to begin again | taekook

By purplesdarlingg

323K 33.1K 20.3K

Kim Taehyung ebeveynlerinin gölgesinde yaşayan silik bir omegadır ve bir gün alfa Jeon Jeongguk'la arasındaki... More

to 'begin' again
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
20
21

19

9.1K 856 278
By purplesdarlingg

😽😽<333333 (yorumu unutmayin optum sizi xoxo)

Kalabalıkların içine girdiğim zamanlarda gözlerim çekingence dolanırdı etrafımda. Birbiriyle fiziksel açıdan ufak detaylar dışında tamamen farklı olan yüzler benim için her zaman sorgulanacak nitelikteydi. Bazılarında birkaç saniye oyalanırdım, bazıları ise kafamı birkaç saat meşgul edecek kadar ilgimi çekerdi. Günün sonunda benim için hiçbir anlam ifade etmeyen onlarca profil zihnime uğramış olurdu.

Düşünürdüm, öylesine yanımdan geçip giden birinin bende hiçbir karşılığı yoktu fakat belki de o bir başkasının hayatında olmazsa olmazdı. Gözlerimiz çakıştığında sıradan bir bakış attığım kişiyle göz göze gelmek için birçok fedakârlık yapabilecek biri vardı belki.

Milyarlarca insan vardı, hepsinin hayatı kendi romanıydı. Kendilerine ait kurguları, kahramanları, çatışmaları, noktaları, virgülleri ve sonları olan milyarlarca roman...

Kafamda sorular belirirdi, şu an gözümün öylesine değdiği birileri ileride hayatımın bir noktasında olacak mıydı? Ya da şimdilerde bende hiçbir karşılığı olmayan birileri hayatımın merkezine yerleşebilir miydi? Kendi romanımın eksik kahramanlarını engelleyemediğim bir buruklukla ararken bir noktada pes ederek yere dikerdim gözlerimi. Çünkü süzdüğüm yüzlerin hiçbirinden bana olumlu bir ışık yakan sezgiler edinemiyordum.

İşte hayatımın tam bu noktasında, kendimi tüm arayışlardan soyutlayıp anın akışına bırakmışken tüm vücudumu sarsan; aitliği, güveni ve tutkuyu beni ben yapan her hücremde, sonsuz bir ihtişamla hissettiren biriyle çakışmıştı yollarım.

Jeongguk, benim romanımın bir diğer ana karakteriydi.

Gün yeni yeni doğarken daldığım tatlı uykudan yavaşça sıyrıldım, güneşin batarken ardında bıraktığı kızıl izler Jeongguk'un odasının devasa camından yatağa yansıyordu. Sırtımda hissettiğim ağırlık yüzümde bir tebessümü doğurdu, uyumadan önce onun üzerinde olan bendim ama işler değişmiş gibi görünüyordu. Kafamın altından geçirdiği koluna dudaklarımı bastırdım, kızgınlığım normal şartlarda birkaç gün sürüyordu fakat kimyamın yüzde yüz uyuştuğu biriyle geçirdiğim saatler beni her açıdan tatmin etmişti.

"Kızgınlığının bittiğini kabullenmek istemiyorum. Omeganla bir konuş Taehyung, eminim o da benimle aynı fikirdedir." Uyandığının farkında olmadığım alfamın konuşmasıyla irkilirken nasıl davranmam gerektiğine karar veremediğim için tereddütle yutkundum. Jeongguk'tan utanmıyordum, ona duyduğum sınırsız güven benim için birçok tabuyu yıktığından bedenim de dahil olmak üzere  bana özel olan ve onunla paylaşmaktan çekindiğim bir şey yoktu. Geçirdiğimiz gecenin her anından sonsuz bir memnuniyet duyuyordum ama hissettiklerimin karşılığını verememiş olmaktan korkuyordum.

