KARA AĞA |Mardin SERİSİ 1,2|...

By onur_rr

3.1M 117K 59.7K

Bir kadını ağlatmak çok zor degildir aslında. Kadınlar her şeye ağlayabilir; bir filme, bir şarkıya, bir yazı... More

𝑷𝑹𝑶𝑳𝑶𝑮 |𝑲𝒂𝒍𝒃𝒊 𝑮𝒊𝒃𝒊 𝑲𝒂𝒓𝒂 𝑨𝒅𝒂𝒎 |
1. |𝔸Ğ𝕀𝕋 |
2.| ℕ𝕀𝕂𝔸ℍ |
3.| 𝔹𝔸𝕊 𝔹𝔼𝕃𝔸𝕊𝕀|
4.|𝕐𝕆𝕃|
5|𝕊𝔼ℕ𝕀 𝕌𝕐𝔸ℝ𝔻𝕀𝔾𝕀𝕄𝕀 ℍ𝔸𝕋𝕀ℝ𝕃𝕀𝕐𝕆ℝ𝕌𝕄|
6 |𝔸ℕ𝕃𝔸𝕋𝔸ℂ𝔸𝕂 𝕄𝕀𝕊𝕀ℕ?|
7 |𝔾𝔼ℂ 𝕐𝔸𝕋𝔸𝔾𝔸|
8 |𝕊𝕀ℤ𝕀|
9 | 𝕄𝕌𝕄 𝕀𝕊𝕀𝔾𝕀𝕐𝕃𝔸 𝔸𝕃𝕃𝔸ℍ'𝔸 𝕐𝔸𝕃𝕍𝔸ℝ𝔸 𝕐𝔸𝕃𝕍𝔸ℝ𝔸|
9 .Bölüm
10. Bölüm
11. Bölüm
12.Bölüm
13.Bölüm
14.BÖLÜM
15.BÖLÜM
16.BÖLÜM
17.BÖLÜM
18.BÖLÜM
19.BÖLÜM
20.BÖLÜM
21.BÖLÜM
Hangi kapak güzel sizce?
22.BÖLÜM
23.BÖLÜM
24.BÖLÜM
Canlarım
25.Bölüm
26.Bölüm
27.Bölüm
28.Bölüm
29.Bölüm
30.Bölüm
31.Bölüm
32.Bölüm
33.Bölüm
34.Bölüm
35.Bölüm
36. BÖLÜM
37.Bölüm
38.Bölüm
39.Bölüm
40.Bölüm
41.Bölüm
42. Bölüm
43.Bölüm
44.Bölüm
45.Bölüm
46.Bölüm
47.BÖLÜM
48.Bölüm
49.Bölüm
50.Bölüm
51.Bölüm I.SERİ FİNAL
2.SERININ IZCIK UCUNDAN KESİTLER
Duyuru
52.Bölüm II.SERİ DEVAMKEE𝓑 ꧁♡❤♡꧂𝓚"
53.Bölüm 𝓑 ꧁♡❤♡꧂𝓚"
54.Bölüm 𝓑 ꧁♡❤♡꧂𝓚"
🤩Yeni Kapak🤩
KARA AĞA'DAN.. ZAMANINDA FAYDA ETMEDİĞİ ZAMANLAR OLUYOR.꧁♡❤♡꧂
55. BÖLÜM "𝓑 ꧁♡❤♡꧂𝓚"
56.BÖLÜM𝓑 ꧁♡❤♡꧂𝓚"
57.BÖLÜM𝓑 ꧁♡❤♡꧂𝓚"
58.BÖLÜM 𝓑 ꧁♡❤♡꧂𝓚
59.BÖLÜM 𝓑 ꧁♡❤♡꧂𝓚
60.BÖLÜM 𝓑 ꧁♡❤♡꧂𝓚
61.BÖLÜM 𝓑 ꧁♡❤♡꧂𝓚
62.BÖLÜM 𝓑 ꧁♡❤♡꧂𝓚
63.BÖLÜM 𝓑 ꧁♡❤♡꧂𝓚
64.BÖLÜM 𝓑 ꧁♡❤♡꧂𝓚
65.BÖLÜM 𝓑 ꧁♡❤♡꧂𝓚
66.BÖLÜM 𝓑 ꧁♡❤♡꧂𝓚
67.BÖLÜM 𝓑 ꧁♡❤♡꧂𝓚
68.BÖLÜM 𝓑 ꧁♡❤♡꧂𝓚
69.BÖLÜM 𝓑 ꧁♡❤♡꧂𝓚
70.BÖLÜM 𝓑 ꧁♡❤♡꧂𝓚
71.BÖLÜM 𝓑 ꧁♡❤♡꧂𝓚
72. BÖLÜM 𝓑 ꧁♡❤♡꧂𝓚
73.BÖLÜM 𝓑 ꧁♡❤♡꧂𝓚
75.BÖLÜM 𝓑 ꧁♡❤♡꧂𝓚 FİNAL
꧁♡❤♡꧂ÖZEL BÖLÜM꧁♡❤♡꧂
DUYURU
🌬Yeni Yıl ❄
𝕐𝔼ℕ𝕀 𝕐𝕀𝕃 𝐎𝐙𝐄𝐋 𝐁𝐎𝐋𝐔𝐌 𝟚𝟘𝟚𝟛!

