MAFIA IN SCHOOL • TAEKOOK +18...

By Sevvy97

1.6M 127K 138K

Jeon Jungkook, okulun en popüler ve yakışıklı çocuğuydu, ta ki okuduğu üniversiteye Kore'nin en büyük mafya l... More

0
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
32
33
34
35
36
37
38
MIDNIGHT PLAN
39
Final

31

26.9K 2.4K 2K
By Sevvy97

Haiii, ben geldiiim. Ayyy bu ne sıcaaağğk. Yandım anaam jsjwjwjjw Bu sıcaklarda bölüm yazmak gerçekten eziyet gibi gelmeye başladııı :/ Acucuk gecikmeler yaşanırsa kusura bakmayın lütfen, elimden geleni yaptığımı unutmayın <3

Bu arada ailemiz 250K okunmaya ulaşmış ağağağa yerim hepinizi, çok teşekkür ederim desteğini oy ve yorumlarını esirgemeyen her birinizin parmacıklarından öpüyorum. <3

Bu bölümün yarısı Kook'tan yarısı Tae'den. Yazım yanlışlarım varsa affoluna, keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

**

Dirsek atarak ellerimi bağlamalarına ne kadar engel olmaya kalkıştıysam da, boynumdaki çakının varlığını bana biraz daha hissettirmek istercesine ve şakasının olmadığını bildirircesine bastırdığında kilitlenip kaldım.

Bu sayede bileklerimi hızla halat ipleriyle bağlayarak omuzlarımdan sıkıca kavradıklarında daha az tehlike arz edeceğim düşüncesiyle boğazımdaki çakıyı çekti.

"Ne istiyorsun? Kimsin sen?!" diye kükreyerek ellerim bağlı olmasına rağmen dirseklerimle omuzlarımdan sıkıca tutan adamları itekleyip kollarından kurtulmaya çalıştığımda ensemde soğuk bir baskı hissettim.

Başımı hafifçe döndürüp gözlerimi yuvalarımda çevirdiğimde, siyah silahı görünce gergince sırıttım.

Silahın namlusuyla ensemden dürtüklendiğimde, başımı önüme çevirmek zorunda kalırken, burnumdan sert bir nefes çektim içime.

O sırada beyaz tenli kumral olan adam dudaklarını büzerek keyifli bir şekilde ıslık çaldı. Çakıyı katlayıp cebine geri tıkıştırırken, "Bu gece Taehyung'un sana değer verip vermediğini göreceğiz Jungkook." dediğinde beynimde şimşekler çaktı.

"Taehyung'u nereden tanıyorsun? Tanrı aşkına kimsin!" diye sıktığım dişlerimin arasından tısladığımda kısık bir sesle kıkırdadı. "Bir alacaklısı, hesaplaşmamız gerekiyordu. En zayıf noktasını arıyorken ne tesadüf ki sizi bir arada gördüm ve seni buldum." dedi ve uzanıp yanağımı sıkıp makas aldığında yüzümü buruşturarak suratına tükürdüm. Taehyung babasının mafya hayatından dolayı zayıf halka olarak göründüğünü ve bu durumdan nefret ettiğini, küçükken kaçırıldığını ve işkence gördüğünü söylemişti. Bu adam da Taehyung'un babası yüzünden ona düşman kesilen biri miydi?

Kaşları çatılırken yüzü kaskatı kesildi ve yanağından aşağıya doğru kayan salyamı elinin tersiyle sildi.

Arkamda kalan evimin kapısı rüzgarın şiddetiyle kapandığında dilimi ısırdım. Hızlıca bu itlerden kurtulmak için kaçış planı düşünürken, yüzüme yediğim tokatla neye uğradığımı şaşırdım.

Başım omzuma doğru düşerken, zonklayan yanağımdaki o sıcak baskıyla dişlerimi kırmak istercesine sıktım.

Yediğim bu tokat, içimde kabaran öfkemi daha çok tetiklerken, ensemdeki silahın namlusuna rağmen öne atılıp bana tokat atan lavuğa kafa attım.

