DÖNÜŞ

De ayskrkss

34.5K 1.3K 490

"Biz büyüdük Rüzgar. Değiştik. Artık hiçbir şey eskisi gibi olamaz." "Biz senelere meydan okuduk Eylül. 3 sen... Mais

Dönüş
1-Anne♣️
2-Geri Dönüş♣️
3-Efe♣️
4-Telefon♣️
5-Alışveriş♣️
6-Lunapark♣️
7-Sevgili♣️
8-Şenlik♣️
9-Emir♣️
10-İlk Öpücük♣️
11-Buluşma♣️
12-Mutluluk♣️
13-Dönüm Noktası♣️
14-Yeniden♣️
15-Biz♣️
16-Şişe Çevirmece♣️
17-İhanet♣️
18-Futbol Maçı♣️
19-Eğlence♣️
20-İzmir♣️
21-Anne-Kız♣️
22-Sedef♣️
23-Abi♣️
24-Hastalık♣️
DUYURU-1
25-Tekne Turu♣️
26-Kandırılmak♣️
27- Çocuk♣️
28- Pınar♣️
29-Bela♣️
30-Doğrular♣️
32-Kist♣️
33-Yer ve Duvar♣️
34-Kokteyl♣️
35-Kız Kardeş♣️
36-Doğum Günü♣️
37-Doruk♣️
38-Eğlence♣️
39-Nişan♣️
40-İntikam♣️
41-Sarhoş♣️
42-Kavga♣️
43-Parti♣️
44-Sarhoş ♣️
45-Düğün♣️
46-Umut♣️
47-Kaçırma♣️
48-Acı♣️
49-Çöküntü♣️
50-Savaş♣️
51-Hisler♣️
♣️Final♣️
TEŞEKKÜR!
❤️Özel Bölüm❤️

31-Aptal Aşık♣️

353 17 6
De ayskrkss

Bölüm Parçası- Passenger/Let Her Go

Multimedya-Pınar

31. Bölüm  

Dışarıdan gelen seslerle hemen kapıya doğru gittim. Abim kapıyı açmış mutfağa gidiyordu. Benim sesimle hemen bana dönüp gülümsedi.

"Günaydın güzelim. Uyandırdım mı ya? Fırından sıcak ekmek ve poğaça aldım." diyerek mutfağa geçti. Yüzünden hiçbir şey okunmuyordu ve hiçbir şey yaşanmamış gibi davranıyordu. Peki tamam abi sen bilirsin. Bir süre bende bu oyuna devam edeyim.

"Günaydın abi. Yok yeni kalkmıştım üzerimi değiştirip geliyorum." Bende ifademi koruyarak odama çıktım. Kendime gelebilmem için soğuk duşa ihtiyacım vardı. Kendimi hemen suyun altına attım. Abimin neden öyle davrandığını anlayamıyordum. İnadını kırsa, baştan sona kadar Pınarla konuşsa , barışsalar, evlenseler böyle çocukları falan olsa.. İyice mal düşüncelerin beynimi doldurduğunu hissedince duştan çıkıp üzerimi değiştirdim. Su gerçekten iyi gelmişti. Açılmıştım. Meriç Abim nasıl oldu acaba? Rüzgarda yanındaydı. Odamdan çıkıp önce Rüzgarın odasına ve daha sonra Meriç Abimin odasına girdim. İkisi de boştu. Sanırım aşağıya inmişlerdi. Bende daha fazla oyalanmadan aşağıya indim.

"Günaydın sevgilim. İyi misin?"

"İşte. Göründüğü gibi. Sen pek iyi görünmüyorsun?" Yüzü gerçekten yorgun görünüyordu. Böyle çökmüş gibi sanki. Sanırım gece Meriç Abim fazla yormuştu.

"Biraz beni yorduktan sonra senin kahveni içmenle ayıldı. İşte sonra abi kardeş dertleştik biraz. O yüzden uykusuzum." Anlayışla başımı salladım. Demek ki dün gece herkes uykusuz geçirmiş.

