called me | taekook

By vantaeclub

1.5M 117K 94.1K

Kim Taehyung, duştan sonra arkadaşını görüntülü aradığında karşısına abisinin çıkacağından habersizdi. More

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
merhaba?
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35 - Final
duygusal bir topum
100k özel bölüm 🥺
200k özel bölüm 😭

14

43.5K 3.4K 2.6K
By vantaeclub

Elimde tuttuğum bardaktaki kahveyi masada öylesine çeviriyordum. Canım sıkılıyordu çünkü iki dersimin arasında bir buçuk saatlik bir boşluk vardı ve Jimin'de yanımda değildi. Bende kantinde bir masaya oturmuş ve ders saatimi bekliyordum. Hobi bugünde gelmemişti, sanırım son haftalar olduğundan dolayı devamsızlığını kullanmayı tercih ediyordu. Bende dönem içinde fazla devamsızlık yapmamış olsam da evde olmaktansa okula gelerek derslere girmeyi tercih ediyordum.

Sıkıntılı bir nefes alarak telefonumdan saate baktığımda Jimin'in birkaç dakika sonra dersinin biteceğini anlamıştım. Ben derse girene kadar benimle otururdu ben derse gidince o da eve giderdi. Her zaman bunu yapardık. Zaten daha seçmelerde açıklanmamıştı ve aklım sürekli oraya kayıyordu. Pek fazla umudum yoktu aslında ama yine de bekliyordum işte.

Telefonu masaya bıraktığım anda ekranda beliren arama ile tekrar elime aldığımda Hobi'nin aradığını görmüştüm. Açarak kulağıma götürdüğümde benden önce o konuşmuştu.

"Taehyung?" Duyduğum sesin Hobi'ye ait olmadığından emindim ama kime ait olduğunu da tam çıkaramıştım. "Benim Park Bogum."

Telefonu kulağımdan uzaklaştırarak ekrana çatılmış kaşlarımla baktıktan sonra tekrar kulağıma götürmüştüm. "Bogum, bir sorun mu var? Neden Hobi-"

"Evet bir sorun var, neredesin?" Oldukça sinirli gelen sesine anlam veremezken daha fazla uzatmamak adına okul kantininde olduğumu söylediğimde geleceğini söyleyerek telefonu yüzüme kapatmıştı.

Telefonu masaya bıraktığımda içimde nükseden bir sıkıntı vardı. Ne diye beni arayıp bu şekilde konuştuğunu anlamamıştım ama bundan hoşlanmamıştım da. Bıkmıyordu benimle uğraşmaktan. Bazen ağzının ortasına okkalı bir yumruk geçirmek isterken buluyordum kendimi.

Aniden yan tarafımdan çekilen sandalye ile telefonumdan gelen mesaj sesi aynı anda olmuştu. Yanıma oturan Jimin dersin ne kadar uzun ve sıkıcı olduğundan yakındığı sırada ekranımı açarak Jungkook'tan gelen mesaja bakmıştım.

Gönderen: Jungkookie

Neredesin?

Kaşlarım çatılırken neden bugün herkesin bu soruyu sorduğunu düşündüm. Bir sorun vardı da ben mi bilmiyordum?

Gönderilen: Jungkookie

Okuldayım, kantinde oturuyorum.
Bir sorun mu var?

Çatılı kaşlarım ile ekrana bakmaya devam ederken Jimin'de nihayet sessizleşmiş ve telefonu bırakmamı bekliyordu.

Gönderen: Jungkookie

Geliyoruz.

Bu sefer kaşlarım şaşkınlıkla kalktığında Jimin'e dönmüş ve "Jungkook buraya geliyor." demiştim. Nedenini bile sormadan "Yoongi'de geliyor mu?" diye sorduğunda omuz silkmiştim.

"Geliyoruz yazmış, muhtemelen beraberlerdir." dediğimde kafasını sallamış ancak bunun sonunda garip olduğunu anlamış olacak ki kaşları hemen ardından çatılmış ve suratıma boş boş bakmıştı.