Ellerim bağlı olduğu için yakalarından tutabilme şansım ve fırsatım da olmamıştı. Burnum ve alnım sergilediğim hamleden sonra uyuşacak şekilde zonklarken, silahın namlusunu tutan adama tekme vurup, diğerini de dirseğimle iterek bağlı ellerime rağmen onları haklamayı başardığım gibi sokağa atılıp koşmaya başladım.

"Polis çağırın! Biri polis çağırsın, adam kaçırıyorlar!" diye haykırarak karşı komşumun evine doğru tüm gücümle koştum.

Sesim gecenin karanlığında yankılanırken, peşi sıra silah sesi patladı. Evimin bahçesinden çıkıp karşı caddeye geçmeyi başardığım anda omzuma saplanan müthiş acıyla koşmaya son vermek durumunda kalırken dişlerimi sıkarak inledim.

Mermi omzumu sıyırıp geçerek kaldırım taşına gürültüyle düşmüştü. Silahı sadece göz korkutmak amacıyla tuttuklarını düşünmüştüm, ama gerçekten de şarjör doluydu ve ateş ederek şakalarının olmadıklarını bana kanıtlamışlardı. Lanet olsun...

"Atın şu piçi arabaya artık!" Yüzüne kafa attığım şerefsizin sesi kulaklarımda çınlarken, bahçesine girmek üzere olduğum arkadaşımın evinin önünden beni yakalayarak ağzımı kapatıp araca doğru sürüklemeye başladılar.

Ağzımı kapatan korumanın elini koparmak ister gibi hırçınca ısırdığımda, beni hunharca aracın içine ittiler.

Kapıyı kapatmak üzereyken kapıya tekme atarak kapatmasına engel olduğumda, silahı üzerime doğrulttuklarında kilitlenip kaldım. "Bir sonraki kurşun omzunu sıyırıp geçmez, kafatasını deler, şakam yok, rahat dur!" diye bağırdı korumalardan biri.

Kolumdaki sancı eşliğinde arabanın kapısından içeriye, yüzüme doğrultulan silahın namlusuna bakıp sertçe yutkundum.

"Ateş ediyorum!" diye bağırarak silahı ufak bilek hareketiyle salladığında dişlerimi sıkarak doğrulup kapıdaki adamın karnına doğru uzattığım ayaklarımı ona tekme geçirmeden indirip yavaşça düştüğüm koltuktan doğruldum.

Acı içerisinde inleyip omzumu tutarak koltukta oturur pozisyona geçip bana silah doğrultan adamın yanıma oturmasına izin verdim.

Diğer koruma şoför koltuğuna geçerken o kumral pezevenkte keyifle ıslık çala çala ön yolcu koltuğuna yerleşip kapıyı sertçe kapattı.

Kapılar kilitlenirken elimle ceplerimi yokladığımda gözlerimi yumarak başımı koltuğun başlığına vurup kendimi tekmeleme isteğimi güçlükle bastırdım. Telefonum ceketimin cebinde kalmıştı ve ceketimi ise eve girdiğim gibi portmantoya asmıştım.

**

Taehyung'dan:

"Bu akşam aile yemeğimizin olduğunu bilmiyor musun?!" Babam kükreyerek beynimi siktiğinde gözlerimi kaçırarak başımı olumlu anlamda salladım.

"Geldim işte." dedim bıkkınlıkla. "Geciktin! Böyle bir hakkın ve haddin var mı senin? Ben bu masada senin gelmeni beklemek zorunda mıyım?!" Yanından geçeceğim sırada kolumdan yakalayarak beni durdurup biraz daha fırçalamaya devam ettiğinde dilimle damağımı dövercesine dürtükledim.

Mükemmel bir aileymişiz gibi her hafta pazar günü aile yemeğimiz oluyordu. "Bitti mi?" diye sorduğumda kaşları daha da çatıldı ve elini kaldırıp yanağıma tokat yapıştırdığında sırtım kapalı olan kapıya çarptı.

Başım yana doğru düşerken, dişlerimi sıkarak histerik bir şekilde güldüm. "Aldın mı hıncını?"

