New Assistant

De black_love_00

16.8K 691 1.7K

Her şey o telefonun çalması ile başladı -Merhaba yeni işiniz hayırlı olsun -Kabul edildim mi? -Evet. Biz siz... Mais

1. BÖLÜM
2.BÖLÜM
3. BÖLÜM
4.BÖLÜM
5.BÖLÜM
6.BÖLÜM
7.BÖLÜM
8.BÖLÜM
9.BÖLÜM
Teşekkür
10. BÖLÜM
11. BÖLÜM
12.BÖLÜM
13. BÖLÜM
14. BÖLÜM
15. BÖLÜM
16. BÖLÜM
17. Bölüm
18.BÖLÜM
19.BÖLÜM
20.BÖLÜM
22.BÖLÜM
ÖNEMLİ DUYURU
İG BÖLÜMÜ
23.BÖLÜM
24. BÖLÜM
25.BÖLÜM
İG BÖLÜMÜ-2
26.Bölüm
27.Bölüm
28.BÖLÜM
IG BÖLÜMÜ-3
29. BÖLÜM
30.BÖLÜM
31. BÖLÜM
32. BÖLÜM
33. Bölüm

21. BÖLÜM

154 7 45
De black_love_00

selam bebeklerim yeni bölüm ile geldim bu gün uzun zamandır yoktum. hadi yıldızlarımızı yakalım ve okumaya başlayalım 

o kadar rahat uyumuştum ki. sabah saat 9 a gelirken uyandım. enerjimde gayet yerindeydi. yatağımda oyalanmadan kalktım. pikemi düzelttikten sonra ayna karşısında kendimle boş boş bakışma ritüelimi de  tamamladıktan sonra mutfağa gittim. telefonumdan bir şarkı açtım rastgele. kahve makinesinin açma tuşuna bastıktan sonra büyük boy fincanımı makinenin ağzına yerleştirdim ve makineyi çalıştırdım. ekmek kızartma makinesine 2  dilim ekmek koyduktan sonra kıyafet seçmek için dolabıma ilerledim. son ses açtığım müziğe eşlik ederek dolabımın kapaklarını açtım. o sıra telefonum çaldı. mutfağa geri döndüm ve telefonu açtım. 

-Efendim sevgilim.

-Güzelim ne yapıyorsun.

-İyiyim canım sen ne yapıyorsun?

-İyiyim bende sahaya gidiyorum. ben sana şey diyeceğim maçtan sonra belki bir yerlere gideriz 

-Nereye?

-Sürpriz

-Senin amacın beni çatlatmak ve amacına da ulaşıyorsun canım

-Amacıma ulaşmak beni mutlu eder güzelim.

-Allah Allah iyi madem bende hazırlanır da gelirim maça

-Tamam güzelim neler yapıyorsun bakalım.

-Valla kıyafet seçmeye çalışıyordum. kahvaltı yapacaktım ekmek koydum kızartma makinesine. ALLAAH! EKMEKLERİ UNUTTUM 

-Nee? 

Cedi kocaman bir kahkaha attı. o sıra bende kocaman bir çığlık daha attım.

-Aaaa!

-Ne olduu?

-Koşarken ayağımı mutfak tezgahının kenarına vurdum. off 

-Sen uyanabildiğine emin misin güzelim?

-Eveet of çok canım acıyor ya

cedi hala kahkaha atıyordu sabah sabah eğlendirmiştik beyefendiyi

-Aayy ekmekleri çıkarmadım offf!

-Aklını bu kadar mı başından alıyorum güzelim benimle konuşurken yapacağın her şeyi unuttun baksana

-Allah Allah sabah sabah eğlendirdik beyefendiyi bir de egosunu da tatmin edelim 

-Tamam tamam sen kahvaltını et sonra konuşuruz gene öpüyorum çok

-Bende öptüm konuşuruz gene bay bay

-Bay bay

telefonu kapattım. ekmekleri çıkarttım  biraz yanmışlardı ama yenecek durumdaydılar. müziğimi geri açtım. ekmeğimin üstüne fıstık ezmesinden biraz sürdüm ve yemeye başladım. ekmeğimi bitirdim ve kahvemi de elime alıp kıyafet odama geri döndüm. Cedi bir şeyler yaparız demişti. ama oda önce eve gider üstünü değiştirirdi her halde forma ile gidecek hali yoktu çocuğun. kahvemden bir yudum aldım ve oturma odasına geri döndüm. saat daha henüz 11 di. abim mert  ve Miray bana gelecekti. benden Onur'u da alıp maça gidecektik. Meryem ben kendim gelirim demişti. o yüzden onu beklemeyecektik. tam içeriye geçiyordum ki kapı çaldı kim geldi ki kimse gelmeyecekti bu gün kargo mu geldi acaba birkaç parça eşya söylemiştim kapıyı açtım karşımda elinde kargo poşetleri ile Onur'u gördüm.

