AKREP'İN ZEHRİ

By _nidassa_

10.2K 1.1K 2.7K

Hayatı yalan üzerine kurulan bir kız. Arkadaşlarını haksız çıkartmak için masasına sevgilim diye oturtugu her... More

D. U. Y. U. R. U
1.Bölüm
2.Bölüm
3.Bölüm:Gerçekler
4.Bölüm:Yüzleşme
5.Bölüm:Ev
6.Bölüm:Aydın KORKMAZEL
7. Bölüm:Mete ÇEVİK
8.Bölüm:Mina Haşmetoğlu
9.Bölüm :Kurşun Yarası
10.Bölüm :Rüya
11.Bölüm:Mezuniyet
12. Bölüm:Karışık Duygular
13. Bölüm
14. Bölüm:Eski Hayat
15. Bölüm :Davet
16. Bölüm: Uçuş
18. Bölüm: Aile
19. Bölüm:Kelebek
20. Bölüm:Hisler
21. Bölüm:"Aşıklar Tepesi"
22. Bölüm: İtiraf
23. Bölüm: Kırık Kalpler
24. Bölüm:Küçük Bir İmza🖤
25: Bölüm: 5 EYLÜL
26. Bölüm: Plan
~TEŞEKKÜRLER ~
27. Bölüm: İyi Uykular Peder
28. Bölüm : Deniz Kızı
29. Bölüm: NOT
30. Bölüm: Poisonous Scorpion
31. Bölüm :Barış Yemeği
32. Bölüm : Londra
33. Bölüm:İzler
34. Bölüm: Yara İzleri
35. Bölüm : Saklanan
36. Bölüm : Sır
37. Bölüm : Yalan
38.Bölüm: 12 Kasım
39. Bölüm: Kaza
40. Bölüm: Yaralı Yürekler

17. Bölüm :Rize

215 26 93
By _nidassa_

   Telefonda gördüğüm fotoğraf bana aitti.

   Odamda uyurken çekilmişti Aydın'ın bir eli saçlarımdaydı yüzü ise bana dönüktü.

Bu fotoğrafı Aydın çekmişti.

Gerçekten anlamıyordum. Sevmediği bir insanın neden fotoğrafını çekmişti.

  "Aydın Korkmazel kesinlikle akla zarar biriydi."

Akla da kalbe de zarardı

  Telefonu Aydın'ın cebine koyup yerime geçtim.

2 saat sonra uçak inmeye hazırlanıyordu.

Çok gergindim burda kocaman bir aile ile tanışıcaktım.

Hiç birini tanımadığım değişik bir ortama giriyordum.
  Bana eski hayatım hakkında sorular sorucaklardı ne diyecektim.

Uçaktan indiğimde babam elimi tutuyordu derin bir nefes almıştım.

Burnuma çam ağacı kokusu gelmişti. Hava biraz serindi.

Babamla birlikte araçlara ilerledik.

Arabaya bindiğimde babam konuşmaya başladı.

  - burayı çok seviceksin Mina , sana çok iyi gelicek.
Çok güzel bir ailemiz vardır özellikle deden seni heyecanla bekliyor.
Kaç gündür arıyor beni hepsi çok heyecanlı.

  - babama belli belirsiz bir gülümseme gönderdim.

Korkuyordum kendimi savunmasız hissediyordum.

Başımı cama yaslayıp ormanı izlemeye başladım çoğunlukla yeşilliğin ve ormanın olduğu bu yol insana huzurlu bir ortam sağlıyordu.

Yaklaşık 1 saat sonra araba durdu.

  - burdan sonrasına araba çıkmıyor yürümemiz lazım.

  - tamam Aydın.

Arabadan inip ceketimi giydim.

Ara ara evlerin olduğu kocaman yayla gibi bir yerdi çok güzeldi bu kadar yeşil bir alan görmemiştim.

  Babam, Aydın ben ve Serdar 10 dakikalık bir yoldan sonra bir konağın önünde durduk.

Konak diyordum çünkü bu eve anca konak denirdi kocaman bir evdi karşımızda büyükçe bir kapı vardı kapının önünde ise 3 tane araç bunlar piyasa da baya değer gören pahalı araçlardı.

  Babam kapıda duran iki adama kapıyı açmalarını söyledi.

Kocaman kapı saniyeler içinde açılmıştı.

Heyecandan ve gerginlikten ölebilirdim.