"Neden geliyorlar ki?"

Bugün etrafımda gelişen hiçbir şeye anlam veremediğimden bilmiyorum dercesine dudaklarımı büzmüştüm. "Bogum aradı beni." diye devam ettiğimde oturduğu sandalyede dikleşmiş ve bana yaklaşmıştı. Kahvemi alarak içerken sessiz bir şekilde onu izlemiştim.

"Sadece ders için birkaç saat ayrı kaldık ya. Yetişemiyorum hızına. Numaran onda var mıymış ki?"

"Yok zaten Hobi'nin telefonundan aradı o da nerede olduğumu sordu, geliyormuş."

Onunda bunlara anlam veremediği yüzündeki ifadeden belli olurken "Derdi neymiş?" diye sormuştu. Derin bir nefes verdiğim sırada "Bilmiyorum Jimine" demiştim.

Aradan birkaç dakika geçtiğinde ayaklanmış ve "Su almaya gidiyorum." diyerek Jimin'i masada yalnız bırakmıştım. Sıraya girerek su aldığımda tekrar oturduğumuz masaya ilerlerken kantin kapısından giren Jungkook ile anında gözlerimiz kesişmişti. Yüzüme kocaman yayılan gülümseme ile ona el sallarken duyduğum ses ile dikkatim dağılmıştı.

"Şerefsiz!" Hemen yan tarafımdan gelen sese dönmeye bile fırsatım olmadan sol tarafımdan yediğim ağır darbe ile başım dönerken kendimi yerde bulmuştum. Bedenim sert bir şekilde zeminle buluşurken elimdeki su şişesi de yeri boylamış ve ben acı içinde inlemiştim.

"Taehyung!"

Adımı bağıran birkaç sesi aynı anda duyarken kımıldayamamıştım bile. Sol tarafım uyuşurken gözlerimi açmaya bile korkuyordum. Hayatımda hiç yumruk yememiştim bile ve şimdi en sertlerinden birini elmacık kemiğimin hemen üzerinde hissederken gözlerimin dolmaması imkansızdı. Bir kere ben acıya dayanıklı biri bile değildim.

Bir elimi gözüme doğru yaklaştırıp dokunduğumda yüzümü buruştursdak küfür etmiştim.

"Sahneni yarıda kesmişlerdi, nasıl sen kazanabilirsin?" diye bağıran Bogum ile şaşırsam bile bunu yansıtamamış ve sadece "Kazanmış mıyım?" diye mırıldanmıştım. Çok canım yanıyordu. Sanki yüzüme kızgın demir atmışlar gibiydi. Gerizekalının eli de ne kadar ağırmış.

Hemen yanımda üzerime eğilen bedeni hissederken "Taehyung, iyi misin?" diye bana sesleniyordu. Tanıdık gelen ses yüzüme bir tebessüm getirecekken acı içinde tekrar inlemiştim. O sırada arkada bir takım sesler daha duyuyor ancak o tarafa bakamıyordum bile.

"Acıyor!" diye inlediğimde gözümün üzerindeki elimi tutarak suratımdan uzaklaştırmıştı. Yumruk yediğim taraftaki gözümü kapalı tutarken derin derin nefesler alıyordum. Jungkook ise çsyık kaşlsrı ve kısık bskışları ile dikkatle yüzümdeki çoktan kızardığını tahmin ettiğim yere bakıyordu.

"Şerefsiz piç, nasıl vurmuş ya." diye sızlanan Jimin'in sesi kahkaha atmak istememe neden olmuştu. Öyle çok acıyordu ki acımı göz ardı ederek deli gibi kahkaha atabilirdim. Tanrım gerçekten şu anda kafamın üzerinde kuşlar uçuyor gibiydi.

"Jimin buz getir!" Jungkook'un sinirli sesini tekrar duyarken yavaşça aralamıştım diğer gözümü. Hemen tepemde bir elini boynuma sabitlemiş diğerini hemen elmacık kemiğimin altında gezdiren Jungkook ile göz göze geldiğimde heyecanlanmıştım. Benim için endişelenmişti. Hatta o kadar endişelenmişti ki gözleri hafif kızarıktı. Bakışları hızlı bir şekilde suratımı tarıyor tekrar gözlerimde duruyordu.

