Haneul gözlerini araladığında kafasını hafifçe kaldırmış ve Jungkook'un yüzü ile karşılaşmıştı.
Gözlerini tekrar kapatıp ona yaklaştığında yüzünü onun boynuna gömmüştü Haneul sıkıca sarılıp. Jungkook ise hareketlenmiş ve kollarının arasındaki bedene daha sıkı sarılmıştı.
Onun kokusunu içine çekmeye başlayan Haneul'ın dudakları kıvrılmıştı yukarı doğru. Ama istemsizce yapmıştı bunu.
Jungkook'un tenindeki hafif duş jeli kokusu onu güneşli bir bahçede, güvende hissettirmişti.
Bedenine sarılan kollar sıcacık yapmıştı onu. Jungkook'un inip kalkan göğüsünün içindeki kalbinin atış sesi de ayrı bir huzurlu hissettiriyordu onu.
Bu huzurlu durumda bulunan Haneul neredeyse uykuya dalacakken çalan alarm ile sıçramış ve kafasını gözlerini açıp aceleyle doğrulan Jungkook'a çevirmişti.
Doğrulan Jungkook komodinin üstündeki telefonu eline alıp alarmı kapattığında derin bir nefes vermiş ve gözlerini uyuma numarası yapan Haneul'a çevirmişti.
Telefonu komodine tekrar bırakıp Haneul'a sarıldığında birkaç saniye öyle kalmıştı Jungkook. Ardından da Haneul'ın saçlarına küçük bir öpücük kondurup yattığı yerden kalkmış ve hızlı adımlarla odadan çıkmıştı.
Jungkook'un kapıyı yavaşça kapatmasıyla gözlerini açan Haneul gülümsediğinde yavaşça doğrulmuştu yatakta. Ardından da ellerini ensesine götürmüş ve derin bir nefes vermişti.
Yataktan ineceği sırada duraksayan Haneul'ın aklına dün gece gelmiş ve gözlerinin dolmasına sebep olmuştu. Ardından da derin bir nefes almış ve kendini sakinleştirmeye çalışmıştı Bunny ile karşılaştığı ilk gün Jungkook'un ona öğrettiği gibi.
Elini göğüsünün üstüne koymuş ve derin ve uzun nefesler almaya başlamıştı.
Yataktan inip adımlarını kapıya yönlendirdiğinde odadan çıkmıştı. Jungkook ise gözlerini odadan çıkan Haneul'a çevirmişti.
"Ah, ben de kahvaltı hazırlıyordum. Odadan çıkarken uyandırdım mı yoksa seni?"
Haneul olumsuz anlamda kafa sallayıp Jungkook'un yanına geldiğinde "Gece için teşekkür ederim" demişti ona karşı buruk bir gülümseme sunup. Jungkook ise "Neden?" demişti ona.
"Yattıktan sonra tüm gece okşadın ya saçlarımı, sıkıca sarıldın bana... Kendimi çok huzurlu hissettim, sakinleştim. Uykuya da senin sayende daldım. Yoksa asla uyuyamazdım, teşekkürler."
Jungkook havalandırdığı kaşlarını indirip "E-evet, teşekkür etmene gerek yok." dediğinde birkaç adım atıp "Yardım edeyim sana" demişti Haneul. Jungkook ise biraz kenara çekilmiş ve Haneul için yer bırakmıştı.
Jungkook dudaklarını ısırıp onunla konuşmalarını duyup duymadığını düşünmeye başlamıştı.
"Seni seviyorum" demek dışında tek dayanağının Haneul olduğunu da söylemişti. Resmen dertleşmişti kollarının arasındaki Haneul ile.
"Uykumda konuştum mu?"
Haneul gözlerini Jungkook'a çevirip "Konuşmak mı? Sen uykunda konuşuyor musun?" dediğinde "Nadiren" demişti Jungkook hafifçe gülümseyerek. Ardından da "Duydun mu hiç?" diye sormuştu.
"Hayır duymadım. Sen odadan çıktıktan bir saat sonra falan uyandım zaten. Yaklaşık on dadika uyanık kalmışımdır. Çabuk uyudum sayende"
Jungkook gülümseyip olumlu anlamda kafa salladığında önüne dönmüştü Haneul. Jungkook ise ona gülümseyerek bakmaya devam etmişti.
...
Haneul ve Jungkook yan yana okula girdiklerinde artık gözlerin üstünde olmadığı için gülümsemişti Haneul ama içi hala hiç ama hiç rahat değildi.