Küçük bir çoçuk gibi babamın arkasına sinmiştim.

Kapının açılması ile
  - işte geldiler dedi bir ses.

Karşımda tüm Haşmetoğlu ailesi vardı hepsi merakla bana bakıyorlardı babam elimden tutup içeriye girdi.

Gerginlikten ölücektim.

Karşımda duran kişi Haşmet Haşmetoğluydu bu benim dedemdi. Onu albümdeki fotoğraflardan tanıyordum.

Hasan amca yaklaşıp Mina kızım diye sarıldı bu ailede tanıdığım tek kişi oydu ben de aynı sıcaklıkla Hasan amcaya sarıldım.

  - canım torunum Mina bunu söyleyen Dedem di.

Bir kaç adım atıp elini öptüm

Ne kadar hatırlamasam da benim dedemdi o.

Dedem bana kocaman sarılmıştı.

Dedemin yanında ki kadın söze girmişti.

  - ben Fatma halan kızım babanın ablasıyım.

Başımı anladım der gibi salladım.
Halam yaklaşıp bana bir anne edasıyla sarılmıştı.

Amaçsızca gözlerim dolmuştu.

Benim hiç bir zaman bir ailem olmamıştı.

  - ne kadar büyümüşsün kızım seni en son gördüğümde minnacıktın.

Gülümsedim

Hasan amcam söze girmişti.

Yanında ki kadını göstererek bu da benim eşim Gülsüm demişti.

  Yengeme de sarılmıştım.

Nerdeyse benle yaşıt olan kıvırcık saçlı kız söze girmişti.

  - baba beni tanıtmıcakmısın?

  Hasan amca ve babam gür bir kahkaha atmışlardı.

  - Mina aha bu da benim deli kızım Peri.

Periye gülümseyip onunlada sarıldım kız çok sıcak kanlıydı.

Masmavi gözleri vardı.

  - Mina ben İlhan Peri'nin ikiziyim.
  - bende Kemal Peri ile İlhan'nın abisiyim.

Onlara gülümsemiştim.

Gülümsemek dışında aklıma bir şey yapmak gelmiyordu.

  - aa hadi da yemekler soğudu Mina kizum açıkmiştur.

Halamın şive yapması beni güldürmüştü.

Muazzam bir sofra hazırlanmıştı.
Sofranın bir başına dedem diğer başına ise babam oturmuştu.
 
  Tam karşımda Aydın oturuyordu. Yanında ise Serdar, İlhan ve Peri oturuyordu.

Benim yanımda ise Gülsüm yengem ile Fatma halam vardı. Halamın yanında ise Kemal abi oturuyordu.

Sofrada hoş bir sohbet vardı.

Genelde benim üzerimden ilerleyen bir sohbetti..

  - Mina sen kaç yaşındasın?
Bu soruyu Peri sormuştu.

  - ağzımı kapatarak 19 a gircem yakında dedim.

Bu sırada halam ile Gülsüm yenge tabağıma ne varsa dolduruyorlardı.

Halam bir yandan da ağzıma sarma sokuyordu.

Eğer böyle yemeye devam edersem 100 kilo olabilirdim.

  - hala ben bunların hepsini yiyemem dedim.

  - yersun kizum yersun zaten bir deri bir kemik kalmuşsun.

  - Mina bence fiziğin çok iyi sakın bozma dedi Peri.

Ona haklısın der gibi bir bakış gönderdim.

  - Mina aramızda 1 yaş var abla dememe gerek yok değilmi.

İlhan'nın bu dediğine gülmüştüm.

  - gerek yok dedim.

  - Mina Tweeter da göründüğünden daha güzlemişsin yalnız.

  - Teşekkürler Peri bence sen daha güzelsin dedim.

Bu kıza kanım hemen ısınmıştı.

  - dünya gündemine girmişsiniz amcamla Cihan Haşmetoğlu'nun kızı Mina Haşmetoğlu'nun güzelliği diye tag açılmış.

Peri'nin bunu demesi ile telefonumu alıp twettera girmiştim gerçekten de gündemde ben vardım.

Babamla çok güzel çıkmıştık.

Bu fotoğrafı kaydetip tweetterdan çıkmıştım.

Halamın sesi ile ona döndüm.

  - Hele uşaklar indirin şu telefonlarinizi biktim da bik bik telefondasiniz hergün şurda bir yemek yiyemeduk.

