ICE AMERICANO [minsung]

Por Tinyarcoiris

60.9K 4.4K 3.3K

"Hyung ben, ben sana karşı uzun süredir bir şeyler hissediyorum..." Texting, instagram ve düz yazı Yan ship;... Mais

Bir kızla tanıştım.
Her şeyi biliyorum.
Biz eskisi gibi olamayacaktık.
Ben biliyorum onları isteyerek söylemediğini.
Sen yaramaz bir sincap oldun ya.
Beni sinir ediyorsun.
"Hyung ben, ben sana karşı uzun süredir bir şeyler hissediyorum..."
Çok güzel kokuyorsun.
Instagram
Kokunu çok seviyorum.
Vlog
Vlog2
Çok aşıktım Jisung'a her şeyi feda edebilecek kadar aşıktım hemde.
Instagram
Bırakmalıydım onu.
Ayrıyetten bak düzgün açıklama yapmazsa bas götüne tekmeyi o zaman arkandayız.
Birbirimizin hayatında olmasaydık hepimiz boktan herifler olacaktık.
Vlog
Minsung barıştırma operasyonu.
Tek bildiğim sana güvenimin olmadığı.
Minho seni gerçekten düşünüyorum.
Hem kedilerde seni çok özledi.
Özlemiştik birbirimizi.
Semantic error.
Bebeğim.
Bana bakın minik bebekler evi dağıtmayın tamam mı?
Instagram x Düz Yazı
Öpüyor, ısırıyor ve emiyordu küçüğünün tenini.
Tehlikeli sulardayız.
Final

Bir bütün olmuştuk.

1.5K 101 71
Por Tinyarcoiris

Jisung'un Anlatımı

Jisung kahve bardağı ile yanıma gelmiş ve bardağı elime verip yanıma yerleşmişti. Bir kolunu omzuma atıp beni iyice kendine yaklaştırmış bir yandanda diğer eliyle tuttuğu kahve bardağından bir yudum almıştı.

"Bunlar sana yakıştı." demişti üzerimdeki kendi kıyafetlerine bakarak.

"Hm, ne demezsin." demiştim ve gözlerimi devirmiştim. Ayrıldığımız zaman onun evinden tüm kıyafetlerimi aldığım için henüz getirmemiştim ve onun kıyafetlerine kalmıştım. Minho bol giyinmeyi sevdiği içinde hepsi bol ve büyüktü üzerimdekilerde tabi bana büyük gelmişti.

Göz devirmeme kıkırdamış ve başını bana döndürerek saçlarımın arasına bir öpücük bırakmıştı. Dışarıda yağmur yağıyordu ve biz salonda loş ışık altında özlemimizi gideriyorduk birbirimize.

Ortamda samimi ve huzurlu bir sessizlik vardı. İkimizde rahattık ve en önemlisi aramızda sorun kalmamıştı.

Ama ben sessizlik sevmezdim ki.

"Sevgilim?" demiştim mırıldanarak.

"Hm?" demiş ve kahvesinden bir yudum alıp bakışlarını bana çevirmişti.

"Seni çok özledim..." demiştim yine mırıldanarak. Bilmiyorum neden ama şu an utanıyordum. Belkide uzun bir süre aramızın bozuk olmasından dolayıydı. Bilmiyordum. Midemde kelebekler uçuşuyordu ve bu beni biraz geriyordu.

Kahve bardağını sehpaya koymuş ve bana dönerek elimdeki bardağı almış ve onuda önümüzdeki sehpaya koymuştu. Ardından tişörtümün eteklerinden tutarak beni kendine çekmiş ve kucağına oturmamı sağlamıştı.

Nefesimi tutmuştum. Nefes almayı unutmuştum hatta.

"Bende, bende çok özledim seni." beni kendine çekmiş ve dudaklarıma yapışmıştı. Hem yavaş hemde derinden öpüyordu beni.

Onun bana yaptığı her şey altında eriyip gidiyordum. Dokunuşları, öpücükleri, iltifatları her şeyi beni bitiyordu. Ve ben bu şekilde bitmeyi seviyordum.

Ayrıldığımızda bana derin derin bakmış ve yutkunmuştu. Yutkununca ister istemez gözlerim adem elmasına kaymıştı. Tanrım gerçekten çok fena gözüküyordu. Gözlerimi ordan çekip tişörtünün üzerinde duran ellerime sabitlemiştim.

"Kızardığında daha tatlı oluyorsun gözümde, minicik yanakların kıpkırmızı oluyor ya hani işte o an seni alıp bir bebek gibi öpesim sevesim geliyor." demişti ve kıkırdamama sebep olmuştu.

