Selam canlarım nasılsınız inşallah iyisinizdir.
Yorumsınırı 1 bin yorum
Keyifli okumalar canlar.
Finale az kaldı benden demesi.
"Ne gerek vardı sana Fatma abla ve Hacer abla her şeye yetiyordu."
"Bilmem ki Hanım Ağam ben ekmeğimin peşindeyim."
"Fatma abla kahvaltıyı bahçeye hazırlayalım hep beraber kahvaltı yapalım."
"Tamam hemen hazırlıyorum."
******
"Vildan sen ne mezunusun, kaç yaşındasın ?"
"Şey ben tı..Lise mezunuyum , 24 yaşındayım ."
"Anladım abla derim o zaman ben sana."
"Nasıl hitap etmek isterseniz Hanım Ağam."
Menemeni yerken ağzımdaki ekmek ile Fatma ablaya bakıp konuştum.
"Abla menemeni sen mi yaptın?"
"Evet kızım bir şey mi oldu?"
"Tadı değişik, geldi."
"Yo..yok kızım bizde yiyoruz bir gariplik olsa bizde anlardık. Senin ağzının tadı degişiyordur. Hasta falan mı olacaksın acaba."
"Olabilir."
Önümdeki menemeni bitirip çayımı yudumlamaya başladım.
Çaktırmadan bizimkilerin suratına baktım hepsi benden gizli iş peşindeydi.
İyiki Kara'nın mutfakta konuştuğu şeyleri duymuştum.
***********
"Hanım Ağam şu meyveleri size hazırladım."
"Neden ben böyle bir şey istemedim ki?"
"Ben istediniz diye duydum."
"Vildan abla iyim misin gaipten seslerimi duyuyorsun."
"Hazırladım ama tabağı şimdi ne olacak bunlar?"
"Çatal al gel."
"Ne?"
"Abla çatal al gel beraber yiyelim."
"Ha tamam."
Vildan abla ile bir taraftan meyve tabağını yerken diğer taraftan sohbetin derinine dalmıştık.
"Ee buralıda değilsin abla burda ne işin var senin ya?"
"Doğduğun yer değil doyduğun yer desem."
"Haklısın derim."
******
"Kahveyi bırakın lütfen, ben size ballı süt hazırladım."
"Süt?"
"Evet çok sağlıklı."
"Abla şaka mı yapıyorsun?"
"Hayır. "
Ulan sağlık gözünü sevdiğim sen adam neler yatırıyorsun .Elimdeki kavhe kupasını Vildan ablaya uzatıp süt bardağını aldım.
"Şerefe."
Vildan ablanın elindeki kahve bardağına elimdeki süt bardağını çarpıp ballı sütü kafama diktim.
******
Vildan abla işe başlayalı bir hafta olmuştu.
Tanıdıkça onu çok sevmeye başlamıştım hep yaşlarımızın yakın olmasından hepde zevklerimizim bir olması bizim çok iyi bir ileşitim bağı kurmamızı sağlamıştı.
Kara çorbasını içmeyi bırakmış bana bakıyordu.
Issırdığım tavuk ile bende ona baktım.
Göz kırpıp Ne oldu der gibi sordum.
"Yok bir şey seni iyi gördüm, şu bir haftada kendini topladın."
"Vildan abla yüzünden, kaç kilo aldım bir haftada."
"Yakışmış sana."
"Gerçekten mi?"
"Gerçekten."
***
"Vildan bugün bu filmi izleyelim olur mu?"
"Bana uyar."
"Mısırları alıp geliyorum."
"Sen dur ben getiririm."
"Tamam. Gazlı içecekte getir abla."
Vildan ablayı beklerken filmin tanıtım kısmını atlamaya başladım.
"Al bakalım."
Vildan ablanın kase ve kupa bardak ile uzattığı içeceği aldım.
"Sağol abla."
Bardaktan bir yudum alınca Vildan ablaya döndüm.
"Meyve suyu?"
"Evet gazlı içecekten daha sağlıklı taze sıkılmış."
Gözlerimi patlamış mısır sandığın kaseye çevirdim.
"Çok güzel kuru yemiş ve kuru meyveler mi?"
"İncir en favorim olan."
Vildan ablanın bu sözüne kahkaha attım.
********
İki ayı daha geride bırakmıştık.
Nizo Anne, Burçin Nazende ve yeni gelin Yasemine baktım bakışlarımı onlarda gezdirip hemen onları salona aldım.
Neden habersiz gelmişlerdi?
"Anne hoş geldiniz?"
"Hoşbulduk kızım, nasılsın?"
Annemin bu bakışlarından bir şeyleri bildiğini anladım.
Ama kimden öğrenmişti?
Ah tabi ya Ela abla.
Kesin o ağzından kaçırdı.
Peki kısır olduğumuda biliyor muydu?..
"İyiyim Anne sen nasılsın?"
Vildan abla salona girip gelen misafirlere gülümseyerek kafasıyla hoş geldiniz dedi.
"Çay, kahve ne gediyerim hanımım size?"
Ben cevap vereceğim sıra Annem Vildana dönüp konuştu.
"Yok kızım Vildan sen bize çay koy."
"Tamam hanımım."
Nizo Annem Vildanı nerden tanıyordu?
İlk kez bugün karşılaşmışlardı.
Kara demiştir heralde yeni temizlikçi aldım falan diye.
Vildan abla gidince, Nizo annem bana doğru döndü.