-Kızım gene ne söyledin bu kadar Allah aşkına

-Amaan abim gibi sende mi bana şimdi bir ton laf geç içeri başımın belası geeç

-Aaa manyağa bak tersinden kalktı her halde

-Gayet düzümden kalktım Onur

-Eee ne bu şiddet bu celal o zaman be güzelim

-Şiddet celal nereden çıktı Onuur gayet sakinim ben sen geldin kargolarıma laf edince dalga geçtim.

-Anlaştık o zaman

-Anlaştık ta ben bir şeyde kararsız kaldım

-Kıyafet mi yine?

-Eveet

-Gel bakalım başımın belası bakalım eniştemi nasıl düşüreceksin acaba?

-Amaaan gel işte ayrıca düşürmeyeceğim maçta farklı şey giyip sonra eve gelip üstümü değiştirir şık bir şeyler giyerim

Onur ile beraber dolabın karşısında 5 dakikadır dikiliyorduk. Ve hala kendimce seçtiğim kıyafetleri Onur'a göstermemiştim.

-Dilaaan 5 dakikadır burada dikiliyoruz göster artık şu kıyafetleri hadi.

-karar veremedim ki ne giyeceğime

-Ee gel bakalım madem maçta daha sade ve basic bir şey giy bence fazla dikkat çekmesin

-bende öyle düşündüm 

-bakalım bakalım eşofman falan olmaz mı? 

-yani çok mu basic olur

-olmaz bence maça gidiyorsun sonuçta

-Dimi tamam madem

neredeyse yarım saat dolap karıştırdık. ben bir şey gösteriyorum Onur beğenmiyor Onur bir şey gösteriyor ben beğenmiyorum. en sonunda beyaz basic bir t-shirt ve gri bir eşofman giydim. üstüme de kot ceketimi alacaktım. ayakkabıda klasik bir beyaz ayakkabı giyecektim.

-Of seçtik ya daraldım artık bu kıyafet şeyinden bezdim yani

-Bende bıktım senin kıyafet muhabbetinden hadi gel içeri gidelim kahve içelim hadii

-Aman geldim ne bu heyecan ya sende bir şey var da bana söylemiyorsun.

-ya yok bir şey aslında da bir yandan da var tabi

-Başladık gene bilmecelere otur anlat kahve yapıp geliyorum.

-Ya sen Meyra ile beni barıştırdın ya

-Eveet

-Meyra böyle artık evlenme muhabbeti falan açmaya başlıyor. e benim de onu ne kadar sevdiğimi biliyorsun artık  bir teklif yapayım diyorum ama yüzüğü şeyi nasıl seçeceğim bilmiyorum yaa

şok içinde kalmıştım kafamı mutfak ile salonu ayıran duvardan uzattım basbaya gelmiş evlilik teklifi diyordu Onur  bana gelmiş evlilik teklif edeceğim diyordu bunu diyen kişi Onur'du ağzım açık kalmıştı bu kadar hızlı mı bu karara gelmişlerdi ciddi olamazdı değil mi?

-Sen ciddi misin Onuuuur?

-Evet ciddiyim aklıma gelince bende bu tepkiyi verdim. ama cidden ciddiyim

-Ay benim minik bebeğiim büyümüş te evlenme teklifi mi edecekmiş kıyamaaam.

elimdeki kahveleri masaya bıraktım ve Onur'u bir bebek sever gibi sevmeye başladım.

-Dilaan dalga geçme ciddiyim yüzük seçmem lazım ne yapacağımı bilmiyorum 

-Aklında model var mı?

-Bak bu 3 tanesini beğendim mağazaya mesaj attım 3 tanesi de var 

-Ver  bakıyım şunları 

Yüzükleri incelemeye başladım üçü de çok güzeldi. ay yemin ederim şimdi ağlayacaktım mutluluktan. Bir yüzüğü gözüme kestirmiştim çok ta güzeldi. tek taş yanları dalgalı ve taşlar ile kaplı bir yüzüktü. heyecanla Onur'un kolunu cimcirdim.

-Bak net bunu al tam Meyra'nın tarzı

-Benim de içim en çok  ona yattı o  zaman ben adama haber vereyim de ayırsın

-Kızın parmak numarasını biliyor musun?

-Evet bende unutmuş yeni aldığı yüzüğü etiketi üstündeydi.

-Ayy ben cidden çok sevindim onur ne diyeceğimi bilmiyorum çok çok sevindim.

-Ay tamam Dilan beni ağlatacaksın şimdi bu konu hiç açılmadı tamam mı ben senden böyle bir şey için yardım istemedim daha da anlatıp utandırma beni.

-Tamaaam unuttum bile.

