ICE AMERICANO [minsung]

By Tinyarcoiris

61.2K 4.4K 3.3K

"Hyung ben, ben sana karşı uzun süredir bir şeyler hissediyorum..." Texting, instagram ve düz yazı Yan ship;... More

Bir kızla tanıştım.
Her şeyi biliyorum.
Biz eskisi gibi olamayacaktık.
Ben biliyorum onları isteyerek söylemediğini.
Sen yaramaz bir sincap oldun ya.
Beni sinir ediyorsun.
"Hyung ben, ben sana karşı uzun süredir bir şeyler hissediyorum..."
Çok güzel kokuyorsun.
Instagram
Kokunu çok seviyorum.
Vlog
Vlog2
Çok aşıktım Jisung'a her şeyi feda edebilecek kadar aşıktım hemde.
Instagram
Bırakmalıydım onu.
Ayrıyetten bak düzgün açıklama yapmazsa bas götüne tekmeyi o zaman arkandayız.
Birbirimizin hayatında olmasaydık hepimiz boktan herifler olacaktık.
Vlog
Minsung barıştırma operasyonu.
Tek bildiğim sana güvenimin olmadığı.
Minho seni gerçekten düşünüyorum.
Hem kedilerde seni çok özledi.
Özlemiştik birbirimizi.
Bir bütün olmuştuk.
Semantic error.
Bebeğim.
Instagram x Düz Yazı
Öpüyor, ısırıyor ve emiyordu küçüğünün tenini.
Tehlikeli sulardayız.
Final

Bana bakın minik bebekler evi dağıtmayın tamam mı?

1.1K 96 34
By Tinyarcoiris

Jisung'un Anlatımı

Sabah erken saatlerde kalkmıştım, kendi kendime uyanmıştım. Yanımdaki adama gülümsemiştim ve yanağını okşamıştım. Onu uyandırmadan kalkmıştım. İlk olarak duşa girmiş ve Minho'yu uyandırmamaya çalışarak odaya girip giyinip aşağı inmiştim. Aşağı indiğimde kedilerin ayaklarıma dolanmasıyla gülümsemiş ve eğilerek hepsinin tüylerini okşamıştım. Ardından eğildiğim yerden kalkmış ve kedilerin mama kaplarını doldurmak için mutfağa yönelmiştim.

Mutfakta boş kalan bir dolabın içi full kedi mamalarıyla doluydu ordan bir paket alıp hepsinin isimleri olan mama kabına mamalarını boşaltmıştım. Su kaplarını da doldurduktan sonra mutfağa geri dönmüştüm.

Kahvaltıdan önce her uyandığımda kahve içmeden kendime gelemiyordum. O yüzden kahvaltı hazırlamadan kendime kahve yapmıştım. Ardından içeri geçmiş ve pufa oturarak dışarıyı izleyip kahvemi içmiştim.

Huzurluydum.

Sevgilim yanımdaydı çok güzel bir arkadaş çevrem ve ailem vardı.

Daha ne isteyebilirim ki?

Hayatımda şu an her şey çok güzeldi.

Kendi kendime gülümsemiş ve düşüncelerimden sıyrılıp mutfağa ilerlemiştim. Telefonu masadan elime almış ve saate bakmıştım 08:30'du. Minho hafta sonları 09:30 gibi uyanıyordu yani kahvaltı hazırlamak için tam bir saatim vardı. Telefonu masaya bırakmış ve dolaba yaklaşarak tüm malzemeleri tezgahın üzerine koymaya başlamıştım.

• • •

Minho'nun Anlatımı

Uyandığımda yanımda Jisung yoktu. Aşağıdan gelen kokulara bakarsak aşağıda kahvaltı hazırlıyordu. Telefonuma uzanmış ve saate bakmıştım 09:30'du vücudum artık alışmıştı. Her hafta sonu aynı saatte her hafta içide şaşmadan aynı saatte kalkıyordum.

Telefonumu alıp eşofmanımın cebine atmış ve yataktan kalkarak banyoya ilerlemiştim. Elimi yüzümü güzelce yıkamış ve sevgilimin yanına inmiştim.