Her ne kadar Jungkook onunla uzun uzun konuşmuş, onun bir şey yapmadığını söylemiş olsa bile içinde bir yerlerde koşulan biri ona katil olduğunu söylüyordu. Haneul da "Ya gerçekten ben yaptıysam?" diyordu sürekli kendi kendine.
Jungkook elini yere bakıp yürümeye devam eden Haneul'ın gözlerinin önünde salladığında kafasını iki yana hafifçe sallayıp kafasını kaldırmış ve Jungkook'a bakmıştı Haneul. Jungkook ise "İyisin değil mi?" diye sormuştu.
Haneul olumlu anlamda kafa salladığında "İstersen geri gidelim? Bugün dinlen biraz" demişti Jungkook. Haneul ise "Hayır Jungkook, iyiyim işte. Hadi, hızlı olmazsak ilk derse geç kalacağız" demiş ve adımlarını hızlandırmıştı.
İkili sınıfa girdiklerinde sırasında uyuyan Young Ae'ye çevirmişti Jungkook gözlerini. Hyun Woo ise sıralarına doğru ilerleyen Jungkook ve Haneul'a bakmıştı.
Onlar sıralarına oturduklarında hızlıca yanlarına gelmişti Hyun Woo. Ardından da "Günaydın, haberleri gördünüz mü?" diye sormuştu.
Jungkook "Günaydın da... Ne haberi?" dediğinde "Bunny ve BunnyGirl" demişti Hyun Woo. Haneul ise gözlerini kocaman açıp Hyun Woo'ya dönmüş ve "Ne?" diye sormultu şaşkınlıkla.
"Dün gece ormanın yakınlarından bir adamın sesi duyulmuş. Ormanın yakınlarında oturanlar da ihbar etmiş hemen Bunny olabilir diye. Gittiklerinde sadece cesedi bulmuşlar ama kameralara yakalanmışlar kaçarken. Yanında da bir kız varmış Bunny'nin."
Jungkook kaşlarını havalandırıp "Cidden mi? Nasıl bir kız peki?" diye sorduğunda "Kahverengi ve uzun düz saçlı. Bunny maskesi takıyormuş zaten. Bunny'nin maskesi de yokmuş ama kapşonlusuyla kapatmış yüzünü.
Görüntüler sızdırılmış yine, ordan biliyorum. Bunny bu kadar kameralara görünmezdi aslında. Acaba bir planı mı var?"
Haneul dolu gözlerini ellerine çevirdiğinde "Young Ae? O anlatırdı genelde böyle şeyleri" demişti Jungkook. Hyun Woo ise "Tüm gece haberleri takip etmekten uyumamış. Sabah bana anlattı ve hemen sıraya yatıp uyudu." demişti gözlerini devirip. Jungkook ise "Tamam, sonra konuşuruz zaten" demişti.
Hyun Woo olumlu anlamda kafa sallayıp kendi sırasına yöneldiğinde saçlarıyla yüzünü kapatan Haneul'ın çenesini tutmuştu Jungkook ve onun yüzünü kendisine çevirmişti. Ardından da yanağından süzülen gözyaşını silip elini beline atmıştı ve kendine çekip sıkıca sarılmıştı ona.
"J-jungkook... Benim yüzümden hepsi. Senin başını da belaya sokuyorum. Yakalanmana sebep olacağım"
Jungkook onun saçlarını okşayıp "Bunları burda konuşmayalım Haneul. Ayrıca... Sence başım yeterince belada değil mi? Ben sana bir şey olmasından korkuyorum" dediğinde kollarını ona sarmıştı Haneul. Hyun Woo ise birbirine sarılan Jungkook ve Haneul'ın birçok kez fotoğrafını çekmişti sırıtarak. Ardından da arkasına yaslanıp bu ana tanıklık edemeyen Young Ae'nin vereceği tepkiyi düşünmeye başlamıştı.
...
Jungkook ve Haneul kantinde tostlarını yerken "İçeceğinden de iç" demişti Jungkook Haneul'a. Haneul da olumlu anlamda kafa sallayıp önündeki meyve suyundan bir yudum almıştı.
"Jungkook, yakalanmayız değil mi?"
Jungkook hafifçe gülümseyip "Bunları düşünme Haneul. Merak etme yakalanmayacağız." dediğinde onun kulağına yaklaşıp "Bunny, BunnyGirl'ün yakalanmasına asla izin vermez." diye fısıldamıştı.
