BASKETÇİ | YARI TEXTİNG

By DoLuTeKiLa

482K 24K 7.9K

0532***: Bugün o topu atanı bulursam sahadaki basket potasını kafasına geçirecem (01.15) 0532***: Lan Tolga p... More

GİRİŞ
1. bölüm
2. bölüm
3. bölüm
4. bölüm
5. bölüm
7. bölüm
8. bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
11. bölüm
12. bölüm
13. bölüm
14. bölüm
15. Bölüm
16. bölüm
17. bölüm
18. Bölüm
19. bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm
25. Final Bölümü

6. bölüm

22.4K 1.1K 297
By DoLuTeKiLa

Keyifli okumalar.

Multimedya: Alp (basketçi çocuuk)

Defne: Pışt

Defne: Hey baksanaa

Defne: Meslek lisesinden rakip takımlar geldi az önce. Herkes dışarıya çıkıyor maçları izlemek için.

Defne: Ve maalesef ben çıkamıyorum. Aslında işime geldi he, seni görüpte tüm anonim sırrını bozmuş olmayacağım.

Basketçi: Maç öncesi motivasyonumu birazcık düşürmüş olabilirsin bu haberle. Amigo takımının lideri beni sahada görsün isterdim.

Defne: Şansına küs tatlım. Ee kaybederseniz ne olur sayın takım lideri?

Basketçi: Okuldaki spor kariyerimiz büyümeden biter. Yani bu sene olacak büyük maçlara falan biz çıkamayız. Ayrıca kazanacağız, kaybetmek gibi bir şansımız yok.

Defne: vaov iddialısın.

Defne: Kaç saat sürecek ve ilk kimler oynayacak?

Basketçi: Tüm maçların süresini soruyorsan eğer onu bilmiyorum ve ilk biz sahaya çıkacağız.

Defne: anladım, bol şans o zaman.

Basketçi: Seksi, kısa boylu, kumral, çilli, renkli gözlü ve ponpon kız takımının lideri olan birinin beni motive etmesine ihtiyacım olduğunu söylesem?

Basketçi: Açıkçası söylemek gerekirse çok gergin ve stresli hissediyorum.

Defne: Duygu sömürüsü falan mı bu? Anlamadım. Ayrıca neden öyle hissediyorsun ki?

Basketçi: Duygu sömürüsü falan yapmıyorum Defne. Yazdıklarımda ciddiydim.

Defne: Peki... Nedenini öğrenebilir miyim?

Basketçi: Bazı veliler ve başka koçlar da burada olup bizi izleyecek. Bizim keltoş koç ve babam olacak sikik beyinli sabah ağzıma sıçtı. Her şeyin yanında bir de buna öfkeliyim ve bu beni deli ediyor.

Birkaç dakika şaşkın bir vaziyette ekrana baktım.

Basketçi: Kusura bakma sanırım mesajda biraz sert çıkıştım. Maçlardan sonra konuşuruz, büyük ihtimalle günün sonunda.

Defne: babana neden öyle dedin ya da neden ağzına sıçtıkları hakkında pek bir fikrim yok ama altıncı hissime göre gerçekten gergin olduğunu hissettim. Evet ben bir medyumum.

Defne: Ay neyse işte medyum olduğumu sonra konuşuruz, bir şey diyeceğim.

Basketçi: Şu mesajlarından sonra aptal gibi güldüğüm için çocuklar bana bakıyor. Bir an önce söylesen iyi olur ne diyeceksen.

Defne: Şey...

Basketçi: ney?

Defne: şey işte ya...

Basketçi: ney Defne ney?

Defne: of

Defne: illede söylettireceksin yani

Basketçi: senin gibi medyum falan değilim üzgünüm.

Defne: Buluşalım birkaç dakikalığına? Sana bir şey vereceğim. Olur mu?

Basketçi: ciddi misin? Bak hiç şaka havamda değilim.

Defne: Ya vallahi ciddiyim

Defne: Kızlar soyunma odasına gel, bekliyor olacağım. Kimse yok merak etme herkes dışarda zaten.