"Utandırmak için elinden geleni yapıyorsun hâlâ." demiştim ve kızgın bir şekilde ona bakmıştım ama o bu halime hiç takmıyordu. Kızgın halim bile ona sevimli geliyordu ki.

"Jisung biliyor musun? Sen küçücüksün." demişti ve gözlerimin açılmasına şaşırmama sebep olmuştu.

"Ellerin." demişti ve ellerimi okşamıştı.

"Dudakların." demişti ve ardından bir öpücük bırakmıştı dudaklarıma.

"Özellikle belin." bu sefer buz gibi olan ellerini tişörtümden içer sokmuştu ve irkilmeme sebep olmuştu.

Belimi germemek için zor duruyordum. Eğer gerersem bu durum ikimizde için hiç iyi olmazdı cidden.

"Sende çok büyüksün ama bu haksızlık. Hem küçük insanlar yaşlanmaz." demiştim ve ikimizde kıkırdamıştık.

Gülüşü çok güzeldi.

"Gülüşün çok güzel." demiştim ve ellerimi yanağına çıkararak okşamıştım. "Sana çok aşığım." demiştim ardından.

"Bende sana hemde çok." diyerek hala tişörtümün içinde olan elini gezdirmişti ve bir daha irkilmeme sebep olmuştu. Hem elleri soğuktu hemde huylanıyordum.

Aslında ikimizde birbirimizden çok etkileniyorduk çoğu zaman ama engel oluyorduk kendimize.

Ellerimi saçına çıkarıp okşadım. Ardından bana yaklaştı ve dudaklarımı öpmeye başladı tekrardan. Hep beni öperken haraketlerine dikkat ediyor incitmemek için yavaş haraket ediyordu.

(Smut vardır burdan sonra. Rahatsız olan devamına bakmasın. Şimdiden uyarıyorum.)

Bence bazı şeylerin zamanı gelmişti. Dediğim gibi birbirimizden çoğu zaman çok etkileniyorduk ama kendimizi durduruyorduk ama artık zamanı gelmişti. Ben hazırdım.

Dudakları arasında dilimi göndermiştim. Bunu geri çevirmemişti kabul etmişti. İyice belime sarılmıştı ve beni kendine bastırıp öpüşmemizin derinleşmesini sağlamıştı.

Her haraketiyle belim dikleşiyordu. Minho beni gevşetmek amacıyla sırtımı okşuyor ve belimin dikleşmemesini sağlamaya çalışıyordu. Ama biraz zorlanıyordu da.

Benden ayrılmış ve nefes nefese konuşmuştu.

"Hazır olduğuna emin misin?" diyerek kalın ve derin sesiyle sormuştu bana. Sadece kafamı sallamıştım ve tekrar dudaklarına yapışmıştım. Gülümsemişti ve gülüşündende öpmüştüm onu.

Elleri belimden aşağı doğru kayarak kalçalarıma inmişti. İnlemiştim ve dudaklarını dişlemiştim.

Şu an zirveye doğru gidiyorduk ve burdan geri dönüşümüzün olması çok zordu.

Belim kıvrılmıştı ve kendimi ona sürtmüş ikimizinde inlemesine sebep olmuştum. Çok derindi inlemesi. Beni daha kötü yapıyordu.

Benden ayrılmış ve yanağımı okşamaya başlayıp konuşmuştu.

"Sen ne ara bu kadar yaramaz bir sincap oldun?"

Utanmıştım. Ani gelen utançla kalkmaya çalıştım ama beni belimden tutmuş ve bastırmıştı kendine.

Yine inlememe sebep olmuştu.

Yavaşça beni kucağına alarak ayağa kalkmış ve üst kata çıkmaya başlamıştık.

Kedilerin miyavlamaları aşağıda kalırken biz odamıza çıkmıştık.

Arkam yatakla buluştuğunda utançtan iyice kapanmıştı gözlerim.

"Aç gözlerini bebeğim..." derin sesiyle odaya fısıldamıştı. Vücuduma engel olamıyordum. O ne derse onu yapıyordu vücudum.

Gözlerimi açmıştım ve bana derin şekilde bakan gözlerine dikmiştim gözlerimi. Ardından eğilerek boyunuma yaklaşmıştı. Kafamı yana eğerek ona yer aşmıştım. Nefesi ne kadar beni huylandırsa da bir yandan da midemde kelebeklerin uçuşmasına kendimden geçmeme sebep oluyordu.

Dudaklarını boynuma değdirmiş ve minik öpücükler bırakmıştı ardından burnunu değdirerek kokumu içine çekmişti. Ama bunlarla yetinmiyordu dişlerini köprücük kemiğimin oraya geçirmiş ve emmişti.

Benim sevgilim bu kadar arsız mıydı?