"Sende gece uyumamışsın?" Rüzgar da çok dikkatliydi ve gözünden hiçbir şey kaçmıyordu.

"İşte uyku tutmadı. Bahçede oturdum öyle."

"Hadi bahçeye gelin!" Abimin seslenmesiyle beraber bahçeye çıktık. Meriç Abim başı ellerinin arasında oturuyordu. Sanırım sarhoşluktan dolayı başı ağrıyordu.

"Günaydın." diyerek masaya oturdum. Herkes yapmacık davranıyordu ve yüzlerinde sahte gülümsemeler vardı. Meriç Abim benim sesimi duyunca hemen kalkıp yanıma geldi ve sıkıca bana sarıldı.

"Ben çok özür dilerim güzelim. Kesinlikle öyle şeyler söylemek istemedim." Meriç Abim bir yandan özür diliyor bir yandan da sıkıca sarılıyordu. Bende kollarımı sıkıca ona sardım.

"Biliyorum Abi. Önemli değil gerçekten. Geçti artık." diyerek gülümsedim. Tekrar özür dileyerek masaya oturdu. Hepimiz sessizliklerimiz arasında kahvaltımızı yaptık.

..

Çok gergin bir oturma içerisinde abimin önerisiyle film izliyorduk. Hala hiçbir şey olmamış gibi davranıyordu ve bu gittikçe can sıkıcı hale gelmeye başlamıştı.

"Bu sıkıcı filmi nerede buldun?" Film gerçekten çok sıkıcıydı ya da odaklanamadığımız için öyle gelmişti.

"Hadi o zaman bizimkisilere de haber verip bowlinge falan gidelim."

"Neden hiçbir şey olmamış gibi davranıyorsun abi!" Abimin bu boşvermişliği iyice canımı sıkmaya başlamıştı. Ve artık daha fazla dayanamadan patladım.

"Ne yaşanmışlığından bahsediyorsun Eylül!" Abimde bir anda sinirlenmişti ama umurumda değildi. Bende sinirliydim ve bu meseleyi şu anda halledecektik.

"Hiçbir şey olmamış gibi davranmayı bırak abi! Önceden yaşadıklarını düşün! Dün gece anlattıklarımı düşün! Gerçeklerden kaçmayı bırak! Onlarla yüzleş!" Abim bir hışımla yanıma geldi ama Rüzgar ve Meriç Abim hemen gelip tuttular.

"Kendine gel Aras!"

"Hiçbir şeyden kaçtığım yok benim! Ne yaşandıysa yaşandı ama bitti de! Ne olduysa umurumda değil artık!" Abim hırlarcasına konuşuyordu. Bu konuşmasından bile daha ne kadar çok sevdiği belliydi. Neyin inadıydı bu!

"Hiçbir şey bitmedi! Hala Pınarı deli gibi sevdiğini biliyorum! Gidip onunla konuşup, yüzleşeceksin!"

"Sakın bana karışıp zorla bir şey yaptırmaya kalkma Eylül! Arkamdan iş çevirdin hadi bir şey demedim ama bu sefer fena ödetirim!" Abimin sinirden gözü dönmüş gibiydi. Çünkü normal zamanda kesinlikle benimle böyle konuşmazdı.

"Neden böyle yapıyorsun? Neden sende mutlu olmak istemiyorsun? Neden kendini mutluluğa bu kadar uzak tutuyorsun abi! Sevenin var, sevdiğin var neden kendine bu kadar yazık ediyorsun?" Abim hiçbir cevap vermeden direk odasına çıktı. Düşündüğünü biliyordum çünkü verecek cevabı yoktu.

"Arasa öyle davranma Eylül. Şu anda gerçekten kötü durumda. Sen onun yerinde olsan ne yapardın?" Sahte kahkahalarımdan birisini atıp Meriç Abime döndüm.

