AŞK / Hayallerin Ötesinde

By SibelAzraDeniz

12.9K 965 449

- Kes sesini... Mehmet'le evleneceksin işte o kadar! +Abi ben evlenemem, çünkü ben, ben zaten evlendim. Male... More

1) Kendinden giderken
2) Kendine Gelmek
3) Düğün günü ♡
4) Hiç Hesapta Yokken
5) Beklenmedik Şeyler
6) Küçük Bir Umut
7) Yaşanacak Çok Şey Vardı
8) Büyük Yalan
9) Yalan yalanı doğururmuş.,.
10) Umut
11) Tekrar Mutlu Olabilmek Mümkün Müydü?
12) "Böyle Olsun İstemezdim"
13) Küçük bir umut
14) Evlilik Oyunu
15) Veda Günü
16) Yeniden Ruhumun Ait Olduğu Yerdeydim
17) Gerçek ailen yanlarında büyüdüklerin midir?
18) Hazırlıklar güzel günler için miydi?
19) Büyük Anlaşma
20. Bölüm
21) Düğün *Part 1*
22. Düğün *Part 2*
23) Balayı ~ Bali ♡ 1
24. Bali ♡ 2
25. Büyük Gün
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm
32. Bölüm
33. Bölüm
34. Bölüm
35. Bölüm
36. Bölüm
37. Bölüm
38. Bölüm
39. Bölüm
40. Bölüm
41. Bölüm
42. Bölüm
43. Bölüm
44. Bölüm
45. Bölüm
46. Bölüm
47. Bölüm
48. Düğüm
49. Bölüm
50. Bölüm
51. Bölüm
53. Bölüm
54. Bölüm
55. Bölüm
*56. Bölüm **Final**