74.BÖLÜM 𝓑 ꧁♡❤♡꧂𝓚

19.1K 725 59
By onur_rr

Kara bana ben Kara'ya bakıyordum gözlerimizden akan yaşlar bu kez mutluluktandı.

"Hamileyim..", dedim kısık sesimle tekrar tekrar kursam bu hasret olduğum cümleyi bıkmazdım gene.

"İkiz çocuklarımız olacak. Kaan'ın iki tan kardeşi olacak.", dedi Kara da olayları toplamaya çalışıyordu.

"Kaan abi olacak.", dedim benin miniğim daha üç yaşındaydı, o nasıl abi olacaktı küçücük boyuyla.

"Hanemizin sayısı artık beş olacak.", dedi ağır hareketlerle kafamı salladım.

"Bu mucize nasıl olur anlayamıyorum. Aklım alıyor, çok mutluyum sanki gökyüzündeyim ama aklımda çok karışık.", dedim elini yanağıma koydu parmak uçlarını ile yanağımda ki yaşları sildi.

"Ağlama bugün bizim mutu günümüz. Hem hamilesin sen ağlayamazsın.", dedi göz yaşlarım akarken son cümlesine güldüm.

"Karaa."ona sıkıca tekrar sarıldım.

"Bir ay sonra cinsiyetleri belli olacak.", dedi merakla 

"Allah'ım hala inanamıyorum.", dedim. Başımı omuzundan çekerek bende onun yanağında ki yaşları sildim.

"Hadi gidelim oğlumuza da söyleyelim abi olacak benim oğlum.", dedim ellerini tutup sedyeden kalktık. Kara ile el ele hastane koridorunda yürürken bakışlarım bir anlığına kolumda ki morluğa kaydı. Kaç senelik evli kadındım, bu zamana kadar yataktan düşmeyen ben bu gece düşeceğim mi tutmuştu? Yoksa miniklerimi öğrenmek için ilahi bir dokunuş muydu bu.

Alt dudaklarımı ısırarak doktorun bir saat öncesinde verdiği ultrason fotoğrafına baktım.

İçim içime sığmıyordu, Kara'nın koluna doğru sarılarak hastaneden çıktık.

******

"Oğlum niye geldiniz, hani Kaan bu gece burada kalacaktı?", dedi Nizo annem. Kara ile bir birimize bakarak gülümsedik.

"Siz ağladınız mı?", dedi Nizo annem önce çattığı kaşları Kara'ya sonra da bana çevirdi.

 Konak' da ki tüm üyeler yukarı katta ki terasta gece sohbeti yaparken basmıştık.

"Bizim size güzel bir haberimiz var?", dedim heyecanla. Herkes gözlerini açarak bize döndü.

"Ayy hayırdır inşallah çocuklar ne bu güzel haber.", dedi Nizo annem yanımıza gelerek Kara ile benim elimi tuttu. Nizo annede yıllar içinde evlatlarına karşı olan ilgisi artık daha adaletliydi. Kara ve annesinin çok güzel ilişkisine imrenerek bakıyordum.