Geldiğimi duymamıştı. Kendi kendine şarkı söylüyor ve mutfak tezgahının üzerinde domatesleri doğramaya devam ediyordu. Kapı pervazına yaslanmış ve onu izlemiştim. Üzerinde benim bol tişörtlerimden altında ise kısa bir şort vardı ama tişörtten dolayı görünmüyordu altında ki şort.

Bir süre izlemiştim onu hâlâ dönmemişti arkasına. Adımlarımı yavaşça ona doğru ilerletmiş ve ince beline sarmıştım parmaklarımı. Birden titremişti.

"Korktum.." demişti sakinleşmeye çalışarak. Jisung çabuk korkardı her şeyden. Bu huyu onu bebek gibi yapıyordu.

"Üzgünüm bebeğim seni korkutmak istememiştim." demiştim ve ensesine uzanarak bir öpücük bırakmıştım. Huylanarak boynunu kısmış ve kollarım arasında bana dönmüştü.

"Sorun değil ve günaydın sevgilim." demişti ve kollarını boynuma sararak dudaklarıma uzanmıştı.

"Günaydın güzelim." demiştim dudaklarımız ayrıldığında. Ardından masaya doğru bakmıştım gerçekten her şey güzel hatta mükemmel görünüyordu.

"Çok uğraşmışsın." demiştim.

"Olsun erken uyandım ve uyanmışken sevdiğin şeyleri yapmak istedim." kollarımın arasından çıkarken söylemişti bunları ardından yine arkasına dönerek tezgahın üzerindeki tabağı alıp masaya koymuştu.

"Kendini yormuşsun ama beraber hazırlaya bilirdik." demiştim ardından bende.

"Çok yoruluyorsun kıyamadım sana." demişti ve tabağı masaya koyduktan sonra bana bakmıştı
"Minho otur hadii~" demişti sevimli sesiyle.

Üzerine atlayacaktım resmen şu halleri çok minnacıktı bebek gibiydi. Dayanamıyordum bu hallerine. Çıldırtıyoru beni.

Son olarak bardaklarımıza kahve doldurmuş ve o da yanımdaki sandalyeye oturmuştu. Ardından kahvaltıya başlamıştık. Masada ki krepten bir parça kesip üzerine en sevdiği çilekli reçelden sürmüş ve ona uzatmıştım. Gülümsemiş ve ağzını açmıştı kocaman.

"Hyung bugün dışarı çıkalım mı?" demişti ağzında ki lokmayı bitirince.

"Olur bebeğim, nereye gitmek istersin?" demiştim kahvemden bir yudum alırken.

"Bilmem sadece evden çıkalım istiyorum." demişti dudaklarını büzerken.

"Tamam ama şartım var." demiştim.

"Ne şartı?" tek kaşını kaldırmış ve bana bakmıştı merakla.

"Şu dudaklarını şöyle büzmeyeceksin."

"Neden? Yani sevmiyorsan yapmam." demişti ve önüne dönmüştü. Al işte hâlâ yapıyordu ve beni yanlışta anlamıştı.

"Aksine güzelim öyle şirin ve güzel oluyorsun ki saatlerce o dudaklarını öpesim seni çok çok sevesim geliyor." demiştim. Birden gözleri parlamış ve bana bakmıştı. Dediklerimin farkına yeni varıyor olmalıydı ki kızarmaya başlamıştı.

Yerimden kalkmış ve kucağıma almıştım onu. Birden irkilmiş ağzından küçük bir çığlık çıkmıştı. Ona kıkırdamış ve odamıza yönelmiştim.

"Ya ne yapıyorsun?" demişti onu yatağa bırakırken.

"Sevgilimle vakit geçiriyorum." ve onu gıdıklamaya başlamıştım. Kahkahası tüm odayı süslemişti. Sanki evrende sadece onun o güzel kahkahasının sesi vardı. O güldükçe bende gülüyordum.

"D-dur lütfen du-dur Minh-" konuşması yarıda kesiliyordu sürekli gıdıklamamdan dolayı.