"Ne mi yapardım? Çevremdekilerin yardımına sırt çevirmeyip, mutluluğa adım atardım."

"O zaman mutluluğa adım atmam için senin yardımına ihtiyacım var!" Şaşkınlıkla Meriç Abime döndüm.

"Ne yani? Gökçe..?

"Hadi çok konuşma bize yardım et!" Sevinçle hemen gidip kendi mutluluk kaynağım olan sevgilime sarıldım. Sevinç gösterilerimi de yaptıktan sonra odama çıkıp gerekli kişilere haber verdim.

-Aras'tan-

Eylül'ün her zaman haklı olmasından nefret ediyordum. Kaçıyordum evet! Korkuyordum çünkü. Sevdiğimi tekrar kaybetmekten korkuyordum. Dediği gibi mutluluktan kaçıyordum belki ama nasıl unutabilirdim ki! Anlattıkları mantıklı geliyordu aslında olabilirdi. Zaten şu anda ilk işim o piçleri bulup ölesiye cezalandırmaktı. Benim meleğimin hayatını mahvetmişlerdi. Bende onların hayatlarını mahvedecektim. Telefonumu açıp gelen mesajları baştan okudum.

'Beni dinlemek zorundasın!'

'Beni dinlemiyorsan Eylülü dinle!'

'Lütfen inan bana!'

'Mavişini özlemedin mi?'

Çok özledim maviş diye mırıldandım içimden. Eylülü baştan dinlemeliydim belki de. Kırmalıydım belki bir kere şu lanet olası inadımı ve gururumu. Canımdan çok sevdiğim kardeşimi de üzmüştüm yine. Sinirimi ne kadar yansıtmamaya çalışsam da ona patlamıştım. Her zaman ki gibi benim yüzümden üzülmüştü. Biraz rahatlayıp düşünmek amacıyla kendimi duşa attım.

..

Kendimi sakinleştirdikten sonra Eylülden özür dilemek amacıyla aşağıya inmeye karar verdim. Meriçlere ayıp oluyordu. Gelelden beri sürekli bir olay halindeydik. Allahtan şu anda Elif Teyze evde yoktu. Yoksa daha zor durumda kalacaktık.Merdivenlerden inerken duyduğum sesle yerimde kaldım. Hareket edecek gücü bulamadım.

"Bize inanmak zorundasınız! Hiçbir şey istediğimiz gibi gitmedi. Sizin hayatlarınızla tehdit ediliyorduk sürekli. Başka çaremiz kalmamıştı. Gitmek zorundaydık."

"Hayır lanet olası! Gitme zorunda değildiniz! Hepimizi bok gibi arkanızda bırakıp gitmek zorunda değildiniz! Bize anlatmalıydınız her şeyi. Beraber o piçlerin üstesinden gelmeliydik!" Daha fazla dayanamayıp bağırmaya başlamıştım. Ne kadar ona bağırmak istemesem de. Benim sesimi duyunca hemen yüzünü bana çevirdi. Mavi gözleri buğulandı, pişmanlık acı ifadeleri geçti.

"Aras..."

"Konuşmak istemediğimi her şeyin bittiğini söylemiştim. Neden hala tekrar ediyorsun! Ne kadar yüzsüz çıktın ya! Sevmiyorum kızım seni çık hayatımdan!" Bunları söyleyen ben miydim? Kalbimle değil aklımla konuşmuştum. Çünkü kalbim tam terslerini söylüyordu. Gözleri önce şaşkınlıkla açıldı sonrada acıdan kasıldı. Onu öyle görünce kendime içten küfür yolladım. Kalbini çok kırmıştım. Ama benim kırılan kalbime ne olacaktı? Eylül de duyduklarının etkisiyle kaşlarını çatmış kollarını güç almak istercesine Rüzgara sarmıştı. Ben kime saracaktım peki? Meriç'e bakınca onunda benden farksız olmadığını gördüm. Tek fark yüzünden acı çektiği belli oluyordu. Gökçe karşısına geçmiş, ona bir şeyler anlatıyordu.

