Leucémie ~seongsang~ ✓

By RedamancyHeaven

3.9K 499 566

-tamamlandı- Bu fic kendime ve @ateezquality'e ithaf edilmiştir. Ona aşıktım. Evet bu doğru ama bunu daha... More

Tanıtım
Bir
İki
Üç
Dört
Beş
Altı
Yedi
Sekiz
Dokuz
On
On bir
On iki
On dört
Final -angst-
Final

On üç

135 19 22
By RedamancyHeaven


Nasıl devam ettireceğime dair şu kadarcık 🤏🏻 fikrim yok saçmalayabilirim, affedin.
En son temmuzda bölüm atmışım ÜQÜQĞSĞD Hala okuyan çıkar mı bilmem 🤷🏼‍♀️
Ayrıca virüs olduğum için sanırım buraya bayaaa zaman ayırıcam ne zaman kendimi karantinaya alsam burası bakıma giriyor? Neyse o saatlerde uyurum artık

İyi okumalarrrr (tabi hala buna yeni bölüm gelecek diye bekleyen kaldıysa mcmcxm)



Yeosang

Kurabiyelerimizi fırına atıp etrafı toparlamaya başlamıştık. Seonghwa on dakika dayanamayıp yanımıza gelmiş ve o da akşam yemeği için bize bir şeyler hazırlamak adına tezgaha girişmişti.

Bu günlük fazlaca kendimi yorduğumu bacaklarımın titremesi ile anlayıp kendimi sandalyeye attım. Kemoterapi ağır olduğu için bazen baygın bir şekilde eve geliyordum ama bu gün aldığım yüksek doz değildi. Bu yüzden kendime yüklenmiştim ama hata yapmıştım.

Başımın ağrıması ile başımı masaya koyup gözlerimi kapattım. "Sevgilim?"
"Hm?"

Seonghwa'nın endişeli ve soru sorar gibi sesini duysamda sessiz kalmıştım. Cevap verecek halim yoktu.

"Bebeğim yüzüme bakabilir misin?"
Başımı yavaşça kaldırıp ona baktığımda bira yüzümde gözlerini gezdirmişti. Ardından beni kucaklayıp mutfaktan çıkarmıştı.

"Napıyorsun? Kurabiye yapıyorduk!"
"Dinlenmelisin, Yunho nerdesin?"

Beni salona götürürken Yunho'ya seslendiğinde anlamsız bakışlar ile Seonghwa'ya baktım. "Neden Yunho'yu çağırdın şimdi?"

"Yunho!" Sinirle seslendiğinde yerimden sıçramıştım. Seonghwa özür dileyerek alnımı öpmüş ve beni koltuğa yatırmıştı.

"Ne var Seonghwa? İki dakika Mingim ile öpüşemeyecek miyim?" Sinirle odaya girdiğinde kıkırdamıştım.

"Şu krem ile Yeosang'ımın başına masaj yap benim yemek hazırlamam lazım."

"Gerek yok Seonghwa.. Hyung."
Yunho kahkaha bırakıp yanıma geldi ve başımı dizlerine yatırıp elimdeki kremi eline aldı.

"Sevgili olduğunuzu biliyorum? Neyi kimden saklıyorsunuz öyle!" Elimle yüzümü kapayıp utancımı gizlemeye çalışırken Seonghwa kıkırtı bırakıp odadan ayrılmıştı.

Yunho ellerimi yüzümden itip parmaklarını alnıma getirmiş ve elindeki krem ile masaj yapmaya başlamıştı.

"Mingi hyung ile sevgili oldunuz mu? Hemde bir gün içersinde?"

"Ben ve Mingi sizi gibi nazlı mıyız olum? O beni seviyor ben onu uzatmanın anlamı nedir?"
"Biz nazlı falan değiliz hyung!"
"Aynen bebeğim aynen."

Bir kaç dakika içersinde çocuklar odaya doluşmaya başladığında Yunho'nun ellerini başımdan çekip oturur pozisyona geldim.