"Aman bende iyiyim kızım Allah benim kalan ömrümü size versin. Ağrın sızın yok değil mi?"
"Allah sizi başımızdan eksik etmesin anne, yok iyiyim."
"Kızlar sizler nasılsınız?"
"İyi Beyaz çoluk çocuk uğraşıyoruz."
Nazende'nin sözleri bitince Burçin dirseği ile Nazendeye vurdu.
"Allah iyilik versin."
Yasemin nispet yapar gibi daha yeni yeni belli olan karnını sevdi.
"Sen napıyorsun Beyaz?"
"İyi Yasemin uğraşıyorum kendi halimde. Sen nasılsın Burçin, fıstık nasıl ?"
Yasemine bilerek nasıl olduğunu sormadım, nispet yapar halleri beni sinirlendirmişti.
"İyi yengesi, seni özledi gel bir gün."
"Bende özledim o iki fıstığı inşallah gelirim."
Annem çalan telefonunu ile kalkıp salondan dışarı çıktı.
"Eee kızlar daha daha nasılsınız?"
Nazende konuştu.
"İyi."
Burçin de Nazendeden farklı bir cümle kurmadı.
"İyi."
Yaseminin sözlerine derin bir iç çektim.
"İşte hamile olduğum için biraz onun yorgunluğu var."
Ben bu kızı hiç ama hiç sevmedim, ilk başta ne tatlı bir kızdı halbuki ama arkadaş evlenince değişen gruptaydı.
Vildan abla elinde tepsi ile salona girdi, ilk annem dışarda oldduğu icin bizim kızlardan başlayarak çayları tuttu. Bana gelince göz kırptı.
"Süt için sağol abla ya."
Gülerek konuştum, süt bağımlısı yapmıştı resmen beni. Yasemin'in şen şakrak konuşması ile ona baktım
"Beyaz biliyor musun?"
"Neyi Yasemin?"
"Bebeğimin cinsiyetini."
"Nasıl ya daha üç aylık çocuğun cinsiyeti belli olur mu?"
Şaşkın bir halde Nazende ve Burçine bu soruyu yönelterek sordum.
"Arkadaşa göre belli oluyor."
"Oğlan olacak."
"Nerden biliyorsun, sağlıklı olsunda cinsiyetin ne önemi var Yasemin."
"Hayır! Ben hissediyorum oğlum olacak! Erkek torun vereceğim ben."
Karşımdaki ruh hastasına bakıp önümdeki sütümden bir kaç yudum, aldım.
Nazende ve Burçine bakınca ikisi Yasemine ters ters bakıyordu.
İkisinin kızı vardı ,Yasemin böyle diyerek lafını onlarda vuruyordu.
*****
Kara terasta telefon görüşmesini yaparken bende ışığı açmadan pencerenin yanına doğru yaklaştım.
"Eminsin degilmi?"
"...'
"Çok şükür."
"..."
"Tamam o kolay en kısa zamanda ben onu hastaneye getiririm tahlilleri yaparsın."
"..."
"Tamam kolay gelsin size."
Telefonu kapatınca hemen kapının yanına gittim. Kapıyı açıp kapattım, ışığı yaktım. Elimdeki telefon ile uğraşırken Kara terastan çıktı.
"Sen burda mıydın?"
"Evet niye şaşırtın ."
"Işık kapalıydı ondan."
"Terasta oturdum."
"Sen niye bu kadar mutlusun, iyi bir haber bi aldın?"
"Evet tam iyi denmez ama güzel şeylerin olması için ilk adım diyelim."
"Ne oldu?"
"Yarın hazırlan hastaneye gideceğiz."
"Neden ki?"
"Hastaneye gidip gelelim sana her şeyi anlatacağım."
"Kara kötü bir şey mi var?"
"Yarın konuşuruz, hadi şimdi uyuyalım."
Banyoya doğru digen adamın arkasından baktım.
Artık hastalığımın ne olduğunu öğrenecektim.
Derin bir iç çektim.
*******
Biz sabah aç karnına Kara ile konaktan çıkarken arkamda üç sulu göz kadına hiç anlam veremedim.
"Bizimkiler niye bana bakıp ağladı?"
"Boşver o sulu gözleri arabaya bin."
"Boş vor o solo gözleri oroboyo bon. Odun,hödük, Mardin'in yerli kalası."
"He karı karı."
"Bene mi yaa."
"Mardin'in yerli kalmasına karşılık."
Bu hâline tebessüm ettim. Aklıma gelen şey ile gülümsemem soldu.
Belki..
Belki son anılardı onunla..
"Ne oldu niye sustun?."
"Hiç biraz ağrılarım var."
Kara derin bir iç çekti.
"Bitecek inşallah bu ağrıların."
Arabaya geçip bindik, arabayı çalıştırdı.
"Daha Kargalar bokunu yememiştir bu saatte erkenden hastaneye gitmeye ne gerek vardı."
******
"Ee Alp ne yapıyorsun şimdi?"
"Ağam şimdi Beyazı MR (emar) alalım."
"Tamam."
Benim yerime konuşan ikiliye baktım.
"Sizi bölüyor olabilir ama hani diyorum bana sormanız gerekmiyor mu?"
"Şu tahlilleri yapalım ben sana her şeyi anlatacağım."
"Ama gene unutacak Ağam tam tadavi olması gerek, ilaçlar şuan onu güzel bir yere kadar getirdi."
"Kim neyi unutacak, ne ilaçları?"
Kara bana bakıp iç çekti.
Neler oluyordu burda?..
******
**