Boğuk bit şekilde inlemiştim ona karşı. Ellerimi ensesine atmış ve daha çok bastırmıştım onu kendime.

Kokumu çekiyor, vücuduma izler bırakıyordu.

"M-minho." demiştim zorlukla. Beni umursamadan tişörtümün eteklerinden tutarak kaldırıp çıkarmış ve odanın bir köşesine fırlatmıştı. Ellerim ise boş durmamış ve üzerinde olan gömleğin düğmelerini açmaya başlamıştım bende.

Düğmelerini çözdükten sonra kendisi çıkarmıştı ve aynı şekilde odanın bir yerine fırlatmıştı gömleğide. Ardından üzerime eğilmiş ve göğüsümden öperek aşağı inmişti.

İşte şimdi başlıyordu her şey.

Aynı boynuma yaptığı gibi vücuduma da öpücüklerini ve izlerini bırakıyordu.

İzleri kalır mıydı acaba?

Kalsın istemiyorum vücudumda ona dair şeyler olsun istiyordum.

Titremiştim elleri vücudumda gezdikçe. Altımda ki şişlik iyice zorlamaya başlamıştı beni.

"Şşş sakil ol bebeğim." demişti. Ses tonu çok derinden geliyordu. Bu ses tonu beni daha çok geriyordu ve stres altına alıyordu.

Tekrar yüzünü yüzümle buluşturmuştu. Yüzüme eğilmiş ve dudaklarımı yarın yokmuşçasına sertçe öpüyordu. Evet çok derim öpüşmelerimiz olmuştu ama bu kadar sert olmamıştı hiç. Kendine hakim olamıyordu artık.

Altımda olan pijama altının lastiklerine indirmişti ellerini. Yavaşça sıvayarak iç çamaşırımla birlikte çıkararak atmıştı yine odanın bir tarafına.

Tanrım utançtan bayılmak üzereydim.

Kızardığımdan utandığımı iyice anlamıştı. Ayaklanıp kendi eşyalarınıda çıkarıp üzerime gelmişti tekrardan.

Bir yandan dudaklarıma, boynuma, göğüsüme ve bacak aralarıma öpücüklerini bırakıyordu.

Ben ise fazla bir şey yapamıyordum bu benim ilk ilişkimdi. İlkim Minho ve ne yapacağım hakkında pek bir fikrim yoktu.

Beni her öpüşünde içimde kelebeklerin artmasına sebep oluyordu. Yumuşak davranıyordu ama aynı anda sertte davranıyordu. Ön sevişmemiz biraz tuhaf geçiyordu.

Onu yana iterek üzerine ben çıkmıştım. Kendimi kötü hissetmiştim. Hiç bir şey yapmıyordum.

Üstüne çıktığımda kendimi ona sürtmüştüm ve inlememize sebep olmuştum.

"Jisung..."

Ardından ellerini kalçalarıma götürmüş ve sıkmıştı. Bu sefer inleyen taraf bendim. Üzerinde onu delice öpmüş ve kendimi ona sürtmüş aramızda ki kıvılcımın artmasına sebep olmuştum.

Beni yana yatırarak yine sırtımın yatak ile buluşmasını sağlamıştı. "Canını yakmamak için elimden geleni yapacağım." demişti ve dudaklarıma eğilip öpücük bırakmıştı.

Galiba başlıyordu ve ben korkuyordum.

İşaret ve orta parmağını ağzıma getirmiş ve yalamamı sağlamıştı. "Hazırlayacağım seni tamam mı?" sadece kafa sallamıştım. Gelen acı ile içimin parmakları ile dolduğunun farkına varmıştım.

Bu kadar acıyacağını cidden hiç tahmin etmemiştim. İçimdeki doluluk hissi canımı yakıyordu ve gözlerimin dolmasına sebep oluyordu. Tanrım bu kadar acıması gerçekten doğruymuş.

Felix, Jeongin ve ya Changbin anlattığında gram inanmamıştım hatta gülüp geçmiştim onlara.

Parmakları içimde gel git haraketleriyle devam ediyordu. Ben ise sadece göz yaşlarımı tutuyordum aynı zamanda derin ve boğuk boğuk inliyordum.

Ah, siktir.

Üçüncü parmağıda göndermesiyle bir çığlık yankılanmıştı odada. Ağlayacaktım şakasız.

Sakinleşmem için diğer eliyle saçımı okşuyor aynı şekilde dudaklarıma, çeneme ve boyun girintime öpücükler bırakıyordu.

Şu an da bile canımı yakmamaya çalışıyordu. Acıdan ve fazla sevgiden tutamadığım göz yaşlarım akmıştı. Her duyguyu şu an yaşıyordum.

