MAFIA IN SCHOOL • TAEKOOK +18...

By Sevvy97

1.6M 127K 138K

Jeon Jungkook, okulun en popüler ve yakışıklı çocuğuydu, ta ki okuduğu üniversiteye Kore'nin en büyük mafya l... More

0
1
2
3
4
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
MIDNIGHT PLAN
39
Final

5

44.9K 3.8K 3.5K
By Sevvy97

Haiiii, ben geldiiim. Bir önceki bölüme verdiğiniz oy ve yorumlar için çok teşekkür ederim. Çok mutlu oldum cidden, umarım bu bölümü de seversiniz <33 Bol bol oy ve yorumlarınızı bekliyorumm :')

Yazım yanlışlarım varsa affoluna, keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

**

"Sorun yok, bırakın kalsın." dedi derin sesi, bu emriyle birlikte uyuz olduğum koruma ellerini kolumdan çekip geri çekilmek zorunda kaldı.

"Ağzına bir tane çarpacağım senin bir daha kolumdan tutarsan!" diye tısladım sıktığım dişlerimin arasından. Korumaya diklenirken, onun derin sesi yeniden kulaklarımı doldurdu.

"Çıkın dışarı."

Korumalar hızla başlarını sallayıp sırasıyla dışarıya çıktılar ve kapıyı da beraberinde kapatıp bizi yangın çıkışında yalnız bıraktılar.

"Sıramı kapmanın ardından şimdi benim mekanıma mı göz diktin?!" Dudağımdaki sigarayı yakmak için cebime geri tıkıştırdığım çakmağımı arayıp ceplerimi yokladım.

O sırada hızla yanıma gelip kendi çakmağıyla dudaklarımdaki sigaramı ateşlediğinde içime derin bir nefes çektim.

"Sen hep böyle bağıra bağıra mı konuşursun?" diye sordu son derece dingin bir sesle. Tek kaşım imayla havalanırken dudaklarımı araladım. "Haz etmediğim insanlara karşı, evet."

"Özellikle senin gibi ortalıkta büyüklük taslarcasına, kendini beğenmiş bir şekilde dolaşan insanlara karşı çok daha ekstra ayar olduğum için sesimin tonlaması zirveye ulaşabiliyor."

Çakmağını ceketinin cebine geri yerleştirirken sigarasından aldığı dumanı eğilip tam da dudaklarımın üstüne üfledi.

"Peki ya sen hep böyle çok mu konuşursun?" diye sorduğunda gözlerimi devirerek histerik bir şekilde güldüm.

"Kafa ütülediğimi düşünüyorsan defolabilirsin Kim?! Malum bu fakülte de daha düne kadar sana dair bir iz yoktu." diyerek ona göz kırpıp göğsünden itekleyerek her zaman oturduğum yere geçip yavaşça zemine çöktüm.

Sigarayı dudaklarımın arasına kıstırıp bacaklarımı korkuluklardan aşağıya doğru sarkıttım. Ellerimin ayalarını tırtıklı zemine yaslayıp biraz daha öne doğru kaydım.

Uyluklarım demirliklere baskı uygulayacak şekilde dururken, orada dikilmeye son verip yanıma geldi ve tıpkı benim gibi zemine çöktü.

"Ay sen mafyanın oğlusun, oturma yerlere götün başın kirlenir." diye homurdandığımda kısık bir sesle kıkırdadı.

"Hep böyle kafanın dikine gidip insanlarla zıtlaşır mısın sen?" diye sordu bu kez. Sana özel diyesim gelse de bunu dile getirmedim.

Sırıtarak tek elimi zeminde tutmaya devam ederken, diğer elimi yerden ayırıp dudaklarımın arasındaki sigaramı aldım ve başımı geriye doğru yatırarak dudaklarımı öne uzatıp sigara dumanını havaya saldım.

"Böyle biri olarak bu yaşa kadar nasıl birinin elinde kalmamışsın, şaşırdım." dediğinde boynumu hızla kaldırıp başımı ona doğru çevirdim.

"Derken?" diye soludum çattığım kaşlarım eşliğinde ona ters ters bakarak.

Dudakları beğeniyle yukarıya doğru büküldü. "Seni bu yaşa kadar kimse öldürmemiş, bu inatçılık başa bela malum." dediğinde histerik bir şekilde güldüm.

