Tek Nefeste

By umudundan_uzak

13.8K 1.1K 3K

Aşk teninde değildi... Dudaklarından çıkan tek nefesteydi... More

KARAKTER TANITIMI
BÖLÜM-1
BÖLÜM-2
BÖLÜM-3
BÖLÜM-4
BÖLÜM-5
BÖLÜM-6
BÖLÜM-7
BÖLÜM-8
BÖLÜM-9
Bölüm-10
@Ferbel_EgEn doğum günü özel bağımsız bölüm
Bölüm-11
BÖLÜM-12
BÖLÜM-13

BÖLÜM-14

763 71 68
By umudundan_uzak

Ertesi sabah güneşin keskin ışınlarının gözlerine vurmasıyla birlikte yeni bir güne uyanmıştı Beliz. Yatakta gerinirken çıplak bacağı Ferman'ın bacağına sürtününce şaşkınlıkla gözlerini fal taşı gibi açmıştı. Ferman'ın kolları arasında kıyafetleri olmadan uyuduğunu görünce utancından yüzü kıpkırmızı olmuştu. Tâ ki dün geceyi hatırlayana kadar. Yüzünde oluşan istemsiz gülümsemesi ne kadar mutlu olduğunun kanıtıydı. Başını yukarı kaldırdığında mışıl mışıl uyuyan sevgilisini görmüştü. Yatakta hafifçe doğrulmuş ve yanağına küçük bir öpücük kondurmuştu. Kenarda duran Ferman'ın tişörtlerinden birini alıp giyindikten sonra yataktan kalkmış ve banyoya yönelmişti. On beş dakikalık bir duştan sonra Ferman'ın gardrobundan aldığı şort ile tişörtü giyip mutfağa gitmişti. Böylesine güzel bir sabahı daha da güzelleştirmek için güzel bir kahvaltı hazırlamak istiyordu. Saçlarını toplayıp bir kalem yardımıyla tutturduktan sonra işe koyulmuştu.

Yirmi dakika sonra Ferman yeni yeni uyanmaya başlamıştı. Kolunu yan tarafa atıp yokladığında eline boş ve soğuk çarşaftan başka bir şey temas etmemişti. Huysuzlukla gözlerini açınca yatakta doğrulmuş ve odanın içinde gezdirdiği gözleri Beliz'i göremeyince telaşlanmıştı.

Ferman: Beliz?

Kapıya doğru döndüğünde Beliz'in kıyafetlerini odanın içindeki sandalyede görünce derin bir nefes vermişti. Aklına dün gecenin gelmesiyle birlikte de yüzündeki somurtkan ifadenin yerini büyük bir gülümseme almıştı. Ardından yataktan kalkmış ve duşa girmişti.

.
.
.

Ali gözlerini açtığında nerede olduğunu unutup bir anda ayağa fırlamıştı. Ardından Nazlılar'ın evinde olduğunu görünce üzerinde de akşamki kıyafetlerini görüp burada uyuyakaldığını anlamıştı. Başını iki yana salladıktan sonra sessizce lavaboya yönelmişti. Elini, yüzünü iyice yıkandıktan sonra kağıt havluyla kurulanmış ve mutfaktan gelen seslere doğru ilerlemişti. Nazlı çoktan uyanmış ve kahvaltı hazırlıyordu.

Ali: Günaydın.

Nazlı: (neşeyle) Günaydın, rahat uyudun mu?

Ali: Kusura bakma yaa. Uyuyakalmışım hiç farkında bile değildim.

Nazlı: Tam film izliyorduk ve sen filmin en iyi yerinde horlamaya başladın. Yani uyandırmayı denedim ama sen kalkmayınca uzanmana yardım edip üzerine örtü örttüm.

Ali: Teşekkür ederim ve tekrardan kusuruma bakma.

Nazlı: Önemli değil ama kahvaltıya yardım edersen memnun olurum.

Ali: Ah tabii.

Ali de tezgahın başına geçince birlikte hazırlamaya devam etmişlerdi.

.
.
.

Beliz, tavada omletin pişmesini beklerken dolaptan da domates ve salatalık çıkarmış doğruyordu ki arkasından beline sarılan iki kolla birlikte duraksamıştı.

Ferman: Günaydın sevgilim...

Beliz: Günaydın canım...

Ferman, Beliz'in boynundan derin bir soluk çekmiş ardından da yanağından öpmüştü.

