MAFIA IN SCHOOL • TAEKOOK +18...

By Sevvy97

1.6M 127K 138K

Jeon Jungkook, okulun en popüler ve yakışıklı çocuğuydu, ta ki okuduğu üniversiteye Kore'nin en büyük mafya l... More

0
1
2
3
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
MIDNIGHT PLAN
39
Final

4

45.4K 3.9K 7K
By Sevvy97

Haiii, ben geldiiim. Huhh, hava çok sıcak imdaaat. Bir önceki bölüme verdiğiniz oy ve yaptığınız yorumlar için çok teşekkür ederiim. Çok mutlu oluyorum sizlerin yorumlarını okurken :')

Umarım bölümü seversiniz, yazım yanlışlarım varsa affoluna. Keyifli okumalar dilerim! Xx

**

"Kalkıyorsun." dedi sıktığı dişleri arasından tıslarcasına. Ellerimi yumruk haline getirirken, kulağıma eğildi. "Şimdi kalkıyorsun, şayet kucağımda oturmak istemiyorsan..."

Sıcak nefesleri tenimi yarıp geçerken, sözlerini hazmetmekte güçlük yaşadım. Hah! Blöf yapıyordu bana!

"Kalkmıyorum, çünkü burası benim yerim. Sıkıyorsa kaldır." diye cırladığımda geri çekilerek küstah bir şekilde gülümsedi.

Amfideki herkesin dikkati üzerimize çevrilmişti. Beni yerimden kaldırabilmek için oynuyordu bana, ama ben bu numaraları yutacak bir yem değildim, olmazdım da.

"Kalkmıyorsun demek." diye homurdanarak vücudunu esnetir gibi gerdirdi kollarını. Dikleştirdi duruşunu.

Bu esnada gözleri bir an bile ayrılmadı gözlerimden. Başımı olumlu anlamda sallayıp masaya yapışmış gibi dudaklarımı büzüp keyifle ıslık çaldım. Çenesi gerilirken, dudaklarında sergilenen gülüşüne perde düştü, soldu. İfadesizleşizleşti bakışları, dudaklarını sımsıkı birbirine bastırdı.

"Kaldır kaldırabiliyorsan." diyerek omzumu umursamaz bir tavırla silktim. Ses tonumun istediğim ölçüde kışkırtıcı çıkmasını başardığım ve kendimden emin olan ifademi koruyabildiğim için memnunca sırıttım.

"Pekâlâ, benden günah gitti." dedi ve boynunu iki yana eğerek gürültüyle kıtlattı. Ardından bileğimden yakaladığı gibi beni tek bir atik hamleyle ayağa çektiğinde inlememek için yanağımın içini dişledim.

"Kucağıma oturmak konusunda bu kadar hevesli olabileceğini düşünmemiştim." dedi kibirli bir şekilde. Hah!

"Ne münasebet?! Kucağına oturmaya hevesli olduğumu nereden çıkarttın? Kafanda kurma seviyen ne kadar da yüksek düzeyde böyle? Hah, bak burası benim yerim ve zorla kaldıram-" Sıraya oturup beni de hemen kucağına çekerek düşürdüğünde sözlerim havada asılıkaldı. Beynimde şimşekler çakmıştı! Hasiktir gerçekten beni kucağına almıştı!

"Yeni oturma yerin." dedi ve ellerini karnıma dolayarak beni iyice kucağına yerleştirdiğinde ağzım şokla aralandı. Hasiktir!

Kollarından tutarak tırnaklarımı derisine sapladım. "Kalkmayacağını söyleyen kendindin, şimdi otur oturduğun yerde." dedi ve beni kendine bastırdı.

Başımı çevirerek boynumun el verdiği ölçüde ona bakmaya çalışırken kucağında kıpırdandım. Ayak tabanlarım zeminle buluşmuştu. Bacaklarım onun yayılarak oturduğu bacakları arasında kalmıştı.

"Blöf yaptığını düşündüm! Tanrı aşkına ciddisin sen..." diye şok içinde fısıldadığımda tatmin olmuş bir şekilde gülümsedi.

"Ciddiyim evet, hem de hiç olmadığım kadar. Yapamayacağım sözleri asla söylemem. İcraat severim Jeon." dedi ve göz kırptı.

Boynumu biraz daha çevirerek etrafı kolaçan edip bakışlarımın Jimin'in irileşen gözleriyle buluşmam kısa sürdü. En sol köşeye geçmiş ve bana kıpkırmızı olmuş yanakları eşliğinde 'Bitirdin bizi' dercesine bakıyordu.

Sırtım ona dönük bir şekilde kucağına düştüğüm için, üst gövdemin izin verdiği ölçüde vücudumu yeniden ona doğru çevirip bakışlarımızı bir kez daha buluşturdum. Bunu yaparken de deliler gibi kucağında kıpırdanarak ona sürtünmüştüm.

