Boyutlar arası yolculuk

By _Menry_

62.4K 6.1K 8K

Merhaba benim adım Rose,bir hafta öncesine kadar sıradan bir hayatım vardı. Şimdi ise her şey karma karışık... More

1.Bölüm
2.Bölüm
3.Bölüm
4.Bölüm
5.Bölüm
6.Bölüm
7.Bölüm
8.Bölüm
9.Bölüm
10.Bölüm
11.Bölüm
12.Bölüm
13.Bölüm
14.Bölüm
15.Bölüm
16.Bölüm
17.Bölüm
18.Bölüm
19.Bölüm
20.Bölüm
21.Bölüm
22.Bölüm
23.Bölüm
24.Bölüm
25.Bölüm
26.Bölüm
27.Bölüm
28.Bölüm
29.Bölüm
30.Bölüm
31.Bölüm
32.Bölüm
33.Bölüm
34.Bölüm
35.Bölüm
36.Bölüm
38.Bölüm
39.Bölüm
40.Bölüm
41.Bölüm
42. Bölüm
43.Bölüm Final

37.Bölüm

1K 120 63
By _Menry_

Hatalarım varsa kusura bakmayın, iyi okumalar ♡

İki gündür yoğun olduğum için bölüm atamıyorum, haber veremediğim için üzgünüm. Bu bölümü elimden geldiğince uzun yazmayı çalıştım umarım beğenirsiniz ♡

-------------------

Sabah uyandığımda Five odada yoktu, üstümü değiştirip aşağı indim. Vanya birisiyle kavga ediyordu.

Vanya: Onda ne buluyorsun anlamıyorum Five.

Five: Bu seni ilgilendirmez.

Vanya: Evet ilgilendirir! 

Five: Sana bir şans verdim ve arkadaş kalabileceğimizi söyledim ama sen her şeyi mahvettin Vanya.

Vanya: Çünkü arkadaşın olmak istemiyorum!

Five: Üzgünüm daha fazlası olamaz.

Derin bir nefes aldım ve aşağı indim.

Rose: Five.

Five: Günaydın Rose.

Rose: Günaydın.

Vanya: Aptal.

Bana sert bir bakış attı ve mutfağa gitti.

Five: Boş ver sen onu, gel hadi kahvaltı yapalım.

Rose: Umursamıyorum zaten.

Gülümsedi ve mutfağa yöneldi bende peşinden gittim.

Rose: Günaydın çocuklar.

Allison: Günaydın.

Ben: Günaydın.

Rose: Diego, Luther? 

Allison: Her zamanki gibi kavga ettiler.

Rose: Ov pekâlâ.

Gidip Five'ın yanına oturdum, Klaus sürekli bana bakıyordu.

Five: Bir sorun mu var Klaus?

Klaus: Hayır.

Five: Peki.

Ben: Rose, kahvaltıdan sonra biraz konuşabilir miyiz?

Rose: Tabi.

Five: Kahve içmeye gideriz diye düşünmüştüm.

Ben: Daha sonra gidersiniz, uzun sürmez merak etme.

Ben Five'a öldürecekmiş gibi bakıyordu, nesi var bunun? Acaba Klaus bir şeyler mi anlattı.

Ben: Yemeğini yediysen bahçeye gidelim.

Rose: Olur gidelim.

Ben ile birlikte bahçeye çıktık. Uzun bir süre konuşmadı, sessizliği bölen ben oldum.

Rose: Ne konuşacağız?

Ben: Klaus ile kavga mı ettiniz?

Rose: Evet, neden sordun?

Ben: Klaus seni gerçekten çok seviyor Rose, Five için onu üzmen çok saçma.

Rose: Sanırım yaptığı şeyleri bilmiyorsun.

Ben: Ne?

Rose: Bizi ayırmak için Vanya ile iş birliği yapıyor.

Ben: Klaus böyle bir şey yapmaz, emin misin?

Rose: Konuşurlarken duydum.

Ben: Tanrım, bu çocuk ne yapmayı çalışıyor...

Rose: Bence gidip ona sorsan daha iyi olur, her neyse Five beni bekliyor gitsem iyi olur.

Ben'i bahçede bıraktım ve Five'ın yanına gittim, oturma odasında kitap okuyordu.

Rose: Five.

Five: Sonunda geldin, hadi gidelim.

Rose: Biraz daha beklesen olur mu? Üstümü değiştireceğim.

