Bunny ✵ JJK ✓

By Vennusiaa

92K 9.3K 10.3K

[Tamamlandı] Ağzını elleri ile kapatıp sırtını kapalı kapıya deydiren Haneul'ın başından aşağı soğuk sular dö... More

✵1✵
✵2✵
✵3✵
✵4✵
✵5✵
✵6✵
✵7✵
✵8✵
✵9✵
✵10✵
✵11✵
✵12✵
✵13✵
✵14✵
✵15✵
✵16✵
✵17✵
✵18✵
✵19✵
✵20✵
✵21✵
✵22✵
✵23✵
✵24✵
✵25✵
✵26✵
✵27✵
✵28✵
✵29✵
✵30✵
✵31✵
✵32✵
✵33✵
✵34✵
✵35✵
✵36✵
✵37✵
✵38✵
✵39✵
✵40✵
✵41✵
✵42✵
✵43✵
✵44✵
✵46✵
✵47✵
✵48✵
✵49✵
✵50✵
✵51✵
✵52✵ | FİNAL
✵ Bunny 2 ✵

✵45✵

921 91 58
By Vennusiaa

Haneul geri çekilip Jungkook'a baktığında "Aferin" demişti Jungkook Haneul'a hafifçe sarılıp. Ardından da "Tamam, geri dönebilirsin" demişti.

Kaşlarını çatan Haneul "Ne?" dediğinde "Burası tehlikeli sen de biliyorsun. Sadece yardım için çağırmıştım ve geldin, hallettin. Teşekkürler." diyerek karşılık vermişti ona. Ama bu Haneul'ın geri dönmesi için hiç ikna edici olmamıştı.

"Hayır."

Jungkook maskeden belli olmasa da çattığı kaşlarıyla geri çekilip Haneul'ın yüzüne bakmış ve "Ne demek hayır?" diye sormuştu ona. Haneul da "Gitmiyorum işte. Sana yardıma geldim." demişti.

"Sadece adamla konuşacağım. Donanım olarak da eksiksin tecrübe olarak da. Adam saldırsa ne yapacaksın? Arkama mı saklanacaksın?"

Haneul elini Jungkook'un beline atıp silahı çektiğinde "Haneul!" demişti Jungkook sinirli bir ses tonuyla bağırmadan. Haneul ise silahı kemerine sıkıştırmış ve "Hazırım" demişti.

"Silahla oyun olmaz. Bir iki kere atış yaptın diye sana silah teslim etmem." diyen Jungkook elini Haneul'a doğru uzattığında silahı eline koymasını beklemişti ama Haneul Jungkook'un eline vurup "Çak bakalım" demişti sırıtarak.

"Kızım kafan mı güzel? Gelmeden içtin mi? Ciddi bir konu bu, ne oldu sana böyle?"

Haneul derin bir "Of" çekip "Kabullendim. Seni de yalnız bırakmak istemiyorum tamam mı? İçeride yardımım dokunacağına eminim" diyerek Jungkook'a bakmaya devam etmişti.

Birkaç adımla Haneul'a yaklaşan Jungkook maskelerinin birbirlerine değmesini sağlamıştı. Etraf karanlık olmasına rağmen söktükleri pencereden giren ay ışığı etrafı görmeleri için yeterliydi.

Gözlerini Haneul'ın gözlerine sabitlemişti Jungkook. Maskenin göz kısımlarında ince siyah bir tül vardı ve o kadar yakınlardı ki birbirlerinin gözlerini görebiliyorlardı.

Çatık kaşlı Jungkook ona bakarken Haneul'ın korkmuş olduğu belliydi. Korktuğu şey Jungkook değildi tabii ki. İçeride ne olacak bilmiyordu ve onu korkutan da buydu. Gözlerinden belli oluyordu.

"Benim için kendini tehlikeye atmanı istemiyorum. Yapacağım şey çok basit tamam mı. Adamla konuşacağım ve geri geleceğim."

Jungkook Haneul'ın gözlerine bakmaya devam ederken. Geri doğru bir adım atıp gözlerini ondan ayırmıştı Haneul. Ardından da "Gidelim" diyip terk edilmiş fanrikanın merdivenlerine doğru yönelmiş ve yavaş adımlarla ses çıkartmadan inmeye başlamıştı.

Sol tarafındaki silahı hızlıca alıp sağ tarafına geçirmişti Jungkook. Çünkü Haneul sağdaki silahı almıştı.