Halamın şivesi kesinlikle çok komikti telefonu bırakıp yemek yemeye devam ettim.

5 dakikadır nefes almama izin verilmeden ağzıma bişeyler sokuşturuluyordu.

Boğulucaktım.

Karşımda oturan Aydın'a yardım ister gibi baktım.
O ise bu halime gülerek cevap vermişti.

  - Hele halacuğum boğacaksın kizi da birak sal azıcuk.

Aydın'ın şive yapması ile kahkaha atmaya başlamıştım.

Az daha yemekler boğazıma kaçaçaktı.

  - Hele benum kara gözlü uşağum, kiz çok zayıftır da siz aş vermeyumisunuz?

  - Hala valla doydum daha fazla yiyemem ellerinize sağlık hepsi çok güzel olmuş.

  - afiyet olsun güzel kizim da aha bunlar bitince kalkabilirsun.

Bende onlar gibi şive yapıp konuşmaya karar verdim.
 
  - ama güzel halacum ben daha yiyemem da yersem davul olirum kimse beğenup da almaz başiniza kalirim.

Bu hareketimle sofrada ki herkes kahkaha atıyordu.

  - Mina sen bizim gibi konuşmayı nerden biliyorsun 2 saatte öğrenmiş olamazsın benden daha iyi konuşuyorsun.

  - Peri ben lisede 2 yıl tiyatro grubundaydım da ordan öğrendim zaten sesimi filan çok çabuk değiştirebiliyorum. Yani zor olmuyor.

Aydın karşımda hayretle bana bakıyordu.

10 dakika sonra herkes çay faslına geçmişti ben ise hala elimdeki tabağı bitirmeye çalışıyordum.

Halam mutfağa girmişti fırsat bu fırsattı.

Babamın yanına gidip tabağı eline verdim.

  - baba çabuk şuradan ağzına ne atabiliyorsan at halam gelene kadar.

Babam bir kahkaha atmıştı bense sinirle babama bakıyordum.

Baba hadi geliyor çabuk.

Babam tabaktan bir kaç kurabiye almış ağzına atmıştı.

  - Serdar sende al şurdan çabuk geriye kalan börekleri de Serdar'a yedirmiştim.

Halam içeri girdiği için dolmaları yer gibi yapıyordum.

Tekrar içeriye girdiğinde yerimden kalkıp.

  - kim dolma yer diye sordum.

Bu halime Kemal abi, İlhan ve Peri gülmüştü.

  - Mina, Aydın abim çok sever ona yedir bence dedi Peri.

Aydın'a bu ara uyuzdum ama denize düşen yılana sarılırdı.

Yanına gidip.

  - çabuk ol dedim ve ağzına dolma tıkmaya başladım.

Aydın itiraz etmeden tüm dolmaları yemişti bu haline Gülümsedim.

Çok komik duruyordu.

İçeriye halam gelince boş tabağı eline verdim.

  - hala hepsini yedim eline sağlık çok güzel olmuş, bu stok bana bir 3 gece yeter.

  - ne üç gecesu kizim daha akşama sana Laz böreği edeceğum.

Şaşkınlıkla halama bakıyordum.

Peri ile ikizi İlhan ise bana hunharca gülüyordu.

  - hala Minayı da alıp biraz gezelim biz hem kızın midesinde yer açılır.

  - evet biz Peri ile gezelim biraz olur mu.

  - olur ama çok geç kalmayin emi.

  - tamam hala.

Babamın sesi ile yüzümü ona döndüm.

  - Mina ceketini al buranın havası belli olmaz üşütürsün.

  - gerek yok baba çok sıcak zaten.

Peri ile kendimi dışarı atmıştım.

  - Peri biraz koşalım mı ben anca eritirim bunu.

Peri beni  başıyla onaylayarak koşmaya başladı.
Bende onu, takip ediyordum.

Burası bir dünya harikasıydı yemyeşil cennet gibiydi arada burnuma taze çay kokuları geliyordu.

Peri ile bir köprüye gelmiştik.

Bakışlarımı Peri'ye çevirerek.
  -Peri burası çok güzel amaa dedim.

Nefesim kesilmişti.

Köprünün altında akan dere burayı bir tablo gibi eşsiz kılıyordu.

Köprüye geçip gezmeye başladım.

Telefonu Peri'ye verip;

  - bir kaç fotoğrafımı çeksene Peri ınstada paylaşırım.

