Boyutlar arası yolculuk

By _Menry_

61.1K 6K 7.9K

Merhaba benim adım Rose,bir hafta öncesine kadar sıradan bir hayatım vardı. Şimdi ise her şey karma karışık... More

1.Bölüm
2.Bölüm
3.Bölüm
4.Bölüm
5.Bölüm
6.Bölüm
7.Bölüm
8.Bölüm
9.Bölüm
10.Bölüm
11.Bölüm
12.Bölüm
13.Bölüm
14.Bölüm
15.Bölüm
16.Bölüm
17.Bölüm
18.Bölüm
19.Bölüm
20.Bölüm
21.Bölüm
22.Bölüm
23.Bölüm
24.Bölüm
25.Bölüm
26.Bölüm
27.Bölüm
28.Bölüm
29.Bölüm
30.Bölüm
31.Bölüm
32.Bölüm
33.Bölüm
34.Bölüm
36.Bölüm
37.Bölüm
38.Bölüm
39.Bölüm
40.Bölüm
41.Bölüm
42. Bölüm
43.Bölüm Final

35.Bölüm

1K 117 140
By _Menry_

Hatalarım varsa kusura bakmayın, iyi okumalar ♡

-------------------------

Rose: Five buradan ne zaman çıkacağız?

Five: Sen bana eskisi gibi davrandığında. 

Rose: Bu kadar kolay değil biliyorsun değil mi?

Derin bir nefes aldı ve konuşmaya devam etti.

Five: Biliyorum sadece seni çok özledim.

Rose: Biraz zamana ihtiyacım var.

Five: Pekâlâ, üstümü değiştirip geliyorum. 

Işınlanıp gitti bende dolapları karıştırmaya başladım, bir şekilde buradan çıkmalıydım. Ah işte buldum! Çekmecede bulduğum kartı alıp kapıya yöneldim, birkaç kez kilidi açmayı çalıştım fakat başaramadım.

Five: Yalnız kapıyı öyle açamazsın.

Arkamı döndüğümde Five'ın duvara yaslanmış bir şekilde beni izlediğini gördüm.

Rose: Akşam yemeği saati yaklaştı babamdan azar işitmek istemiyorum.

Five: Halledeceğim dedim ya endişelenme.

Tam yanına gidecektim ki kapı çaldı. 

Klaus: Five burada mısın?

Five: Neden geldin?

Klaus: Rose'u bulamıyorum.

Five: İşi varmış dışarı çıktı.

Five'a ne saçmalıyorsun dercesine bir bakış attım.

Klaus: Eğer onu görürsen yanıma gelmesini söyle.

Five: Neden?

Klaus: Ona ihtiyacım var.

Klaus'un sesi gerçekten çok kötü çıkıyordu.

Rose: Five kapıyı aç.

Five: Hadi ama-

Rose: Kapıyı aç!

Daha fazla üstelemedi ve kapıyı açtı, Klaus beni görür görmez sıkıca sarıldı.

Rose: Ne oluyor?

Klaus: Yine geldiler ne yapacağımı bilmiyorum lütfen yardım et. 

Rose: Tamam sakin ol. 

Klaus'un koluna girdim ve odasına götürdüm, onu ilk defa böyle görüyordum. 

Rose: Pekâlâ neler olduğunu anlat.

Klaus: Şuan buradalar ve susmuyorlar! 

Rose: Lütfen sakin olur musun? Halledeceğiz.

Klaus: Sakin falan olamam aptal kadın susmuyor!

Rose: Peki tamam, en iyisi biraz müzik dinle.

Klaus: İşe yarar mı dersin?

Rose: Öyle umuyorum.

Müzik çaları Klaus'a verdim ve yanına oturdum, şimdilik her şey yolunda gibiydi. Derin bir nefes aldım ve sırtımı yatağa yasladım. Birkaç dakika sonra Klaus elimi tuttu, korkuyla etrafa bakıyordu.