Five: Ah pekâlâ.

Rose: *gülümseyerek* Teşekkür ederim.

Yanağından öptüm ve üstümü değiştirmek için üst kata çıktım, geri döndüğümde Five yine Vanya ile konuşuyordu. Tam yanlarına gidecektim ki Vanya Five'ı öptü, delirmek üzereydim. Yanlarına gittim ve bağırmaya başladım. 

Rose: Ne yaptığını sanıyorsun aptal!?

Vanya: Bu seni ilgilendirmez!

Five: Git buradan Vanya, daha sonra konuşacağız. 

Rose: Tanrı aşkına nasıl bu kadar sakin kalabiliyorsun!?

Five: Kavga çıksın istemiyorum.

Koluma girdi ve bahçeye yöneldi. 

Five: Hazırsan gidelim.

Rose: Hiçbir yere gitmiyorum!

Five: Hadi ama! Sakin olur musun?

Five beni bahçeye çıkarmayı çalışırken Diego yanımıza geldi.

Diego: Rose'un nesi var? 

Five: Vanya ile kavga ettiler.

Diego: Onu sakinleştirsen iyi edersin, şehri yok edecek. 

Five: Ne?

Diego: Dışarıya bak aptal, fırtına çıktı.

Five: Aman Tanrım, Rose...

Rose: Ne var!?

Vanya: Kes şunu her şeyi mahvediyorsun!

Rose: Her şeyi mahveden sensin!

Vanya: Dışarıda olanlar senin eserin benim değil!

Rose: Ne saçmalıyorsun?

Five: Gitmemiz gerek. 

Rose: Ne oluyor!?

Five: Hadi!

Elimden tuttu ve bizi odaya çıkardı. 

Rose: Neden buradayız?

Five: Dışarı bak. 

Camdan dışarı baktığımda fırtına çıktığını gördüm.

Rose: Az önce hava çok güzeldi.

Five: Sen yapıyorsun Rose.

Rose: Ben mi?

Five: Evet, yani diğerleri öyle söylüyor.

Rose: Beni oyalamak için yapıyorsun değil mi?

Five: Ne, hayır.

Rose: Sakın peşimden gelme!

Five: Rose saçmalamayı keser misin!?

Rose: Benim özel gücüm olamaz Five.

Five: Eğer sakinleşirsen göreceğiz.

Rose: Hiçbir şey yapmazsam durmayacak, bizimle uğraşmaya devam edecek!

Five: Daha sonra hallederiz şimdi sakin olman gerek. 

Beni yatağa oturttu ve kendisi de yanıma geldi.

Five: Vanya'yı düşünmemeyi çalış.

Rose: Elimde değil seni sakin görmek bile beni çıldırtıyor.

Five: Sinirlenmek hiçbir işimize yaramaz.

Rose: Gerçekten çok sinir bozucu.

Five: Sırf beni öptüğü için bu kadar sinirlenmen sence de fazla değil mi?

Rose: Sana benden daha yakın olduğu için sinirleniyorum.

Five: *gülerek* Ciddi olamazsın.

Rose: Gayet ciddiyim, gülmeyi keser misin!?

Five: Hey! Tamam, sakin ol lütfen.

Omuz silktim ve dışarıyı seyretmek için pencereye yöneldim, o da peşimden geliyordu.

Five: Rose. 

Rose: Ne var?

Five: Dışarı çıkalım mı diyecektim ama fırtına dinmemiş.

Rose: Benim bir suçum yok!

Five: Biliyorum,tamam. 

Beni kendine çevirdi ve ellerimi tuttu.

Five: Sakinleşmen için ne yapabilirim?

Rose: Yalnız kalmak istiyorum.

Five: Tek başınayken daha çok sinirlenmez misin?

Five'a sert bir şekilde bakıyordum o sırada şimşek çaktı.

Five: Pekâlâ, gidiyorum.

Dediğimi yaptı ve odadan çıktı bende yatağa uzandım, biraz uyursam sakinleşebilirdim.

( Diğerleri )

Diego: Neden bu kadar sinirlendi?

Five: Vanya ile kavga ediyorlardı.

Klaus: Eminim hepsi senin suçundur.

Five: Kes sesini aptal.

Klaus: Benimle düzgün konuş! 

Allison: Bugünlük bu kadar kavga yeter, babam duyacak. 

Luther: Allison haklı, sizin yüzünüzden ceza almak istemiyorum.