  - senin ınstan mı var.

  - evet dedim.
  - hesabını bana da versene Mina takipleşelim.

  - Mina_Haşmetoğlu_

  - hemen istek atıyorum.

Peri'nin çektiği bir kaç fotoğrafı hesabımda paylaşmıştım.

  - Mina bu hesap kimin şu biyografinde etiketli olan hesap?

  - o benim arkadaşımla ortak hesabım kendi aramızda şarkı filan söylüyoruz.

Bunu söylememle birlikte Peri hesaba girip bir videomuzu açmıştı.

Bu Berkle olan bir videoydu şarkı söylüyorduk.

  - oha Mina sesin çok iyi yuh bu kadarını beklemiyordum.

  - ay abartma Peri ya öyle bişeyler yapıyoruz işte aramızda.

    Havanın esmesi ile kollarımı birbirine sarmıştım.

  - hava esiyor gidelim istersen.

Tamam deyip arkamı döndüm.

Kafamı sert birşeye çarpmıştı.

Bakışlarımı kaldırıp karşıma baktım.

  Aydın'dı bu. Elinde benim ceketim vardı.

  - üşümüşsün ceketini giy.
  - teşekkürler.

  Ben Aydın ve Peri köprüyü geçip yürümeye başlamıştık.

Mina bir şey söyleyebilirmiyim?

  - evet söyle Peri.

  - sen Melanie yengeme çok benziyorsun yani kardeşi olsa bu kadar benzemez.

  - biliyorum dedim.

  - yanlış anlama ama bunca yıl nerdeydin yani babam biraz anlattı başka bir ailedeymişsin ama hiç mi merak etmedin aileni yada özlemedin?

O zamanlar tüm haberlerde sen vardın birine bile mi denk gelmedin?

  - o zamanları hatırlamıyorum.

Bu cevap yeterli olnuş gibi Peri susmuştu.

Peri biraz önceki konuşmayı değiştirmek ister gibi buranın en ünlü yerlerinden biride "Aşıklar Tepesi" dir.

Mükemmel bir manzarası var Mina tüm Rize ayaklarının altında.

  - bir gün birlikte gideriz olmaz mı?

   - olmaz oraya aşığın ile gidilir benle gitme.

  - o zaman benim baya beklemem gerekicek anlaşılan .

  - niye sevgilin yok mu?
  - hayır yok dedim.

Aydın Korkmazel'den ;

Mina Serdar'a Hale hakkında bilgi veriyordu.

  - sen çoçuğun olursa adını ne koyarsın diye sordum.

Merak ediyordum.

  - kız olursa Okyanus, erkek olursa Özgür koyarım ben dedi.

Çok güzel isimlerdi.
Bir an onun anne olduğunu düşündüm gülümsemeden edemedim acaba nasıl bir anne olurdu.

Acaba benim karım olsaydı nasıl olurdu?

Ben şuan ne yapıyordum ya bu saçma fikirden Mina'nın telefonun çalması ile çıktım.

Arayan Hale'ydi

Hale ile Mina'nın konuşmasına çok dikkat etmedim ta ki adım geçene kadar.

  - Mina hani sen rüyanda Ay-

Derken Mina telefonu alıp kapatmıştı
Mina rüyasında beni mi görmüştü.

Nasıl gördü acaba şuan çok merak etmiştim. En kısa zamanda haleye sormalıydım.

                               ***
2 saat sonra konağa gelmiştik Mina herkes ile tanışıp tam karşıma oturmuştu.

Halam ile gülsüm yenge Mina'nın ağzına sürekli bir şeyler tıkıyorlardı.

Mina yardım et der gibi bana bakıyordu.
 
  - Hele halacuğum boğacaksın kizi da birak sal azıcuk.

Mina şive yapmama hem şaşırmış hem de çok gülmüştü.

Biraz sonra o da halama şive yapmıştı.

Şaşkınlıkla Mina ya bakıyordum nasıl hemen ayak uydurmuştu anlamamıştım.

Biraz sonra terasa çay içmeye çıktık yemyeşil Rize manzarasına bakıyordum.

Arada kaçamak bakışlarımı Mina'ya gönderiyordum elinde ki tabağı bitirmeye çalışıyordu.

Halamın mutfağa gitmesi ile Mina Cihan amcanın yanına gelmişti elindeki tabaktan yemesini istiyordu.