"Bir daha aile yemeklerine gecikirsen seni mahvederim Taehyung!" dedi işaret parmağını gözüme sokmak istercesine yüzüme sallayarak.

"Siktiğimin aile yemeği." diye mırıldanarak omzumla ona çarparak yanından geçtiğimde, "Seni saygısız!" diye bağırdığında çenemi yanağıma aldığım sert darbeden sonra iki yana oynatarak sırıttım.

Salona geçmek yerine odama çıkmak üzere merdivenlere yöneldiğimde ayakkabısının tabanını gürültüyle zemine vurdu.

"Sana odana çıkabileceğini söylemedim! Derhal salona geçiyorsun Taehyung, beni çileden çıkartmak istemezsin!"

Kulaklarımda çınlayan sesiyle basamakları tırmanmak üzereyken duraksayıp eklemlerimi kırmak istercesine yumruklarımı sıktım.

Dilimi damağıma vurarak şaklatıp topuklarımın üstünde dönerken ona öfke dolu gözlerle bakarak salona açılan koridora doğru ilerlemeye başladım.

*

Telefonum sürekli çalıyordu ve sessizdeydi. Masada ışığı yanıp söndükçe gözlerim kayıtlı olmayan numaraya kayarken, annemin ince sesi kulaklarıma dağıldı.

"Taehyung, oğlum biftekten yememişsin."

"Doydum." dedim selpakla ağzımı silip sandalyemi geriye doğru itekledim. "Odama geçeceğim." dedim bakışlarımı bifteğini bıçakla kesen babama çevirdiğim anda göğsümü şişirecek kadar derin bir nefes aldım.

"Bu gece yaşanan gecikme, bir kez daha yaşanırsa-"

"Yaşanmaz hayatım, sakin ol." Annem araya girerek ortamdaki elle tutulabilir derecedeki o mutlak gerginliği yumuşatıp dağıtmaya çalıştı.

"Afiyet olsun size." dedim ve sandalyemden doğrulduğum gibi telefonumu alıp salondan hızlı adımlarımla çıktım.

Arayıp arayıp duran numara bu kez fotoğraf yollamıştı. Salondan çıkarak kaşlarımı çatmış bir vaziyette merdivenlere yönelirken fotoğrafı açtığımda nefesim kesildi. Beynime çekiç yemişim gibi sarsıldım. Jungkook, elleri bağlanmış ve ağzı bantlanmış bir şekilde aracın camına yaslanmıştı.

Jungkook'um... Lanet olsun! Onu kaçırmışlardı!

Ellerim titrerken, hızla beni arayan numarayı arayıp odama çıkmak yerine koşar adımlarla evden ayrılarak otoparka yöneldim.

"Aç orospu çocuğu! Aç şu siktiğimin telefonunu!" diye bağırdığımda, sesim otoparkta yankılandı.

Çağrı sesli mesaja yönlendirmek üzereyken, son çalışta telefonu açtı. "Kimsin lan sen orospu çocuğu?!" diye gürlediğimde, hattın diğer ucundaki kişi keyifle kıkırdadı.

"Sana da selam Taehyung, görüşmeyeli epeyce hırçınlaşmışsın? Küçük, sakin ve korkak Taehyung'a ne oldu?" Beni çocukluğumda yaşadığım kötü anılarımdan vuruyordu. Jiwoo, amcamın oğluydu. Pezevenk!

Jiwoo'nun sesiyle beynime yıldırım düşmüş gibi sarsılırken aracıma atladığım gibi kapıyı yerinden söküp koparmak istercesine kapattım.

"Onun saçının teline dokunursan seni mahvederim Jiwoo! Gözümü kırpmam seni gebertirim!"

Direksiyonu çevirip gaza kökleyerek otopark kapısı daha tam açılmadan araçla dışarıya çıktığımda arabanın tavanı otoparkın kapısının kepengine sertçe vurarak sıyırıp geçti.

"Ateş ederken eli zangır zangır titreyen küçük Taehyung mu beni öldürecek? Woah, gerçekten zayıf noktanı bulmuşum Taehyung. Kızma ama seninki pek bir hırçın çıkınca zaptetmekte güçlük çektik."

