Konser +18

By ecemziyagil

4M 65.5K 31.7K

Eğlencesine gidilen konserde bir insanın hayatı değişebilir mi? Unutulan anılar adına nasıl birine aşık olabi... More

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
Soru Cevap!!
16
17
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
Soru Cevap 2
52
Özel Bölüm /1
Özel Bölüm/ 2
Özel Bölüm/ 3
Açıklama

18

102K 1.5K 466
By ecemziyagil

İyi okumalarr ziyagiller ♡

---

Beni bu hayatta bir hiç gibi sayan ikinci kişi Batuhan olmuştu. Kalbimi yerinden söküp atmıştı. İlk ayrıldığımızda ağlayarak onun karşında barışmak istedim. İnanlar hiç sevgi görmeyince küçük sevgiye kanabiliyor. Ben ise Batuhan'ın o yalandan bakışlarına kanmıştım.

Şimdi ise onun birer kıza daha aynılarını yaptığına gözlerimle şahit oluyordum.

"İçeriye girsene."

Berfu yanağında olan gözyaşını silerek salona geçti. Atlas onu görünce oturuşunu düzeltti.

Berfu tekli koltuğa oturunca karşındaki koltuğa oturdum. "Neden söylemedin?" Diyerek söze girdi. Ne dediğini anlamadığım için kaşlarımı hafifçe çattım. "Batuhan ile eski sevgili olduğunu."

Durdum. Gözlerine baktığımda hayal kırıklığını gördüm. "Bana 'Öykü seni kıskansın diye seninle oynadım.' Dedi." Atlas ayağa kalkınca ona baktım. "Siz yalnız konuşun, benim biraz işim var." Salondan çıkınca geri Berfu'ya baktım.

Daha ben bir şey diyemeden ağlamaya başladı. "İyi misin?" Dedim. "Canın acıyor mu?"

Kafasını yerden kaldırdı. "Keşke canım sadece şuan acısaydı."

Keşke sana gerçeği söyleseydim Berfu. Şimdi kız karşımda ağlıyor ve ben bir şey diyemiyorum. Kendimi suçlama duygum kızın gözyaşları yüzünden içimde kabarmaya başladı.

Berfu tekrardan gözyaşlarını silip bana baktı. "Bana 'Sen herkesten, her şeyden farklı kalcaksın.' Demişti." Keşke seni Batuhan konusunda uyarsaydım. Malum o çocuk elini bacak arasından çekmeden gezemeyen iğrenç biri.

Karşımda ağlarken dolaptan birer peçete çıkarıp ona verdim. "Ya ben onunla..." Daha fazla konuşamadı. Bir şey demeden ona sarıldım. "Üzme artık kendini." Dedim "Hasta olacaksın."

Berfu ağlamaya devam ederken geri çekilip önünde eğildim. Ellerimi onun dizine koyup baktım. "Su ister misin?" Kafasını olumsuz anlamda salladı. Derin bir nefes alıp verdim.

"Benimle birlikte olmak için bana atar yaptı."

Batuhan bana bakınca ona gülümsedim. "Beraber dışarıda gezelim mi? Hava çok güzel!"

Sevinçlerimi kursağıma bırakacak derecesine bana bakıyordu. "İstemiyorum Öykü, sen laf anlamıyor musun?" Hafifçe kafamı eğdim. Batuhan ellerini belime sarınca kafamı kaldırıp ona baktım.

"Hem burada daha çok eğleneceğiz."

"Ben buna hazır olduğumu sanmıyorum." Ellerini belimden çekti. Sessizce "Sen anca sürt dışarıda, yatağa gelince kedi gibi sus."

İstemsizce gözlerim doldu, alt dudağımı yalayıp kafamı sağa çevirdim. "Öykü! Sana diyorum ki, sen de zevk alacaksın." Bağırarak başladığı konuşmaya sesini rahatlatıcı bir ses tonuna getirerek bitirmişti.