-Sen ne yapıyorsun o tuval ne öyle

-Annemin doğum günü hediyesi 

-Ne çizeceksin kadına iki metre

-annem babam ben ve abimin olduğu bir resim vardı annem çok sever o resmi onu çizeceğim bak taslağı asılı orada dün yeni gelmiş kargo.

-Ayyy çok ince düşünmüşsün çok iyi cidden Deniz abiler ne zaman gelecek

-Bilmiyorum konuşmadık daha dur arayayım.

telefonu elime aldım ve abimi aradım. elindeydi ki telefonu demek ki hemen açtı.

-Alo Dilan

-Abim ne yapıyorsun günaydın

-Günaydın güzelim iyi  valla çıkıyorduk şimdi evden tam seni arayacaktım bir şey lazım mı sana diye.

-Bir düşüneyim lazım bir şey var mı. Ay dur sodam bitti benim ya sen alıp gelsene ben sana parasını veriyim sonra

-Tamam güzelim 1 buçuk saate   sendeyiz..

-Tamam abim görüşürüz.

telefonu kapattım ve kahvemden bir yudum alıp Onur'a döndüm. 

-Geliyorlarmış birazdan 

-Ay Deniz abimden de fikir  alayım yüzüğü falan göstereyim

-Yaa ne tatlı heyecan bunlar ya

-Sizin yok tabi bu telaşlarınız. size geliyor bu teklifler

-Bizim de var her halde telaşlarımız 

-Neyse bunu tartışamam şu an seninle 

-Bende tartışamam canım zaten

-Siz Cedi ile ne alemdesiniz bakalı

-Akşama maçtan sonra bir  yerlere gidelim dedi işte. Daha annesiyle falan da tam oturup tanışamadık Caner abi abimle falan tanışsın istiyor bir ara hep beraber bir yemek olacak galiba.

-Ay cidden  işin zor sizin de telaşınız var anladım  yani.

-Dimi yaa lafıma gel işte böyle.

-Of ya sıkıldım valla bir yandan heyecanlıyım bir yandan sıkılıyorum çok bunalım halindeyim yani

-Amaan ay Allah aşkına bir şeyler çal da keyfimiz yerine gelsin be canım

Onur'un eline gitarı tutuşturdum ve bende yanda duran video çekerken kullandığım mikrofonumu aldım elime sesimin biraz daha iyi duyulması için kullanıyordum mikrofonumu kamerada yada yayınlarda oluyordu ses duyulmamaları.

-Ay dur hatta yayın açalım.

-Olur. 

telefonumu masanın üstünde duran tripota bağladım ve yayın açtım. insanlar teker teker gelmeye başlayınca konuşmaya başladım.

-Selam canlarım. öyle birden bir şarkılı türkülü yayın açalım dedik. azcık bir şeyler söyler gideriz her halde.

arada böyle yayınlar yapıyorduk Onur ile sonuç olarak benim bir diğer işimde buydu. Onur şarkıyı çalmaya başladı bende söylemeye hala insanlar gelmeye devam ediyorlardı. o sıra Cedi'nin adını gördüm. alttaki yorumlarda da oo Cedi abi hoş geldin yazıları dönmeye başlamıştı. şarkı bittikten sonra kahvemden bir yudum aldım ve azcık Cedi'ye sataşmaya başladım.

-Sen antrenmanda değil miydin ya?

o sıra Cedi'den yayına katılmak için gelen isteği kabul ettim. Cedi'yi gördüğümde kahkaha atmamak için zor tuttum kendimi saçları dağılmış ter su içinde kalmış. kendisi de gülerek yayını açmıştı

-Selam hanımefendi akşam için hazırlanıyor olmanız gerekmez miydi?

kahkaha atıyordum resmen bana diyene bak onun da antrenman yapıyor olması gerekirdi. 

-Size de selam beyefendi sizin de antrenman yapıyor olmanız gerekmez miydi?

kocaman bir kahkaha attığı sırada yandan kafasını uzatan Furkan'ı gördüm. aynı şekilde oda kan ter içinde elinde kocaman bir su şişesi ile Cedi'nin yanına oturdu.

-Aaa ikisi de antrenmandan kaytarıyor tiplere bak. valla şikayet edeceğim sizi he

bir kahkaha daha attı bu sefer ikisi birden. bizde gülüyorduk Onur ile.

-Öğlen molasındayız güzelim hadi bir şarkı patlat 12 dev adam içinde keyfimiz yerine gelsin motive olalım herkes duyuyor şu an seni. 

arkadan ise söyle söyle diye alkışlar duymaya başladım. ay bunların hepsi çıldırmıştı resmen ya. 

-Ee iyi madem seçin de  şarkınızı söyleyeyim. 