Geri doğru çekilen Jungkook "Vicdan azabı çekmiyorsun değil mi?" dediğinde olumsuz anlamda kafa sallayıp "En azından... Acı çekmedi? Ah bilmiyorum. Kendimi avutmaya çalışıyor gibiyim." demişti Haneul. Jungkook ise onun önüne gelen saçlarını kulağının arkasına sabitleyip "Kendinş avutmaya falan çalışmıyorsun Haneul. Sen beni kurtardın... Yine? Sanırım sen olmasam şimdiye yakalanmıştım" demişti.
"Hem sen bir şey yapmadın. Sadece bayılttın. Bunun için teşekkür ederim."
"Unutma ki senin için yaptım bunu Jungkook. Ayrıca gerçekten yapma artık şunu. O kadar korkuyorum ki kötü bir şey olacağından. Onlar umrumda değil artık, seni düşünüyorum sadece."
Jungkook Haneul'a gülümseyip "Beni umursayan sayılı kişilerdensin zaten Haneul... Seni seviyorum" dediğinde Haneul da gülümsemiş ve "Ben de seni seviyorum Jungkook. Young Ae söyleme ama ondan bile çok seviyorum seni" demiş ve göz kırpmıştı.
Jungkook olumlu anlamda kafa salladığında tostundan bir ısırık daha almıştı Haneul. Jungkook da gülümseyerek onu izlemeye devam etmişti.
...
Jungkook yatak odasına girdiğinde yorgana sıkıca sarılmıştı Haneul. Jungkook da "Alıştın artık benimle kalmaya?" demişti tek kaşını kaldırarak.
Haneul omuzlarını silkip "Alıştım cidden" diyerek kıkırdadığında boynunu sola doğru kıtlatıp Haneul'ın yanındaki yerini almıştı Jungkook. Haneul da ona sokulup gözlerini kapatmıştı.
Jungkook ona kollarını sardığında kendini tekrar huzurlu hissetmeye başlamıştı Haneul. Jungkook'un yavaş ama derin aldığı nefes sesi de onu rahatlatmaya yetmişti.
İkili sarılarak uykuya dalacakken kapıya serçe vurulması sonucu gözlerini açmıştı Haneul Jungkook'un kolları arasında. Jungkook ise "Tamam, korkma" demiş ve yataktan inip kapıya doğru yönelmişti.
Dış kapıya vurulan iki sert darbe sonrası kapı kırılmış ve polisler ellerinde silahlarla içeri girmişti. Yatak odasının açık kapısından da Jungkook'a doğru doğrultmuşlardı onları.
Jungkook arkasına dönüp Haneul'a baktığında korkuyla bakıyırdu Haneul Jungkook'a. Jungkook ise polislerin bağırmaları sonrası ellerini havaya kaldırarak önüne dönmüştü.
Jungkook'un etrafını saran polisler onun dizinin arkasına tekme attığında anında diz çökmüştü Jungkook. Haneul'ın ise kolundan çekip yataktan indirmişler ve aynı şekilde onun da diz çökmesini sağlamıştırdı.
Polisler onları tutarken odaya giren komiser "Bak sen... Bunny ve Bunny Girl hah? Daha önce de gelmiştik buraya... Hatırlıyorum." demişti yavaş adımlar atarak. Jungkook ise olumsuz anlamda kafa sallayıp "Hayır, kızın haberi yok. Bunny Girl o değil" demişti.
Haneul gözlerini kocaman açıp Jungkook'a baktığında komiser gözlerini Haneul'a çevirmişti. Ardından da "Sana inanacağımızı mı düşünüyorsun?" diye sormuştu sırıtarak.
"İster inanın ister inanmayın. Kızın hiçbir şeyden haberi yok."
Haneul gözlerini Jungkook'a çevirdiğinde Haneul'a bakıp "Özür dilerim sevgilim" demişti Jungkook . Haneul ise "Jungkook saçmalamayı kes!" diye bağırmıştı gözünden yaşlar akarken.
"Bak, şaka gibi gelebilir ama gerçekten... Üzgünüm. Böyle öğrenmeni istemezdim"
"Jungkook!"
Polislerden biri "Efendim, bulduk" diyerek o küçük yerden Bunny'nin eşyalarını çıkarttığında başını yere eğmişti Jungkook. Haneul ise ağlamaya devam etmişti.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
✵~Oy vermeyi unutmayın~✵
.
.
.
.
.
.
.