Ferman: Bu üzerindekiler bana mı ait acaba?

Beliz: Şu anlık bana ait.

Ferman: Benim dolabımda bana ait olan ama sana daha fazla yakışacak bir sürü kıyafet var biliyor musun?

Beliz: (gülerek) Bak sen.

Ferman: Bence biz her şeye birlikte bakmaya devam etmeliyiz.

Beliz: Bu sabah fazla romantiksin.

Ferman: Sen de bu sabah fazla güzelsin. Ben bir şey diyor muyum?

Beliz: Ay öleceğim galiba.

Ferman: Olmaz... Sen bana her daim lazımsın... Olmazsa olmaz listemdeki tek varlıksın... (saçlarından öpüp) Hayatımdaki en güzel varlıksın... Sen bu zamana kadar nerelerdeydin acaba?..

Beliz: Ya asıl sen bu zamana kadar neden benim karşıma çıkmadın?

Ferman: Ben o sırada seni bekliyordum...

Beliz: Beklediğine değdi mi bari?

Ferman: Fazlasıyla... Keşke her beklediğim böyle güzel olsa ama imkansız... Bu dünyada sen ve seninle birlikte gelen şeylerden daha güzel bir şey olamaz...

Beliz: Ya varsa?

Ferman: Olmasın o zaman... Sen benim en güzelimsin...

Ferman sıkı sıkıya tuttuğu Beliz'in omuzlarına ve boynuna küçük küçük sıralı öpücükler kondururken koklamayı da ihmal etmiyordu... Tertemiz ten kokusu, aşık olduğu ve gözünün ondan başkasını görmeyeceği bu kadının güzel kokusu öylesine büyüleyiciydi ki... İkisi de birbirlerinden geçmeye yer ararlarcasına gözlerini kapadıklarında Ferman kolları arasındaki Beliz'i kendine çevirmiş ve dudaklarını dudaklarına hapsetmişti. İlerleyen dakikalarda soluklarının ve ritimlerinin artışını görmemek mümkün dahi değildi. Ferman, Beliz'i tam duvara yaslamıştı ki gelen yanık kokusuyla Beliz ayrıldı ve hızla ocağın başına gitti.

Beliz: Omlet!

Ferman: Omlet?

Beliz: Yanmış işte ya!

Ferman: Omlet bile yanmış.

Beliz: Ferman!

Ferman: Efendim aşkım?

Beliz: Ya niye öpüyorsun ki? Al bak gitti güzelim kahvaltı.

Ferman: Aşkım ben onun üzerini sıyırır gene yerim.

Beliz: Off!

Ferman derin bir iç çekip Beliz'in yanına gitmiş ve ona sarılıp başını göğsüme yaslamıştı.

Ferman: Ya boşver canını sıkmana değer mi hiç?

Beliz: Güzel bir sabah geçirelim istemiştim.

Ferman: Yani geçirmek üzereydik ama bu omlet işi bozdu.

Beliz: Ne?

Ferman: Ya ben ne güzel sevgilimle vakit geçiriyorum ama bu omlet hemen yanıyor. Ya ben daha yeni yeni ısınıyorum buna ne oluyor ki?

Beliz: Sen iyice kafayı yedin aşkım.

Ferman: Sen yedirdin valla hiç bana suç atma. Benim yerimde sen olsan her seni gördüğünde bir kez daha aklın şaşardı gerçekten ben böylesine güzel bir kadınla sevgili miyim diye.

Beliz: Tamam, şimdi sakin oluyoruz.

Ferman: Olmuyorum, olmam da.

Beliz: Aşkım-

Ferman: Ya ben niye sana doyamadan midemi doyurayım ki? Sabah yanımda da yoktun.

Beliz: Ay cidden çıldırdın sen, bir nefes al.

Ferman: Benim her şeyim sensin, nefesim de buna dahil.

Beliz tam bir şey diyecekti ki Ferman tekrar öpmüştü onu. Elleri havada kalan Beliz ne olduğuna şaşırırken bir şey diyememiş ve ellerini Ferman'ın yüzüne yerleştirip öpüşüne karşılık vermişti.

.
.
.

Açelya: Demir.

Demir: Efendim güzellik?

Açelya: Ya bu dolap bomboş.

Demir: Dolapla ne işin var ki?

Açelya: Kahvaltı etmeyecek miyiz?