Sessizce ona baktım. Gözlerindeki hevesi fark ettim. Yatağa geçersek, diğer kızlardan ne farkım olacaktı ki? Elde ettiği bir kız olacaktım. Sonrasında benimle konuşacak mı? O bile belli değil.

"Aşk bu değil." Sesim cılız çıkmıştı. Ona bağıramıyordum. "Aşk tam olarak da bu!" O ise bana hep bağırıyordu.

"Üzüldüğünde, üvey baban sana 'eve gel yazdığında.' ben yanındaydım Öykü. Sevildiğine, annen sana bir şans verdiğinde yine ben yanındaydım. Şimdi sen beni bu odada yalnız mı bırakacaksın?"

Yutkundum. Doğru diyordu, her zaman yanımdaydı ama bunu onunla yatmam için mi yaptı?

Ben cevap vermeyince odanı  kapısına sinirle yürüdü. "Senin amına koyayım Öykü! Senden ne sevgili olur ne de insan!"

Aklıma gelen anı beynimi zonklatmıştı. Onunla olan anım bile başımı ağırtıyor, onun her şeyi can yapabiliyor.

"Bana da yaptı aynısını ama önemli olan şuan onun ne olduğunu görmek degil mi?" Tekrardan kafasını olumsuz anlamda salladı. "Ben onunla birlikte oldum Öykü!" Bunu anlamıştım ama şuan ne desem bilemedim.

"Ne kadar zor bir süreç olduğunun farkındayım ama olan bir şeye çare bulamayız. Onun arkasından ağlamak yerine güçlü durman lazım."

Berfu bir şey demeden bana baktı. "Yani sen yine Berfu'sun. Batuhan senin için kötü bir deneyim oldu."

Ayağa kalkınca ben de ayağa kalktım. "Peki." Peki mi? Nedense bu 'peki' kelimesini Bihter Ziyagil'in son kelimesine benzettim.

"Kötü olduğumda seni arayabilir miyim?" Kafamı olumlu anlamda salladım. Berfu bana gülümseyerek kapıya doğru gitti. Kapının orada bana teşekkür etti.

Demin ağlayan kız neden birden ayaklanıp gitti ki? Yahu, o kadar mı mükemmel teselli ettim? Ben bi harikayım dostum!

Salona geçecekken kapının çalması ile tekrar kapıya gittim. Kim bilir bu sefer neden geldi? Kapıyı açınca Derin ve Çağrı'yı gördüm. "Demin ki kız Berfu muydu?"

☆☆☆

"Saçmalama Derin!" Gözlerimin içine bakıyordu adeta. Derin evinde tek kalmaya korktuğu için bu akşam bizde kalıyordu. Ve eve Lal'i gelmeme durumunu ölüme başlıyordu.

"Ya ne saçmalama? Atlas'a aşık değil mi bu kız? Ölüm notunda senin ve Atlas'ın ismini geçirir. Sizi ayırır."

Gülerek omzuna vurdum. "Sen ölmeyi bayılmak mı sanıyorsun fıstık?" Derin başını ovalarken bana göz devirdi. Halen daha ona gülerken kapı sesi geldi. "Geldi Lal'ciğin." Dedi. Bu sefer ben göz devirdim.

Salondan gerçekten de Lal'in sesi geliyordu. Ses uzaktan geldiği için tam olarak ne dediğini anlayamadım. Ayağa kalkıp salona geçtim. Derin ise arkamdan geliyordu.

"Evin yolunu kaybettin diye umut etmiştim." Gözlerim elindeki alışveriş poşetlerine kaydı. Lal poşetleri koltuğun üzerine koydu. Derin koltuğa oturunca Lal ona bakıp "Bu kız burada mı kalacak?" Diye sordu. Kafamı onaylarcasına sallayıp "Senin kadar onun da burada kalmaya hakkı var." Dedim. 

Lal bir adım atıp üstüme yürüyünce Atlas oturduğu yerden kalktı. "Ben bu evde para vererek kalıyorum. Ya siz?" Kaşlarımı çattım, ne ara bu ev için para vermişti ki? "Hem para vermeden de kalabilirim çünkü Atlas'ın babası Mehmet amca benim öz amcam." 