Jungkook aynı şekilde Haneul'ın peşinden gidince onun omzundan tutmuş ve fısıldayarak "Arkamda kal" demişti. Ardından da Haneul'ın önüne geçip yavaşça merdivenlerden inmeye başlamıştı.

...

"Doğru mu bu dediklerim?" demişti Jungkook sandalyeye bağlı adama bakıp. Adam ise "Sana hesap verecek değilim sokuk tavşan." diyerek ona karşılık vermişti.

Adam her Jungkook'a hakaret ettiğinde Haneul sinirleniyor ve eli birkaç saniyeliğine de olsa beline doğru gidiyordu.

"Anlaşılan kaslarını geliştirirken beynini unutmuşsun."

Adam kıkırdadığında "Sana yardım etmeye çalışıyorum" demişti Jungkook.

"Sesinden daha çocuk olduğun belli oluyor. Sen mi bana yardım edeceksin?" diyen adam kafasını kaldırıp küstahça Jungkook'a baktığında belindeki silahı çıkartıp onun kafasına doğrultmuştu Jungkook. Ardından da "Bu çocuk dediğin kişi kapıdaki alarmı çalıştırmadan içeri girdi, uykudaki seni bayılttı ve sandalyeye bağlayıp kafana silah dayadı. Buna ne diyeceksin?" diyip maskenin altından gülümsemişti.

Adam kafasını Haneul'a çevirip "Bu da sürtüğün mü?" diye sorunca "Doğru konuş!" diye bağırmıştı Jungkook namlunun ucunu adamın alnına değdirip.

"Sana dediğim onca şeye tepki vermeyip şu kıza laf atınca sinirlendiğine göre çok değer veriyorsun hah?"

"Konuşacak mısın yoksa tek mermiyle işini mi bitireyim?"

Adam duraksayıp tekrar Haneul'a baktığında "Sana yazık oldu be kızım." demişti gülümseyip ardından da kollarını açıp Jungkook'un ona doğru uzattığı silahı hızlıca eline almış ve Jungkook'un boynunu sıkıp onu Haneul'a doğru fırlatmıştı.

Ama asla beklemeyip elini beline atmıştı Haneul. Silahı eline alıp ona doğru düşen Jungkook'a sarılmış ve silahı adama doğrultup iki el ateş etmişti göğüsüne doğru.

Silahı Jungkook'a doğrultmuş adam tam yere düşecekken bir el ateş etmişti son anda. O sırada da Haneul gözlerini Jungkook'a çevirmişti.

Elini çoktan beline atmış olan Jungkook silahıyla adamın alnına ateş ettiğinde elimdeki silahı düşürmüştü adam. Fakat Haneul büyüttüğü gözleriyle Jungkook'a bakmaya devam etmişti.

"Silahı al" demişti Jungkook karnını tutup Haneul'a. Haneul ise "İyi misin?" diye sormuştu korkuyla.

"Silah!"

Haneul birkaç adım geri atıp duraksadığında korkmanın ya da paniklemenin anlamsız olduğunu düşünüp hızla adamın yere  düşürdüğü silahı almış ve Jungkook'a doğru dönmüştü.

"Gidiyoruz, çabuk!"

Jungkook merdivenlere yöneldiğinde silahı beline koymuştu Haneul ardından da Jungkook'un peşinden gitmişti.

...

"B-bekle" demişti Jungkook sırtını ağaca yaslayıp. Ardından da yavaşça yere oturmuş ve maskesini çıkartmıştı.

Ormanın içinde kimsecikler yoktu tabii. Yine de eve ulaşana kadar maskelerini çıkartmamaları gerekiyordu.

Elini karnına koyan Jungkook hızlı nefes alıp verirken onun yanına çöküp "Vuruldun mu yoksa? Boşa gitmemiş miydi mermi?" diye sormuştu Haneul panikle.

"Tamam dur Haneul. Sıyırdı geçti, sorun yok. Sadece yoruldum."

"Eve gidip pansuman yapalım. Biraz daha danamaz mısın?"

Jungkook olumlu anlamda kafa salladığında Haneul'dan destek alıp ayağa kalkmıştı yavaşça. Bir elinde tuttuğu maskesini de suratına takıp ormanda ilerlemeye devam etmişti.

Yaklaşık beş altı dakika boyunca yürüdükten sonra maskesini ve pelerinini çıkartan jungkook ve Haneul eve girmişlerdi. Jungkook duvardan destek alırken Haneul çıkarttığı ayakkabıları kenara fırlatmıştı resmen. Ardından da Jungkook'un odasına geçip yavaşça yatağa bırakmıştı Jungkook'u.