Mesajı attıktan sonra ayağa kalktım. "Nereye?" Diye sordu Zeynep. O da amigo takımındaydı. Zaten takımda beş kişi vardı. "Tuvalete gidip geliyorum hemen." Dedikten sonra hızlıca sadece bizim olduğumuz sınıftan çıktım. Soyunma odası zemin katta olduğu için merdivenleri kullanıp hızlıca aşağıya indim. Soyunma odasına girdiğimde henüz kimsenin gelmediğini gördüm. Hızlıca kendi dolabımı bulup küçük anahtarla açtım ve içindeki eşyaların arasından bandanamı aldım. Kırmızı bandanayı gözlerime bağlayıp beklemeye başladım. Şu anonimlik olayını sürdürmekle inatçıydım, nereye kadar gidebileceğimizi merak ediyordum.

Önüme döndüğümde bir bedene çarpmamla sendeledim ve her zmanki sakar halim yüzünden az kalsın düşecektim. Fakat çarptığım bedenin sahibi ayı gibi kabaca kolumdan tuttu, düşmemem için. "Ay düşüyordum." Diyerek kolumu çektim. Acaba şu bandanayı bağlamasa mıydım? Yok hayır kararımdan artık dönemezdim. Delikanlılığa yakışmazdı falan.

"Sen basketçi çocuk musun?" Diye sordum. "Sanırım benim." Diye hafif alaylı bir ses geldi. Bu daha önce kayıtlarda duyduğum sesti, yani oydu. "Acele etsen iyi olur çünkü burada olduğumu yakalayan olursa biterim." Dedi. Alt dudağımı ısırıp teneffüsteyken kendime aldığım Karam çikolatayı cebimden çıkardım. Nereye uzattığımı bilmeden uzattım. "Daha farklı bir şey beklediysen üzgünüm basketçi. Sana benim için en değerli şeylerden birini veriyorum, değerini bilmelisin."

Elimdeki çikolata alınınca yavaşça kolumu indirdim. Sesi çıkmayınca "Eğer beğenmediysen alabilirim memnuniyetle." Dedim fakat geri verirse gerçekten çok bozulurdum. İçimden geldiği gibi davranmıştım, gerçi zaten genelde içimden geldiği gibi davranıyordum ama bu seferki biraz farklı gibiydi. "En sevdiğim çikolata çeşidi sadece bu. Teşekkür ederim çilli, seve seve yiyeceğim ve bugün galip olacağım." sesini duyunca aptal gibi sırıtmamak için kendimi zor tuttum.

"Kazanacaksın, buna eminim." Diye mırıldandım. Saniyeler süren sessizliği bozan şey onun telefonunun zil sesi oldu. "Sanırım gitmem gerekiyor, sonra görüşürüz yani konuşuruz." dediğinde sessizce kafa salladım. Saniyeler sonra kapının açılma sesi geldi. "Hey," diyerek sustum. İçimdeki çılgın Defne bir kez daha kendini konuşturacaktı ve buna izin veriyordum.

"Belki bir gün tekrardan galip olduğunda karşında mükemmel hareketler sergileyen çilli bir amigo kızıyla karşılaşabilirsin, basketçi çocuk."

"Bu durumda hep galip mi olmam gerekiyor?"

Güldüm. "Sanırım." birkaç saniye sonra kapı kapanma sesi geldi.

Gözümdeki kumaşı çıkarıp derin bir nefes verdim. İçimden bir ses seninle daha çok işimiz olduğunu söylüyordu bayım.

•••

"Ya işte öyle geçti bugün. Biz sürekli prova yaptık." Diyerek ayağa kalktım. Son sarmayı da ağzıma atıp odama doğru kaçtım. "Azıcık sohbet edelim dedik kaçtın yine mağarana!" Diye sitem etti annem arkamdan.

Gülerek odaya girdim ve masanın üzerinden telefonumu alıp yatağa uzandım. Bugün oldukça yorucuydu çünkü yeni hareketler yapıp sıkı bir şekilde çalışmıştık. Basketçi'den de daha haber yoktu. Ne o yazmıştı, ne ben. Fakat basketbol maçını kazandıklarını öğrenmiştim.