52. bölüm

139 13 2
By SibelAzraDeniz



~~~2 gün sonra~~~


Sabah odamın kapısının sesiyle uyanmıştım.

-Eylül? Eylül uyandın mı?

+Fahri ne oldu? Şimdi uyandım.

-geliyorum. Diyip cevabımı beklemeden hızla odaya girmişti..

-Çabuk Eylül kalk geç kalıyoruz...

Uykumdan uyanmıştım ama hala tam anlamıyla kendime gelememiştim.

+Nereye geç kalıyoruz Fahri? Bugün için bir planımız yoktu ki..

-kalk Eylül hadi, unutmuşsun demek ki. Çabuk rezervasyonumuz yanacak geç kalıyoruz. diyip yanıma gelmiş üzerimdeki pikemi üzerimden çekmişti. Gözlerimi iyice açıp baktığımda üzerini giyinik olarak görmüştüm. Yatakta doğrulup oturmuştum.

-Hadi duşa filan gir iyice kendine gel. Bekliyorum burada...

+Fahri kamera şakası mı bu yoksa hala rüyada mıyım... Diyip kolumu yavaşca sıkmıştım. Gayet de gerçekti...

-konuşacak zaman yok hemen banyoya girip çık. Bekliyorum. Çıkınca konuşuruz.

+Allah Allah, tamam gidiyorum.... Diyip dolaptan temiz çamaşır ve giysilerimi alıp hızla banyoya girmiştim. Hızlı bir şekilde duşumu almış o sırada da nereye rezervasyon yaptırdığımızı hatırlamaya çalışıyordum. Ama aklıma gelen hiç bir yer yoktu. Fahri sebepsiz yere uyandıracak birisi değildi. Ama merak da ediyordum...

Banyodan çıktığımda Fahri hala odamdaydı... Yatağımın üstüne giymem için kıyafetlerimi ayarlamış olduğunu görünce çok şaşırmıştım.

-Bunları ayarladım hızlıca giyin 10 dk hatta 5 dk içinde lütfen aşağıya inmiş ol. Çantanı ve telefonunu ben şimdi inerken yanımda götürüyorum. Sen de gelirsin.

+Tamam. Diyip ne için acele ettiğimi bilmeden en hızlı halimle hazırlanmaya başlamış 6-7 dk içinde aşağıya inmiştim. Kahvaltıyı yoldayken yapacakmışız öyle demişti Fahri. Ve hemen yola koyulmuştuk. Taksi çağırmış onunla gidiyorduk... İkimizde arka koltukta oturuyorduk.

+Fahri artık şu telaşenin sebebini öğrenebilir miyim? Biz nereye rezervasyon yaptırmıştık?

-gerçekten de unutmuşsun demek ki
Neyse o zaman söylemeyeceğim gidince görürsün... Diyip gülümsemişti.

+Çok garip davranıyorsun. Neyse çok yolumuz var mı? Azıcık kestirsem olur mu? Hala uykum var.

-Yok uyuma çok az kaldı, gideceğimiz yerde uyursun.

+Gideceğimiz yerde... Peki... Bilmece gibi konuşuyordu. Ve hala tamamen kendime gelememiş olduğum için konuşacak halim de yoktu... Saat henüz henüz 07.00 idi... Bu saatte nereye rezervasyon yaptırmış olabilirdik ki...

+Fahri?

-efendim canım.

+Allah Allah.... Şuan kendinde misin? Sabah 7 farkındasın dimi?

-evet canım farkındayım tabi ki ..

+Bu saatte nereye rezervasyon yaptırdık? Daha doğrusu yaptırdın?

-yaklaştık sabret azcık... 5 dk kaldı. Burada kahvaltı da ederiz.
Geldik dediği için camdan dışarıya bakmıştım. Gördüğüm tek şey benim buraya gelirken indiğim havaalanıydı.

+Kahvaltı için mi rezervasyon yaptırdık yoksa? Hem de havaalanına? derken gülüyordum..

-Biraz sabırlı ol. Göreceksin. Gittiğimiz yeri görünce mutluluktan ağlayacaksın... Başka da bir şey söylemiyorum. Diyip gülümsemişti.

İnmiş arabayı park ettikten sonra uçuş işlemlerinin yapıldığı alana girip işlemleri yaptırmıştık. Elimizde bilet yoktu. Ve nereye gideceğimizi de Fahri hala söylememişti. Aklıma ilk gelen şeyle gözlerim sonuna kadar açılmış Fahri'nin işlemleri halletmesini beklemiştim.

Nihayet işlemler hallolmuş, havaalanının yemek bölümüne geçmiştik.

+Fahri, yoksa beni Malezya'ya geri mi gönderiyorsun?

-evet...

+Benim adıma nasıl kendin karar verebilirsin? Evinde rahatsız ettiysem otele giderdim. Zaten otelde kalmak için gelmiştim buraya ben... 4 gün sonra da dönecektim. Hem benim valizim nerede?

-Eylül, Eylül sakinleş lütfen. Tek gitmiyorsun bende geliyorum. O valizin içinde hepsi.

Dediğinde küçük bir çığlık atmıştım.

+Sen ciddi misin? Şaka yapmıyorsun değil mi?

-hayır şaka değil. Birlikte gidiyoruz. Birlikte gezeceğiz ve sonra ne yapacağımıza artık kesin olarak karar vereceğiz tamam mı?

+Emin misin? Bunca zamandır kaçıyordun.

-Artık kaçmayacağım. Ama senden tek bir şey için söz vermeni istiyorum.

+Neymiş?

-Bu gezeceğimiz bir buçuk hafta boyunca ayrılmaktan, davadan, ondan bundan bahsetmek yok tamam mı? Sadece içimizden geldiği gibi geçirelim.Kalbimizin sesini dinleyelim yalnızca. Gerçek bir tatil olsun. Hiç bir şey için tartışmayalım olur mu?

+Peki tamam, öyle olsun.

-Teşekkür ediyorum. Anlaştığımıza göre kahvaltımızı edebiliriz, uzun bir yolculuk bizi bekliyor. Enerji toplamamız lazım. dediğinde gülüyordu..

+Tamam tamam ne dersen kabulüm. Dönüyorum dedin ya ben daha başka ne diyebilirim ki.

Tuhaftı ama çok sevinmiştim.. Daha düne kadar dönmenin d'sini bile söyletmeyen adam bugün kendi kararıyla dönüyordu. Evet belki temelli değildi ama 1 yıl aradan sonra dönüyor olması bile bir mucizeydi...

+Sofia ablanın haberi var mı döneceğinden.

-evet var.

+Çok mutludur şimdi.

-evet diyip tebessüm etmişti...