"Neyin var Yeosang?"
Hong Joong hyung yanıma gelip elini alnıma koyduğunda geri çekildim. "Bir şeyim yok başım ağrıdı biraz."

Başını sallayıp elini çekmiş ve yanıma oturmuştu. Gerginlik ile bacağımı sallarken hepsinin bakışı üstümdeydi. Hala tam olarak iyileşmemiştim ve haliyle hepsi bana bakıyordu.

"Şey ben bi mutfağa gideyim." Hızla oturduğum yerden kalkıp mutfağa girmiş ve Seonghwa'nın beline sarılmıştım.

İlk başta irkilsede elindeki bıçağı bırakıp bana dönmüştü. "Ne oldu bebeğim?"
"B..bilmiyorum gerildim sadece."

Kollarını belime sarıp dudaklarımızı birleştirdi.
Minik bir öpücük bırakıp dudaklarımızı ayırmış ve bu sefer dudaklarını alnıma bastırmıştı.

"Onlar senin arkadaşların, onlara yabancıymış gibi davranma meleğim."

"Ama korkuyorum.." "Neyden? Onlar sana zarar vermezler ki."

"Bilmiyorum.. korkuyorum işte."
"Pekala, Baekhyun ile konuşmuştum, elbette bir anda olmayacak ama yavaş yavaş alışmalısın."

Başımı sallayıp göğüsüne yasladım. Derin bir nefes alıp güzel kokusunun burnuma dolmasına izin verdiğim sırada Wooyoung içeriye girmişti.

"Aşk kuşlarıı ayrılın ayrılın."
Seonghwa saçlarımı son kez öpüp beni kendinden ayırmış ve salataya tekrar dönmüştü.

Wooyoung elleri belinde kaşları çatık bana bakarken ellerimi havaya kaldırmıştım. "Masumum ben!"

"Yaa! Kurabiyelerimiz az kalsın yanıyordu bebek!" "Ama başım çok ağrıdı, Seonghwa da kıyamayıp beni içeriye gönderdi bana kızma ona kız!"

"Seonghwa Hyung ya! Benim başım ağrısa bütün evi çamaşır suyu ile temizletirsin! Yeosang olunca ay bebeğim git uyu ay bebeğim kalkma sen oluyor!"

"Çünkü o benim bebeğim?"
"Çinki i binim bibiğim."

Wooyoung dudak büzerek konuşmasını bitirdiğinde kahkaha atıp ona sarıldım. "Sonuç olarak kurabiyelerimiz pişti mi?"

Wooyoung gözlerini kocaman açıp sevinçle başını salladı. "Evett hadi tadına bak-" "Bakamazsınız canım önce yemek sonra kurabiye!"

"Ya hyung! Senin bizimle ne zorun var acaba pardon?!" Wooyoung kaşlarını çatarak Seonghwa'ya döndüğünde kıkırdamıştım.

"Sen istiyorsan tadına bak ama Yeosang bakamaz." "Ya bu nasıl bir kısıtlamadır ya Yeosang bu şimdi yemeğine karışıyor ilerde çocuklarının ismini de o koyar gel yol yakınken vazgeç sana ben abimi yaparım abimi."

"Wooyoung sikerim belanı kaybol!"
Wooyoung arkasını dönüp hızla mutfaktan uzaklaşırken Seonghwa'nın sinirli bakışlarına kahkaha attım.

"Ne gülüyorsun sen bakim?" Ellerini yıkayıp hızla beni belimden kavrayıp kendine yapıştırdı. "Şey oldu.. yoksa gülmem ben biliyorsun."

Kıkırdayıp yüzüne bakarken burnumu minikçe ısırdı. "Ya acıttın!" Bu sefer minik bir öpücük bırakıp belimi bırakmış ve içeriye doğru sürüklemişti beni. "Ben yemekleri hazırladım Yunho ve Mingi siz sofrayı kurun. Hong Joong ve Jongho da bulaşıkları halleder."

"Siz ne yapcaksınız?" Mingi kollarını bağlayıp bize bakarken Seonghwa beni kolunun altına alıp bahçeye sürükledi.

"Bizde Yeosang ile salıncakta sallamacağız."
"Oh gel keyfim gel."

