişimlerine güvenerek onu baskı altına almak istiyorlardı.
"Lider Orkun sizinle hamle takası yapmak istiyorum. Lütfen bana yardımcı olun."
Berk adındaki genç Orkun'un önünü kesti ve diğerlerine yemek kazanına gitmelerini işaret etti.
Orkun etrafta onları izleyen diğer gençleri süzdü. Hepsi meraklı ifadelerle onu süzüyorlardı. Hatta bazılarının yüzünde alaycı ifadeler vardı.
"Size neden lider seçildiğimi göstereyim. Ayrıca emirlerime uymayanların sonunu göstereyim."
Orkun yüksek sesle konuştu. Oradaki tüm gençler onun ne yapacağını merakla izlerken aniden Berk'in göğsüne yumruk attı.
'S.ktir!' Berk isimli genç Orkun'un attığı sıradan yumruğu ilk başta umursamadı ancak son anda yumruğun arkasında muazzam bir güç barındırdığını fark etti. Kollarını yumruğu engellemek için kaldırdı ve yumruk kollarına sert bir şekilde çarptı.
Bangg!
Bir patlama sesi oluştu. Berk ipi kopmuş bir uçurtma gibi geriye uçtu. 5 metre kadar geriye uçan Berk toprak zemine sert bir şekilde çarptı.
Düştüğü yerde ağzından kanlar sızmaya başlayan Berk avuç dolusu kan tükürdü. Kollarını kaldırıp ağzını silmek istediğinde kollarının kırılmış olduklarını gördü, aynı anda göğsünde şiddetli bir ağrı oluştu.
Bir balyoz tarafında vurulmuş hissediyordu.
"Sizlere ders vermeme gerek var mı?"
Orkun şok içinde onu izleyen diğer 4 gence sırıtarak yaklaştı. Gençler o yaklaşınca yemek kazanının yanından kaçıp insan kalabalığının içinde kayboldular.
Onları izleyen herkes Orkun'un yumruk saldırısında hiç ruhsal enerji kullanmadığını fak etmişlerdi. O yumruğun arkasındaki güç saf vücut gücünden oluşmuştu.
"Bundan sonra kimse yanımdaki birine emir vermeye ya da bulaşmaya cüret ederse bu kadar basit bir karşılık almayacaktır. Gerekirse o kişilerin yetişimlerini yok eder, onları sakat bırakırım. Ruhani Kılıç Hanesinin karaktersiz kişilerden oluşmayacağını bilin.
Yemek ya da yatacak yer yapımına geldiğimizde içlerinizden bu konularda maharetli olanlar mutlaka vardır. Ücret karşılığında yemek ve diğer ihtiyaçlarınız için onlardan yardım alabilirsiniz.
Gideceğimiz yerde sizi koruyacak bir Ruhani Kılıç Hanesi olmayacak. Bundan dolayı hanedeki gibi uçarı ve umursamaz tavırlarınızı sürdürdüğünüz takdirde sizi öldürmek için bile düşünmezler." Orkun onun güç gösterisini şaşkınlıkla izleyen Ruhani Kılıç Hanesi gençlerine konuştu.
"Liderin emirlerini uygulayacağız."