O çirkin sesi ile konuşması bitince ona doğru bir adım atıp aramızdaki mesafeyi kapattım. "İnanmayacaksın belki ama Atlas benim sevgilim, istediğim zaman onun evinde kalabilirim." 

Kaşlarını çatmamış olsa da gözlerinin içine baktığımda sinirli olduğunu anlayabiliyordum. "Sen ne ara ev için para verdin Lal?" Bu soruyu soran kişi Atlas olmuştu. Lal bir adım geriye atıp yanımda duran Atlas'a baktı. "Fake hesaptan sana mesaj atmıştım." O salak bu salak mıydı? Zaten belliydi bir bokluk olduğu. "Neden normal hesabından yazmadın Lal? Yoksa Öykü'nün sevgilisi olan kuzenciğin seni engelledi mi?" Derin'in cümlesi üzerine Atlas yalandan öksürdü. 

Derin'in yanına geçip "Neyse, odama gidelim." Dedim. Derin ayağa kalkınca benim odama doğru ilerledik. 

Odaya girmemizle Derin'e baktım. "Sen nereden biliyorsun?" Diye sordum, Derin kaşlarını yukarıya kaldırarak "Neyi?" Diye soruma soru ile karşılık verdi. Yatağa oturup "Fake hesap olayını." Dedim. Derin gülerek yatağa oturdu. Yatağa uzanırken ona baktım. "Çağrı anlatmıştı, Lal olduğunu tahmin etmek zor değil." 

Derin'in yanına uzandım. "Siz de ne kadar yakınlaştınız öyle." Derin yanında duran telefonu alıp kilit ekranını açtı. Resimler uygulamasına girince Çağrı ile olan resimlerini gösterdi. "Çok tatlı değil mi?" Diye sordu tatlı bir ses tonuyla. Resimlere bakarken Çağrı ve Atlas'ın fotoğrafını gördüm. İkisinin üstünde de beyaz bir önlük vardı. Mekana bakılırsa berberdelerdi. "Bu fotoğrafı Çağrı attı, ikisi de saçını kazıtmış." Ardından yana kaydırınca Atlas'ın aynada kendine baktığı Çağrı'nın ise kahkaha attığı fotoğrafı gördüm. İstemsizce sırıttım. 

"Sen neden bu olaya tepki vermedin? Ben ilk gördüğümde çok gülmüştüm. Hemen sana attım fotoğrafı ama fazla telefona bakmadığından mavi tik olmadı." 

Bence de fotoğraflar çok komikti ama Atlas'ı gördüğümde aklıma 'sarı' diye kaydettiği o kişi geliyor. Umarım ben uyanmadan evden ayrılmaz da takip etme fırsatım olur. Aklıma bu konu gelince tekrardan sinirlendim. Sahi, ben neden gidip ona 'Beni hangi sıfatla aldatırsın?' diye hesap soramıyorum? 

Neyse, suç üstü basmak daha iyi olacak. 

Derin kolumu dürtünce hayal dünyamdan çekilip gerçek hayata geri döndüm. "İyi misin?" Kafamı onaylarcasına salladım. Derin bana sıkıca sarıldı. "Ben her zaman yanındayım." Dedi. Geri çekildiğinde ise ona baktım. İyi ki hayatımda Derin gibi bir arkadaşım var. 

Elimi tutup yavaşça okşadı. "Telefona bakmama nedenin üvey baban mı?" Evet. "Hayır, ne alaka ya?" Gülümseyerek Derin'e baktım. Derin ise kafasını hafifçe sağa doğru eğip bana bomboş bir şekilde baktı. "Yalan söyleyip söylemediğini ayırt edebilecek kadar tanıyorum seni."

Telefonumu tekrardan elime alınca "Gözlerin bozulacak enayi." Diye uyardı Derin. Gülümseyerek sadece kilitli ekrana baktım. Ardından telefonu geri masaya koydum. Telefon olmadan insanlar ne yapıyor?