Jeongguk tüm gece boyunca bana ve benim hislerime odaklanmıştı, kendini ikinci plana attığının farkındaydım fakat tüm tecrübesizliğime karşın içgüdülerimle hareket ederek ona karşılık vermeye çalışmıştım. Gereksiz ve boşuna bir çaba mıydı, yoksa en azından tekrarını isteyebileceği kadar mutlu muydu? Bunu nasıl sorabilirdim?

Ensemdeki saçlarda ve omuzlarımda öpücüklerini hissettiğimde huylanarak kıkırdadım, dalgın olduğum hiçbir ana tahammülü yoktu. "Omeganın kızgınlık konusunda benimle aynı fikirde olması için birkaç hile yapabilirim aslında. Artık hassas olduğun her bölge ezberimde çünkü. Nereye nasıl dokunmam gerektiğini çok iyi biliyorum." Jeon Jeongguk'un uykunun etkisiyle boğuklaşmış sesi kulağıma edepsiz cümleler fısıldarken sorgulamalarımı yapabilecek kadar odaklanamıyordum. Bacaklarımız birbirine karışmıştı, zorlukla arkamı dönerek onunla yüz yüze geldim. Tanrım, varlığını sorgulayanlar bu manzaraya şahit olabilseydi kendilerini gördükleri ilk kiliseye kapatırlardı.

Ensesine sarılarak onu tekrar üzerime çektim; yanaklarına, alnına ve dudaklarına sert öpücükler bıraktığımda yüzündeki serseri sırıtışı büyütmekten başka bir eylemi olmamıştı. "Biraz daha öp, şurası kaldı bak. Hm hm, burada var. Aşıksın bana he, hareketlere bak. Hiç dayanamıyorsun." Dilimi çıkararak saçlarını çektim, Jeongguk'un sadece benim yanımda şımarmasının bana nasıl bir haz verdiğini açıklamam mümkün değildi.

"Günaydın alfa, kızgınlığım bitti ve evet, seni öpmekten oldukça hoşlanıyorum." Kaşlarını kaldırarak alaylı bir bakış attı, sanırım beni yeniden yükseltmek gibi niyetleri vardı ama kızgınlığımın getirdiği bulanıktan sıyrıldığım bir anda ona tereddütsüzce dokunmam için dün gecenin onun açısından nasıl geçtiğini duymaya ihtiyacım vardı.

"Vücudunu benim kadar iyi tanıdığından emin değilim güzelim. Yani diyorsun ki seviştiğimiz her an boyunca öpmem için çıldırdığın, temas ettiğim her seferde kendinden geçtiğin noktalarla şu an tekrar ilgilensem bile kızgınlığının bittiğini düşüneceksin. Bu bana çok mantıklı gelmedi." Üzerimde yükselirken kurduğu cümleleri anlamak için ekstra bir çaba sarf etmem gerekmişti, ellerimden biri çıplak omuzlarına sarılırken diğeri kısa fakat çekiştirmeye müsait saçlarına karıştı.

"Jeongguk, bitti diyorum ya. Gerçekten de bitti." Boynuma bıraktığı öpücüklerle sözlerim küçük birkaç mırıltıdan öteye geçemedi. Alfamın üzerimde yadsıyamayacağım kadar büyük bir etkisi olduğunun zaten farkındaydım fakat henüz sevişmişken yaptığı her hareket katlarca fazla titriyordu dizlerimi. Boynumun her noktası ıslak öpücüklerinin istilasına uğrarken hareketlenmeye başlayan omegamı durdurabilmek için yapabilecek bir şeyim yoktu.

"Ne kadar da tutarlı bir omega. Gerçekten kararlarına sadıksın bebeğim." Dudaklarını dudaklarıma yaslayarak konuştuğunda dediklerini anlamayı erteleyerek boynumu oldukça sert öptüğünden kızaran kısımlarda dilimi gezdirdim. Jeongguk'un tadının müptelası olduğumu daha ne kadar belli edebilirdim? En sevdiğim şekeri yerken bile bu kadar zevk almıyordum, üstelik dudakları, ne kadar yersem yiyeyim tükenmiyordu.