"İyi misin, yere de çok sert düştün zaten." diye mırıldanırken sırıtmıştım.

"Kazanmışım." söylediğim şey ile ilk birkaç saniye dursa da sonrasınds gülümsediğinde tavşan dişleri serilmişti ortaya. Sert bir yumruk yemiş olsam da güzeldi şu an. Ya da ben manyaktım.

"Söylemiştim sana kazanacağını."

Daha fazla yerde yatmamam gerektiğini fark ettiğimde ellerimi omuzlarına dolarken üst bednimi kaldırmaya çalışmıştım. "Kaldır beni, lütfen." demiştim. "Yer çok soğuk."

Kafamı sarsmamaya çalışarak yavaşça kollarımdan tutarak beni kaldırdığında hemen yanımızda bulunan sandalyeye beni oturtmuş kendi de önümde diz çökerek yüzüme bakmaya devam etmişti. Gözlerim arkasında ki kalabalığa kayarken sinirli bir şekilde Bogum ile konuşan Yoongi hyungu görmüştüm. Patlamış dudağı gözüme çarptığında kaşlarım çatılırken Jungkook'a bakmıştım. Ne soracağımı anlamış olmalı ki "Yoongi'ye teşekkür etmeliyim." diyip sırıttığında sadece gülmüştüm.

Jimin elinde ufak bir buz paketi ile yanımıza geldiği sırada Hobi Bogum'u alarak uzaklaştırmıştı buradan. Jungkook buzu alarak biraz daha yüzüme yaklaştığında hafifçe elmacık kemiğime yaklaştırmıştı. Buzun tenime değmesi ile irkilirken sızlanarak uzaklaşmaya çalıştığımda ensemden tutarak kafamı uzaklaştırmamı engellemişti.

"Taehyung düzgün dur yoksa daha kötü olacak." dediğinde "Ama acıyor!" demiştim.

"Buzu koymazsak eğer daha çok acıyacak." Derin bir nefes vererek gözlerimi kapattığımda bunu onay olduğunu anlayarak tekrar buzu elmacık kemiğimin üzerine koymuştu. Üzerimdeki yoğun bakışları hissederken yavaşça gözlerimi araladım. Yoongi hyung, Jimin ve Jungkook hepsi beni izliyordu. Buzun yüzümü dondurduğu yetmiyormuş birde bu kadar bakış altında iyice gerilmiştim.

"Daha ne kadar böyle bakacaksınız?" dediğimde sanki hipnozdan çıkmış gibi hareketlenmişlerdi. Hepsi masadaki sandalyelere otururken Jungkook sandalyesini bana taraf çevirerek bacaklarını bacaklarımın dışına sarmıştı.

"Kazanmışsın, tebrik ederim." Göz ucuyla Yoongi hyunga bakmaya çalışırken gülümsemiştim. Ciddi ciddi kazanmıştım ya! Şu anda kalkıp deli gibi dans etmek istiyordum ama canımın acısından bunu akşama ertelemiştim.

"Teşekkür ederim yanında promosyon olarakta bir yumruk kazandım." dediğimde kıkırdamıştı.

"İnan bana o da patlak bir dudak kazandı." Söylediği şey gülümsememi büyütürken bizi bu kadar sahiplenerek korumaları hoşuma gitmişti. Hayatı boyunca ilgi ve sevgiye muhtaç bir insandım ve şimdi sonradan tanıştığım iki insandan bunu kolay bir şekilde hiçbir çaba göstermeden alıyor olmak beni tabi ki mutlu ediyordu.

"Yoongi hyungu yumruk atarken görmen lazımdı Taehyung!" Jimin heyecanla konuştuğunda hepimiz ilgiyle ona bakmaya başlamıştık. Manyak kesin çok etkilenmişti bundan. "O kısa boyuyla resmen Bogum'un üzerine uçtu." Tepkisine bakmak için bakışlarım yavaşça Yoongi hyunga kayarken kaşlarını çatarak Jimin'e baktığını gördüm. Birazdan gelecek olan şeyi tahmin ederken sırıtarak beklemeye başlamıştım.

