Leucémie ~seongsang~ ✓

Da RedamancyHeaven

3.9K 499 566

-tamamlandı- Bu fic kendime ve @ateezquality'e ithaf edilmiştir. Ona aşıktım. Evet bu doğru ama bunu daha... Altro

Tanıtım
Bir
İki
Üç
Dört
Beş
Altı
Yedi
Sekiz
On
On bir
On iki
On üç
On dört
Final -angst-
Final

Dokuz

223 31 59
Da RedamancyHeaven



İyi okumalar yorum yaparsanız mutlu falan olurum ama sakın yorum yapmayın ağlıyım biraz tamam mı?




Yeosang

"Yeosang uyan!" Yunho hyung kolumu dürttüğünde gözlerimi aralayıp etrafa bakındım.

"Ne oldu hyung?" Duvardaki dijital saatte 21:19 yazısını görünce gözlerimi devirdim. Sabaha kadar uyumayı planlıyordum ben.

"Hong hyung çağırıyor, birlikte yemek yiyeceğiz sonrada konuşacağız." Başımı sallayıp yataktan kalktım. Gözlerimi ovuşturup ayağa kalktığımda biraz sendelesemde toparlanıp odadan çıktım.

Banyoya girip elimi yüzümü yıkadıktan sonra ayanda saçlarımın haline bakıp iç geçirdim.
Sarıları akmıştı ve biraz kötü duruyordu.

Aklıma boyatmayı not edip uzun saçlarımı dolaptan aldığım toka ile bağladım ve salona geçtim.

Herkes salonda masaya kurulmuş yemek yiyordu. Boş sandalyeye yani Jongho'nun yanına otururken titrekçe bir nefes alıp verdim.

Jongho beni korkutuyordu.

"Yemekten sonra odalarınıza geçmeyin."
Hong hyung konuştuğuna başımı sallayıp tabağımın kenarındaki çubukları aldım. Ortadaki yemekten birazcık alıp ağzıma götürdüm ve çiğnedim.

Sessiz bir yemeğin ardından salona geçerken, fırtına öncesi sessizlik gibiydi. Korkutucu. Sanki kötü bir şey olacak gibiydi, bundan daha fazla ne kötü olabilirdi ki?

Belki senin nasıl iğrenç bir varlık olduğunu anlamışlardır. İç sesime göz devirip minik adımlar ile tekli koltuğa oturdum. Wooyoung yanıma gelip beni kaldırdı ve koltuğa oturup beni kucağına çekti.

"Ağırlık olmasın?" "Hayır kuş gibisin."
Başımı sallayıp kucağına otururken Hong hyung içeriye menajeri ile birlikte girdi.

"Neden toplandık Hong?" Seonghwa yorgunluk ile sorarken neden bu kadar yorgun olduğunu düşünüyordum.

"Konumuz Yeosang."

Bütün gözler bana dönerken anlamamış bakışlar ile Hong hyunga dikkatle baktım. Ne demekti bu?

"Be..ben mi?" Başını sallayıp menajerin elinden aldığı dosyayı bana getirdi.

"Üzgünüm ama bu günden itibaren artık bizimle değilsin. Şirket senin yetersiz olduğunu ve ayrılman gerektiğini söyledi, ilk başta itiraz ettim ama son zamanlarda ne kendine ne de gruba dikkat etmiyorsun, danslarda dikkat etmiyorsun provalarda, videolarda... hiç bir şekilde ne bize ne kendine dikkat ediyorsun.

Şirket ile bir toplantı yaptık ve senin biraz ara vermen gerektiğini düşündük fakat bu son programın iptali üzerine seni tamamen gruptan çıkarmaya karar verdiler, üzgünüm."

Üzgünüm mü? Seni şutladılar fahişe, nasıl bir bok olduğunu anladılar.

Başımı iki yana sallayıp gözlerimi kapattım ve tekrar açtım. Tanrım lütfen gerçek olmasın bu.

Hayır fahişe gerçekler bunlar.

"Ne? Bu da nerden çıktı? Biz böyle bir şey istemiyoruz hyung!" San sinirle konuştuğunda başımı iki yana salladım. Gerçekten San beni savunmazdı öyle değil mi? Rüyaydı bu.

"Evet bizim haberimiz olmadan nasıl Yeosang hakkında böyle bir karar verebilirsiniz?" Seonghwa sinirli sesiyle konuştuğuna başımı iki yana salladım. Gerçekler yüzüme yavaş yavaş çarparken nefesimin daraldığını hissediyordum.

Her şeyi batırdın.

Her şeyi batırmıştım.

Senden nefret ediyorlar.

Benden nefret ediyorlar.

Sen artık bir hiçsin.

Ben artık bir hiçtim.

Ellerim titrerken Wooyoung'un kucağından kalkıp etrafa bakındım. Hepsi dikkatle beni izliyordu. Hong hyung dışında, o başını eğmiş bir şekilde yere bakıyordu.