"Hah! Kolaydı! Göz korkutmaya mı çalışıyorsun sen alttan alttan? Ben bu gözdağı numaralarına kanmam yalnız."

Başını iki yana sallayıp dudakları arasından biçimsiz halkalar şeklinde sıyrılan dumanı havaya üfledi. "Sadece benim olduğum konumda başka birine bulaşsaydın kafanın ortasında şimdiye çoktan delik açmış olurlardı, buna kalıbımı basabilirim." dedi ve geniş omuzlarını indirip kaldırdı.

"Bu laf cambazlığını kenara bırak Kim. İnsanların kafasında delik açmak çok mu kolay, böyle vızıldıyorsun sen?"

Bacaklarını benim gibi aşağıya sarkıtmak yerine sırtını demirliklere yaslayacak şekilde döndürmüştü bedenini. Tek bacağını karnına doğru çekmiş, diğerini ise zemine dümdüz bir şekilde uzatmıştı.

"Gerçekler ne zaman laf cambazlığı oldu? Çok dik başlısın, cüretkârsın." dedi ve başını önüne doğru eğerek gülümsedi. O an gözüme o kadar tatlı geldi ki, zihnimden geçen bu düşünce için kendimi sorguya çektim hışımla.

"Sorumu cevaplamadın? İnsanların kafasında delik açmak sana göre çok mu kolay?"

Omzunu umursamaz bir tavırla silkti. "Ben kimseyi öldürmedim. Bilirsin, babamın mafya olması benim seçimim değildi. Çocukluğumdan bu yana insanların öldürüldüğünü görüyorum. Alışmak zorunda kalıyorsun yani bir süre sonra, normal geliyor artık. Yanlış yapanın, saygısızlık edenin hesabını kesiyorsun, yapılan şey bu."

Alt dudağımı ısırarak başımı olumlu anlamda salladım. "Sen de adam vurup öldürecek bir tip yok zaten." diye mırıldandığımda kıkırdadı.

Son nefesinin ardından sigarasını zemine bastırarak söndürdü ve çöp kutusuna basket attı.

"Ben Kim Taehyung bu arada." dedi ve elini bana doğru tokalaşmak amacıyla uzattı. Sigaramı tutan elim ona daha yakın olduğu için sigarayı diğer elime devredip uzun, ince ve kemikli parmaklarını hafifçe sıkıp tokalaştım.

"Ben de Jeon Jungkook, okulun en-"

"En popüler, en inatçı ve en cüretkâr çocuğusun evet, biliyorum." dedi ve sözlerimi bölüp ağzıma tıkadığında sırıtıp elimi parmaklarının tutuşundan sıyırarak geri çektim.

"Mekanıma el koymalar falan, buna yanıt vermedin?"

"Canım öyle istedi." O canının ağzına sıçıveririm ama!

"Burası arkadaşlarımla kullandığım alanım. Sen de kullanabilirsin, ama bizim girmemize karışmamak şartıyla."

"Şantaj mı?" diye sorduğunda kısık bir şekilde kıkırdadım. "Yok canım rica, sadece rica." dedim ve şirince sırıttım.

Ön dişlerini alt dudağına saplayıp keskinleşen bakışlarıyla gözlerime baktı. "Daha tatlı bir şekilde söylersen düşünebilirim."

"Siktir oradan." diye homurdandığımda öksürerek boğazını temizledi. "Şansını kaybediyorsun." dedi ağır ağır.

Öfleyerek sigaramı tıpkı onun gibi zeminde söndürdükten sonra çöp kutusuna basket attım.

"Rica ediyorum Kim." dedim sıktığım dişlerimin arasından. "Yok çok yapmacık oldu, dişlerini sıkmadan daha sevimli bir şekilde." dediğinde dilimle yanağımın içini dövercesine dürtükledim.

"Oh bir de ne için ricada bulunduğunu da belirtmelisin." diye eklediğinde gözüm seğirdi. Boynumu geriye doğru yatırıp burnumdan derin bir nefes alıp sırıttım.

Başımı geri kaldırdığımda iki elimle zemine abanmış bir şekilde durmaya devam edip boynumu hafifçe sağ omzuma doğru eğdim.