"Profesör gelecek az sonra, bizi bu şekilde görürse hoş şeyler yaşanmay-"

"Profesörü takacağımı mı düşünüyorsun? Karışırsa işinden olacağını kendileri de iyi biliyor, cesareti varsa karışır." dedi gerine gerine. Onun bu vurdumduymaz tavrı karşısında kafamı masaya vurma isteğimi güç bela bastırdım. Tanrım, bu adam benden çok daha genişti. Çok rahat, çok profesyonel...

Elleri kaskatı kesilen karnımdaydı. Korumalar hemen yanımızda duvara sırtlarını verecek şekilde dizilmiş, can alıcı gibi dikiliyorlardı.

Herkesin gözü üzerimizdeydi ve gerçek anlamda diken üstünde gibi hissediyordum. Fısır fısır aralarında konuşmaya başlamıştı. Okul dedikodu kazanına dönüşecekti, dedikodu sayfalarında yine başrolü oynayacaktım. Lakin bu kez başrolü paylaştığım bir mafyanın oğlu vardı! Hah cidden!

Kollarından tutarak destek alıp sırtımı göğsüne yaslayacak şekilde ona yapıştım. Pekâlâ, ona istediğini vermeyecektim. Kucağından kalkmamı bekliyordu şu an, eminim buna. Ama bunu yapmayacaktım. Kuru ve soğuk ahşap sırada oturmaktansa onun kucağı çok çok daha rahattı. Sıcacık ve konforlu.

O genişse, ben ondan çok daha geniştim. Evet, blöf yaptığını düşünmüştüm ilk, ama madem değildi ve oyunu yerine göre oynuyordu, ben de oyuna dahil olur, tıpkı onun gibi yerine göre oynardım.

"Beni kucağına oturttuğuna pişman ederim seni Kim." dedim. Soyadını bildiğim için yalnızca ona bu şekilde hitap edebilmiştim. Henüz doğru düzgün tanışmadığım halde onun kucağında oturuyor olmam zerre umrumda değildi şu an.

Başını eğerek kulağımın arkasına dudaklarını sürttü. "Et bakalım, pişman et beni. Nasıl ediyormuşsun göreyim." dedi hırıltılı bir sesle.

Kıkırdayarak başımı önüme doğru eğip dudaklarının tenimle olan temasına son vermesini sağladım. Sırtımın onun göğsüyle olan temasını koparacak şekilde masaya doğru yaklaştım.

Dirseklerimi masaya yaslayarak zeminle buluşturduğum ayaklarımdan destek alarak bacaklarının arasına hafifçe sürtündüğümde, karnımdaki parmaklarının tutuşu sıkılaştı.

"An itibariyle çenesini derhal kapatıp önüne bakmayan herkesi çıkışta korumalarım güzelce ağırlayacak." Bizi izleyen gözlerden rahatsız olmuş gibi aniden kükrediğinde, oturuşum dikleşti ve ben bile irkildim. Hasiktir. Ne diye öyle ansızın bağırıyorsun be!

Herkes hızla önüne dönüp, hakkımızda dedikodumuzu yaparak aralarında fısırdaşmaya son verip ilgilerini üzerimizden çektiklerinde, memnunca arkasına yaslandı.

Bunun verdiği rahatlıkla bakışlarım korumalara kaydı. Onları kontrol ettiğimde, bakışlarının önlerinde ve bizde olmadıklarını fark ettim.

"Rahat mı kucağım?" diye soludu o sırada kulağıma dudaklarını sürterek. Başımı hızla önüme çevirip tenimi karıncalandıran yumuşak dudaklarının ve sıcak nefeslerinden uzaklaştırdım kendimi.

"Sen kiminle dans ettiğini bilmiyorsun Kim." dedim ve kalçalarımı sallayarak ona sürtünmeye devam ettim.

Beni kucağından kaldırıp kendisinin kalkıp başka yere geçmesini sağlamaktı derdim. Ama bacaklarını biraz daha aralayarak kasıklarını öne doğru itip bana kendini bastırdığında kilitlenip kaldım. Siktir!

Kıkırdayarak göğsüyle sırtıma abanacak şekilde bana eğildi. "İstersen arabamda devam edebil-"

"Siktir oradan." diye hırlayarak öfkeyle kollarını itekledim ve kucağından fırladığım gibi ayağa kalktım.

"Al... Senin olsun sıra! Götüne sok sırayı tamam mı?!" diye öfke içinde bağırarak amfinin basamaklarını öfkeyle inerek salondan çıktım.

Jimin peşimden koşturarak gelip bana yetiştiğinde kendimi tuvalete attım.

Tuvaletin içinde volta atmayı kesip eşyaları koyduğumuz lavabo taşına zıplayıp oturdum ve sırtımı aynaya yasladım.