Gözlerim dolarken dudağımı dişleyip tavana baktım. "B..ben üzgünüm."

"B..ben bir şeyleri.. bir şeyleri tek başıma yapabilirim sandım ama yapamadım.

Özür dilerim sizi hayal kırıklığına uğrattığım için..."

Odadan yavaş adımlar ile çıkarken aklımı kaybetmiş gibiydim. Hiç bir şeyi tam olarak net görmüyordum ama aklımda tek bir düşünce vardı. Ölmek.

Ölürsem her şeyden kurtulacaktım öyle değil mi? Her şey bitecekti, böyle bir acı çekmeyecektim.

Dış kapıya ilerleyip minik adımlar ile evden çıkarken arkamdan bağırıyorlardı ama onları duymuyordum, çünkü her şey bulanıktı, her yer bulanıktı.

Hızlı adımlar ile koşarken yağmurun yağması güzel olmuştu böylelikle akan göz yaşlarım belli olmazdı.

Nefesim kesilirken gözlerim kararmıştı. Bi anda gerçekleşen bu olayla yolun ortasında kalakalmış üzerime gelen tıra bakıyordum.

Ölüme çeyrek vardı. Artık bu lanet kanserden. Bu acizlikten kurtuluyordum.

Yüzüme çarpılan su ile hızla gözlerimi aralayıp etrafa bakındım. Nefes boruma kaçan su ile öksürürken sırtımda hissettiğim el ile elin sahibine döndüm. Seonghwa hyung gözleri yaşlı bir şekilde bana bakıyordu.

"Hele şükür geldin Hyun, bu benim... bir arkadaşım. Bir anda bayıldı ve ağlamaya başladı kriz gibi bir şeydi."

Kapıdan giren Hong hyung ve Baekhyun ile dudaklarımı sarkıttım, bunlar niye tanışıyordu? "Yeosang?"

Hangisinin gerçek hangisinin rüya olduğunu kavrayamıyordum. Sanırım delirmiştim. Gerçek manada delirmiştim.

Baekhyun yanıma gelip elini alnıma koyduğunda ondan uzaklaştım. "Şişhh sakin ol.." Seonghwa konuştuğunda başımı sallayıp Baekhyun'a döndüm. Gözlerimin içine bakıp bana doğru eğildiğine elimi gömleğine atıp sıktım. "Lütfen onlara bir şey söyleme sana yalvarırım hyung lütfen."

Kaşlarını çatıp anlamadığını belirtirken hong hyung yanımıza geldi. "Yeosang iyi misin?"
Bakışları aynıydı, seni tamamen çıkarmaya karar verdiler üzgünüm.

Başımı sallayıp Seonghwa hyungun kucağından kalktım. "İyiyim, gitmeliyim.."
"Bu gece burda kal yarın eşyalarını toplarsın."
Dudağım titrerken hızla dişlerimin arasına alıp başımı salladım.

"Ben onu odasında dikaktli muayene etmek istiyorum, Yeosang hadi."

Ben adımlarken peşimden gelmiş ve odama girmiştik. Odaya girdiğim anda bütün güçlü duruşım gitmiş ve bir anda yere yığılmıştım.

Ellerimi başımın arasına alıp Baekhyun'a baktım. "Hyung ben delirdim.. neler olduğunu bilmiyorum gerçekten delirmiş gibiyim, farklı şeyler oluyor rüya görüyorum ama o kadar gerçekçiler ki ve şu beynimdeki o lanet ses... sürekli orda benim ölmemi istiyor ben anlamıyorum delirdim mi?"

Baekhyun kaşlarını çatıp elimi tuttu ve beni yerden kaldırıp yatağıma oturttu. Önümde diz çöküp ona bakmamı sağladı. "Öncelikle derin bir kaç nefes al... iyisin tamam mı? Ben yanındayım her şeyi halledeceğiz..." başımı sallarken gülümsemiş ve elimi okşayarak benimle birlikte nefes egzersizini yapmıştı.

"Şimdi bana en baştan neler olduğunu anlat."

"B...ben onlara kanser olduğumu söylemedim çünkü eğer söylersem gruptan çıkarılcaktım ama.. pekte faydası olmadı yine gruptan atıldım."

Gözlerim dolarken tekrar göğüsüm daralmaya başlamıştı.
Hong'u öpmek isterim bu mükemmel karar için.

"Bak yine oldu... ben kendimi unutuyorum hyung kendimi tanıyamıyorum o ses sürekli beni eziyor."

Eziklenmeyi hakediyorsan ben ne yapabilirim?

"Yeosang, o ses sadece senin korkuların bebeğim bak bana, o ses gerçek değil ve eminim Hong hatasını anlar anlamaz şirket ile konuşacaktır, sen çok iyisin sadece bir şeyleri gizlemek her zaman iyi bir şey değil. Eğer onların haberi olsaydı sana bu süreçte çok yardımları dokunurdu."