Yoongi hyung gözlerini birkaç kez kırpıştırdı. "Ne demek kısa boyuyla resmen uçtu? Jimin benimle aynı boydasın sen?"

Jimin omuz silktiğinde "Bende kısayım zaten hyung." demişti.

Yoongi hyung birkaç kez ağzını açıp kapattıktan sonra "Aisshh, cidden..." demiş sonra da kafasını çevirmişti. Onların bu haline gülerek tekrar Jungkook'a döndüğüm sırada o da gülmüş ve önüne dönerek bakışlarını benimle buluşturmuştu.

"Hala acıyor mu?" diye sorduğunda omuz silkerek cevaplamıştım onu.

"İlk sefer ki kadar değil. Neye uğradığımı şaşırdım yumruğu yiyince." dediğimde tepkime karşılık kıkırdamıştı.

"Sanırım kaybetmeyi yediremedi." Omuz silktim sadece, olabilirdi sonuçta Park Bogum'du bu. Zaten haz etmezdik birbirimizden.

Yüzünü yüzüme yaklaştırarak aramızda az bir mesafe bıraktığında göz ucuyla Jimin ve Yoongi'ye bakmıştım. Kendi hallerinde takıldıklarını gördüğümde tekrar Jungkook'a bakmıştım. Gözlerinde ki parıltılar eşliğinde muzhip bir şekilde bakarken yutkundum. Neden böyle bakıyordu ki? O böyle baktığında ben kalbime hatta hiçbir şeyime engel olamıyordum. Duygu seli yaşatıyordu bana işte!

Ellerini saçlarıma geçirerek geriye taramaya başladığında bir kedi sırnaşarak kendimi kucağına atmak istemiştim. Mest oluyordum o böyle bakınca. "Sanırım seni mutlu etmem gereken kısım burası." dediğinde şokla ona bakmıştım. Burada mı? Öpecek miydi beni? Herkesin içinde hemde? Ah, kalbim! Hayır, hayır şu an kalp krizi geçiremezdim, ölmek için çok gençtim! Jeon Jungkook sen beni kalpten götüreceksin cidden!

"B-burada mı?" Sorum ile anında geri çekilirken "Hayır." demişti. "Sadece bekle." dedikten sonra göz kırptığında bu hali karşısında kesik bir nefes alarak sertçe yutkunmuştum.

Biz az önce öpüşmek için sözleşmiş miydik?

"Jiminie!" Bir anda masamızda beliren kişi ile Jimin ve ben şok olurken ilk şoku atlatan Jimin olmuştu.

"Namjoonie hyung!" diyerek kalkarak kollarına atıldığında bu haline gülümsemiştim. Namjoon'da gülümseyerek kollarını Jimin'e sararken Yoongi hyungun onlara kaşlarını çatarak baktığını fark etmiştim. Gülümsemem yavaştan sırıtışa dönerken Namjoon hyung bana dönmüştü. Jungkook'un hala yüzüme tuttuğu buz yüzünden garip bir şekilde bakıştığımızda buzu yüzümden çekerek kalkmış ve bende sarılmıştım. Elmacık kemiğimi gördüğünde yüz ifadesi değişse de ben gülümsemiş ve "Hoşgeldin hyung." dedikten sonra ona kocaman sarılmıştım.

"Tanrım, yüzüne ne oldu?" dediğinde Jimin atlamıştı hemen. "Ne olacak şerefsiz Park Bogum'un işi işte!" dediğinde Namjoon hyung göz devirmişti.