Parmaklarını yavaşlatmış ve içimden çıkarıp yüzüme yaklaşmıştı. İçimdeki boşluk ile sanki bende boşluğa düşmüştüm.

Göz yaşımı silip konuşmuştu.

"Özür dilerim. Özür dilerim bebeğim üzgünüm canını yaktım. Özür dilerim." demişti durmadan
ard arda. Kafamı sallamıştım ve kendine çekerek öpmüştüm onu.

"S-sorun yok. Lü-lütfen dev-devam et." demiştim
derin nefeslerimin ardından.

"Acıya bilir ama acırsa beni durdur hemen." demişti ve dudaklarıma minik bir öpücük bırakmıştı. Aşağı doğru kayarak aletini girişime yerleştirmiş ve yavaşça içime göndermişti.

İçime girdikçe belim gerilmişti. Bir elim çarşafı sıkıyor diğer elimi ise sırtına geçirmiştim. Kanadığına emindim. Vücudunda benimde birer izim kalmıştı.

"M-minho acı- Ah!" çığlığım ile yavaşlamış ve ardından içimden çıkmayarak durmuştu.

"Bebeğim bırakabiliriz." demişti yanağımı okşarken.

"Ha-hayır." derin nefes almıştım ve "Dev-devam et." demiştim.

Gözlerime 'emin misin?' der gibi bakmıştı. Başımla onaylamış ve dudağına yine bir öpücük bırakmıştım.

Ardından kafasını sallamıştı ve gel git yapmaya başlamıştı tekrardan. Gel gitlerinin ardından göz yaşlarım ve inlemelerim devam etmişti.

Minho gel git yaparken bir yandan da yanaklarımı okşuyor. Gözlerimden akan yaşları siliyor ve minik minik öpücükler bırakıyordu vücuduma.

"Dayan güzelim." demişti ve biraz daha hızlanmıştı. Boşalacağını anlamıştım ve bende gelmek üzereydim. Elimi aletime götürecekken engellemiş ve kendisi duruma el atmıştı. İçimde daha çok hızlanırken bir yandan da aletimi çekmeye başlamıştı.

Haraketlerini iyice hızlandırmış ve ikimizinde inlemesine doruğa çıkmamızı sağlamıştı. O derin inlemeleriyle içime ve ben ise çığlıklarıyla eline gelmiştim.

İçimde biraz durduktan sonta çıkmış ve yanıma yatmıştı. Göğüsüne sokulmuştum. Hemen kabul etmişti beni ve sıkıca sarılmıştı bana. Ardından hafif kalkarak yorganı üzerimize çekmişti.

"Temizlenmemiz lazım." demiştim zorlukla.

"Sabah güzelim şimdi dinlen." demişti ve iyice çekmişti beni kendine. Daha fazla bir dememiştim ve sarılmıştım ona.

"Seni seviyorum, iyi geceler sevgilim." demiştim gözlerimi kapatırken.

"Bende seni seviyorum. İyi geceler güzel bebeğim." demiş ve saçlarıma öpücük bırakmıştı. İkimizde uykunun derin kollarına bırakmakmıştım kendimizi.

Bu gece farklı beden değildik biz.

Bir bütün olmuştuk.

____________________________________
Merhaba✌🏼

AY BOLUM COK GUZEL🤭🤭

👉🏼cok utaniyorum su an👈🏼

Gidiyorum ben sizde kendinize çok iyi bakın görüşmek üzere sizi seviyorum unutmayın sizi sevdiğimi öptüm bolca💜💜🤫🥳

Kitaba bakin cok guzel olcak umarim yani yarin bolum aticam onada♥️😋

🥺👉🏼Beğenmeyi,  yorum yapmayı ve beni takip etmeyi unutmayın👈🏼🥺

🙌🏽FANART🙌🏽

of minsung fanart bulmak cok zor aglicam glb😭

Continuar a ler

Também vai Gostar

949 117 8
Herşey Jisung'un zorla evlendirilmesiyle başlar...
173K 17.7K 36
Minho zorbalık yaptığı çocuğun sanaldaki sevgilisi olduğundan habersizdi [texting+düz yazı] 🥇#han 14/03/23 🥇#leeknow 17/05/23 🥇#felix 10/09/23 🥇#...
346K 32K 32
Kore'nin nesillerdir düşman olan iki sürüsü; Kim'ler ve Jeon'lar aynı davete katılır. Beklemedikleri şey ise attığı yumruk ile ruh eşi oldukları orta...
Teddy Bear |Minsung Por kiraz

Ficção Adolescente

17K 1.9K 14
"İnsanlar değişmezler Minho, sadece olduklarının daha iyi bir versiyonuna dönüşürler." "İnsanlar değişebilir Jisung. Sana bunu kanıtlayacağım."