"Ellerini yıka ve gel. Şurada ilk yardım ekipmanları var."

Haneul Jungkook'un dediği şeye olumlu anlamda kafa sallayıp hızlıca banyoya koştuğunda tişörtünü çıkartıp yarasının etrafını tişörtüyle temizlemişti Jungkook.

Yarası oldukça derindi ve kurşun tam da karnının içinde duruyordu. Çokça da kanaması vardı ama yol boyunca yaranın üstüne bastırmıştı Jungkook. Bu da ona çok yardımcı olmuştu.

Yatağa iyice yerleşen Jungkook acıyla derin bir nefes verdiğinde "Haneul!" fiye bağırmıştı gücünün yettiği kadarıyla. Haneul da "Geldim!" diyerek hızlıca odaya girmiş ve jungkook'un kanlı karnıyla karşılaşmıştı.

"J-Jungkook! Sıyırmıştı!"

Jungkook "Sakin ol kötü bir şey yok. İ-ilk yardım malzemeleri..." dediğinde hızlıca Jungkook'un yanına gelen Haneul yatağın altından malzemeleri çıkartmış ve çantayı açıp komodinin üstüne bırakmıştı.

"Sarı şişe, alkolu al ve malzemeleri temizle. Kurşunu çıkaratacaksın."

Haneul "Ne!?" diye bağırdığında "Sakin ol ve sıyırmadı, evet. Korkmaman için öyle söylemiştim" demişti Jungkook. Ardından da gözlerini kapatıp derin bir nefes almıştı.

Elleri iki kat hızlı titremeye başlamıştı Haneul'ın. Gerilmiş ve korkmuştu. Yanlış bir şey yapsa Jungkook'un hayatına mal olabilir mi diye düşünmüştü istemsizce. Gözlerini Jungkook'a çevirmiş ve birkaç saniye bakmıştı ona.

Gözleri kapalı, dudakları kuruydu. Kırışan göz çevresinden acı çektiği çok belliydi. Normal bir durumda Jungkook'un kaslı karnına bakar ve gözlerini istemsizce kaçırırdı. Şu anda düşündüğü tek şey "Ya Jungkook'a zarar verirsem?" düşüncesiydi.

"Neyi bekliyorsun Haneul?"

Haneul çantaya dönüp alkolü çıkarttığında eline aldığı küçük bıçağı, yamuk iğneyi ve diğer garip şeyleri temizlemeye başlamıştı.

"Bunlar ameliyat malzemeleri değil mi?" diye düşünse de önemli olan bu değil titreyen elleriydi. O kurşunu bu ellerlerle nasıl çıkartacaktı oradan?

Haneul temizliğe devam ederken "Hyun Woo ya da Young Ae'yi çağırayım mı? Ben, ben yapamam Jungkook. Ellerim titriyor, canını yakarım." dediğinde "Yapmak zorundadın Haneul. Buraya kadar geldik, yapmalısın. Zor değil, görebilsem kendim yapacağım. Ka-Karın boşluğumda. Hızlıca alırsın, korkma güzelim." demişti Jungkook zorla konuşurken. Ardından da gözlerini Haneul'a çevirmiş ve "Nasıl yapacağını söyleyeceğim, eldiveni tak" demişti.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Haftaya üni sınavına giriyorum bittim bennnn

Sizi böyle bekletmeyi de sevmiyorum yazmamayı da. Eski zamanları çok özledim. Ama yet to come tam zamanında geldi diyebilirim. Eski çok güzel evet ama en güzelleri henüz gelmedi. DEVAMKEEEE 😭🥺

✵~Oy vermeyi unutmayın~✵

.
.
.
.
.
.
.

Continue Reading

You'll Also Like

57K 3.4K 24
Ve Lalisa Manoban geri döndü. Kırdığı kalpleri iyileştirmek için mi ? Yoksa yeni yaralar açmak için mi ? Welcome to my world .
395K 36.2K 32
Kore'nin nesillerdir düşman olan iki sürüsü; Kim'ler ve Jeon'lar aynı davete katılır. Beklemedikleri şey ise attığı yumruk ile ruh eşi oldukları orta...
824K 47K 60
Jungkook tam yemeğini yemeye başlayacaktı ki mesaj sesi buna engel olmuştu.Jungkook oflaya puflaya masanın üzerindeki telefonuna uzandı ve mesajı açt...
18.3K 828 20
seni herşeyden, herkesten daha çok seviyorum. (TAMAMLANDI)