Bu kız her dakika nasıl bu kadar komik olabiliyordu.

Tüm dikkatimle Mina'yı izliyordum.

Tabağında ki börekleri de Serdar'a vermişti.

Halamın içeri girmesi ile yemeğe devam etmişti.

  - kim dolma yemek ister diye sordu.

Peri benim dolmayı sevdiğimi söyleyince Mina yanıma gelmişti.

  - çabuk ye şunları dedi.

Eline aldığı dolmarı bir yandan da ağzıma veriyordu.

40 yıl düşünsem Mina'nın bana dolma yedireceği aklıma gelmezdi.

Bu hali çok hoşuma gitmişti.

Biraz sonra Peri ile dışarı çıkmışlardı.

  - Aydın Mina'nın ceketini alda arkalarından git ne olur ne olmaz.

Mina'nın ceketini alıp peşlerinden gitmeye başladım. Az ileride köprüde fotoğraf çekiniyorlardı.

Bende yanlarına yaklaştım.

  - Mina banada versene Instagram hesabını.

Mina, periye ınstasını söylerken bende duymuştum.

Telefonumu alıp Mina'nın hesabını yazdım.

6 gönderisi vardı.

Birinde Mete, Hale ve bir çoçuk ile birlikte sahildeydiler.

Diğer fotoğrafı siyah efektli bir fotoğraftı uzun saçlarını sırtına doğru uzatmış gözleri kapalı bir. Şekilde gökyüzüne bakıyordu.

Diğer iki fotoğrafında ise Onur vardı.

Benim gözüme aşağıda ki bir fotoğraf takıldı.

Bir tiyatro salonunda üzerinde kostümler vardı.

Romeo ve Juliet oyunu yazmıştı altına.

Benim en sevdiğim oyundu Romeo ve Juliet.

Son fotoğrafındaki ise ölüm öpücüğü adı verilen sahneyi oynuyordu.

Açıklama olarak.

"JULİET: Binlerce kez iyi geceler sana

ROMEO: Binlerce kez beter olsun gece, senin ışığın yoksa"

Mina ile ortak bir şeyi sevmek nedense beni gülümsetmişti.

Biyografisinde yazılı olan hesaba girdim. Berk ile çekilmiş bir videoları vardı bu Berkten nefret etmem doğalmıydı çoçuk tam şerefsizdi

Berk gitar çalarken Mina'da "sen ağlama" adlı şarkıyı söylüyordu sesi o kadar güzeldi ki durmadan dinleyebilirdim.

Hem bu kadar güzel ve yetenekli olması hem de şarkı söylemesi allahın sevgili kulu olmalıydı.

Hesabı takipe alıp telefonumu cebime koydum ve Mina ile Peri nin yanına ilerledim.

  Mina bir anda arkasını döndüğü için yine başını göğsüme çarpmıştı.

  - üşümüşsün ceketini giy dedim.
  - teşekkürler.

Mina ben ve Peri yürümeye başladık.

Peri'nin sesi ile ona dönmüştüm.

  - Mina buranın ünlü yerlerinden biri de "Aşıklar Tepesidir"

  - gidelim mi oraya da?

Bu dediğine gülmüştüm oraya sadece aşıklar giderdi.

  - olmaz oraya aşığın ile gitmelisin benle gidemessin.

  - o zaman benim baya beklemem gerekicek anlaşılan dedi.

  - niye sevgilin yok mu?

Ben sadece Mina'ya bakarken Mina bakışlarını  yere dikmişti.

  - yok.

Ve yürümeye devam ettik.

Biraz sonra eskiden çok oyunlar oynadığımız sokağa girmiştik.

Bir sesle arkamızı döndük.

Mina'dan ;

Aydın ve Peri ile yokuşu çıkmaya başlamıştık.

Arkadan gelen sesle olduğum yerde durmuştum.

  - Melanie?

Duyduğum ses nedense vücudumda ki tüyleri diken diken etmişti.

Hızla arkama dönüp sesin geldiği yere baktım etrafıma bakınıyordum sanki annem buradaydı biri ona seslenmişti.

Ama annem kollarımda ölmüştü.

Belkide sonra hastanede iyileştirmişlerdi olamazmıydı.

Hayat mucizelerle doluydu.

Biraz ilerde bir evin önünde oturan yaşlı bir teyze gördüm bana bakarak tekrar

  - Melanie dedi.