Demir: Evde mi edeceğiz?

Açelya: Yani ben öyle düşünmüştüm.

Demir: Ya onunla mı uğraşacağız bir de? Hadi kalk gidelim.

Açelya: Pekala, nasıl istersen.

Demir, Açelya'nın ellerinden tutup gülümsemişti.

Demir: Ben değil biz isteyelim.

Açelya: O zaman nasıl istersek.

Demir: Aynen böyle güzellik. Hadi gidelim.

.
.
.

Beliz ve Ferman sofraya oturmuş kahvaltı ediyorlardı.

Ferman: Her şey çok güzel olmuş sevgilim. Ellerine sağlık.

Beliz: Omlet biraz yanık ama olsundu.

Ferman: Hayatımda yediğim en güzel omlet bu bence.

Beliz: (gülerek) Biraz daha abart istersen?

Ferman: Daha hiç abartmadım ki. Ama abartadabilirim.

Beliz: Alt tarafı bir yanı yanık omlet.

Ferman yandan gülümsemiş ve dirseğini masaya koyup yanağını da avucuna yaslamıştı.

Ferman: Benim de içim sana yanıyor ama bak şikayetçi miyim hiç?

Beliz: Aynı şey değil ki.

Ferman: İkimiz de senin sayende varız bence. Yani ben sen geldikten sonra yaşadım, senin dokunuşuyla yaşadığımı anladım. O da senin dokunuşuyla var oldu. Yani bir bakıma benzer diyebiliriz.

Ferman böyle deyince Beliz'in içindeki denizler çağlamıştı adeta. O da dirseğini masaya koyup yüzünü eline yaşlandığında gözlerini karşısında oturan deniz gözlü bu adamın gözlerine kenetlemişti.

Beliz: Çok seviyorum seni... İçim ismini haykırırcasına...

Ferman: Ben de seni çok seviyorum güzelim benim... Sen benim neşe kaynağımsın... Şu kahvaltı öyle güzel ki ve sen olmazsan öyle anlamsız...

Beliz: Sen böyle güzel konuştukça benim kalbime bir şeyler oluyor... Ritmi artıyor sanki... Adeta kanat takıp uçmak istiyor... Hiç duymadığım ya da anlamlandıramadığım iltifatlar edesim geliyor sana... Ama hepsi yanında sönük kalıyor... Sen öyle güzel seviyor, öyle güzel sözler söylüyorsun ki benim susmaktan başka yapacak bir şeyim kalmıyor... Kilitleniyorum sende...

Ferman: E konuşmayalım biz de... Bozulmasın aramızdaki bu sessiz büyü... Gözlerimiz haykırsın sevgimizi... Olmaz mı?..

Beliz: Çok güzel olur...

Ferman diğer elini Beliz'in boşta kalan eline yaklaştırıp sıkıca tutmuştur... Aşk ikisinin de içlerindeki denize bazen dalga oluyor, bazen de durgunlaştırıyordu...

.
.
.

Ali: Hazır mısın Nazlı?

Nazlı: Geliyorum.

Ali ve Nazlı kahvaltılarını etmiş işe gitmek için Nazlı'nın hazırlanmasını bekliyorlardı. Daha çok Ali bekliyordu. Birkaç dakikanın ardından Nazlı hızlıca merdivenlerden inmişti. 

Nazlı: Artık gidebiliriz.

Ali: Hadi o zaman.

Nazlı anahtarı aldıktan sonra birlikte evden çıkmış ve arabaya binmişlerdi. Ali arabayı çalıştırdıktan sonra da hastaneye doğru yola koyulmuşlardı.

Ali: Acaba bu güzel sabahın devamı nasıl gider?

Nazlı: (gülerek) Kan, vahşet, dehşet vs.

Ali: Sağol yaa içimi aydınlattın.

Nazlı: Her zaman.

Nazlı böyle deyince Ali de gülmeye başlamıştı.

Ali: Mümkünse böylesi bir daha olmasın.

Nazlı: Orası bana kalmış.

Ali: Olsun bu da güzel.

Nazlı: Hmm, başka ne güzel mesela?

Ali: Sen.

Nazlı: Ne?

Ali içinden konuşmadığını fark edince yüzü dehşete kapılmıştı.

Ali: Ş-şey öyle değil!

Nazlı: Nasıl peki?