Sonra da karşımda arkadaşlarımdan biri olduğunu varsayarak şirince gülümsedim. "Buraya arkadaşlarımla birlikte girmemize karışmamanı rica ediyorum." Gözlerimi yumup dudaklarımı sevimlice büzdüm. Sözler dudaklarımdan güç bela da olsa dökülmeyi başarmıştı ve dişlerimi sıkmadan konuşmayı da becermiştim.

Tek gözümü aralayıp büktüğüm dudaklarımı aynı konumda tutarken, "Oldu mu beyefendi?!" diye homurdandım.

Çenemden yakaladığı hızla dudaklarıma eğildiğinde nefesim tekledi. Hasiktir!

Gözleri dudaklarımdan güçlükle ayrılıp gözlerime tırmandığında yarım ağız gülümsedi. "Oldu. İzin veriyorum. Ama burayı ben de kullanacağım."

"Oldu paşaaam, sırama da göz koydun zaten." diye cırladığımda kıkırdayarak geri çekildi.

"Kucağımda daima senin için yer olabilir." dediğinde gözlerim faltaşı gibi irileşti. "Hah siktir oradan."

"Seni öyle bir sike-" Telefonunun çalmasıyla birlikte sustu. "Ne? Ne dedin sen?"

Bana cevap vermek yerine zeminden destek alarak kendini ayağa çekti ve üstünü silkeledi. Ardından ceketinin cebinde çalmaya devam eden telefonunu çıkarttı.

"Sonra görüşürüz Jeon." dedi ve bana göz kırpıp telefonu kulağına dayayarak uzaklaştı.

Kapının çarpma sesi kulaklarımda çınlarken arkasından bakmaya son verip sırıtarak önüme döndüm. Seni öyle bir sikerim ki demek üzereydi. Ah siktir, kesinlikle bunu söylemek üzereydi!

"Verdim de sikersin! Sana vermem ben zaten hah. Hayır zaten hâlâ gıcık kapıyorum sana!"

"Hayır yani bir şey söylüyorsan devamını getirmelisin. Korkak gibi susup gidiyor, hah! Ben de ki yürek sen de olsaydı keşke! Sen anca sonradan gelip sıramı kaparsın, mekanıma göz dikersin hah!"

Kapı aniden açıldığında kendi kendime konuşurken kapının gıcırtı sesiyle gayriihtiyari irkildim.

"Ne söylenip duruyorsun sen yine?" Namjoon söylenerek dışarıya çıktığında sırıttım. Peşinden Jin ve Jimin dışarıya çıktı.

"Yine kendi kendine konuşuyor bizim deli." diyen Jin'e dil çıkarttım. "Sensin deli be."

Namjoon sağıma, Jin ise soluma geçip oturdu. Jimin ise oturmak yerine kalçasını demirliklere yaslayıp bize doğru dönecek şekilde durdu.

"Seninkini gördüm korumalarıyla gidiyordu, kovdun mu herifi?" diye sorduğunda başımı geriye atarak kahkaha attım.

"Götüne tekme atarak kovdum evet."

**

Bölüm sonu :) Hahah bu fici seviyorum yaa. Umarım bölümü beğenmişsinizdir. Bol bol oy ve yorum isterim. Gelecek bölümde görüşmek üzere. Sağlıcakla kalın, seviyorum sizi baiiii <333

Instagram & Tiktok: Sevvyniz / Sevvy97 & Twitter: Sevvyniz

-Şevval

Continue Reading

You'll Also Like

424K 34.7K 27
Melez Kaplan Taehyung, Melez Tavşan Jungkook ile sevgili olmak istiyordu Ha birde onu altında inletmeyi... [texting+düz yazı] #3 - taekook [13.08.202...
435K 12.4K 46
Seni istiyorum ve sende beni istiyorsun Jungkook beklemeden gel hadi başlayalım
301K 26.3K 11
"O güzel dudakları öpmek varken tokatlamak olmazdı." Jeon Jungkook, sokakta Kiss or Slap videoları çeken sosyal medya fenomeniydi. Ve video için mafy...
1.8M 169K 36
Yaşamına son vermek üzere Kim Kardeşlerin evinin çatısına tırmanan genç, bir vampir ailesine konuk olacağından habersizdi. |SemeTae| Baş: 28 Nisan 20...