Rose: Ne oldu?

Klaus: İşe yaramıyor! 

Müzik çaları elime tutuşturdu ve çekmeceye yöneldi.

Klaus: Beni sadece içki normale döndürebilir.

Rose: Saçmalama Klaus!

Klaus: Üzgünüm Rose ama sözümü tutamayacağım.

Klaus tam şişeyi almıştı ki şişe birden elime geldi. 

Klaus: Neden böyle bir şey yaptın ki!? 

Rose: Anlamadım?

Klaus: Güzel şaka ama o şişeye ihtiyacım var. 

Rose: Bunu ben mi yaptım?

Klaus: Elbette sen yaptın niye bu kadar şaşırdın anlamıyorum.

Rose: Ah,evet.

Klaus: Gerçekten çok garipsin, her neyse şişeyi alabilir miyim?

Rose: Hayır.

Klaus: Hadi ama! O en sevdiğim.

Rose: Üzgünüm ama veremem.

Şişeyi dolabın üstüne koydum ve Klaus'a döndüm.

Rose: *gülümseyerek* Artık benim dediklerimi yapmak zorundasın.

Klaus: Hiç sanmıyorum. 

Beni itip şişeyi almayı çalıştı ama izin vermedim. 

Rose: *gülerek* Alamayacaksın boşuna uğraşma.

Klaus: *sırıtarak* Göreceğiz. 

Hiç beklemediğim bir anda gıdıklamaya başladı.

Rose: *gülerek* Kes şunu!

Klaus: *gülerek* Şişeyi verirsen bırakırım.

Rose: Hayır vermeyeceğim.

Klaus: O zaman bırakmıyorum. 

Rose: Tamam alabilirsin yeter ki bırak beni, gülmekten öleceğim!

Gıdıklamayı bıraktı ve dudağımdan nazikçe öptü.

Rose: Klaus...

Klaus: Ah, sen istemediğin sürece öpmeyecektim değil mi? Özür dilerim unutmuşum.

Benden ayrılıp şişeyi aldı ve yatağa oturdu.

Rose: Bence ona gerek kalmadı.

Klaus: Ne?

Rose: Evet gerek kalmamış.

Şişeyi elinden aldım ve komodinin üstüne bıraktım.

Klaus: Haklısın gitmişler.

Rose: Güzel o zaman bende gideyim.

Klaus: Aslında sana sormak istediğim şeyler var.

Rose: Önemli mi?

Klaus: Yani evet.

Rose: Peki dinliyorum.

Klaus: Az önce Five'ın yanındaydın.

Rose: Şey aslında biz...

Klaus: Evet?

Rose: Onu affettim.

Klaus: Ne!? Şaka yapıyorsun değil mi?

Rose: Bizi banyoya kilitledi ve onu affedene kadar orada kalacağımızı söyledi.

Klaus: Bu bir bahane değil Rose, belli ki onu unutamıyorsun.

Rose: Onu seviyorum Klaus.

Klaus: Seni üzecek!

Rose: Bir daha Vanya ile konuşmayacak, söz verdi.

Klaus: Ve sende buna inandın öyle mi?

Rose: Ben-

Klaus: Seni kullanıyor Rose, gerçekten buna izin mi vereceksin!?

Rose: Beni seviyor.

Klaus: Hayır  o Vanya'yı seviyor.

Rose: Ama-

Klaus: Seni üzmesine izin veremem.

Rose: Gerçekten böyle mi düşünüyorsun?

Klaus: Her şey apaçık ortada zaten.

Rose: Neden böyle bir şey yapıyor ki?

Klaus: Bilmiyorum. 

Derin bir iç çekti ve bana sarıldı.

Klaus: Sakın üzülme, sana daha fazla zarar veremeyecek.

Rose: İyi ki varsın Klaus. 

Klaus: *gülümseyerek* Sende iyi ki varsın.