"Beyaz hamile.", dedi Kara. Hizo babam gülerek bize baktı ağır ağır kafasını salladı elindeki tesbihin boncuklarını çekmeye devam etti. Sanki her boncukta bizim bu güzel haberimiz için Allah'a şükrediyordu. Nizo annem dolan gözleri ile önce Kara'ya sonrada bana sarıldı.

"Çok şükür Allah'ıma.", dedi Nizo annenin akan göz yaşları ile benimki de tekrar akmaya başladı.

Kızlar sevinçle oturdukları yerden kalkıp gelerek bana sarıldılar. Ela abla, Nazende, Burçin, Rezzan, Pınar bizimle beraber bu mutluluğumuzu paylaştılar. Cihangir abi bana bakıp güldü.

"Desene Beyaz kumar oynatacağım bir yeğenim olacak.", dedi kıstığı gözler ile Kara'ya döndü. Dün gecenin göndermesini çocuklarımın üzerinden gönderme yaptı gülerek bu göndermesini aldıktan sonra Kara ikinci haberi söyledi.

"Bir güzel haber daha var. İkiz çocuklarımız olacak. Beyaz üç aylık hamile ve bir ay sonra cinsiyetleri de belli olacak.", dediği an şok gözler tekrar bana döndü. Utanarak elimle yüzümü kapattım.

Ben o ikizini nasıl çıkaracaktım, nasıl büyütecektim ve nasıl peşlerinde koşacaktım.

"Durun hemen gidip pastaneden kocaman bir pasta alıp geleceğim oturun şuraya beni bekleyin, bu güzel haberi kutlayalım.", dedi Mirto ayağa kalkıp biz daha itiraz bile edemeden gözden kayboldu. Cihangir abi ve Bora, Kara'nın koluna girerek köşeye doğru yürüdüler.

"En sevdiğim abim, dedi Cihangir gülerek Bora abisine gözlerini devirdi.

"Sanki başka abin mi var?", dedi Bora. Cihangir abi ikinci çocuk olarak Kara tek abisi oluyordu.

"Asıl benim en sevdiğim arada bir uyuz olduğum abim. İkinci kez baba oluyorsun, görürsün artık bizi.", dedi gülerek 

"Ne istediğinizi söyleyin tamam yalandan yağ çekmeyin.", dedi Kara. Kardeş arasında baba olduğunun müjdesini veren kişi kardeşlerinden birine istediği bir şeyi alıyordu. Kara bakalım hangisine alacaktı.

"Ya abi diyorum ki şu arabamı değiştirsem.", dedi Bora. Kara'nın haline acıdım.

"Tamam istediğini al faturayı bana yolla.", dedi Kara. Cihangir abi Bora'nın kafasına vurdu.

"Ne yaptın ne ettin gene kaptın tatlı dilinle.", dedi Cihangir abide zamanında Bora ve Meriç'e almış.

Mirto, Kara'ya almış, Bora ise Mirto abiye.

Meriç'te Cihangir abiye hediye almıştı. Şimdi Kara'da Bora'yı seçmişti.

"Sen ne istiyorsun Cihangir?", dedi Kara gözlerini kısarak baktı.

"Bana da mı alacan Ağam.", dedi omuzuna vurarak şakadan cilve yaptı. Onların bu kardeş bağıda güzeldi.

"Söyle alacağım.", dedi Kara. Bugün mutluydu, mutluyduk.

"Bana da bir motor yat alırsan yok demem hani İstanbul'da hayat geçmiyor abi. Hep beraber toplandığımızda denize açılırız.", dedi Cihangir abinin hediyesi birazcık pahalı gibi olacaktı. Kara düşüneden kafasını salladı.

"Sende seç hangi modeli istiyorsan bana yolla faturaları.", dedi bonkör kocam. 

Bende kızlara dönüp konuştum.

"Sizde ne istiyorsanız alın faturasını bana yollayın.", dedim Hanımağa olarak benimde bir param vardı. Kara kadar çok kazanmasam da Kara'nın bana verdiği karta ki arayı sadece Kaan'ım istekleri için harcarken  açtığım resim sanat atölyesinde güzel bir düzeyde para kazanıyordum.

Hanımağa da olsam Kara'nın arkamda bana verdiği destek ile  kendi ayakları üstün de duran bir kadındım.

Mirto elindeki iki tane pasta ile koşarak geldi.