Arkadan Semih'in sesini duydum. Ne söyleyecek söylesin 12 dev adamda keyfimiz yerine gelsin diyordu. o sırada Furkan küçük hoparlörüne bağlamaya çalışıyordu telefonu.

-Eee Dilancığım duydun isteği sendeyiz şu an tüm salonda dikkatle seni dinliyoruuz.

-Sevgilim şimdi seni yayından atmak zorundayım çünkü ses yankı yapacak.

-Tamam güzelim akşama görüşürüz.

-Görüşürüz sevgilim. 

Cedi yayından çıktı elime mikrofonu aldım ve Onur'a baktım 12 dev adamın akortlarını kontrol ediyordu 

-Başlayalım mı?

-Başlayalım madem eniştem ve arkadaşlarına moral olsun.

Onur çalmaya ben söylemeye başladım aşağıda Cedi'nin attığı yorumları okuyordum. resmen coşmuştu. şarkıyı bitirdim.

-Evet bu parça bu gün A milli basketbol takımımızın kaderini belirleyecek maç için kan ter içinde antrenman yapan 12 dev adamımız içinde kendilerine çok sevgilerimi iletiyorum başarılar diliyorum. bizde devam edelim kaldığımız yerden bir Haluk Levent Yollarda Bulurum Seni yapalım bakalım.

3 dört şarkı daha söyledikten sonra yayını kapatmıştık bunu Onur ile arada yapıyorduk. eğlenceli oluyordu. Tam kabloları toplarken kapı çaldı büyük ihtimal abimler gelmişlerdi. Elimdeki kabloları Onur'un kucağına bıraktım ve kapıyı açmaya gittim. Doğru tahmin etmiştim abimler gelmişti. abim elinde market poşetleri ile bekliyordu Miray'da Mert'in ayakkabılarını çıkarıyordu. kapıyı açtım hemen.

-Hoş geldiniz buyurun

-Hoş bulduk 

-Halaaa

-Aaa halaam düzeltmiş hala demesini

-Evet artık düzgün söylüyor benim bebeğim değil mi?

-Gel bakalım halam ne kadar özledim seni ben nereye gidiyoruz bakalım biz söyle bakalım 

-Maçaa

-Aferin sana gel bakalım.

beraber içeri geçtik. Abim elindeki poşetleri ada tezgahımın üstüne bıraktı.

-eee ben sadece soda al demiştim sen neler almışsın abi gene

-Olsun geçen geldiğimde yoktu evinde birkaç şey onları da aldım 

-Bunlara bira da dahil mi

 elimdeki biraları dolaba yerleştirirken abim küçük bir kahkaha attı 

-Evet dahil belki beraber içeriz diye aldım.

-Olur be canım beraber içeriz 

bana aldıklarını yerleştirmemde yardım ettikten sonra abim ile içeri geçtik o sıra da Onur'un Miray'a yüzükleri gösterdiğini gördüm.

-Dur be olum hal hatır sormadan  hemen girmiş konuya 

-ne konusu 

Abim merak ile onur'un yanına oturdu ve telefona baktı yüzük resimler açık olan telefona 

-ooo onur yakışır kardeşime

-Ay abi aşırı heyecanlıyım ya 

- hic heyecan yapma seçtin mi hangisini alacaksın 

-bunu alacağım ya 

Benim ile seçtiği yüzüğü gösterdi gözleri parlıyordu resmen gözleri parlıyordu.

-eee abi siz ne yaptınız  

Mirayin hafif belirginleşen karnına elimi koydum 

-benim minik yeğenim ne alemde

Miray elini karnının üstüne koydu ve duygulu bir şekilde baktı karnına 

-gittikce büyüyor şuna bak hemde çok fazla ekşi aşeriyor erik arattı önceki gece babasına 

-Ayy yerim ben onu ya

Neredeyse 2-2.5 saat sohbet ettik Kahkahalar havada uçuşuyordu bu manzara beni O kadar mutlu ediyordu ki hiçbir pürüz yoktu hayatımızda sadece sevdiklerim ile güzel bir hayat aslında tek istediğim buydu en başından beri tek istediğim. Saat yaklaşmıştı trafikte olurdu salona doğru o yüzden  biraz erken çıktık evden. Arabada da tüm makara devam ediyordu. kahkahalara bir yolculuk yapıyorduk. 

-ne kadar kaldı ya bu trafik te yani ne bu böyle her maç aynı terane ama ya

abim dikiz aynasından ama yeter ya bezdirdin bakışını atınca elimle ağzıma fermuar işareti yaparak geri doğru sırtımı yasladım. ama cidden zaten trafik olan bir şehirde yaşıyoruz maç günleri daha da trafik oluyor bu haksızlık ben sevgilimi ne kadar erken görürsem o kadar güzel oluyor benim için. of Dilan sadece sen varsın çünkü dimi başkası yok o maçlara gitmek için can atan. telefonumu elime aldım ve saate baktım az kalmıştı maça. telefonumu elime aldım ve Meryem'in numarasını aradım. bu sefer hemen açmadı telefon çaldı çaldı çaldı 5. çalışta Meryem telefonu açmıştı.