"Bana bak Aras Bey!" Şaşkınlıkla Pınar'a döndüm. Biraz önceki acı ifadesi duvarlarının arkasına saklanmış, gözlerindeki duygulara perde çekmişti.

"Beni hala köpek gibi sevdiğini biliyorum! Çünkü ben seni tanıyorum Aras. Gözlerinden ne düşündüğünü içinden neler geçtiğini biliyorum. Sen şu anda eskiden Pınara aşık olan Aras gibi bakıyorsun. Biliyorum bana sinirlisin. Haklısın da. Ama sakın şu anda sonradan pişman olacağın şeyler söyleme. Beni sevmediğini söylemen gibi. Doğruları söylüyorum ve bana inanmak zorundasın! Sen hala beni seviyorsun ama şu lanet olası inadın ve gururun yüzünden bunu dışarı vuramıyorsun. Kendine yediremiyorsun! Şu gururunu ve egonu kenara atıp bir kere kalbini.."

Dudaklarımla konuşmasını kestim. Daha fazla saçmalayıp nefesini boşa harcamasını istemiyordum. Haklıydı zaten. Hala köpek gibi seviyordum onu. Her zaman seveceğim gibi. Başta şaşkınlıktan afallasa da sonra kendisine gelip kollarını boynuma doladı ve öpüşüme karşı vermeye başladı.

-Meriç'ten-

Daha fazla içeride duramayıp kendimi bahçeye attım. Kardeşim sonunda mutluluğuna kavuşmuştu. Pınarın dediği gibi gururunu kırıp onu affetmişti. Peki biz ne olacaktık? Hala beni seviyor muydu ki? Benim onu sevdiğim gibi?

"Seni hala seviyorum!" Duyduğum sesle şaşkınlıkla arkama döndüm. Gökçe arkamdan bahçeye gelmiş yanımda duruyordu.

"O yüzden mi o piçle çıktın?" diye sordum soğukça gülerek. Eskisi gibi dalga geçiyordu benimle.

"Bana bak! Onunla çıkmadığımı elli kez söyledim! Sadece öyle görmeniz gerekiyordu ve her neyse. Pınar gibi söz oyunlarına giremem ben biliyorsun. Sanırım Aras'ın yolundan gideceğim." diyerek dudaklarını benimkisilerin üstüne örttü. Şaşkınlıkla kalakaldım. Daha sonra kimseye acı çektirmemek için kollarımı beline dolayıp karşılık vermeye başladım.

Biz buyduk işte. Romantizmden falan anlamayan aptal aşıklardık...

♣️♣️♣️

Abilerin aşkını daha fazla uzatmak istemediğim için onlar için noktayı koydum. Artık ileriki bölümlerde karşımıza çok fazla çıkmayacaklar. Okuyup desteklerini esirgemeyenlere sonsuz teşekkürlerr..

İyi ki Varsınız!


Continue lendo

Você também vai gostar

8.6K 322 40
Hayatını ailesine adamış bir kadının yeniden aşık olup hayal kırıklığına uğraması..
754K 35.8K 66
~ spiritüeller de 1.sıradayız.... Yavuz aşkı simgelesede aşka inanmayan ve evliliğe inanmayan bi adamdı. En büyük nedenide ablasının boşanmasıydı...
Aşiret Paket De Zeynep.

Literatura Feminina

382K 20.8K 46
Şanlıurfa ☞ Muğla 0546****; Fotoğraf* 0546****; Belli ki bu yoldan yürümüşsün... 0546****; Yoksa etraf böyle çiçeklenmezdi. İlsu; Var öyle marifet...
15.1K 827 21
Berfin, çok sevdiği ağabeyi için bir fedakârlık yapmak zorunda kalır. Ya töreye kurban edilecektir ya da ağabeyi ölecektir. Üstelik töre yüzünden evl...