"Çocuklar ikizdi ya bende tek pasta almayım.", dedi nefes nefese elindeki pasta poşetlerini karısı Nazende'ye uzattı.

"Mirto sen ne istiyorsun benden hediye olarak?", dedi Kara. Mirto nefes nefese abisine baktı. Senin yanında duran iki çakal bana hediye alma şansı bıraktığını sanmıyor.", dedi göz kırparak sordu.

"Hanginiz kaptınız bakalım.", dedi. Bora ve Cihangir birbirine bakarak güldü.

"Sen de söyle istediğini karşında koskoca ağan var. Sana da hediye alır.", dedi Cihangir abinin sözlerini Mirto tiye alarak konuştu.

"Tabi canım tabi sen kaptın o zaman hediyeyi ondan öyle konuşuyorsun. Al bende Miami'ye  gitmek istiyorum karım ve kızımla.", dedi Mirto tiye alarak cevap verdi gülerek onların yanına doğru yürüdü.

"İyi git, masrafların için hesabımı kullan.", dedi Kara bugün kardeşlerinin gönlünü kesin kazanmıştı. Mirto durup abisine baktı.

"Valla abi şaka yapıyorsan bile artık geç ağzından çıktı. Yarın ben Miami'ye uçar.", dedi Mirto. 

*******

Kara Berfin'in yanına sızmış  Kaan Kara'yı yavaşça kucağına aldı.

"Amca daha demin oynuyorlardı sonra yorulup uzandılar.", dedi Mirza oturduğu armut koltuktan kalkıp üstü açılan Berfin'in üstünü tekrar özenle örttü. Yufka yüreklim. Çocukların yanında durarak abilik yapmış, Berfin'e karşı daha ilgiliydi ablasının ismini aldığı için kuzen değil de  öz kardeşi gibi görüyordu.

"Oy benim yakışıklım, sağ ol onlara göz kulak olduğunun için.", dedim Mirza'nın saçlarını karıştırdım.

"Hadi iyi akşamlar amcam.", dedi Kara'da Mirza'yı diğer yeğenlerinden bir tık daha farklı seviyordu. Onunla ortak noktası olduğu için belki bilmiyorum. Mirza daha küçük yaşta ablasını kaybetmişti.   Kara ile odadan çıktık evimize gidip sabah bu haberi Kaan'a mutlaka vermeliydik. Bazen evde sıkıldığı için keşke arkadaşım olsa diyerek söyleniyordu. Şimdi Allah bu minik meleğimin  duasını kabul etmiş iki tane arkadaş yolluyordu ona.

Konağa geldiğimiz zaman Kaan Kara'yı ortamıza alarak yatağa yattık. Kara ile bir birimize bakarak sabah kadar uyuyamadık. Mutluluktan yaşadığım güzel  müjdeli haberin sevinç gözümüze bir gram uyku sokmadı.

"Yarın hazırlan Harirem, sen ve oğlumuz birde ikizlerle aklıma çok güzel bir fikir geldi. Sende ok sevineceksin.", dedi kafamı yastıktan kaldırarak ona yaklaştım.

"Ne?", dedim dudaklarını kıvırdı, benden bakışlarını çekti ellerini kafasının altına koyarak bakışlarını tavana dikti.

"Sürpriz.", dedi altı senelik evliliğimiz boyunca yaptığı Sürprizleri hatırlayınca dediği kesinlikle hoşuma gidecek bir şey olduğunu tahmin ettim. Dudaklarımı ısırarak bende bakışlarımı tavana diktim.

Hala içimde yaşadıklarımın bir rüya olmasından korksam da hiç bir rüya bu kadar gerçekçi olamazdı.

Bu kadar da güzel..

Kaan Kara'ya dönüp sarıldım, kafasına dayadığım burnum  ile evladımın güzel kokusunu içime çekerek kendimi uyumaya zorladım.

Sabah yatak da ki  boşluk ile gözlerimi kırpıştırarak açtım. Yanımda ne Kaan vardı nede Kara. Yataktan doğrulup kalktım telefonumu elime aldım saat öğlendi! Ben bu saate kadar uyumuş muydum! Hızlıca yataktan kalkıp banyoya koştum işlerimi hallederek, üstüme geçirdiğim bordo elbise ile odadan çıktım. Konakta ses seda yoktu, Kaan neredeydi acaba, bu saate kadar çocuğum bir şeyler yemiş miydi? Ah Beyaz geç yatarsan böyle olur, senin bir çocuğun vr geç yatmak senin neyine! Hızlı indiğim merdivenlerin ucunda Hacer abla ve Fatma abla ile karşılaştım. Hemen onlara Kaan'ı sordum.