Telefonumdan mesaj sesi gelince "Sen bıraksan da seni bırakmıyorlar." Dedi Derin. Gülerek telefonu geri elime aldım. Mesaj annemin yeni eşi olan Musavaf'dan dı.

Musavaf: Annenle seni barıştırabilirim, sadece eve dönmen yeterli.

Kaşlarımı çattım, ben daha birinci mesajı okurken ikinci mesajı atmıştı.

Musavaf: Kim bilir? Belki de mutfakta kalan işimizi devam ettiririz :)

Telefonu hızla koltuğa bıraktım. Derin kafasını çevirip bana baktı. "Ne oldu? Kötü bir haber mi var?" Gözlerim dolarken ellerimi bacağıma koydum. Kafamı eğip bacağıma bakmaya başladım. Dolu gözlerle bacağımı bulanık görürken Derin'in elimi tuttuğunu fark ettim. "İyi misin?" Kafamı olumsuz anlamda salladım.

Derin koltuktaki telefonu alıp daha kilit gelmeyen telefonuma baktı. Mesajları okuduktan sonra "Kim bu?" Diye sordu. Ben ona cevap vermezken sıkıca bana sarıldı. Geri çekildiğinde ise yanağımdaki gözyaşımı sildi.

"Annemin yeni eşi." 

Derin şefkat dolu gözlerle bana bakıyordu. "Mutfak ne alaka?" Yine sustum. Annem gibi bana değil ona inanmasından korktum. Derin zaten tek dostum, onu kaybedemem.

"Öykü, dinliyorum." Ne kadar korksam dahi, içimden bir his ona anlatmam gerektiğini söylüyordu. Konuşmak için ağzımı açtım ki konuşamadan geri kapattım.

Halen daha elimi yavaşça okşuyor ve bana şefkat veren gözlerler bakıyordu. Bana annem bile böyle davranmadı Derin.

"Anneme sürpriz yemek yapıyordum. Önce yanıma geldi, ne yaptığımı falan sordu. Sonra yardım etme bahanesiyle arka-" 

"Tamam, anlatmak zorunda değilsin." Elini çekti, tekrardan gözlerim dolmuştu. Derin de gidecek, neden anlattım ki?

Telefonu alıp bana uzattı. "Şifreni gir." Ben bomboş bir şekilde ona bakarken o bana sert bir şekilde bakıyordu. Şifremi girdiğimde telefonu kendisine çevirdi. Klavye sesleri geldi.

Telefonu kenara bırakınca bana daha sıkı bir şekilde sarıldı. "Ben senin her zaman yanındayım." 

Derin'in sarılmasına karşılık vediğimde tekrardan gözlerim doldu. Bu sefer acıdan değil, mutluluktan. İlk defa biri sorgulamadan bana inanmıştı.

Geri çekildiğinde telefonu elime aldım. Benim adımdan Musavaf'a mesaj atmıştı. Ardından da engellemişti. 

Öykü: Sen hangi sıfatla bana yazıyorsun? Bir daha yazarsan bu mesajları polise göstermekten çekinmem. Seni arsız piç.

"Yeni hat alıp mesaj attı. Tekrar, tekrar.." Diyerek konuşmaya başladım. Derin dikkatle beni dinliyordu. "Anneme gösterdim onun mesajlarını ama her seferinde bahane buldu." Alt dudağını sinirle ısırdı. "Polise gidelim mi?" Diye sordu. Kafamı olumsuz anlamda salladım. "Annem eğer polise gidersem beni tamamen sileceğini söyledi." O annelik yapmasa da ben onun kızıydım. Rahmetli babamın hatrına annemi halen daha seviyordum.

Sessizlik oluştu. Derin bu sessizliği bozan kişi oldu: "Atlas biliyor mu bu olayları?

"Hayır."

"Neden?" Daha ona o kadar güvenmiyorum. "Bilmiyorum." Dedim. 