En sonunda bırakmıştım onu çünkü gülmekten yaş gelmişti artık gözünden.

"P-pislik." demişti zor nefeslerinin arkadından.

"Çok güzel gülüyorsun ne yapayım." demiştim ve sinirle beni kendine çekerek üzerine düşürmüştü.
Üzerinde düştüğümde ikimizinde gülüşü durmuştu ikimizde gülmüyorduk. Sadece birbirimize bakıyorduk.

Tanrım Jisung zatem mükemmeldi ama yakından baktığınızda daha mükemmel oluyordu.

Ona iyice bakmıştım. Elimin birisini yanağına çıkarmış ve yüzünü okşamıştım.

Eğilmiş ve ilk yanağından, burnundan, anlından, boyun girintisinden, çenesinden ve son olarak dudaklarından öpmüştüm bolca onu.

"Minho..." demişti zorlukla. Bunları yapmam pek iyi değildi. Jisung kendini pek tutamıyordu dokunuşlarım altında. Gülümsemiştim ve çenesini nazikçe yüzüme doğru kaldırmış yine öpmüştüm. Bu sefer öpüşlerimiz yavaş ama aynı şekilde serttide.

Öpüşmemiz git gide derinleşiyor ve işin içine dillerimizde giriyordu. Bu üçüncü sevişmemiz olacaktı durmazsak.

Pekte ikimizin duracağı kesin değildi.

• • •

"Hazır mısın güzelim?" demiştim odanın kapısını tıklatırken.

"Evet girebilirsin." diyerek kıkırdamıştı. Yanına ulaşmıştım ve aynanın önünden kendisine bakan sevgilime arkadan sarılmıştım.

"Niye kapıyı çaldın ki?" demişti belindeki elimi okşarken.

"Hazır değilsindir belki diye nasıl olsa sen şu an hazırlanıyorsun." demiştim ve boyuna bir öpücük bırakmıştım. Huylanmıştı yine boynunu kısmıştı ve aynadan bana bakarak gülmüştü.

"Burası bizim odamız çalmana gerek yok biliyorsun."

"Olsun yinede içime öyle siniyor." yine gülümsemiş ve kollarımın arasında dönmüştü bana doğru. Dudaklarıma uzanmış ve bir minik öpücük bırakmıştı.

"Hadi çıkalım artık." demiştim. Beni başıyla onaylamış ve elimi tutarak ayılmıştık odamızdan.

"Bana bakın minik bebekler evi dağıtmayın tamam mı?" demişti kedilerime doğru bakarak.

Küçücük bebek daha of.

Kediler miyavlamış ve ayaklarımıza sürtmüştü. Ardından hepsi odanın bir yanına dağılmıştı. Kıkırdamıştık ve montlarımızı giyerek çıkmıştım evimizden.

"Sevgilim bir şey diyeceğim." demişti kemerini bağlarken.

"Söyle güzelim." demiştim.

"Şu yeni açılan alışveriş merkezine gidelim mi? Tabi gitmek istediğin başka bir yer yoksa."

"Olur bebeğim sen nereye istersen gidelim." demiştim ve ona gülümsemiştim. O da bana geri gülümsemiş ve arabayı çalıştırarak çıkmıştım otoparktan.

• • •

"Bebeğim şunu dener misin?" demiştim elimdeki siyah beyaz hırkayı Jisung'a gösterirken.

"İyi de bir sürü hırkamız var biz niye hırka alıyoruz?" bana ters ters bakarken.

"Bilmem sana yakışıyor." demiştim omuz silkerek.

"Sevgilim tonlarca hırkamız var gerek yok zaten sen beni dinlemeyip eminim yine alacaksın ama almıyoruz." demişti ve elindeki iki tişört ve beğendiği kot ceketle kasaya yürümüştü.

Önüne geçerek almıştım elindekileri. Gözlerini büyüterek bana bakmış konuşmuştu. "Ne yapıyorsun hayatım?"

"Ben ödeyeceğim geç sen dışarı." demiştim.