Genelde ilk ben yazdığım için beklemeye karar verip kuzen tayfasının olduğu gruba girdim. Hepsi aktifti çünkü bol bol küfürlü mesajlar okumuştum.

Erdemaşko: Amk salakları kız tavlamak için maçı verdiler.

SilahlıAzat: Futbolcular hariç herkes sikik beyinli gibi davranıyordu lan bizimkilerde

ParasıçanEmo: Hassiktir lan ordan, sanki tüm golleri kendisi attı pezevenk övünüyor bir de

SilahlıAzat: Olm senin dilin çok uzadı lan amcamın oğlusun diye bir şey demiyoruz ama bokunu çıkartma

ParasıçanEmo: gel lan parkın oraya

DolandırıcıArif: Noluyor aq sakin

BestkuzenDenizz: Bu mesajları ss alıp amcamlara yollama mı istiyorsunuz? Eğer biraz daha küfürlü mesajlar atarsanız yapacağım vallahi bıktım her gün her gün.

KavgacıHüso: Kızım çekil bir aradan, bırak it gibi kavga etsinler. Bugün futbol hariç hepsini kaybettiler.

Erdemaşko: Sizde başlamayın amına koyayım.

ParasıçanEmo: o değilde amk Defne görüyor musun bu mesajları?

Defne: He ablasının gülü söyleee

SilahlıAzat: Ne kadar şerefsizsin kızım sen, gittin elin okuluna bizden bağımsız

Defne: aa sanki bile isteye gittik ayol

ParasıçanEmo: bugün seni o tribünlerde filan göremedim nerdeydin?

Defne: kanka benim dans provam falan vardı çıkamadım maalesef ama duyduğuma göre futbol hariç hepsinde yenilmişsiniz 💅

Erdemaşko: havalara bak sanki kendisi kazandı amk

KavgacıHüso: neyse olan oldu artık bu arada Defo bir mevzu falan yok dimi

KavgacıHüso: şimdi o okulda bizden sadece sen varsın, ne bileyim karışan filan olursa söyle hallederiz

SilahlıAzat: harbiden he

SilahlıAzat: Var mı mevzu filan? Canım biraz birilerini vurmak istiyor

ParasıçanEmo: Sonra da hapse gir amk zaten sürekli kıçını biz kurtarıyoruz yeto

Defne: kankişlerim benim için kavga etmenize gerek yok hadi şimdi sg olun çünkü film izleyeceğim.

DolandırıcıArif: git izle aq bizimle ne alakası var?

Defne: mesaj attığınızda cevap vermeden duramıyorum o yüzden hadi gidip zıbarın

Defne: ya da ağlayıp kudurun ezikler kaybettiniz, ben olsam utançtan dışarı çıkamazdım daha 💅🤙👋

Yazıp çıktım ve grubu sessize aldım. Eminim hepsi kudurmuş gibi mesaj atıyordu. Tam o sırada beklediğim kişiden beklediğim mesaj geldi.

Basketçi: iyi akşamlar. Naber?

Basketçi: belki biliyorsundur ama söyleyeyim, kazandık.

Defne: iyi akşamlar, iyiyim.

Defne: hayırlı olsunn

Defne: bende şimdi kuzenlerimle konuşuyordum, hepsi çıldırmış durumda

Basketçi: =))

Basketçi: evde misin?

Defne: evet

Basketçi: bugün bana verdiğin Karamı maç sonrası afiyetle yedim ve şimdi bende sana bir şey vermek istiyorum. Hani bir kere çikolatanı düşürüp trip atmıştın ya hani, oraya gel. Ve bu sefer gözlerini bağlamana gerek yok, orda olmayacağım.

Defne: Yok gelemem, bu saatte dışarı çıkmama izin vermez babamlar.

Basketçi: Bir bahane bulup gelmezsen beni kötü hissettirmiş olursun sonra bende stres olurum, stres olunca da depresyona girerim, depresyona girersemde güçten düşerim ve maçları kaybederim, sonra da kariyerim biter.

Defne: geliyorum.