Direksiyona elimin ayasıyla vururken, "Ne yaptın lan! Ne yaptın sevgilime?! Jiwoo seni canlı canlı mezara gömerim, konuş siktiğimin piçi! Konuş ne yaptın ona!"

Dudaklarını büzerek ıslık çalarken gaza daha çok köklendim. "Kaçmaya kalkışınca bizimkiler omzundan vurdu, ama kurşun sıyırdı. Tabii şu an biraz bitkin düştü kan kaybettiği için, baygın." diye dalga geçer gibi anlattığında beynim patlayacakmış gibi zonkladı. Öfkemden yumruğumu ısırarak dolan gözlerimi kırpıştırdım.

"İstediğim o parayı bankama havale edeceksin ve babanla konuşup babamı yeniden ortağı olarak işe almasını sağlayacaksın. Yoksa bu güzel çocuğa hiç acımam-"

"Tamam şerefsizin evladı tamam piç-"

Telefonun diğer ucundan Jungkook'un acı dolu iniltisini duyduğum anda sözlerimin devamı havada asılıkaldı. "Küfretmeye devam edersen daha çok acı çekmesini sağlarım, şakamın olmadığını iyi biliyorsun değil mi Taehyung?"

Direksiyona öfkeyle arka arkaya vurduğumda, araç sarsılırken kontrolü kaybetmeden, "Ona vuran elini ayağını koparırım Jiwoo!" diye kükrediğimde kıkırdadı.

"Iban numaramı biliyorsun. Ama ben yine de sana mesajla yolladım. Yatırman gereken meblağyı da belirttim.Önce parayı bankama gönder. Yalnız gel, korumalarınla gelirsen sevgiline daha çok zarar vermekten hiç çekinmeyeceğim."

"Yalnızım şerefsiz! Yalnız geliyorum! Jungkook'a ver telefonu!" diye sıktığım dişlerimin arasından tısladım.

"Konuşabilecek durumda gibi görünmüyor Taehyung." dediğinde direksiyonu koparmak istercesine sıktım.

"Şu siktiğimin telefonunu geldiğimde götüne sokmamı istemiyorsan telefonu güzelime ver, derhal!"

Islık çalarak beni onayladığına dair homurtular çıkarttı. "Konuş." dediğinde acı içerisinde inlediğini duyunca göğsüme bıçak saplanmış gibi canım yandı. Lanet olsun!

"Güzelim, özür dilerim güzelim... Geliyorum, korkma tamam mı? Seni o piçin elinden kurtarmak için geliyorum..."

**

Bölüm sonu... Umarım bölümü sevmişsinizdir. Vallahi bu sıcaklarda eriyip bittiğim için bölüm yazabilmem zorlaşıyor. Acucuk gecikmeler yaşanabilir, zaten çoğu kişi tatilde :)

Oy ve yorumlarınızı bekliyoruum. Gelecek bölümde görüşmek üzere. Sağlıcakla kalın. Seviyorum sizi, baiiii <333

Instagram & Tiktok: Sevvyniz / Sevvy97 & Twitter: Sevvyniz

-Şevval

Continue Reading

You'll Also Like

64.5K 5.1K 20
dövüşürken morarttığı yerleri sevişirken öpücüklere boğanlara, -mia☆
89.4K 3.6K 30
Yabani evrenindeki çiftimiz Asi ve Alaz'ın hayatları farklı bir şekilde kesişeydi, mesela Asi, Soysalan Üniversitesi'ne bomba gibi düşseydi, nasıl ol...
482 74 5
"Sikik tuvaletlerinizin tavanında neden ayna olduğunu sorabilir miyim acaba?" "Çünkü çok erotik." Park Jimin gülümsemeden edemedi. Evet buna kesinlik...
810K 69.3K 30
Jeon Jungkook, okulunun revirindeki görevli doktor Taehyung'tan hoşlanıyordu. Sırf onu görebilmek ve doktor Kim'in onunla bizzat ilgilenmesi için ha...