"Minho saçmalama kendime alıyorum ben öderim." diyerek elimdekilere uzanmaya çalışmıştı ama vermemiştim ve zorla dışarı mağazanın önüne göndermiştim onu.

Aldıklarını ödedikten sonra yanına gitmiştim.

"Minho bunu neden yaptın?" demişti.

"Sevgilime bir şeyler almak istedim sadece." demiştim yürüyen merdivenlerden yukarı çıkarken.

"Ama hep bunu yapıyorsun beraber alışverişe çıktığımızda." demişti.

"Jisung sevgili olmadan öncede sana bir şeyler alıyordum şimdi neden böyle yapıyorsun?"

"O zaman farklıydı o zaman da çekiniyordum ama şu an üç kat çekiniyorum ve utanıyorum sen böyle yapınca." eliyle oynamaya başlamıştı yürürken. Önüne geçmiş ve tutmuştum ellerini.

"Bebeğim biz sevgiliyiz tamam mı? Benden çekinmene gerek yok utanmana hiç gerek yok. Bir daha şöyle şeyler deme." demiştim ve yanağına bir öpücük kondurmuştum. Yanımızdan geçen insanların bazızı tip tip bakıyor bazılarıda gülümsüyor ve geçip gidiyordu.

Onları aldırmadan tuttum sevgilimin elini ve diğer mağazaları dolaşmaya başladık. Akşama kadar gezinmiştik ardından yemek yemiş ve evimize gitmiştik.

Tabi Jisung yolda tatlı istediği için pastaneden bir kaç pasta alıp çeşitli çeşitli eve gitmiştik ve dizi izleyerek yemiştik.

Dizi izlerken Jisung dizlerimde uyumuş ve kalmıştı. Gerçekten yorucu bir güm geçirmiştik. Bir de o sabah erken kalkmıştı. Gülümsemiş ve dikkat ederek kucağıma almıştım minik sincabımı. Yatağa güzelce yatırmış ve üstünü ürtmüştüm. Bende dişlerimi fırçalamış ve yanına girerek yatmıştım.

Bugün çok güzel geçirmiştik ama ne kadar güzel gün geçirmiş olsakta gece şu yatağa girdiğimde daha güzel oluyordu günüm. Ona sarıldığımda gece kokusunu içime çektiğimde her şey daha güzel oluyordu. Jisung'a son kez bakmış ve gülümsemiştim ardından saçına burnumu dayamış kokusunu iyice içime çekmiştim. Dudağına eğilerek minik bir öpücük bırakmıştım ve Jisung'un kıpırdanmasına sebep olmuştum ama uyanmamıştı. Tam tersi iyice bana sokulmuştu. Gülümsedikten sonra ışığı yanımda duran düğmeden kapatmıştım. Kulağına eğilerek fısıldamıştım.

"İyi geceler bebeğim." ardından bende kendimi onun o güzel kokusuyla uykunun kollarına bırakmıştım.

___________________________________
MERHABA✌🏼

Ay bölüm biraz geç geldi ama moralim sıfır o yüzden pek yazasım yok zaten yazdığım bölümlerde güzel olmuyor o yüzden pek bir şey demeyeceğim❤️‍🩹

Sizi seviyorum kendinize iyi bakın görüşmek üzere sizi çok seviyorum hoşçakalın💗

🥺👉🏼Beğenmeyi, yorum yapmayı ve beni takip etmeyi unutmayın👈🏼🥺

🙌🏽FANART🙌🏽

Continue Reading

You'll Also Like

92K 8.2K 31
lisenin popüler çocuğu minho instagramda kendisine yazan 99. kişiye bakmak ister jsnghan8: senden nefret etmemem için bir sebep söylemelisin
174K 17.7K 36
Minho zorbalık yaptığı çocuğun sanaldaki sevgilisi olduğundan habersizdi [texting+düz yazı] 🥇#han 14/03/23 🥇#leeknow 17/05/23 🥇#felix 10/09/23 🥇#...
978 86 12
Bangchan ben "S-seungmin bende"
929 97 10
Darling,its cold outside.