Bakışlarımı Aydın'a çevirmiştim.

Elimden tutarak kadının yanına ilerledik.

  - Merhaba teyzecim dedim.

  - ah güzeller güzeli Melanie kızım niye hiç uğraşmıyorsun bu ara.

  - kadına nasıl cevap vermem gerektiğini bilmiyordum.

  Gülümsedim.

  - sanada yazık yavrum o rus herifi sana ne acılar çektirmiş, iyi ki Cihan oğlumla evlendin o sana çok iyi bakar.

Kadının dediği şey ile kaşlarım çatılmıştı.

İçeriden 40 lı yaşlarında bir kadın çıkıp geldi.

  - kızım bak Melanie ablan gelmiş ona şu yaptığım gül reçelinden veriver. O çok sever.

Kadın bana gülümseyip;

  - kusura bakmayın ya nenem Alzheimer hastası hatırlamıyor.

  - annemi hatırlıyor dedim.

  - sen Melanie ablanın kızımısın?

Başımı evet anlamında salladım.

  - Melanie ablaya ne kadar benziyorsun maşallah çok güzelsin.

  - teşekkürler.

Yaşlı kadın biz konuşurken içeriye girmişti.

  - Melanie abla küçükken seni bir kere buraya getirmişti.

  Benim çoçuklarımla oynamıştın.

  - küçük olduğum için pek hatırlamıyorum kusura bakmayın.

İçeriden yaşlı teyze elinde bir kavanoz reçel ile çıkmıştı.

  - Melanie al kızım gül reçeli küçük kızınada yedirmeyi unutma emi.

Gözlerim dolmuştu, neye üzüldüğümü bilmiyordum ama bu teyzenin lafları içimde bir yere dokunuyordu.

Elindeki reçeli alıp teyzeye sarıldım.

Aydın dikkatle bana bakıyordu.

Ona buruk bir gülümseme gönderdim.

10 dakika sonra konağa gelmiştik.

Elimdeki kavanozla hızlı hızlı odama çıktım.

Taşralı bir odaydı burası banyoya girip elimi yüzümü yıkadım.

Uzun uzun aynada kendime baktım.

Uzun, saçlarıma, kahverengi gözlerime, pembe dudaklarıma acaba en çok nerem anneme benziyordu.

Yanağıma doğru süzülen göz yaşını sildim.

Hayat çok acımasızdı.

Yüzüme sürekli annemin olmadığı vuruluyordu.

Keşke o gün hiç yaşanmamış olsaydı keşke annem hiç ölmeseydi.

Artan gözyaşlarımız silip derin bir nefes aldım.

Odanın kapısının tıklatılması ile banyodan çıktım.

Gelen Aydın'dı.

  - efendim Aydın
  - iyimisin?

Yatağa oturup başımı salladım.

  - iyiyim.

  - Mina istersen İstanbul'a gittiğimizde bir psikologa filan gidelim ne dersin?

  - hayır gitmek istemiyorum Aydın ben, ben hayatım hakkında kimse ile konuşmak istemiyorum.
Bir yabancıya anlatamam hayatımı güvenmiyorum .

  - istersen bana anlat Mina ne dersin seni dinlerim bana güveniyormusun?

  - çok dengesizsin sana güvenmiyorum Aydın. Dedim.

  - haklısın ama eğer biriyle konuşmak istersen, yada bir şey sorucak olursan bana anlatabilirsin.

  - bir şey sorucam Aydın, bu Rus herifi derken ne alaka annemle ne gibi bir ilgisi var sen biliyormusun?
Annem ne çekmiş de babam onu kurtarmış?

  - Rus herifi filan derken ben bilmiyorum teyzenin uydurması heralde annen bir tek Cihan amcayı sevmiş, onunla olmuş.

Anladım dedim.

  - hadi halam yemeğe çağırıyor seni.

  - üf valla tokum ya bişey yiyemem ben.

  Gülümsedi.

Ben sana yardım ederim sofrada yanıma otur tamam mı?

Başımı olur anlamında salladım.

10 dakika sonra sofradaydık.

Aydın'ın yanına oturmuştum halamda benim yanıma oturmuş, tabağımı dolduruyordu.

Yiyebileceğimden fazlasını yemiştim.

Ayağımla Aydının bacağına vurdum.
Yüzünü bana dönmüştü.

