Hatalarım varsa kusura bakmayın,iyi okumalar ♡
-------------------
Five bir süre etrafı inceledikten sonra bana döndü.
Five: Camdan atlayabilir misin?
Rose: Sanırım.
Five: Korkma ben yardım edeceğim.
Masanın üstüne çıktım ve sessizce camı açtım. Fazla yüksek değildi.
Rose: Yüksek değil,atlayabilirim.
Five: Güzel.
Dikkatlice pencereden çıktım ve aşağı atladım.
Rose: Oyunu bana at.
Five oyunu bana attı ve kendisi de pencereden atladı.
Rose: Şimdi ne yapacağız?
Five: Ona gözükmeden ilerlememiz gerek.
Rose: Tamam.
Tam ilerleyecektim ki Five beni durdurdu.
Five: Orada bir çocuk var.
Five'ın gösterdiği yere baktığımda tüylerim diken diken oldu. Arazinin tam ortasında bir çocuk vardı ve canavar ona doğru ilerliyordu.
Five: Gitmemiz gerek,hızlı ol.
Bileğimden tuttu ve çekiştirmeye başladı,ben hâlâ çocuğa bakıyordum.
Rose: Aman Tanrım,o-ona bir şey yapıyor...
Five: Bakma!
Evlerden birine girdik ve bir çocuk odasına saklandık.
Rose: Çocuğa bir şey yaptı,onu ele geçiriyor gibiydi.
Five: Tamam sakin ol,bizi görmedi.
Evin her tarafı garip bir cisimle kaplıydı ve iğrenç kokuyordu. O kadar korkmuştum ki tir tir titriyordum.
Five: Rose bana bak.
Beni kendine çevirdi ve ellerimi tuttu.
Five: Buradan gideceğiz ama sakin olman gerek.
Rose: T-tamam.
Bana sarıldı ve sakinleşmemi bekledi.
Five: Daha iyi misin?
Rose: Evet.
Five: Pekâlâ,şu kart oyununu kuralım ve buradan gidelim.
Five kart oyununu kurdu,yanına oturdum ve bir kart çektim. O da çektiğinde etrafımızda tekrar mavi ışıklar belirdi,bu sefer ağaç evdeydik.
Rose: Tanrıya şükür!
Five: Sonunda kurtulduk.
Sağ tarafa baktığımda Caleb'ı gördüm,kitaplığı kurcalıyordu.
Rose: Caleb?
Caleb'ın yanına gittim ve elimi omzuna koydum,elim Caleb'ın içinden geçti. Birkaç adım geriye gittim ve etrafı süzdüm,hiçbir şey olmamış gibi ağaç evden çıktı.
Rose: Neden böyle oldu?
Five: Bilmiyorum.
Five oyunun klavuzunu eline aldı ve incelemeye başladı.
Five: Siktir!
Rose: Ne!?
Five: Şöyle yazıyor "Oyunu günde iki kez oynarsanız evrenler arasında sıkışıp kalırsınız."
Rose: Bu ne demek oluyor?
Five: Biz buradayız ama onlar bizi göremiyor.
Daha fazla dayanacak gücüm kalmadı,yatağa oturdum ve ağlamaya başladım.
Five: Düzelteceğiz korkma.
Rose: Ya düzeltemezsek!? Sonsuza dek hayalet kalmak istemiyorum!
Five: Yarın tekrar deneriz eminim düzelecektir.
Biz Five ile konuşurken Caleb tekrar geldi.
Caleb: İşte burada.
Yanımıza geldi ve kart oyununu alıp yere oturdu.
Rose: Five-
Five: Dur.
Five pür dikkat Caleb'ı izliyordu. O da bizim yaptığımız gibi yere oturdu ve oyunu kurdu,bir kart çektikten sonra yok oldu.
Five: Sence nereye gitti?
Rose: Bilmiyorum.
Five: Ah her neyse,biraz temiz hava almam gerek.
Elini uzattı ve kalkmama yardım etti,birlikte ağaç evden çıktık ve sokaklarda dolaşmaya başladık.
Five: Eşyalara elleyemiyor muyuz?
Rose: Birbirimize dokunabildiğimize göre eşyalara da dokunabiliriz.
Five: Güzel,kafeye gidelim.
Elimi tuttu ve bir kafeye girdi. Kafede sadece dört kişi vardı.
Five: Kahve alacağım,peki ya sen?
Rose: Ben de kahve alayım.
Five: Tamam.
Garson gittiğinde kahve makinesinin yanına gitti ve iki bardak kahve alıp yanıma geldi.
Five: Gidelim hadi.
Beraber kafeden çıktık ve alışveriş merkezine gittik.
Five: Aslında bu hoşuma gitti.
Rose: Kimsenin bizi görmemesi garip hissettiriyor.
Five: Hadi ama,istediğimiz her şeyi yapabiliriz bu harika bir şey.
Rose: Ne gibi?
Five: Beğendiğimiz şeyleri para ödemeden alabiliriz.
Rose: Bilemiyorum,pek iyi bir fikir gibi değil.
Göz devirdi ve mağazalardan birine girdi.
Five: Şuan burada gördüğün her şeyi alabiliriz.
Rose: Gezmek için geldik Five.
Five: Ah,pekâlâ.
Mağazadan çıktık ve en üst kata gidip terasa yöneldik.
Rose: Manzara çok güzel değil mi?
Five: Evet.
Masalardan birine oturduk ve dışarıyı seyretmeye başladık.
Rose: Five.
Five: Efendim?
Rose: Sence o çocuğa ne olmuştur?
Five: Kendinde değil gibiydi,canavar onu çoktan ele geçirmiştir.
Rose: Çok korkunç,kurtulduğumuz için şanslıyız.
Derin bir iç çekti ve elimi tuttu.
Five: Açıkcası pek kurtulmuş sayılmayız Rose.
Rose: Ne demek istiyorsun?
Five: Şuan burada güvende olmayabiliriz. Yani bizi neyin beklediğini bilmiyoruz. Her neyse ağaç eve dönsek iyi olur.
~1 Saat sonra~
Ağaç evde Caleb'ın gelmesini bekliyorduk,saatler geçti fakat o hâlâ gelmedi.
Five: Bu çocuk saatlerdir ne yapıyor!?
Rose: Hiçbir fikrim yok.
Five: Çok yoruldum,dinlenmek istiyorum.
Rose: Ben de öyle.
Five: Boşver biraz dinlenelim,sonsuza dek onu bekleyemeyiz.
Rose: Peki.
Five yatağa uzandı,ben de yanına yattım.
Rose: İyi geceler.
Five: Uykun mu var?
Rose: Hayır,dinlenmek istediğini söyledin.
Five: Uzanalım demek istemiştim.
Rose: Ah,peki.
Yüzüme gelen saçımı kenara itti. Gülümseyip yanağını okşadım. Nazikçe çenemden tuttu ve dudağımdan öptü,ben de karşılık vermeye başladım. Bir süre sonra benden ayrıldı,tam konuşacaktı ki tekrar öptüm.
Five: Rose.
Rose: Hımm?
Five: Caleb.
Ondan ayrıldım ve arkamı döndüm,Caleb gelmişti ve hiç iyi gözükmüyordu. Kart oyununu kitaplığa bıraktı ve yere oturup ağlamaya başladı.
-------------------
Bölümü oylamayı ve bol bol yorum yapmayı unutmayın ♡
Discord sunucusuna katılmak isteyenler bana özelden yazabilir.