-Efendim tatlım

telefonda insan sesleri de geliyordu kulağıma ay resmen sahaya gitmişti. Yavaş Meryem akşamdan kamp kursaydın kapıya bari.

-Gittin mi sahaya canım?

-Evet evet daha yarım saat önce falan geldim ben siz nerelerdesiniz?

ay gerçekten kamp kurdu bence bu kız sahanın önüne bu kadar erken nasıl gitti acaba

-Valla bizde10 dakikaya orada oluruz herhalde ama çok trafik var biz gene geçe kaldık çıkmak için o yüzden

-Daha kırk beş dakika var kuzum maça yetişirsiniz bence 

-Eee sahada mı bizimkiler?

-Evet ısınıyorlar

oooh iyi valla sen orada git sevgilini izle valla gözün gönlün açılsın biz trafik çekelim valla bir daha maça gelirken Meryem ile geleceğim cidden yani.

-Tamam kuzum gelince haber vereceğim ben sana

-Tamam görüşürüz 

-Görüşürüz.

telefonu kapattım ve  bacağımın üstüne geri bıraktım. Ellerim ile dizimin üstünde ritim tutuyordum. Yetişeceğimizi bilsem bile stres oluyordum. Onur'un gözlerini ellerime takıldığını gördüm. rahatsız olduğumu anlamıştı galiba kaşlarını çatarak baktı bana.

-Kızım merak etme geç kalmadık sakin ol.

geç kalmadık ama kalabiliriz Onur'cuğum 

-Tamam tamam 

2-3 dakika sonra salonun otoparkına girmiştik. Mert'i kucağıma aldım ve arabanın kapısını kapatıp abim ile Miray'ın yanına gittik. Mert gevşek kuyruğumdaki saçlarım ile oynuyordu. hep beraber sahaya geçtik ve Meryem'in yanına oturduk. Meryem öyle bir giyinmişti ki podyuma çıkacak gibiydi. Sahaya çevirdim başımı Cedi ile göz göze gelmiştim. küçük bir göz kırpması ile kalbimi fethetmişti. Kader  beni onunla karşılaştırarak onca sene yaptıkları için özür dilemişti benden resmen. Onu bana getirerek kendini affettirmişti bana onu bana getirerek benden aldıklarının kanayan yaralarını kapatmıştı. 

20 dakika sonra maç başlamıştı. Hem de Furkan'ın Cedi'ye attığı mükemmel pası Cedi'nin üçlüğe çevirmesiyle. Bütün tribün ayaklanmıştı. Alkış sesleri kulaklarımızı çınlatıyordu. Ardından Furkan'dan da çok güzel bir üçlük gelmişti. Maç çok güzel ilerliyordu. 23. dakikada 18 sayı öndeydik ve takımımızda hiçbir sakatlık yoktu. tribünler alkışlarla yıkılırken karşı takım da ümidini yitirmiyordu. o sırada uzun saçlı uzun boylu bir çocuğun Cedi'ye sert bir omuz attığını ve Cedi'nin de sert bir şekilde yere düştüğünü gördüm. ağzımdan bir çığlık çıktı. Ay resmen sinir küpüne dönmüştüm. Sen kimsin olum ya senin karşındaki dünyaca ünlü Cedi Osman kendine gel. Ben kendi kendime düşünürken Onur kulağıma eğildi ve fisildamaya başladı 

-Kızım biraz sakin ol az daha bağırsaydin birine bir şey oldu sanacaklardı sakin ol

Oldu zaten benim dev adamımız yerlerde sürünüyor Onur farkında değilsin galiba 

-Ay tamam sizde bu gün her yaptığıma bir mana bulmayın ama 

-tamam ablacığım sustum

Cedi'nin bir şeyi yoktu galiba çünkü oynamaya devam ediyordu ve ona yapılan hareket onu kızdırmış olmalıydı ki daha hırslı oynuyordu. Bu hırsına bayılıyorum ya.

Maç 169-166 bitti. Bizim takım kazanmıştı. Tüm tribün birbirine sarılmış sevinç çığlıkları atıyordu takım da sahada karşı takımı tebrik ediyordu. Yavaş başlasa da maçın sonuna doğru farkında 3 sayıya indirmişti karsi takım ama yinede bizimkiler salmamistı. 

 Abimler ile beraber otoparka indim ve Cedi'yi beklemeye başladım. 

-Dilan gelmiyor musun?