Sırıtarak dilimi ısırdığında kaşlarım çatıldı, canım acımıyordu ama Jeongguk'a nazlanmak bu aralar favori aktivitemdi. Omzuna hafif bir tokat attım, dişlerinin arasındaki dilimi sertçe emerek serbest bıraktı. Jeongguk biraz haşin seviyordu.

Bir süre yalnızca gözlerimin içine baktı, sonra bakışları yüzümün her detayında gezindi. Gözbebeklerine yerleşen hayranlık dolu parıltılar yanaklarımı kızartırken alnına düşen saçlarını parmağıma doladım. Sanki gözlerinden bana salt sevgi aktaran bir bağ çıkıyordu, ben de ona böyle mi bakıyordum acaba? Çünkü şu an içimi eriten, karnıma kramplar sokan ve burnumun direğini sızlatan olaylar için duygularımın aşırılığı dışında bir açıklamam yoktu ve bunu alfama da yansıtmazsam ölecek gibiydim.

"Taehyung, seni ne kadar sevdiğimi anlatamadığım her an çok çaresiz hissediyorum. Bilmiyorum, gerçekten ilk defa yapabilecek hiçbir şeyim, bulabilecek hiçbir çözümüm yok. Kendim dahi hissettiklerimin boyutunu algılayamıyorum ki sana aktarabileyim. Sadece çok Taehyung, aklımın alamayacağı kadar çok." Alnını alnıma yaslayarak soluklandığında titreyen dudaklarımı burnuna bastırdım, kendini açıklayamadığını mı sanıyordu? Tarif ettiklerini bire bir ben de yaşarken yalnız olduğunu mu düşünüyordu? Gözlerini kaçırarak yutkundu, söylemek istediklerinin bitmediğini fark ettiğim için bekliyordum ama sözlerinin devamı için tedirgin gibiydi. Üzerime tamamen uzandı, başını boynuma yasladığında göz temasımız kesilmişti. Her ne söyleyecekse bendeki etkisini gözlemlemeyi erteliyordu; saçlarını okşadım, birbirimize karşı her zaman hassastık.

"Hayatım boyunca gerçekten ne yapacağımı bilemediğim çok az an oldu. Hani olduysa bile geçiştirmeyi bir şekilde başardım, hiçbiri üzerinde durmaya değer değildi çünkü. Ama Taehyung; bu aralar canımı çok yakan, elimi kolumu bağlayan ve bana çaresizliği iliklerime kadar hissettiren durumlar var. Kendimi işe yaramaz, gereksiz ve bomboş hissediyorum." Kendine olan sinirini ve dolmuşluğunu her harfinde hissederken kaşlarım tedirginlikle çatıldı, onun kendinden esirgediği şefkat benim içimde filizlenirken saçlarına dudaklarımı bastırdım. Bir kere daha ve bir kere daha... Öpücüklerim alnına ve şakaklarına kaydı, Jeongguk kendini toplayana ve konuşmaya devam etmek için hazır hissedene kadar minik öpücükler verdim ona. Sıcak nefesi boynumu okşuyordu, odamız onu rahatlatmak için salgıladığım feromonlarla dolmuştu ve her saniye belimde sıklaşan kolları güven hissinin somutlaşmış hâliydi.
"Seni seviyorum Jeongguk." Kulağına fısıldadım, dudakları kıvrılırken bedeni gevşedi.

"Senin için ölürüm Taehyung, gerçekten tek bir saniye bile tereddütüm olmaz. Geberiyorum sana. Benim güzel bebeğim, balım, güzelim benim." Anın yoğunluğuyla sızlandığımda kıkırdadı, omuzlarıma hızlı hızlı birçok öpücük bırakırken gerginliğinden sıyrılmış görünüyordu.