"Bu arada Jungkook hyung ve Yoongi hyunla tanış." diyerek Jimin onları tanıştırdığında Yoongi çatık kaşlarıyla ayaklanarak elini uzatmıştı ona. Zaten küçük olan gözleri kıstığı için daha da küçülmüşken kafasını kaldırarak Namjoon hyunga bakmıştı. Tanrım yanında ufacık kalmıştı ve bu Jimin'in kıkırdamasına neden olurken Yoongi hyung ona dönerek kötü bakışlarından yollamıştı.

"Memnun oldum." diyerek yerine oturduğunda Jungkook ile de selamlaşmışlardı.

Oluşan birkaç saniyelik sessizliği "Namjoon hyung memleketine dönmüştü birkaç haftadır yoktu ortalarda." diyerek Jimin bozduğunda "Çok merak ediyorduk zaten." diyen Yoongi hyungu hiçbirimiz beklemiyorduk. Hepimiz şaşkınlıkla ona bakarken o ise bizi umursamayarak etrafına bakınmaya devam etmişti. Şu an yanlış mı anlıyordum yoksa Yoongi hyung, Namjoon hyungu mu kıskanmıştı?

Aradan geçen birkaç dakikada dönen sohbetlerde Yoongi hyung Namjoon hyunga tekrar tekrar bulaşırken Jimin ise ona kötü bakışlarını atmakla meşguldu. Hatta bir ara alttan tekme attığına da şahit olmuştum. Ben ise Jungkook'un hala yüzüme tutmaya çalıştığı buzdan kaçınmaya çalışıyordum. Çünkü resmen donmuştu yüzüm ama o yeterli olmadığını söylerek beni bir türlü bırakmıyordu. En sonunda sadece iki dakika daha diyerek beni ikna etmişti ve o iki dakikanın son anlarındaydık.

"Tamam doldu iki dakika!" diyerek yüzümü uzaklaştırdığım sırada sıkıntılı bir nefes vermişti.

"Taehyung sanki keyfimden tutuyorum buzu, benimde elim dondu ama bir şey demiyorum." dediğinde birkaç saniye yüzüne baktıktan sonra ona yaklaşarak kollarımı boynuna dolamıştım. Masadakiler kendi aralarında atıştığı için rahattım şu an. Az önce söylediği şeyler yüzünden sanki her an çenemden tutup beni öpecekmiş gibi hissediyordum.

"Jungkookie," dediğimde yine ilk başta şaşırsa da toparlanmıştı. "İyi niyetini biliyorum ama yüzüm gerçekten dondu artık." dediğimde kafasını çevirerek gülmüştü. Çenesini tutarak kendime çevirdiğimde ise bakışları elmacık kemiğimi birkaç saniye taramış sonra da tekrar derin bir nefes almıştı.

"Tamam ama şimdi bize gidiyoruz ve annem yüzüne bir şeyler koyuyor, itiraz istemiyorum." dediğimde gülümsemiş ve uysal bir şekilde kafamı sallamıştım.

Ardından diğerlerine de söylemiş ve Namjoon hyung ile vedalaşarak çıkışa yürümüştük. Arabayı Yoongi hyung sürerken Jungkook arkada yanıma oturmuştu ve tüm yol boyunca benimle ilgilenmeye devam etmişti.

11.04.21

yine atıyorum işte bölüm 😡

birazda kaos...

yorumda yaparsanız çok mutlu olurmuşum eueheue 😋

Continue Reading

You'll Also Like

6.9K 550 30
"Min Yoongi arkadaşı olmasını istediği Park Jimin'e tüm geleceğini adayacağını asla tahmin edememişti" Yan shipler Taekook Namjin Başlangıç ve bitiş...
137K 14.8K 52
Jungkook, erzağının bitmesiyle kendine yiyecek birşeyler ararken, Taehyung'un liderlik yaptığı bir küçük bir şehirle karşılaşır. Jungkook, açlığını d...
7.5K 53 19
Aralarında smut olanlar de olacak hepsini kendim okudum ve öneriyorum
265K 25.9K 28
Jungkook: Yeni okulumda bir tane hoca yanıma gelip sen hangi sınıftasın güzelim dedi. Namjoon: Ee ne var bunda? Jungkook:LAN HOCA ERKEK AMK! |texting...