Abimin sesi ile arkami döndüm 

-yok abim beni Cedi bırakacak eve sonra da beraber bir şeyler yapacağız diye konuştuk 

O sıra karşıdan da elinde sırt çantası ile Cedi geliyordu. Mert birden Miray'ın kollarından sıyrıldı ve koşarak benim yanıma geldi 

-Hala bak Cedi 

-evet halacığım beraber yemek te yedik ya Cedi ile

-Hala 

-Efendim Halacım

-Sarılabilir miyim?

-Tabi halacım

Bana sarılacak sanarak yere eğildim ve kollarımı açtığım an Mert koşarak Cedi'ye sarıldı. Kahkaha atmamak için kendimi zor tutuyordum.  Dizimin üstüne eğilmiş kollarımı açmış bekliyordum hala. Cedi Mert'i kucağına alıp yanıma geldi kahkaha atıyordu resmen kahkaha atıyordu.kendimi yavaşça diğer dizimin üstüne saldım resmen diz çökmüştüm yerde. Mert'e üzgün bir bakış attım.

-Cedi abicim beraber halamada sarılalım mı baksana çok üzüldü

Iyice dudağımı büzdüm. Cedi hızla benim gibi iki dizinin üstüne çöktü ve Mert'e kucağında iken kocaman sarıldık birbirimize. Mert'e dudağımı büzerek  baktım yine. 

-Ya halaa özür dilerim 

-seni yerim been bak annenler bekliyor geç kalmayın gene trafik olur koş bakalım 

Mert yanağıma bir öpücük koydu ve koşarak Miray'ın yanına gitti. Bizde Cedi ile onlara el sallayıp arabaya doğru ilerledik.

-ee sevgilim ne yapıyorsun?

-iyi valla sevgilim yoruldun değil mi? O sana faul yapan kimdi kafasını koparasim geldi

-O çığlığı sen attın dimi?

Ay sen onu duydun mu yaa onca gürültü arasında eh Dilan safi rezilliksin yani

-Evet

Cedi kocaman bir kahkaha atmıştı 

-gülme Cedi ya ne kadar korktum sen biliyor musun

-tamam tamam haklısın kötü düştüm biraz

-biraz mi güp ettin yere düşünce nasıl biraz o

-Sevgilim dağ kadar insan düşüyor yere güp edecek tabi yani tüy gibi süzülecek halim yok ya

-ay sen geç dalganı geç 

-Tamam ya kızma bin hadi arabaya

Arabaya bindim bir ayağımı bacağımın altına katlayarak oturdum 

-ee önce seni bir eve bırakalım bende eve gideyim üstümü değiştireyim bir düş alayım sonra seni çok güzel bir yere götüreceğim 

-Hmmm merak ettim ama şimdi

-eee et azcık 

-Diyorsun 

-Diyorum 

-tamam madem

Elim radyoya gitti sesini yükselttim ve playlisti açtım.

-istediğiniz bir parça var mı beyfendi 

-siz seçin hanfendi

-o zaman bu parça benden sana

Benim playlistim olan sayfadan serdar ortaç'ın karabiberim şarkısını açtım ve sesini yükselttim. Cedi bir kahkaha pattı. 

-ay sen ciddisin

-hemde çook 

Bağıra bağıra şarkıyı söylemeye başlamıştım kendimce kazandığımız maçı kutluyorum. Cedi de yanımda sırıtarak beni izliyordu o sırada da Meryem'in benden yapmamı istediği şeyi unutmuştum. furkan' ın doğum günü için akşam kapatacak bir yer bulmuştu ama adamları o kadar darlamıştı ki adamlar kapamaktan vaz geçmişlerdi onları aramamızı istemişti. daha saat geçte değildi en iyisi adamlara haber vermekti.  radyonun sesini kıstım. Cedi ne oldu der gibi bakıyordu suratıma.

-Furkan'ın doğum günü için kapatacağımız kafeyi arayacağım Meryem adamları o kadar darlamış kı adamlar kapamaktan vazgeçmiş

-Ciddimisin? Deli bu kız. bizim salak oğlan için kendini paralıyor resmen

-Sevgi sevgilim sevgi. sevgi insana neler yaptırıyor, insandaki yaraları kapatıyor sevgi. dünyanın en güçlü duygusu sevgi. 

-İşte bu yüzden aşığım sana

-Bu yüzden seviyorum seni Cedi

kırmızı ışık yanmıştı  Cedi dudaklarıma küçük bir öpücük kondurdu. kıpkırmızı olmuştu bile yanaklarım. utanmıştı nedenini bilmeden. hemen adamları aramıştım bende hızlı hızlı konuşuyordum adamlar ile. yeri kapattırmayı başarmıştım. 

 eve varana kadar konuşmamıştık neredeyse.  kapıya gelince arabayı durdurdu Cedi.