Rose: Artık aşağı inelim mi?

Klaus: Olur sen git bende birazdan gelirim.

Rose: Tamam.

Tam kapıya yönelmiştim ki kapı sertçe açıldı ve Five içeri daldı. 

Rose: Five?

Beni umursamadan Klaus'un yanına gitti, çok sinirli gözüküyordu.

Five: Neden onu kandırıyorsun!?

Klaus: Şuan senin saçmalıklarınla uğraşamam Five. 

Five: Sana bir soru sordum!

Rose: Five Klaus'u rahat bırak.

Five: Ne!? Cidden onu mu savunuyorsun?

Rose: O sadece beni korumayı çalışıyor.

Five: Birlikte olmamızı istemediği için böyle yapıyor! 

Klaus: Her şeyi onun iyiliği için yapıyorum.

Five birden Klaus'a döndü ve yumruk attı.

Rose: Klaus!?

Klaus: Tamam sakin ol, iyiyim.

Five: Rose gerçekten ona mı inanıyorsun!? 

Rose: Five çık odadan.

Five: Ne?

Rose: Çık odadan!

Bana sert bir bakış attı ve kapıya yöneldi.

Klaus: Onu üzmene izin vermeyeceğim aptal!

Five: Kes sesini yoksa seni öldürürüm!

Söylene söylene Five'ın yanına gittim ve zorla dışarı çıkardım. 

Five: Rose cidden saçmalıyorsun! 

Rose: Saçmaladığım falan yok Klaus haklı.

Five: Gerçekten böyle bir şey yapabileceğime inanıyor musun?

Rose: Vanya'yı sevdiğin apaçık ortada Five.

Five: Hadi ama! Bunları daha yeni konuştuk.

Rose: Ve sen yalan söylemeye devam ettin.

Five: Yalan falan söylemiyorum! 

Rose: Daha fazla konuşmak istemiyorum.

Tam gidecektim ki elimden tuttu ve bizi odasına ışınladı.

Rose: Beni rahat bırak!

Five: Bebeğim neden bana inanmıyorsun?

Rose: Klaus haklı-

Five: O birlikte olmamızı istemediği için böyle yapıyor, senden hoşlanıyor Rose neden anlamıyorsun?

Rose: Evet belki de öyle ama söyledikleri yalan değil.

Five: Tanrım...

Rose: İzin verirsen aşağı ineceğim.

Derin bir iç çekti ve önümden çekildi, bende aşağı indim.

-------------------

400 takipçi için hepinize teşekkür ederim, iyi ki varsınız ♡

Bu bölüm biraz kısa oldu kusura bakmayın, yarın 400 takipçiye özel uzun bir bölüm yazarım ♡

Bölümü oylamayı ve bol bol yorum yapmayı unutmayın ♡

Discord sunucusuna katılmak isteyenler bana özelden yazabilir.








Continue Reading

You'll Also Like

15.2K 959 19
Ashley, 1989'da doğan 43 çocuktan biridir. Reginald onu almaya geldiğinde ailesi Ashley'i vermemiştir. Fakat Ashley 5 yaşına geldiğinde ailesi yaşadı...
4.7K 192 15
Sirius Black ile hayal et kitabıdır. 𝑁𝑒𝑓𝑟𝑒𝑡'𝑡𝑒𝑛 𝑎ş𝑘'𝑎/𝙎𝙞𝙧𝙞𝙪𝙨 𝘽𝙡𝙖𝙘𝙠&𝙎𝙝𝙞𝙣𝙚 𝘽𝙧𝙤𝙬𝙣
36.3K 1.5K 17
Çapulcuların Çatalağı James Potter ile hayal etmek istiyorsanız doğru adrestesiniz çok beklemeden içeri buyrun.. •Her bölüm ayrı konu içerir• •Az ve...
10.3K 428 22
Çapulcular zamanında geçen bi hikaye