"Siktiğimin herifine bak yaaa. Resmen arabada devam edelim dedi..." diye bağırdım.

"Jungkook sana adam kalk dedi, kalkmayan ve inatlaşan sensin. Bak ciddi anlamda sikilen biz olacağız, topuğumuza sıkacak bunlar bizim yaaa! Sen neden rahat duramıyorsun, şu adama bulaşma demedim mi sana."

"Jim! Ben kimseye boyun eğmem tamam mı? Sikmişim mafyanın oğlunu! Pes edip kalksın diye sürtündüm ona, resmen kucak dansına dönüştürüp araçta devam edebiliriz dedi bana, düşünebiliyor musun?! Ben adamı sıramdan kaldırmanın peşindeyim, ama o sikini kaldırmanın peşinde!" diye sitemkâr bir şekilde yakındığımda kıkırdadı.

"Adamın kucağına sürtünürsen olacağı buydu. Tanrı aşkına zıtlaşma dedikçe daha da dikine gidiyorsun, ilk günden sıçtın batırdın yeter. Uzak dur ondan. Bırak orada otursun, alt tarafı sıra."

***

Ertesi gün|

"Jimin ben yangın çıkışına geçiyorum, sıçtıktan sonra gelirsin." dedim tuvaletin aynasında saçlarımı düzeltirken.

"Ya beklesene beni, birlikte çıkarız. Jin ve Namjoon'da gelir."

"Tamam onları da alır gelirsin." dedim ve küfürler savururken kıkırdayarak tuvaletten çıktım.

Koridoru geçerek dudaklarıma sigara yerleştirip yangın merdivenine çıkan kapının önüne vardığımda kapının dışına dizilen korumaları görünce duraksamak zorunda kaldım.

Çakmağı yakıp sigaramı ateşlemek üzereyken onları görünce ellerimi indirip henüz yakmadığım sigaramı dudaklarımın arasında tutmaya devam ettim.

Tek kaşım itinayla havalanırken, boynumu hafifçe yana doğru eğdim. "Ne diye burada duruyorsunuz?"

Sigarayı dudaklarımın arasında hareket ettirerek konuştum.

Bana cevap vermeden sadece ters ters baktıklarında burnumdan sabır nefesi çektim derince. Ardından orada dikilmeye son verip onları itekleyerek yangın çıkışı kapısına uzandığımda kolumdan tutarak durdurulmam kaçınılmaz oldu.

"Patron dışında burayı artık kimse kullanamaz." dediğinde histerik bir şekilde güldüm. Bakışlarım bileğimi tutan parmakları ve bileğimi kavrayan korumanın yüzü arasında mekik dokudu.

"Hadi ya, siktir oradan." diye homurdanarak elini sertçe itip tutuşundan sıyrıldığım gibi gri kapıyı iterek araladım.

İçeriye adım atmamla kollarımdan yakalanmam bir olduğunda şartellerim attı. "Bak canımı fena sıkıyorsunuz, bırakın lan!"

Köşede dirseklerini korkuluklara yaslayıp öne doğru sarkmış bir şekilde sigara içen Kim bakışlarını bize doğru çevirdi. Bakışlarımız orta yerde çarpıştı.

"Patron bu kişi izin vermediğimiz halde girdi, hemen çıkartıyoruz." diye açıkladı o uyuz kaptığım uzun boylu koruma.

Sigarayı dudakları arasına yerleştirip ellerini korkuluğa yaslayacak şekilde doğruldu, sırtı dikleşti. Yine baştan tırnağa simsiyah giyinmişti.

"Sorun yok, bırakın kalsın."

**

Bölüm sonu :) Eheheh umarım bölümü sevmişsinizdir. Bol bol oy ve yorum istiyoruuum. Gelecek bölümde görüşmek üzere, sağlıcakla kalın. Seviyorum sizi <33

Instagram & Tiktok: Sevvyniz / Sevvy97 & Twitter: Sevvyniz

-Şevval

Continue Reading

You'll Also Like

45.3K 3.4K 28
jungkook kendisine takıntılı eski kız arkadaşından kurtulmanın tek yolunu eşcinsel olduğunu ileri sürmekte görüyordu ve bunun için taehyung'tan yardı...
64.5K 5.1K 20
dövüşürken morarttığı yerleri sevişirken öpücüklere boğanlara, -mia☆
2.6M 203K 69
Yüzünde saklamaya çalıştığı yara izinden dolayı herkesin çirkin görüp aşağıladığı Jeon Jungkook, mafya lideri Kim Taehyung'un en kıymetlisi haline ge...
1.5M 126K 35
yüzbaşı alfa kim taehyung'un başı feminist omega jungkook ile dertteydi -Enemies to lovers