Mingi mırıldanarak söylendiğinde kıkırdayıp Seonghwa'nın göğüsüne yaslandım.

Büyük salıncağa oturmuş ve beni de kucağına çekmişti. Kucağında uzandığımda ellerini karnımda birleştirmeden önce ellerimi elinin arasına almıştı.

Başımı göğüsüne yaslayıp alttan yüzüne baktım. "Onlara sevgili olduğumuzu söyleyelim mi?"

Gözlerini bana dikip burnumu öptü. "Bence anlamışlardır. Ama elbette söyleyelim bebeğim."

"Gerçekten mi? Anladılar mı? Ya bana kızarlarsa? Ya Hong Joong hyung beni şikayet ederse? Jongho bana bağırırsa? Ayrılmamızı isterlerse? Ne yapcaz o zaman?"

Seonghwa büyük bir kahkaha patlatıp doğruldu ve beni yan şekilde kucağına oturtup yanaklarımı ellerinin arasına aldı.

"Bebeğim kimse bize karışamaz, sadece şirketten gizleyeceğiz o kadar. Kimse de bize ayrılmamızı söyleyemez. Çocuklar sana bağıramaz buna izin vermem tamam mı?"

"Tamam."

"Çifte kumrular sofra hazır!" Wooyoung kıkırdayarak yanımıza gelmişti.

"Dünyadaki en yakışıklı enişte sen olduğunu söylemiş miydim hyung?"

"Daha o konuyu konuşacağız, yalakalık yaparak kestirip atamazsın Wooyoung!"

Kıkırdayıp Seonghwa'nın çenesine öpücük bıraktım.

"Aaa ne yalakalığı, neyse ben içeriye geçiyorum sizde gelin hyung."

Wooyoung gittiğinde Seonghwa dudaklarımı öpüp beni kucağından kaldırdı ve yere indirdi. Ardımdan o da kalkıp elimi tutup içeriye sürüklemiş ve sofranın başına getirmişti bizi.

"Biz Yeosang ile sevgiliyiz."

"Yes be çıkar 10 bin wonu Joong." Mingi kahkaha atarak konuştuğunda Joong surat asıp masaya oturmuştu. "Ya siz neden sevgilisiniz be? Az bekleyemediniz mi?!"

Joong stem ile konuştuğunda Seonghwa bana bakmıştı. "O ne saçma bir soru Joong?"
Uyarıcı ses tonu ile konuştuğunda Hong Joong bana bakmıştı. Ardından kocaman gülümsemiş ve masadan kalkıp bana sarılmıştı.

"Şaka yapıyorum Yeosang çok sevindim sevgili olmanıza fakat 10 bin won kaybettim..."

"Ben verebilirim paran yoksa hyung."
Hepsi kahkaha attığında şaşkın bir şekilde onlara bakmıştım. Yanlış bir şey mi söylemiştim?

"Yok bebeğim gerek yok, hadi oturun çabuk."

Hep birlikte masaya kurulduğumuzda uzun süre sonra ilk defa çocuklarla iyi hissederej güzel bir yemek yemiştik. Ne yalan söyleyeyim buna gerçekten ihtiyacım varmıştı.

-

Ne yaptığım hakkında bir fikrim yok evet aman neyse iyi geceler hepinizeee sınavları olanlara başarılar 😽

Continue Reading

You'll Also Like

135K 15.2K 36
jeon jungkook en yakın arkadaşının amcasına aşık olmuştu.
1K 177 9
beomgyu: ya ben bir askerin koluna dikiş atıyordum bu başladı bana saydırmaya tutturmus bir de mesleğini yakıcamm yani bir saygısızlık yapmamışım...
555K 63K 40
çapkın bir omega olan kim taehyung, kızgınlıklarını geçirmek için gözüne alfa jeon jungkook'u kestirir
574 93 4
jeonghan öldüğünde tanrı tekrar bir şans verdi ve kendi ile ilgili her şeyin silinmesine rağmen ilk olarak aşkına yeniden kavuşmak için çabalayacaktı...