"Abla Kaan nerede?", dedim ikisi yüzünde ki gülümseme ile birbirine baktı.

"Kaan, Kara ağam ile gittiler.", dedi cebimde ki telefonu çıkarıp Kara'yı aramak isterken Hacer abla telefonu elimden aldı.

"Kara ağam dedi ki uyandığı zaman hazırlansın, Cenk'e dediğim adrese getirecek.", dedi Hacer abla arkalarında sakladığı poşetleri bana doğru uzattılar.

"Bu ne?", dedim. Hacer aba ile Fatma abla ağızını açmadı. Beni hızlıca tekrar odaya doğru çıkardılar.

"Hanımlar bir dakika, siz ne çeviriyorsunuz Ağanız bir olup?", desem de boşa diyordum. İkisinin de göz bebekleri gülüyordu adeta.

"Hadi hazırlan biz seni bekliyoruz. Kuaförde salonda, hazırlanınca haber.", diyerek iki kadın kol kola girerek beni arkalarında bırakıp merdivenlere doğru yürüdü.

Ağızım açık onları izledim. Sonra bakışlarımı poşetlere çevirdim. İçinden gözüken şeylere kaşlarımı kaldırıp odaya girdim. Bakalım ağamız bize ne sürpriz hazırlıyordu.

Giydiğim beyaz balık kesim muhteşem ötesi olan elbiseye aynada bakarak aşk yaşadım. Yatağın üstüne koyduğum ince topuklu beyaz ucunda pırlanta detayları olan kemerli stilettoları ayağıma geçirdim. Heyecanlanmıştım acaba beni bu kılık kıyafet ile ne bekliyordu. Kapının tıklatılması ile Hacer ablanın çağırmaya gittiği Kuaför bayan odaya girdi. Aklım o kadar Kara' daydı ki kuaför hangi ara ensemden akan mühteşem ötesi salaş topuz yapmıştı anlamamıştım. Yüzümün ii yanında ince saçlarımı bırakmıştı. Makyaja geçince aynı ustalıkta gene güzel bir makyaj yaptı.

Konağın bahçesine indiğim zaman bizim kızlar bana büyülenmiş gibi baktı.

"Hadiyin geç kalmayalım. Ağam bekliyor.", dedi Fatma abla.

"Sizde mi geliyorsunuz?", dedim Hacer abla kolunun dirseği le Fatma balya vurdu.

"Şey ağam Kaan'ı almamız için bizi de çağırdı.", dedi em küm ederek yalan söylediğini anladım.

"Tamam hadi gidelim yoksa heyecandan bayıla bilirim.", dedim konaktan çıkarak hazırda beleyen arabaya bindi. Cenk'in ağızından da bir şey öğrenememiştim.

Cenk'in çalan telefonu ile arabada ki sessizlik biraz olsun gitmişti.

"Efendim hayatım...Evet geliyorum...Peri sen niye bu kadar sabırsızsın hayatım...Evet az kaldı...", dedi kapattığı telefon görüşmesinden dolayı soru sordum.

"Peri'de mi gideceğimiz yerde?", dedim Kara bana mı sürpriz yapıyordu yoksa akrabalarına mı? Anlayamamıştım.

"Şey Hanımağam, Kaan'a bakmak için Kara Ağam sabah onu da götürdü, orada Ceylan ile oynasınlar diye.", dedi hızlı hızlı konuşarak dikiz aynasından bana baktı. Yalan söylüyordu!

Sonunda arabanı durması ile etrafa bakacağım sıra Hacer abla elinde ki bandajı bana uzattı.

"Ağam dedi sürprizi bozmak istemezsiniz değil mi hanımım?", dedi dişlerimi sıkarak elinde ki bandajı gözlerime taktım. Bugün herkesin içinde Karanın sözlerini uygulama aşkı mı kabarmıştı. Hacer abla ve Fatma ablanın elimi tutarak bana destek olmasıyla arabadan indik.

Yürüdüğüm yolda durup elimi bıraktılar.