Ali: Yani güzelsin ama güzel anlamda güzelsin.

Nazlı: Ali hiçbir şey anlamıyorum, düzgün anlatacak mısın?

Ali: Şimdi sussam olur mu? Lütfen.

Nazlı: Peki.

Ali: Teşekkür ederim.

Nazlı gözlerini Ali'nin üzerine diktiğinde, Ali'nin utancı daha da artmıştı.

.
.
.

Ferman: Çok güzel olmuşsun.

Beliz: Dünkü kıyafetlerim aslında.

Ferman: Dün de çok güzeldin, bugün de çok güzelsin. Değişen tek şey her geçen gün güzelliğinin artması...

Ferman, sevgilisine yaklaşmış ve beline ellerini koyup yanağına küçük bir öpücük kondurmuştu.

Beliz: Sen de çok yakışıklı olmuşsun. Her zaman ki gibi.

Ferman: Yani, sana layık olmaya çalışıyorum diyelim.

Beliz: Bu takımlar sana çok yakışıyor.

Ferman: Normalde pek tercihim değil ama direkt ofise gideceğim için giyinmek zorundayım.

Beliz, Ferman'ın katlanmış yakalarını düzeltip kravatını da ortalamıştır.

Beliz: Bence sürekli giyinmelisin. Böyle çok yakışıklı oluyorsun.

Ferman: (gülerek) Tişörtle olmuyor muyum?

Beliz: Her türlü oluyorsun da böyle daha bir değişik. Sanki 1950'li yıllardan fırlamış gibisin. Üzerinde öyle ağır ama çekici bir ambiyans var.

Ferman: Sen iste ben hep böyle giyinirim. Zaten bi iş için bir de senin için böyle giyiniyorum.

Beliz: Yaa, demek öyle...

Ferman: Öyle sevgilim...

Beliz: Çok romantiksin ve sayende ben hep senin aşkından sarhoş oluyorum... Üstelik gece gündüz fark etmeksizin...

Ferman: Ben de çok farklı sayılmam bence...

Ferman alnını Beliz'in alnına yaslayınca ikisi de birbirlerinin kokularını derin derin ilçelerine çekmeye başlamışlardı... Unutmaktan korkarcasına...

Beliz: Artık gidebiliriz...

Ferman: Keşke hep burada kalabilsek...

Beliz: Keşke...

Ferman: Olsun biz yine geliriz. Nasıl olsa burası bizim...

Beliz: Bizim?

Ferman: Evet, bizim... Sen ve ben...

Beliz: Bizim...

Beliz, Ferman'ın yüzünü avuçlamış ve ayak parmak uçlarında yükselip dudaklarına uzun soluklu bir öpücük kondurmuştu... Birbirlerine delicesine aşık olan bu ikiliyi ölümden başka hiçbir şey ayıramazdı...

.
.
.
1478 kelime! Umarım beğenirsiniz, keyifli okumalar.

Kitap ya da bölüm hakkında yorum yaparsanız memnun olurum. Ayrıca Vote atarsanız da kanser olmazsınız.

Bu bölüm Ferbel_EgEn kraliçem için bugün atılmıştır. Onun hesabına gidin ve arkanıza yaslanıp bölümlerini okuyun. Pişman olmayacaksınız aksine aşırı derecede mutluluk ve sevgi içerir ♥️

Continue Reading

You'll Also Like

1.2M 50.1K 44
0545* Sizi "MAFYA" adlı gruba ekledi #Romantizm kategorisinde 1.Sıra✨ #3Ay kategorisinde 1.Sıra✨ #Siyah kategorisinde 1.Sıra✨ #Esir kategorisinde 1.S...
91.4K 5.3K 32
TAHASSÜR Cihan ve Kamerin hikayesi... Yıllar önce birbirine verilmiş sözler... Yıllarca birbiriyle kavuşmayı bekleyen iki insan yıllar sonra tekrarda...
2.1M 91.1K 24
Yetişkin okurlar için uygundur! Bir Mahalle Hikâyesi... Çok daha fazlası... ✨ "Bak bana," diye fısıldadı. Dudaklarının arasından çıkan sıcak nefesi b...
3.4M 125K 70
Berdel'e kurban gitmiştim. Hiç tanımadığım, bilmediğim bir adamla evlendiriliyordum... "1 yıl, sadece 1 yıl sonra burdan herkesin seni bir ölü olarak...