Haneul "Hassi-" derken "Çabuk" demişti Jungkook ve onu yatak odasına doğru ittirmişti. Ardından da "Sakın çıkma" dedikten sonra kapatmıştı kapıyı hızlıca suratına.
Haneul odada şaşkınlıkla dururken derin bir nefes alan Jungkook kapıyı açmış ve karşılarındaki üç polise bakmıştı.
"Buyrun?"
"Bu saate dışarıda ne arıyordunuz?"
Jungkook duraksayıp polislere bakmaya devam ettiğinde "Evi arayacağız" demişti Jungkook'un komiser olduğunu düşündüğü memur. Jungkook ise "İzin belgeniz var mı?" diye sormuştu kaşlarını çatıp.
Polis cüzdanını çıkartıp armasını gösterdiğinde "Bu senin için yeterli olur" demiş ve içeri adımını atmıştı.
"Ayakkabılar!"
Polisler Jungkook'u dinlemeyip içeri girdiklerinde yatak odasına yönelmişti polis ama "Olmaz!" diyip kapının önüne geçmişti hemen Jungkook. Sesleri duyan Haneul ise geri doğru bir adım atmış ve endişeyle etrafına bakınmıştı.
"Kız arkadaşımın durumu müsait değil. Hazırlanması için ona biraz zaman verin, lütfen..."
Polis havlulu Jungkook'u süzdüğünde "Tamam" demiş ve diğerlerine dönmüştü. Ardından da "Burayı arayın" demişti polislere.
Bunny yüzünden görevli polisler izin belgesi olmadan evi ve kişileri arayabiliyordu. Zaten bü yüzden girmişlerdi eve polisler.
Polisler evi aramaya başladıklarında Jungkook kapıya yaklaşıp "Sevgilim?" demişti sakince. Haneul ise biraz duraksamış Jungkook'un dediği "Sevgilim, orda mısın?" sorusuna "E-evet?" demişti titreyen sesiyle.
"Güzelim memur beyler geldi de evi arayacaklar. Üstünü giyin, tamam mı?"
Haneul kendi kendine "Ne üstü be?" dediğinde "Çabuk ol ama" demişti Jungkook. Polis memuru ise "Neden dışardaydınız?" demişti Jungkook'a.
"Prezervatif almıştım, kusura bakmayın."
"Kaç yaşındasın?"
Jungkook gözlerini yerde gezdirip polis memuruna tekrar baktığında "On yedi" demişti ona. O ise "Ailenin haberi var mı eve kız attığından?" demişti tek kaşını kaldırıp.
"O benim sevgilim efendim. Eve atmalık bir durum yok"
Haneul ellerini saçlarında gezdirirken "Bebeğim hadi ama. Saksının yanında olması lazım altının. Çabuk giyin" demişti Jungkook. Polis memuru ise "Tamam acele ettirme kıza" demişti.
Haneul gözlerini saksının yanında getirdiğinde aklına gelen şey ile kocaman açmıştı gözlerini. Ardından da "T-tamam Jungkook! Acele ettirme!" demişti.
Yatağın yanına çöküp siyah poşeti eline aldığında elini saksının yanındaki yere bastırmış ve kırdığı yeri tekrar açmıştı.
Malzemeleri hızlıca içine koyup o kısmı yukarı çekerek kapatmış ve ayağa kalkmıştı. Ardından da hemen eteğini indirmiş ve üstünü çıkartmıştı.
Dolaptan bir tişört alıp giydiğinde yatağı bozmuştu Haneul ve yastığın birini yere bırakmıştı.
Kıyafetlerini etrafa attığında ayağındaki çorapları da çıkartmış ve saçını dağıtmıştı. Dudağındaki parlatıcıyı da silmişti elinin tersiyle.
Masanın üstündeki prezervatifi açıp masanın üstüne tekrar bıraktığında içinden birini alıp açmıştı. Ardından da boş kabı masanın üstüne bırakıp prezervatifi açmış ve içine tükürüp ağzını bağlamıştı. Ardından da çöpe atmıştı onu.
Jungkook endişeyle kapının önünde beklerken "Komserim!" demişti bir polis memuru. Ardından da Jungkook'un bıçak bileyicisini göstermişti ona.
"Bu ne oğlum?"
"Bıçak bileyicisi. Dedemden kalmıştı. Ev de eski zaten, görüyorsunuz. Burası tamamen dedemden kaldı bana"
Komise olumlu anlamda kafa salladığında kapının yanına gelen Haneul kapı kolunu indirmiş ve karşısında duran polis ve Jungkook'a bakmıştı.
Haneul kenara çekildiğinde banyoyu ve salonu aramayı bitiren polisler yatak odasına girmişlerdi hemen.
Jungkook onlar vakit kaybetmeden dağınık odayı aramaya başladıklarında baştan sona süzmüştü Haneul'ı. Ardından da onun bileğinden tutup yanına çekmiş ve elini tutmuştu.
Hafifçe eğilip "Yakalırsam benim öyle biri olduğumu bilmiyordun tamam mı? Polisler sorarsa da 1 haftalık sevgiliydik, aile ve arkadaşlarımız da bilmiyordu dersin. Asla kendini ele verme. Tüm suçu üstüme at." dediğinde "Hey! Kendi aranızda konuşmayın!" demişti polis memuru onlara bakıp. Jungkook ise "Pardon" demiş ve doğrulmuştu.