"Bundan sonrasını biz gelmiyoruz hanımım, karşımda çok yakışıklı bir bey var. O size bu yoldan sonrasında eşlik edecek.", dedi Hacer ablanın sesinden sonra sağ elimin içinde minik elin belirmesi ile duygulandım. 

"Kaan.", dedim dolan gözlerime ağlamamaları için baskı yaptım. Hızlanan anne yüreğim şuan duygusal bir an yaşadı

"Harireeem.", dedi sesinden şen şakrak mutlu olduğu belli oluyordu. Sesine kurban olduğum. Elimi tutarak gözü kapalı olan bana eşlik etti.

"Çok güzel olmuşsun tıpkı melekler gibi.", dedi Kaan sesinde ki hayranlık tınısı beni güldürmüştü.

"Teşekkür ederim yakışıklı bey, Hacer ablanın söylediğine göre sizde tıpkı bir prens gibi olmalısın.", dedim Kaan'ın bana biraz kopya vermesini umarak.

"Evet prens gibi hazırlandım,  Şimdi de Kraliçemi, Kralıma götürüyorum. Anne şunu tutsana elim ağrıdı", dedi diğer elime verdiği şeyi tuttum, etrafta ki sessizlik ayağımı attığım her adımda yerden gelen toprak sesleri kesilmiş farklı bir zemine geçiş yapmıştık.

" Kaan, Baban nerede? Şuan nereye gidiyoruz?", dedim biraz daha prensimden kopya alsam kötü olmazdı.

"Olmaz anne sana bir şey diyemem. Babama söz verdim de..", dedi yüz ifadesini hayal edebiliyordum.

"Yani üzülür babam şimdi.", dedi gülümsedim onun güzel minnoş kalbine.

"Aferin sana verdiğin sözleri her zaman böyle tut. Peki daha yolumuz var mı?", dedim bunu söylemesene sakınca yoktu galiba.

"Geldik anne şuan Babam sana ağzı açık bakıyor.", dedi dudağımın alt köşesini dişlerimin arasına alarak daha dik durarak adımlar atmaya devam ettim.

Kaan ellerini çekti, gelmiş miydik? Kara şuan karşımda mıydı? Ensemde hissettiğim nefesi ile ürperdim. Gözümdeki bandaj esnedi sonra gözlerimden çekildi. Gözlerimi kırpıştırarak etrafa baktım. Kara ellerimi tutarak  alnıma sıcak dudaklarını bastırdı. Dudaklarını kulağıma yaklaştırdı;

"Çok güzel olmuşsun.", dedi elini göbeğimin üstüne koydu. Bugün ağlamak yoktu Beyaz, kızaran yanaklarım ile gülümsedim.

"Teşekkür ederim, sende çok yakışıklısın her zaman ki gibi.", dedim arkamdan gelen kıkırtı sesleri ile omuzumun üstünden arkaya baktım. Ağızım açık tekrar Kara'ya dönmüştüm.

Herkes buradaydı! Küçük hazırlanan masalarda bize bakıyorlardı. Bakışlarımı etrafta gezdirdim, ağaçlar süslenmiş, kırmızı halı ile hazırlanan yolun şuan üstünde durduğum platform yapılmış. Burada neler dönüyordu. Kaan ve Kara aynı takım elbiseyi giymişti. Bakışlarımı kendime çevirdim. Beyaz bir elbise..

"Hamza Mahir! Niye gülüyorsun arkadaşım.", dedi Gül kızarak.

"Ne yapayım, Beyaz arkadaşımın hali çok tatlı.", dedi gül ile beraber gülüştüler.

"Aranızda ki bağı bilmesem bu adamı bu topraklara sokmazdım ama neyse karıcığım Hamza Mahir'e güvenmesem de sana güveniyorum.", dedi Kartal elinde ki bardağı gülerek dudaklarına doğru götürdü.

"Ne yobaz adamsın sen ya, bak kızın Yonca ile de oğlum Barut arkadaş. Gayet de güzel anlaşıyorlar.", dedi Hamza Mahir göz kırpıp kıskanç Kartal'ı daha çok gaza getiriyordu.

"Mahiir.", dedi Mine eşini uyararak. Mahir aşk dolu bakışlarını eşine çevirdi. Gül kafasını Kartal'ın omuzlarına yaslayarak bize bakıyordu.