Diego: Korkak.

Luther: Ben korkak falan değilim!

Allison: Ah Tanrım, ne haliniz varsa görün ben gidiyorum.

Ben: Klaus, konuşabilir miyiz?

Klaus: Yine ne var Ben?

Ben: Odama geçelim.

Klaus: Pekâlâ.

( 5 Dakika Sonra : Klaus ve Ben )

Klaus: Hızlı olursan sevinirim işlerim var.

Ben: Vanya ile buluşmak gibi mi?

Klaus: Anlamadım?

Ben: Ne yapmayı çalıştığını biliyorum Klaus.

Klaus: Ne saçmaladığın hakkında en ufak bir fikrim bile yok.

Ben: Rose ile birlikte olabilmek için onunla iş birliği yaptığını biliyorum.

Klaus: *alay ederek* Ov, Peki.

Ben: Bunu senden beklemezdim Klaus.

Klaus: Gerçekten böyle bir şey yapacağımı mı düşündün?

Ben: Rose'u sevdiğini biliyorum.

Klaus: Evet onu seviyorum ama asla böyle bir şey yapmam.

Ben: Yalan söylemiyorsun değil mi?

Klaus: Elbette söylemiyorum! Bunu nereden çıkardın anlamış değilim.

Ben: Sizi konuşurken duydum.

Klaus: Bence hayal görmüşsün çünkü böyle bir şey asla olmadı.

Ben: Umarım öyledir.

Klaus: Evet öyle, her neyse seninle uğraşacak vaktim yok.

*Klaus odadan çıkar*

Ben: Bir şekilde gerçekleri öğrenmeliyim.

(2 Saat Sonra Rose )

Birkaç saat sonra uyandığımda kendimi daha iyi hissediyordum, ayağa kalktım ve pencereye yöneldim, fırtına dinmişti. 

Rose: Vay canına.

Derin bir iç çektim ve arkamı döndüm, Five koltukta uyuyordu. Gidip yanına oturdum. 

Rose: Five.

Sanırım çok yorgundu, gülümsedim ve yanına uzandım. Bana sıkıca sarıldı ve uyumaya devam etti, bende ne yapacağımızı düşünmeye başladım. 

Five: Rose? 

Rose: *gülümseyerek* Sonunda uyandın.

Five: Neden beni uyandırmadın? 

Rose: Yorgun gözüküyordun.

Five: Yanına yatacaktım ama sinirli olduğun için vazgeçtim.

 Rose: Anladım.

Five: Şimdi daha iyi misin?

Rose: Evet, sanırım. 

Five: Güzel. 

Gülümsedim ve saçıyla oynamaya başladım.

Five: Seni sevdiğimi biliyorsun değil mi?

Rose: Elbette, neden böyle bir şey söyledin ki?

Five: Yani sinirliyken söylediklerin...

Rose: Hiç yaşanmamış gibi davranalım olur mu?

Five: Peki, nasıl istersen.

Rose: Teşekkür ederim.

Five: *gülümseyerek* Sorun değil. 

Beni iyice kendine çekti ve yanağımı okşamaya başladı.

Rose: Şey aşağı inelim mi?

Five: Bence böyle daha iyi.

Rose: Peki...

Five: Neden beni öpmüyorsun?

Rose: A-anlamadım?

Five: Duydun işte.

Rose: Umm sanırım gitsem iyi olacak, yapmam gereken işlerim vardı.

Five: İşinin olmadığını ikimizde biliyoruz. 

Rose: Gerçekten var.

Five: Hadi Rose.

Rose: Five...

Five: Beni öpmeni istiyorum.

Rose: İstediğini yaparsam beni rahat bırakacak mısın?

Five: Evet.

Rose: Peki.

Tam yanağından öpmek için eğilmiştim ki yüzünü bana doğru çevirdi. Ellerini belime doladı ve dudağımdan nazikçe öptü.

Rose: Five!

Five: Gördüğün gibi çok zor değilmiş.

Rose: Aptalsın.

Tam kalkacaktım ki kolumdan tuttu.

Five: Nereye gidiyorsun?

Rose: Beni rahat bırakacağını söylemiştin.

Five: Vazgeçtim.

Beni tekrar yanına yatırdı, utançtan ölmek üzereydim.

Five: Fazla abartmıyor musun?

Rose: Ne?

Five: *gülerek* Domatese döndün.

Rose: Beni bırakır mısın? Gitmek istiyorum.