☆☆☆

Derin'in horlaması yüzünden gözümü açınca kafasına yastıkla vurdum. Derin birden yataktan sıçrayınca "Burun ameliyat paranı ben vereceğim, git burnunu yaptır." Dedim. Derin daha kendisine gelmezken esneyerek yataktan kalktım. 

Saatin bir buçuk olduğunu görünce hızla dolaptan birer pantolon alıp pijamamın üstüne giyindim. Derin arkamdan kahkaha atarken "Acelem var! Sen evde takıl." Dedim. Üstümdeki pijamayı çıkarıp sweat giyindim. "Pekala." Dedi Derin arkamdan uykulu bir şekilde. 

Odadan çıkınca Atlas ile karşılaştım. Dişini fırçalarken evin içinde dolaşıyordu. "Nereye?" Diye sordu ağzı köpüklü bir şekilde. "Sınava geç kaldım." Şansa Derin odadan çıkınca ona baktım. "Hani sen sınavdan kalmamıştın?" Dedi, Atlas ve Derin bana bakarken "Birinden kalmışım." Diye ağzımın içinde geveledim.

Atlas kafasını onaylarcasına sallayınca yalanım ortaya çıkmasın diye evden çıktım. Evin az ilerisinde yere oturup Atlas'ın dışarıya çıkmasını bekledim. Yaklaşık on dakika sonra Atlas evden çıktı. Yavaş adımlarla yürürken ben de onun arkasından yürüyordum. Daha yüzümü yıkamadım, ajancılık oynuyorum.

Acaba ajanlar da böyle erken kalkıp benim gibi hızla insanların peşine takılıyor mu? Yoksa onlar dedektif miydi? Her neyse, ben ikisinin de birleşimi oldum. 

Atlas birer kafeye girince ben de kafenin önündeki bankla oturdum. Keşke içeri girseydim. Ceplerimi yokladım ama ceplerimin boş olduğunu fark ettim. Para olmayınca kafeye bile giremiyoruz. 

Kafamda sarı ampul yanında ayağa kaktım. Az kalsın ayağa kalkmamla seçim masasına gidecektim. Kendimi tutup kafenin içine girdim. Atlas'den birkaç masa uzak olan boş masaya geçtim. Garson yanıma gelip "Ne istersiniz?" Diye sorduğunda gülümseyerek "Bir arkadaşım gelecek onu bekliyorum, sonra sipariş vereceğim." Dedim.

Garson gülümseyerek yanımdan ayrılınca Atlas'ı izlemeye devam ettim. Tek başına oturuyordu. Anlaşılan daha o 'sarı' gelmemişti. Atlas'ın masasına iki tane kahve gelince sabırsızca beklemeye devam ettim. 

Atlas'ın masasına birer sarışın kız gelince Atlas ayağa kalktı. Kız Atlas'ın yanağını öptü. Ardından sıkıca sarıldılar. 

---

Ay hellüü

Ne haber? 

Sizi seviyorum <333333

Bir sonraki bölümde karşılaşmak üzere ^^






Continue Reading

You'll Also Like

468K 24.2K 25
Not: Kitapta +18 unsurlar mevcuttur.. Kına yakmak kendini adamaktır ; Bir gelinlerle damatlara yakarlar ; kendilerini birbirlerine adasınlar diye. B...
749 194 14
"Aşkın sadece iki çeşidinin olduğunu düşünürdüm; Onun uğruna ölmek isteyeceğin türden, Ya da onun için öldürmeyi göze alacak türden; Ama sen sevgil...
21.8K 948 28
kim bilebilirdi Karanlık bir adamın intikam için küçük bir kız çocuğunu hayatını mahvedip sonra aşık olacağını İşte Bu Kitaptada Bunu. Çağtu yani İM...
476K 22.4K 19
Yasmîn, annesiyle birlikte Zemheroğlu konağında çalışmaktadır. Zemheroğlu Mardin'in en köklü aşiretidir. Yasmîn'in babası bir gece ansızın annesini...