Nizo annem ,Hizo babam en ön masada bize güze bakışları ile mutlu anı yaşıyorlardı. Nazende ,Mirto ve Cihangir abi, Ela abla ile  bir masa da  otururken Bora ve Burçin, kızlar diğer masada oturuyordu. Asi yüzünde ki gözlükleri düzelterek elini yanağına koydu. Asi'ye ,Gül'e, Hamza Mahir'e ne zaman haber vermişti bu yüreği güzel adam.

Düğüne mi gelmiştik biz! Niye herkes bize yüzlerinde ki  sıcak tebessüm ile bakıyordu. 

"Nikah tazeleyeceğiz, güzel hayatımızda bir güzellik daha yaşayalım.", dedi Kara diğer eliyle tuttuğu Kaan'a sonrada karnıma çevirdi bakışlarını.

"Evlatlarımız da bu anın içinde olsun istedim.", dedi gözümden akan yaş ile elimi  burnuma dayadım. Ağlamayacaktım ama karşımda beni çok güzel seven bir adam ,bir oğlum birde arkamda dostlarım ailem varken nasıl ağlamamak için mücadele verebilirdim ki ona sarıldım.

"Seni çok seviyorum, kalbi güzel adam.", dedim yanağına kondurduğum öpücük le geri çekildim. Şuan ailelerimiz burada olmasaydı, baş başa olsaydık bir ömür kalacak şekilde yapışmıştım dudaklarına.

Nikah memurunun Hamza Mahir olarak belirmesi ile Kara'ya döndüm. Zaten bizim iki nikahımızda vardı, şimdi yalandan tekrar nikah ı kıyacaktık.

"Evet gelin ve damat sizi şöyle masaya alalım.", dedi Hamza Mahir'e gülerek tekrar baktım. O nikah memuru kaftanını nereden bulmuştu. Gül'ün İstanbul'daki kınasında yüksek yüksek tepelerde kadınların içine girerek elime aldığı mumlar ile eşlik ettiği gözümün önüne gelince Hamza Mahir'in bu hallerine şaşırmamak gerekiyordu. İçinde garip bir çocuk vardı.

"Gelin hanım adınız soyadınız?", dedi Hamza Mahir tüm ciddiyeti ile Kara'ya çevirdim bakışlarımı.

"Beyaz Yıldırım.", dedim Hamza Mahir kızarak söylendi.

"Kız arkadaşım Allah seni yapsın emi, sen yeni evleniyorsun Kara ile aynı soy isimin de olamazsın.", dedi herkes bana güldü. Kaşlarımı çatarak ona baktım. Şuan annem ve babamın soy isimlerini kullanmak istemiyordum... Dolan gözleri daha çık çattım. Kara ile tanışmamız abim yüzünden, babamın benden vazgeçişinden, annemin ses çıkaramayışından olmuştu. Şimdi yeni sayfa açıyorduk ben eski Beyaz değildim ki. Kocasına deli divane aşık olan bir kadın olarak tekrar Hamza Mahir'e baktım.

"Beyaz.", dedim sustum, ben Kara'ya Beyaz olarak gelmiştim.

"Evet Beyaz Ateşoğlu.", dedi Hamza Mahir... Duygulanan gözlerimi yukarı doğru kaldırdım. Kendi soy ismi ile ben söylemesi garip ve beklemediğim bir şeydi. Kimsesizdim ben şuan ailemden bir kişi yoktu ama Hamza Mahir yalnız değilsin der gibi gözlerini açıp kapattı.

"Damat bey sizin adınız nedir?", dedi soruyu Kara'ya sormuştu.

"Kara..", dedi sustu bakışlarını bana çevirdi devam etti.

"Kara Yıldırım.", dedi herkesin duyduğu ses tonu ile bana bakınca fısıldadı.

"Katilde olabilirim." , dedi güldüm. Adamın kafasını üç sene yemiştim hakkıydı şimdi dalga geçmekte.