"Kendimi çok özel hissediyorum. Bana böyle tüm sevgini yansıtarak baktığında, her hareketinde değerli hissedeceğim noktalar bulundurduğunda ya da verdiğin küçük bir öpücükte gerçekten oturup ciddi sorgulamalar yapasım geliyor ama sonra kalbinin ne kadar büyük olduğunu hatırlıyorum Taehyung. Bana, çiçeklerine, öğrencilerine,hatta kullandığın herhangi bir eşyaya dahi o kadar sevgi dolusun ki kendi kendime 'şaşırmayı artık bırakmalısın Jeongguk, o senin yüce gönüllü omegan Taehyung.'  diyorum." Tüm yaşamım boyunca akıttığım her yaşa değer bir mutluluk yaşıyordum, şu an hissettiklerimi bana en başında vaad etselerdi çektiğim her acının katlarcasına sabrederdim.

"Gülümsüyorsun Taehyung, herkese ve her şeye yumuşacık bakıyorsun ama sonra aynaya dönüyorsun ve gözlerine ilk defa acımasızlık yerleşiyor, etrafa saçtığın merhametin tek zerresi bile kalmıyor. Ben ne yapacağımı bilemiyorum. İnan benim duygularım seni de kendine aşık etmek için yeterli ama ben galiba sana hissettiremiyorum. Eğer sana şeffaf bir şekilde yaklaşabilseydim; sevilmeye ne kadar değer, ne kadar mükemmel bir insan olduğunu gösterebilseydim kendinle aranda problemlerin olmazdı. Kendini benim gözümden görebilseydin narsizm kavramı yeniden anlamlanırdı Taehyung. Ama yapamıyorum ki. Gerçekten deniyorum ama beceremiyorum."

Jeon Jeongguk; benim tabularım, sınırlarım, baskılarım, yasaklarım, yok saydıklarım, acımasızlıklarım ve katı kalpliliklerim için çok büyük bir tehlikeydi. Tüm vücudum uyuşmuştu; kalbimin atışını hissediyordum, sanki avuçlarımın arasındaydı. Jeongguk, kendime karşı olan savaşım yüzünden suçlu hissediyordu ve birbirimize tamamıyla karıştığımız uzun gecenin sabahında bunu dile getirmesinin, beni zaaflarımla yüzleştirerek incitmesinden korktuğundan boynuma saklanıp küçük bir erkek çocuğu masumluğunda tepkimi bekliyordu. Kafasına sardığım kollarımı sıkılaştırarak ona gerçekten tüm gücümle sarıldım.

"Biliyor musun Jeongguk? Annemden sonra hiçkimsenin beni, kendimle olan sorumlarımı bile fark edecek kadar önemseyeceğine inanmak çok zordu. Çünkü yalnızdım, hayatıma birilerini almak korkunçtu ve babam da böyle bir beklentiye girebileceğim birisi değildi. Okulun kafesinde göz göze geldiğimizde herkese yaptığım gibi bakışlarımı kaçırmama engel olan bir şeyler hissetmek beni şaşırtmıştı. Kimseye karşı özel hisler beslememeye alışıktım çünkü ben. Ama o günden sonra bana yaklaştığın her an; feromonlarını hissettiğim, sıcaklığını duyumsadığım, öpücüklerini aldığım veya sözlerini işittiğim her an kendimle arama ördüğüm duvarlar inceldi sevgilim. Senin sayende, seninle birlikte oldu. Zamanla tamamen yıkılacak, buna inancım sonsuz çünkü bana aktardığın sevginin gücünü her hücremde hissediyorum." Titreyen sesimle cümlelerimi bitirdiğimde içinin ne kadar rahatladığını gevşeyen bedeninden anlayabiliyordum.

Saklandığı yerden çıkarak yeniden yüz yüze gelmemizi sağladığında ona gözlerim kaybolacak kadar büyük bir gülümsemeyle baktım. "Seni seviyorum Taehyung, seni seviyorum bebeğim. Çok aşığım sana yemin ederim, bak o kadar aşığım ki çok aşığım ama çok çok fazla." Gözlerini kocaman açarak hızlıca söylendiğinde büyük bir kahkaha attım, şu an ne kadar tatlı olduğunun farkında mıydı?