Şaşkınca sohbetten çıkıp ayağa kalktım. Hızlıca üstüme bir hırka geçirip içeriye gittim. Annemle babam televizyon izliyordu. "Defne mutfağı topla annecim, kaçıp gitmenin cezası." Dedi annem önündeki mısır kovasından patlamış mısır yerken. "Ya anne of! Neyse tamam ama bir şartla yaparım." İkiside bana döndü. "Söyle." Dedi babam. "Beş dakikalığına dışarı çıkabilir miyim?" Dedim tatlı tatlı. "Nedenini öğrenebilir miyiz?" Dedi annem. "Ya şey bakkala gidip içecek alacağım, anne baba lütfen! Hayat memat meselesi. Evde hiçbir şey kalmamış, anlamıyorum ki içiyor tüm güzelim içecekleri." Diye abarttığım da babam saatine baktı. "Beş dakika süren başladı."

Lan iyi de param yoktu! Koltuğun arkasından tutunup babama doğru eğildim. "Aslan komiserim, şöyle birkaç yüz ateşlesene şu gariban kızına." Babam gülerek cebinden bir ellilik çıkardı ve uzattı. Parayı alırken "Eyvallah babalık." Dedim ve hızlıca evden çıktım.

Alp'in dediği noktaya gittiğimde kaldırımın üstünde bir hediye kutusu olduğunu gördüm. Şaşkınca etrafıma bakıp kutuyu yerden aldım. Üstünde bir not vardı. "Şimdi açma, eve gidince açarsın. Şimdi doğrudan eve geç, bekliyorum." Etrafıma baktığımda kimseyi göremiyordum. "Hey, eğer buralardaysan biraz daha bekle çünkü bakkala gitmem lazım." Umarım burdasındır yoksa kendi kendime konuşmuş olacaktım.

Arkama dönüp elimde kutuyla bakkala doğru yürümeye başladım. Meraktan çatlayacaktım. Arkamda adım sesleri duyduğumda dönecektim ki bir ses beni böldü. "Dönme, eğer dönersen anonimlik bozulacak." Dedi. Alp'in sesiydi. Arkama dönmeden başımı eğdim ve dudaklarımı ısırarak gülümsedim.

Bakkala girip İce tea alıp çıktım. Yine etrafta kimse yoktu. İşınlanıyor muydu ki acaba? Anlamıyordum.
Tekrardan yürümeye başladım. Arkamda yine adım sesleri duyduğumda "Takım kaptanı olmak nasıl bir duygu?" Diye sordum. "Normal ve güzel. Lider gibi hissetmeme neden oluyor. Gerçi zaten öyleyim." Dedi. "İyiymiş. Neyse de bunun içinde ne var?" Diye sordum. "Basit bir şey ama eve gidince görürsün." Dedi. Tam evin önüne geldiğimde durdum. "Evimi de öğrenmiş oldun, bu arada buralarda mı oturuyorsun?" Dediğimde "Evet ama nerede olduğumu söylemeyeceğim." Dedi.

"İyi geceler basketçi çocuk." Diyerek merdivenleri çıkmaya başladım.

"İyi geceler çilli." Gülümseyerek binaya girdim.

Bölüm sonuu. Düşüncelerinizi, oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum, görüşürüz bir diğer bölümde. 🌴

Continue Reading

You'll Also Like

2.9M 145K 40
0530 *** ****: Valla çok güzel kızmışsın. Lara'm: İyi de ben kızmadım ki. TAMAMLANDI
3.9K 288 19
Sahilde tanıştığı çocuğa adını söylemeden giden kız, kızı bulabilmek için yaşadıkları şehrin itiraf sayfasına yazan polis mi? Peri: numaramı nerden b...
3.1K 234 14
Bakışlarımı Yaman'a çevirdiğimde kolunu sıraya koyup uyuduğunu gördüm. Sınav kağıdını alıp bir kaç soru yapmaya karar verdim,Ne olabilirdi en fazla.
1.6M 59.6K 56
DİKKAT: ÖĞRETMEN ÖĞRENCİ KURGUSUDUR +18 VARDIR RAHATSIZ OLACAK OKUMASIN. Lavinia: Sana vermem gereken bir ceza vardı. Defne: Tobe hasa Defne: Ben ned...