Polisler yatağın altını, çekmeceleri ve dolapları ararken polis Haneul'a bakmış ve "Neden telaşlısın sen?" diye sormuştu. Jungkook ise "Ailesinin benim yanımda olduğundan haberi yok." demişti.
Jungkook'a bakan polis "Sana sormadım" dediğinde gözlerini kaçırıp "Afedersiniz" demişti önüne dönüp. Haneul ise "Dediği gibi... Ailem bilmiyor" demişti.
Polis memuru "Senin yaşlarında bir kızım var benim. Eğer bu çocuk sana bir şey yaparsa çekinmeden karakola gel. Ben yardımcı olurum sana. Ailene de bahset bundan." dediğinde olumlu anlamda kafa sallamıştı Haneul hızlıca.
Bir polis çöp kovasını ararken prezervatifi havaya kaldırmış ve Jungkook, Haneul ve komiserin ona bakmasına neden olmuştu.
Komiser ve polis memuru ona iğrenerek bakarken Jungkook gözlerini kocaman açmıştı şaşkınlıkla. Haneul ise utancından kıpkırmızı olmuş, kafasını yere eğmişti.
"Temiz" sözünü duyan komiser "Gidelim" dediğinde prezervatifi tekrar çöp kovasına atmıştı polis memuru ve hızlıca odadan dışarı çıkmıştı.
"Dışarıda olduğun için sana ceza keserdim ama kanınızın kaynamasına veriyorum. Bir dahakine acımam çocuk, ona göre."
Jungkook komiserin önünde eğilip "Tabii komiser bey, teşekkürler." dediğinde hızlıca çıkmışlardı evden ve Haneul'la Jungkook'u tek bırakmışlardı.
Jungkook "Haneul o prezervatif ne?" diyerek çöp kutusunun yanına gittiğinde elleri ile yüzünü kapatmıştı Haneul. Jungkook ise kıkırdayıp "İçine mi tükürdün sen bunun?" diye sormuştu elindekini inceleyip.
Onu çöp kutusuna geri attığında "İnanılmaz birisin" demişti Jungkook ve çöp kovasını yerine koyup gözlerini odada gezdirmişti. Ardından da "Cidden inanılmazsın. Ah.. Bir an yakalanacağımı düşümdüm... Huh! Bu sefer ki çok yakındı." demişti ellerini beline yerleştirip.
Haneul'ın küçük hıçkırıklarını duyduğunda "Haneul?" diyerek arkasını dönen Jungkook Haneul'a bakmış ve "Hey? Neden ağlıyorsun?" diyerek hızlı adımlarla onun yanına gelmişti.
"B-böyle bir şey yaptığıma inan-namıyoruğmm~"
Haneul ağlarken "Haneul..." demişti Jungkook kollarını yavaşça ona dolayıp. Ardından da sıkıca sarılmıştı.
"B-böyle bir şey yap-tığıma inanamıyoruğmm~"
Jungkook bir elini onun saçlarına çıkartıp okşamaya başladığında "Polisleri ka-kandırdım. Yalan söyledim" demişti hıçkırarak. Jungkook ise "Benim için yaptın Haneul. Kendini suçlama lütfen. Yaptığın şey kötü değildi" demişti.
Ondan ayrılıp Haneul'ın ellerini kapattığı yüzünden çektiğinde kızarmış gözleriyle karşı karşıya gelmişti Jungkook. Ardından da "Seni ağlarken görmeye dayanamıyorum" diyerek yanağından akan göz yaşlarını silmişti.
"Ne yapalım biliyor musun? Hadi gel, uyuyalım. Sabah konuşuruz."
Haneul gözlerini Jungkook'a çevirdiğinde kendine içtenlikle baktığını fark etmişti Jungkook'un. Ardından da "Aileme söylemezler değil mi?" diye sormuştu titreyen sesiyle.
"Merak etme söylemezler. Korkmana gerek yok."
Haneul olumlu anlamda kafa salladığında gözlerini odada gezdirmişti Jungkook. Ardından da Haneul'ın elini tutup onu yatağa doğru götürmüş ve yerdeki yastığı alıp sirkelemişti.
Yastığı yerine koyduktan sonra "Sen yat, ben de üstümü giyindikten sonra evi toplayayım tamam mı? Baksana belimde bir havluyla duruyorum" diyen Jungkook'a olumlu anlamda kafa salladıktan sonra yatağa oturmuş ve kafasını yastığın üstüne koymuştu Haneul. Jungkook da yorgan ile onun üstünü güzelce örtmüş ve "İyi uykular" dedikten sonra iki parmağının tersiyle Haneul'ın yanağını okşamıştı.
Dolabı açıp kıyafetlerini alan Jungkook gözlerini kapatmış olan Haneul'a bakmış ve gülümsemişti. Ardından da yavaş adımlarla elindeki kıyafetlerle odadan çıkmıştı.
...
Jungkook yatak odasına geçip etrafı düzelttiğinde yavaş adımlarla yatağa yönelmiş ve yorganın altına girerek Haneul'ın yanındaki yerini almıştı.
Fısıltıyla "Haneul? Uyudun mu?" diye sorduktan sonra Haneul'dan cevap alamayan Jungkook gülümsemiş ve elini arkası dönük Haneul'ın beline yerleştirmişti.
Ona doğru yaklaşıp sarıldığında kafasını Haneul'ın açık ve dağınık saçlarına gömüp kokusunu içine çekmişti Jungkook. Sonra da "Seni seviyorum" demiş ve Haneul'a daha da sıkı sarılmıştı.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
✵~Oy vermeyi unutmayın~✵
.
.
.
.
.
.
.