"Sorunda bu işte hyung ben hepsine fazlalık gibi geliyorum, bir tek Seonghwa hyung her saniye yanımda... o da olmasa şu ana kadar kesinlikle intihar etmiştim."

"Yeonsag! İntihar düşüncesini kafandan silip atıyorsun, o kelimeyi bir daha duymayacağım bile!"

Ama intihar etmelisin, sen sadece ölümü hakediyorsun.

"Ama hakediyorum?"

"Kim demiş?"

"O... o ses diyor."

Baekhyum derin bir nefes alıp gözümdeki yaşları sildi. "O sese kulak asma Yeosang, biliyorum zor ama o sesi duyduğun zaman hemen güzel şeylerle ilgilen onu yok saymaya çalış. Tamam mı?"

Başımı salladığımda kapı hızla açılmış içeriye Seonghwa girmişti. "Saatlerdir bitmedi mi konuşmanız?" Burun kıvırarak sorduğunda ona minikçe gülümsedim. Bana kocaman bir gülümseme verip yanıma geldi ve Baekhyun'un ellerinden beni çekip kocaman sarıldı.

"Yemedik sevgilini... gidiyorum ben Hong ile konuşay-"
"Söyleyecek misin?"

"Onun yakın arkadaşayım söylemem gerekir fakat hastam olduğun için ve bunu istemediğin için söyleyemem."

Başımı sallayıp ona teşekkür ettikten sonra odadan çıkıp kapıyı kapatmıştı.

Seonghwa çenemden tutup kaldırırken ona bakmamı sağladı. "Gruptan ayrılmayacaksın Yeosang, elimden gelen her şeyi yapacağım bunun için."

"Benim için uğraşmana değmez."

Kaşlarını çatıp burnumun ucunu öptü.

"Kim demiş?"

"Ben diyorum..."

Burnumun ucuna bu sefer minik bir ısırık bırakıp gözlerini bana dikti.

"Bu minik burun, ve bu minik dudaklar için bile sadece değer ama en önemlisi güzel kalbin için bile değer bebeğim."

Gözlerim dolarken eğilip göz kapaklarımı öptü.
"Ağlamak yok, şimdi beraber uyuyacağız ve sonra sabah Hong hyung ile konuşacağı tamam mı?"

Başımı salladığımda benden ayrılıp yataktaki pikeyi kaldırdı ve beni yatırdıktan sonra yanıma yerleşip pikeyi üstümüze çekti.

Rahat bir pozisyon alıp elimi göğüsüne koyarken o da ellerini belime yerleştirip yüzlerimizi yakınlaştırmıştı.

"Beni bırakmayacaksın dimi hyung?"

"O da nerden çıktı?"

"Bırakmyacağından emin olmalıyım..."

"Bana güveniyor musun?"

"Herkesten çok..."

"O zaman seni asla bırakmayacağımı da bilmelisin... seni seviyorum bebeğim, hemde her şeyden çok."

"Bende seni seviyorum hyung."
Minik bir öpücük bırakıp başımı hızla boynuna gömüp gözlerimi kapattım.

"Senin en çok hangi halini seviyorum biliyor musun?"
"Ne?" Şaşkın bir şekilde ona baktığımda uzanıp bir kezde o öptü dudaklarımı. Hızla tekrar boynuna gömülürken odaya minik bir kahkaha bıraktığında kutsandığıma emin olmuştum.

Seonghwa tanrı tarafından bana gönderilen bir melekti.

"Şu utangaç hallerine bayılıyorum."
"Ya Seonghwa hyung!"

Biraz daha kıkırdamasının ardından o güzel sesi ile bana şarkı söylemeye başlamış ardından beni uyku ile baş başa bırakmıştı.


Beklettiğim için çok üzgünüm, uzun süredir vakit ayıramıyordum ama artık sanırım düzeltebileceğim bunu... umarım beğenmişsinizdir bölümü görüşmek üzere sizi seviyorum 💗

Yeosang ve Seonghwa'nın ficteki görünüşleri

Continua a leggere

Ti piacerà anche

134K 15.2K 36
jeon jungkook en yakın arkadaşının amcasına aşık olmuştu.
118K 14.3K 20
❝ yixing okul başkanı olmak istiyordu. ❞ - texting - tamamlandı 08.04.17 © mindaextae
2K 135 11
Bdsm, taciz, acı, ikizler ne yapacak orası ayrı bacı Başlangıç: 02/04/24 Bitiş :19/04/24
574 93 4
jeonghan öldüğünde tanrı tekrar bir şans verdi ve kendi ile ilgili her şeyin silinmesine rağmen ilk olarak aşkına yeniden kavuşmak için çabalayacaktı...