Five: Hayır.

Rose: Ne yani yalan mı söyledin?

Five: Hayır, vazgeçtim. 

Rose: Tanrım!

Five: *gülerek* Seni her öptüğümde utanacak mısın?

Rose: Konuyu kapatabilir miyiz lütfen?

Five: Peki.

Başımı göğsüne yasladım ve gözlerimi kapattım tam o sırada odanın kapısı sertçe açıldı ve içeri Luther girdi.

Luther: Five babam seni- Aman Tanrım...

Hemen Five'dan ayrıldım ve ayağa kalktım.

Five: Ah, merhaba Luther. 

Luther: Siz...

Five: Evet sadece uzanıyorduk.

Luther: İnanamıyorum...

Five: Bak Luther, babam bunu duyarsa-

Luther: Merak etmeyin söylemem.

Five: Güzel o halde olanları unutalım, neden gelmiştin?

Luther: Babam seni çağırıyor.

Five: Anladım, teşekkürler.

Rose: Ee şey ben aşağı ineyim o zaman.

Five: Tamam.

Hızlıca aşağı indim ve oturma odasına gittim.

Ben: Rose işin yoksa-

Rose: Üzgünüm Ben şimdi olmaz.

Ben: Önemli.

Rose: Ah pekâlâ.

Ben ile birlikte kütüphaneye gittik.

Ben: Senle konuştuktan sonra bir de Klaus ile konuşayım dedim.

Rose: Ne, neden böyle bir şey yaptın!?

Ben: Hey, endişelenme seni işin içine katmadım. 

Rose: Ona tam olarak ne söyledin?

Ben: Vanya ile iş birliği yaptığını biliyorum dedim.

Rose: O ne dedi?

Ben: Seni sevdiğini fakat asla böyle bir şey yapmayacağını söyledi.

Rose: Tam bir yalancı.

Ben: Rose, yanlış duymuş olabilir misin?

Rose: Kulaklarımla duydum Ben, ses kaydı da var istersen dinletebilirim.

Ben: Ne, gerçekten mi?

Rose: Evet.

Ben: Peki, akşam yemeğinden sonra odama gel ve şu kaydı dinleyelim. 

Rose: Nasıl istersen.

Ben: Peki seni daha fazla tutmayayım.

Rose: Görüşürüz.

Ben: Görüşürüz.

Kütüphaneden çıktım ve oturma odasına doğru ilerledim, Klaus'da oradaydı. Görmezden geldim ve merdivenlere yöneldim.

Klaus: Rose, bekler misin?

Rose: İşim var klaus.

Klaus: Çok fazla vaktini almayacağım.

Rose: Gitmem gerek-

Klaus: Sadece beş dakika.

Rose: Peki tamam, sadece beş dakika.

Derin bir nefes aldım ve gidip yanına oturdum, acaba yine ne saçmalayacak...

Klaus: Bugün Ben ile  ne konuştunuz?

Rose: Bu seni ilgilendirmez.

Klaus: Lütfen sorumu cevaplar mısın?

Rose: Seni ilgilendiren bir konu yok.

Tam kalkmış gidiyordum ki kolumdan tuttu ve tekrar yanına oturttu.

Rose: Beş dakika demiştik.

Klaus: Sorumu cevaplamadın.

Rose: Üzgünüm ama süre doldu. 

Klaus: Cevap vermediğin sürece hiçbir yere gidemezsin.

Rose: Zorunlu değilim-

Five: Rose?

Rose: Ah,  sonunda geldin.

Hemen Five'ın yanına gittim ve çekiştirerek üst kata çıkardım.

Five: Neler oluyor?

Rose: hiçbir şey.

Five: Neden onunla konuşuyordun?

Rose: Daha sonra anlatırım, biraz dışarı çıkmak istiyorum.

Five: Peki, gidelim o halde.

--------------------

Bölümü oylamayı ve bol bol yorum yapmayı unutmayın ♡

Discord sunucusuna katılmak isteyenler bana özelden yazabilir.

















Continue Reading

You'll Also Like

2.8K 142 8
Normalde Harmonie gibi bir planım yoktu ama kapak fotosunu seçince Harmonie yapma kararı aldım...
422K 50.9K 49
bir ipe bağlanmayı öğretmek fwb texting / düzyazı slowburn⚠️
484K 16.2K 63
Okuduğuna pişman olmayacaksın. Yani umarım ;)