~~~~~

Uçağa binmiştik. Bir süre sonra daha fazla dayanamayıp uzun bir süre uyumuştum.

-Eylül, canım uyan.

+Efendim? Ne oldu? diyip yavaşca gözlerimi açarken uçakta olduğumuzu anımsamıştım...

-iniyoruz kemerini bağla...

+Nasıl yani bu kadar çabuk nasıl gelmiş olabiliriz? Ben 14 saattir uyuyor olamam değil mi?

-hayır, hayır diyip kendini tutamayıp kıkırdamaya başlamıştı. Başka da bir şey söylememişti...

Uçaktan inmiştik ve gördüğüm şey karşısında gözlerim dolmuştu.




~~NEVŞEHİR HAVAALANI~~

-Eylül memleketine hoşgeldin...
Fahri bunu tamamen Türkçe olarak söylemişti...

+Fahriiiii sen nasıl..... Gerisini getiremeyip ona sımsıkı sarılmış, hüngür hüngür ağlıyordum.

Bir iki dakika o şekilde kalmıştık.

+Teşekkür ediyorum Fahri... Bunu nasıl yaptın bilmiyorum ama çok teşekkür ediyorum. Ben senin hakkını nasıl ödeyeceğim?

-Ödedin bile. Derken gülüyordu

+Beni kandırdın... Demiştim göğsüne hafifçe vururken

-Hadi gidelim tek biz kaldık. Görevliler kızacaklar şimdi. Diyip benden tamamen ayrılmıştı. Cebinden selpak çıkartıp gözümdeki yaşları sildikten sonra elimden sıkıca tutmuş, birlikte havaalanının içine girmiştik. Sonra da çıkış işlemlerini halledip oradan taksiye binerek ayrılmıştık...

Fahri her şeyi ayarlamıştı. Ama ne zaman, nasıl, benden habersiz bunu nasıl yapmıştı hala anlamamıştım. Peri bacalarının içinde kalacağımız bir butik otele girmiştik. Ben hala şaşkındım yeniden " Türkiye'deydim" memleketimdeydim, asıl yuvamdaydım. Acı içinde ağlayarak çıktığım ülkeme, mutluluktan ağlayarak tekrar dönmüştüm. Yine yanımda yalnızca o vardı.

+Fahri, iyi ki varsın. İyi ki yanımdasın. Ben bir daha buraya gelmeyi düşünmüyordum. Burdan ayrılırken olanlar hala dün gibi aklımda hiç bir zaman unutamadım. Şuan burada olmak rüya gibi.

-şişşşt artık bunları geçmişte bırakma vaktin geldi. Burası senin memleketin sırf onlara kırgınsın diye bu güzel ülkeye gelmemek olur mu hiç? Sadece mutlu ol. Şuan başka bir şey düşünme.

+Neden böylesin? Ben seni bu kadar kırarken, sen neden bana hala iyisin?

-Seni sevdiğim için herşeyim. Sen üzgünken ben nasıl mutlu olabilirim ki?

+Ya bir sene içindeki yaptıkların?

-o konuları açmayacaktık söz vermiştin...

+Haklısın peki... Sorumu değiştiriyorum o halde, buraya gelmek nereden aklına geldi? Ve bunu benden habersiz nasıl yapabildin?

- Orası bir sır Eylül. Bu sana sürprizimdi. Kırdığım zamanları telafi etmez biliyorum ama yine de özür dilerim...

+Ben de özür dilerim. Ben seni daha çok kırdım.

-Neyse bu konuları konuşmayalım.
Burayı birlikte gezip her bir noktasında güzel anılar biriktirelim, buradan çok güzel anılarla ayrılalım istiyorum. Anlaştık mı ?

+Anlaştık patron...

- Önümüzde kocaman bir buçuk hafta var. Güzel bir rota belirledim. Şimdilik bazı şeyleri geride bırakıyoruz... Bu bir buçuk hafta sonunda kararın değişirse, ilerde belki birlikte yenide....n.....