-Az tüyo ver nereye gideceğiz ona göre giyineceğim

-güzel bir yere

-seninle olan her yer bana güzel sevgilim

-Ne tesadüf

-Tamam o zaman evden çıkarken haber ver sevgilim

-Tamam balım görüşürüz.

-Görüşürüz.

arabadan indim ve apartmana girdim. asansörle yukarıya çıktım. evime girdim. bu olayları gerçekleştirirken bile aklımdaydı. beni öpüşü bana sarılışı saçlarımla oynayışı gözlerime dikkatlice bakması. galiba gerçekten aşıktım ona. bunca zaman aşık olduğumu bile bile kendimi sorgulamıştım ama bu gün ne oldu bilmiyorum ama içimdeki bütün duygular onaylamıştı kendilerini. benden gitse ben biterim yok olurum her halde. bunları düşünürken elime siyah kısa yaka detaylı bir elbise geçmişti bunu giyecektim altına   da açık kahve topuklu ayakkabılarımı çıkardım. Üstümdeki maçta giydiklerimi kirli kutusuna tıkıştırdım ardından hemen elbisemi geçirdim üzerime ayakkabılarımı giydim ardından. Cedi'nin bana aldığı lotus çiçeği kolyeyi taktım, saçlarımı önümden perçemler çıkartarak salık bir kuyruk yaptım. gayet güzel görünüyordum. biraz da makyaj yaptım hafifçe. Cedi gelene kadar biraz ona gelen iş maillerine bakacaktım.  bilgisayarımı kucağıma aldım ve maillere girdim. Head&Shoulders tan  gelen maili açtım. gördüğüm isim beni şok etmişti. Cedi'nin eski sevgilisi Selin Head&Shoulders'ın yeni kadın yüzü olmuştu ve Cedi ile Selin'in yeni reklamda beraber oynamalarını istiyorlardı. ne yapacaktım Cedi bunu asla istemeyecekti ama kabul etmezse büyük ihtimalle şirket ile araları bozulacak sponsorluklar çöpe gidecekti. ne yapacağımı gerçekten bilmiyordum. hiç işim yokmuş gibi nereden çıktıysa Cedi ile buluşacağım zaman iş maillerine bakmak. Yani ben bunu nasıl söyleyecektim Cedi buna nasıl ikna olacaktı, Selin'i görmek onu nasıl etkileyecekti of of yani. 

Hışımla ayağa kalktım ve ada mutfağın arkasına gittim. kendime tezgahın üstünden bir soda açtım ve ayağımdaki topukluların tıkırtıları ile evin içinde gezmeye başladım ne yapacağımı gerçekten bilmiyordum. bir sağa bir sola gidiyordum. elimdeki soda şişesi bitmişti ada tezgahta dizili olan soda şişelerinin yanına koydum şişeyi. sehpanın üstünde de abimler ile içtiğimiz sodaların şişeleri vardı. onları aldım ve ada tezgaha doğru giderken 2 tanesi elimden kaydı. 

-Aaay of Allah'ım bana mutlu olmak haram mı ya 

Yere düşüp kırılan şişe sesleriyle beraber telefonum çalmaya başladı.  hızlı adımlar ile telefonu aldım elime Cedi'nin aramasını beklerken gördüğüm alt komşum olan yaşlı teyzenin adını görünce daha da stres oldum acaba gene ne yapmıştım. telefonu açtım 

-Buyurun

-Dilaan ben burada uyuyorum sen kafamda takır takır geziyorsun valla polise şikayet edeceğim yeter ya gece gece bir de düşürdün bir şey uyku muyku bırakmadın ya valla biraz daha gez o topuklular ile çağıracağım polisi

Ay Dilan kafana tüküreyim açmasan olmaz mıydı.

-Tamam teyzeciğim gezmiyorum 

-Daha hala takı-

teyzenin yüzüne telefonu kapatmıştım. ayaklarımı daha sert vura vura banyoya doğru ilerledim faraşı almak için. yerdeki camları faraşa süpürdüm ve çöp kovasına boşalttım şişeleri de üstüne attıktan sonra çöp poşetini kapıya çıkardım. sakinleşmem lazımdı. birazdan Cedi arardı büyük ihtimal. sakince camın karşısına geçtim ve camı açtım. yüzüme vuran ılık yaz rüzgarı ile beraber derin bir nefes aldım. Ciğerlerim doldu ılık rüzgar ile. bir kez daha derin bir nefes. bir kez daha. telefonun sesi doldurdu kulaklarımı. sakindim sakinlemiştim. telefonumu koltuğun üstünden aldım ve açtım.

-Alo sevgilim geldim ben

-Ah cedi tamam sevgilim bende geliyorum hemen.