Halam bu arada mutfağa çayları getirmeye gitmişti.

Tabağımın yarısını Aydın'ın tabağına koydum.

  - Mina ben bunların hepsini yiyemem.

  Bende Aydın gibi ona yaklaşıp kısık sesle ;

  - yersin yersin o kocaman vücutun bunları saniyede eritir devam dedim.

Elimde ki böreği tam Aydının tabağına koyarken halam içeriye girmeye başlamıştı.

Bir hışımla Aydın'ın çenesinden tutup böreği ağzına sıkıştırdım.

Buna İlhan ile Peri gülerken bende gülmeye başlamıştım. Aydın ise kaşlarını çatmış bana bakıyordu.

Halam neye güldüğümüzü anlamamış gibi bize bakıyordu.

Yemeği yiyip sofrayı toplamada halama yardım etmiştim.

Babamgil filan herkes bahçede oturmuş sohbet ediyorlardı.

Biz de Peri ile Türk kahvesi yapıyorduk.

  - ee Peri senin sevgilin varmı?
  - yani sevgili değilde flört diyelim.
  - oo adı ne anlat bakıyım.

Yani şimdilik bir şey yok ablasının kınası var 3 gün sonra.

Bak bu çok iyiymiş gidiyorsun değil mi?

  -birlikte gideriz diye düşünmüştüm Mina lütfen sende gel zaten tüm kızlar seni merak ediyor.

  - ya bilmem ki hiç öyle kınalık kıyafet filan da getirmedim şimdi.

  - ya benden giyersin lütfen.

Gülerek tamam dedim.

Hadi şu kahveleri götürelim.

Bahçeye geçip önce dedeme sonra babama ve halama vermiştim kahveyi.

  - ellerine sağlık kızım inşallah isteme kahvenide içeriz.

  - yok be hala daha yaşımız kaç başımız kaç ben böyle iyiyim dedim. Otururken.

  Aydın kara gözlerini dikmiş bana bakıyordu.

  - niye öyle dedin kızım güzelsin, hamaratsın he birde bu ara buralarda pek bir ünlüsün herkes Cihan Haşmetoğlunun kızını merak edip duruyor.

Halama gülümseyerek karşılık vermiştim.

1 saat sonra herkes odasına çekilmişti.

Odama geçip pijamalarımı giydim.

Tam yatacakken kapım çalmıştı.

Gelen Periydi.

  - şey Mina bu gece birlikte uyuyalım mı?

  - olur gel dedim.

İkimizde yatmıştık.

Telefonuma gelen bildirim ile telefonumu elime aldım.

Bildirim ınstagramdan dı.

Bildirimin üzerine tıklayıp açtım.

"Aydın _krkmazel seni takip etti."

Gördüğüm şey ile yüzüme aptal bir sırıtış yerleşmişti.

Aydın beni takip etmişti.

Bende Aydının sayfasına girip ona istek attım.

Hesabı gizliydi. 3 gönderisi vardı. Profil fotoğrafında üzerinde siyah bir takımla çekindiği fotoğraf vardı kesinlikle çok yakışıklıydı.

Yalnız bu kadar çok takipçisi olmasına şaşırmıştım .

Tamam yakışıklı adamdı ama hesabı gizli olduğu halde bu kadar takipçisi olması canımı sıkmıştı benim bile bu kadar takipçim yoktu.

"Aydın _krkmazel senin takip isteğini kabul etti".

Telefonumu kapatıp uyumaya başladım.

Continue Reading

You'll Also Like

147K 4.8K 41
"Oo küçük hanım iki gündür sizin peşinizdeyiz." "Siz de kimsiniz nie peşimdesiniz ne istiyorsunuz?" " sakin küçük kız" "Kimsiniz dedim" " babanın öde...
795K 25.2K 55
alev:OĞUZ BEN ASIK OLDUM!!! oğuz:YİNE KİME AMK????!! alev:acar'a oğuz: siktir!
442K 33.7K 11
Boş kalan son sayfa dolmadan, kibritler yere saçılmadan, yanan son mum sönmeden, bu yabancı duman her yanımızı sarmadan ve onlar beni bulmadan bul be...
222K 14.8K 21
17 Yıl sonra gerçekleri öğrenen Bade, yıllardır onu arayan abilerine giderse. Azıcık dram. Bolca eğlence. Bolca aksiyon. Bir tutam da kaos. Daha...