Sözünü kesmiştim. Devamını getirmesini istemiyordum. Çünkü benim kararım henüz belli değildi..

Ben onu ayrılık için ikna etmeye çalışıyordum. O da hala evliliğimizi devam ettirmek için ikna etmeye çalışıyordu. Kim kimi ikna edecekti bunun sonucunu görmek için artık çok yaklaşmıştık.... İlerisi için hayal kurmak için henüz çok erkendi... Böyle planlar yapmasını istemiyordum. Evet bende bir şeyler değişmiş gibiydi, çünkü akışına bırakmıştım. Sadece içimden geldiği gibi davranıyordum. Bu ona belki umut veriyordu ama ben yüzünü güldürmeye odaklamıştım...Belki de yanlış yapıyordum....

+Bence de bu konuları konuşmayalım. Diyip odaya göz gezdirmeye başlamıştım. Odada tek kişilik bir yatak vardı.

+Fahri yatak tek kişilik ama.....

-2 yataklı olanlardan kalmamış. Tüm bunları 2 gün önce ayarladığım için aslında burada oda bulabildiğimize bile şükretmemiz lazım...

+Hımmmm...Peki.

-Uykun var mı?

+Hayır benim yok. Senin var değil mi? Sabahta benden önce uyandın eminim uçakta uyumamışsındır...

-bende uçakta uyudum, hala biraz uykum var ama tabi ki bu kısacık tatili uyuyarak geçirmeyeceğiz. Ben yarım saatliğine bir yere gidip geliyorum.


Fahri öğle namazlarımızı kıldıktan sonra çıkmış yarım saat sonra geri gelmişti. Gezimiz için araba kiralamıştı. Rahat bir şekilde gezecektik.

Kapadokya'da gezilecek yerleri gezmeye başlamıştık. Gezerken yine bir sürü fotoğraf çekiyordum. Beğendiklerimizden gruba atıyordum.

Gezi çok güzel geçiyordu. Burası gerçekten de büyülü gibi bir şehirdi. Akşam saat 10'a kadar gezmiştik. Yorgunluktan ölmüş vaziyette otele geri dönmüştük. Dışardayken rastladığımız camilerde ikindi ve akşam namazlarımızı kılmıştık. Otele geri dönünce de yatsı namazımızı yine birlikte kılmıştık..

-canım unutmadın dimi sabah namazından sonra uyumak yok, fazla oyalanmadan uyu. diyip yatağın bir tarafına geçip uzanmıştı.

+Tamam. Bu arada yarınki planımız ne?

-bakacağız. Derken gözlerini kapatmıştı bile.

+Tamam. Allah rahatlık versin.

Gözlerini açmış bana taraf dönmüş öpücük attıktan sonra,

-sana da. Demişti.

Ben yaptığı şey karşısında utanmış ve şaşkın bir şekilde bakarken o gülümseyip arkasını dönmüştü.

Ben de araya fazla olan bir yastığı koyup uyumuştum.






~~~~~~~Bölüm sonu ~~~~~~~~

Fahri ❤️❤️❤️❤️ Eylül'ü boş ver bana gel diyesim geliyor🙈🙈😅😅🤭🤭🤭😂

Allah'ım kaderimde kitap karakterlerime aşık olmak da mı vardı 🙈 işte bu gerçek bir imkansız aşk...



Continue Reading

You'll Also Like

39.8K 1.5K 16
Bir Terzi Nur Sultan ☆ Bir Marangoz Ali ☆ Bir küçük mahalle hikayesi.. ♡
ZEMHERİ By yudumsucan

General Fiction

117K 5.5K 14
Zemheri babası tarafından zorla evlendirilen bir kızdı. Akay ona yıllarca aşık bir adamdı. Zemheri Akay'ı sevecek mi?
174K 6.4K 31
Mardin ve İstanbul hikayesi (berdel değildir) zoraki ve bu evlilikten doğan büyük aşk umarım beğenirsiniz ❣️❣️
402K 35.2K 33
kim taehyung, erkek arkadaşı jeon jeongguk'un beş yıllık ilişkilerini bitirmesinin ardından oldukça üzgündü ve iki yıllık ayrılığın ardından gelen me...