-Tamam acele etme bekliyorum

-Tamamdır sevgilim.

telefonu kapattım ve hızlı adımlarla evden çıktım kapımı kilitledim ve asansöre yöneldim. onca terslik sonrasında sana binmeyecektim neme lazım bir terslik yaparsın sen. merdivenlerden hızlı hızlı inmeye başladım. aşağıya indiğimde Cedi'nin apartman kapısının önünde arabada beklediğini gördüm. sakin kalmalıydım hiçbir şey fark ettirmemeliydim ona. gülümseyerek arabaya bindim. 

-Hoşgeldin sevgilim

-Hoş buldum bir tanem

Cedi arka koltuğa uzandı ve arka koltuktaki bir buket çiçeği aldı. içim eriyor galiba bu çocuğa karşı

-Senin kadar güzel olmasalar da

-Ne gerek vardı sevgilim senin varlığın yeter bana

-Dilan ben seni çok seviyorum 

-Bende seni çok seviyorum çok hemde

birbirimizi ne kadar çok sevdiğimizi anlata anlata beni götüreceği sürpriz yere gidiyorduk. 

-Ya biz nereye gidiyoruz.

-Sürpriz

-Ay sevgilim ama ya söyle işte

-Güzel bir restorana yemeğe gidiyoruz

-Yaa benim elbisem çok abartı durmaz değil mi?

-Durmaz sevgilim bak geldik.

-Burası mı Cedi buranın manzarası bile çok güzel içini düşünemiyorum

-Gel hadi

elimden tuttu ve kapıya doğru ilerledik beraber. Boğaz manzaralı çok güzel bir restorana gelmiştik. ve içeride benden daha abartılı giyinmiş bir sürü insan vardı. Cedi ile cam kenarında bir masaya oturmuştuk. arkadan gelen keman sesi ile insanların çatal kaşık sesleri duyuluyordu. o kadar güzel bir ortamdı ki ama önemli olan ortam değildi karşımdaki insandı ve benim karşımda olmasını istediğim en güzel insan karşımdaydı.

bütün gece sohbet ederek yemek yemiştik. yemekten sonra da Cedi beni eve bırakmıştı. o kadar güzel ama bir o kadar da gergin bir gece geçirmiştim. yüreğim ağzımda konuşmuştum tüm gece. bu gün onda da bir şey vardı tüm gün beni sevdiğini söylüyordu galiba artık gerçekten bağlanmıştık birbirimize. gece eve gelince yine merdivenlerden yukarı çıkmıştım. sabah Furkan'ın doğum günü için ayarlanan kafeyi hazırlamaya gidecektik Meryem ile Cedi de Furkan'ı oyalayacaktı. içeri girip kapımı yine kilitledim ve kendimi koltuğa saldım elimdeki kocaman bir buket çiçek ile. çiçekleri kokluyordum sadece ondan bana gelen her şeyde onun kokusu vardı. her şeyde o vardı. çiçeklerimi suya koydum ve odama gidip pijamalarımı giydim yatağıma girdiğim gibi uyumuştum. rüyamda bile Cedi'ye Selin ile iş birliği yapması gerektiğini söylüyordum ve birbirimizle kavga ederken görüyordum. uyanıyordum uyuyordum ama yine aynı rüyayı görüyordum. sabaha kadar bunu kaç defa yaşadım bilmiyordum. tek sorunum buydu şu an ben bunu Cedi'ye nasıl söyleyecektim.

selam bebekleriiim : ) ben geldim uzun zamandır bölüm yazmıyordum bu gün tamamladım ve artık sizler ile inşallah bölümü beğenmişsinizdir : ) 

sizce Selin Dilan ile Cedi'nin arasını bozabilecek mi?

Cedi bu iş birliğine nasıl bakacak?

fikirlerinizi merak ediyorum canlarım yeni bölümde görüşmek üzeree : )

Dilan'ın maça giderken giydikleri

Dilan'ın yemekte giydikleri

Onur'un aldığı yüzük

Continue lendo

Você também vai gostar

25.9K 4.5K 13
"Başka birine aşık olmaktansa, fazlasıyla senin olmakla meşgulüm." "Bebeğim, ikimiz de biliyoruz."
54.1K 2.6K 15
"kurtarıcısına aşık kız... klişe hikaye." "komşu kızına platonik aşık çocuk mu söylüyor bunu?" ya da asi'nin şebnem'in kızı olarak doğup büyüdüğü ve...
12.2M 590K 87
18 yaşında genç bir kızın yolu çıkmaz bir sokakta hiç kesişmemesi gereken bir adamla kesişti. Adam hayata ve mavi renge küskündü. Genç kızla beraber...
22.5K 2.1K 39
Jisung,yanlış zamana denk gelen kızgınlığı yüzünden Lee Minho ile birlikte oldu. Omegaverse & MinSung ✪✪✪