"Aşkım Jeongguk, hm sen benim aşkımsın. Çok yakışıklısın, ne yapacağız? Tekrar mı kızışıyorum sence? Jeongguk, ağzını birazcık öpeyim lütfen, lütfen." Dudaklarıma resmen saldırdığında hissettiğim acıyla inledim, onu bu kadar gaza getirmemeliydim sanırım. Yetişemeyeceğim bir hızla ağzımın her yerini resmen yiyordu, her iki dudağımda sertçe emilirken ensesindeki saçlara asıldım. Hoyrat davranışlarına gerçekten bitiyordum. Çeneme kadar taşan ıslaklık hissi karnımı ağrıtırken sızlanarak inledim, nefesim bittiğinde onu zayıfça iterken içten içe uzaklaşmasını da istemeyecek kadar çelişiyordum kendimle.

"Ne yapacağım seninle? Kafayı mı yiyeyim, aklımı mı kaçırayım, ne yapayım ben? Nasıl güzelsin ya? Çıldıracağım, Taehyung psikolojimi siktin attın." Yanaklarıma uyguladığı baskıdan dolayı öne doğru büzülmüş dudaklarımla şaşkınca onu izliyordum. Gerçekten sinirli gözüküyordu, yükselttiği sesine karşı gözlerimi kısarak ona kırık bir bakış attığımda panikleyerek üstümden kalktı. Sırtını yatak başlığına yaslayıp beni de kucağına aldığında ona sarılmadım.

"Jeongguk, neden bağırıyorsun? Sanki kötü bir şey yaptım. Dudağımı da çok acıttın zaten. Sana ben öpeyim demiştim, hep sen öptün beni. Bana sıra hiç gelmiyor, ben de seni öpmek istiyorum ama sen hiç izin vermiyorsun." Burnumu havaya dikerek gözlerime dökülmüş saçlarımın arasından ona baktım. İfadesiz yüzü kafamı karıştırırken neden tepki vermediğini sorgulayacaktım ki diğerlerinin hepsinden daha vahşi bir öpüşmenin ortasında buldum kendimi.

Jeongguk, dakikalarca beni öptü; bazen çok sızlandığım için yavaşladı ve ona ayak uydurmama izin verdi ama sadece birkaç dakika sonra kendini kaybediyordu. Sorun değildi çünkü kendimi ona bırakmayı da ona dair her şeyi sevdiğim gibi seviyordum.

♡♡♡


ay merrrhabalr
arkadslr icimde iflah olmaz bir romantik varmis gerrcekten hic haberim yok omggg
gelecekteki kurt bakislim seni ucuracagim asktan bekle askm😽
kurt bakislim olmak isteyenler dm
ARKADSLR BEN MEZUNA KALMIS BIR YKS MAGDURUYUM o yuzden bolumler bu kadar duzensiz😭😭😭😭
gerrrrcekten ozur dilerim
kusmeyin bana tamam mi
evet
goruSURUZ YORUM YAPMISSINIZDIR UMARIMM
optum sizi he
:333
















Continue Reading

You'll Also Like

25.7K 5.5K 33
+82 10 1311 5960: Hamileyim. JJK: Kimsin?
20.5K 3.6K 11
"Başka birine aşık olmaktansa, fazlasıyla senin olmakla meşgulüm." "Bebeğim, ikimiz de biliyoruz."
51.7K 2.5K 15
"kurtarıcısına aşık kız... klişe hikaye." "komşu kızına platonik aşık çocuk mu söylüyor bunu?" ya da asi'nin şebnem'in kızı olarak doğup büyüdüğü ve...
118K 20.5K 16
oğlum sadece en sevdiği oyuncakları kırıyor. ben onun yok ettiği kumdan kalelerin kralıyım omegaverse, etl texting