"Evet Beyaz hanım ve Kara bey. Evlenmek için Mardin belediyesine başvurdunuz bana nikah memuru olmam için de sabahın beşinde arayarak rica ettiniz demeyeceğim, bildiğiniz aşiretinizi üstüme salmakla tehdit ettiniz. Neyse Kara Ağam bunu Arkadaşım için severek kabul ettim. Şimdi araştırmalarımıza göre evlenmenizde küçük bir pürüz çıktı. Bu nikahı ben kıyamam,", dedi Kara ağızının içinde söylenerek Hamza Mahir'e baktı.

"Bak İstanbul'un ağası kılıklı Mahir kıy şu nikahı.", dedi sabırsız kocam. Mahir kucağına aldığı Kaan ile bize baktı.

"Benim bir üstümde olan müdürüm kıymalı.", dedi Mahir Kaan'ın kulağına ne söylediyse Kaan bize baktı gülümseyerek konuşmasına başladı.

"Kara Yıldırım ve Beyaz Ateşoğlu sizi karı koca ilan ediyorum. Damat, gelini öpsün.", dedi Kaan sonra kaşlarını çatarak Hamza Mahir'e baktı.

"Annemi niye öpüyor Dayııı.", dedi Hamza Mahir ve diğer herkes gülerek kıskanç Kaan'a kahkahalarla güldü.

Kara ellerimi tutarak bana doğru döndü. Dudaklarını alnıma bastırdı. Hamza Mahirin kucağında duran Kaan'ı kucağına alarak  benim yanıma tekrar geldi. Üçümüz başımızı bir birimize dayadık.

"Hoş geldiniz ömrüme kalbimin sahipleri.", dedi gülümsedim. 

"Hoş geldiniz ömrüme, kalbimin sahipleri.", dedim Kaan yanağımdan öperken babası ve benim boynuma küçük kollarını doladı.

Ailem..

Aynı çerçevede ilk pozumuzu çeken fotoğrafçı ile gülümsedik

"İyi ki benim annem ve babam sizsiniz.", dedi Kaan'ın bu sözleri bizi mutlu ettiği kadar duygusallaştırmıştı da

"Gelin hanım çiçeğini at artık.", diye söylenen Hamza Mahire baktım. Ne çiçeği? Bakışlarıma elimde tuttuğum beyaz gül demetlerinden yapılan çiçeğe kaydı. Kaan yolda gözüm kapalıyken tut diye vermişti.

"Barut oğlum şöyle geç, çiçeği alırsan Yonca ver.", dedi Hamza Mahir'in sözlerine Kartal gene sinirle homurdandı.

"Ne cüretle efenim? Valla bak sesin bu şakalarından hiç hoşlanmıyorum haberin olsun.", dedi kıskanç babamız.

 Arkamı dönüp çiçeği arkaya doğru attım. Herkesin sesi kesildi. Kim almıştı da herkes susu vermişti. Bakışlarımı arkaya çevirdim Sandalyesinden hiç kalmamış Rezza'nın yanında oturan Mirza kucağına düşen çiçeğe baktı sonrada bana.

Bora ve Burçin çattığı kaşlar ile Mirza'ya baktı. Mirza ,Bora amcasının bakışlarından rahatsız olunca çiçeği halasına verdi.

"Benim önümde sen varsınız al hala.", dedi dudaklarımı gülememek için sıkarak  Kara'nın yanına gittim. Kaan ,Kara'nın kucağından inerek balonlarla oynayan çocukların yanına koştu. Herkes ortamda çalan müzik ile dans pistine çıkarken Kara ile bizde çıktık. Ellerimi Kara'nın omuzlarına koyarak konuşmaya başladım.

"Kara sen katilsin.", dedim Kara kaşlarını çatarak bana baktı. Gözlerine çöken hüzün yıllar önce ona söylediğim cümleyi şimdi seneler sonra tekrar duymasındandı.

"Kalbimin katilisin be adam. Celladın sen olacağını bilseydi kalbim zorluk çıkarmazdı çünkü senin kolların arasında ölmek düş gibiydi  zamanla gerçeğe dönüşen en güzel düşümsün sen benim kalbi sevdası güzel adam", dedim elimi kaldırıp kalbinin üstüne koydum. Kara kafasını akaya doğru atıp kahkaha attı.

"Sende benim kalbinin katilisin onu ne yapacağız Harirem?", dedi alnını alnıma dayadı. Sıcak nefeslerimiz tenlerimize değdi.

"O zaman bana bir ceza lazım.", dedim burnumu burnuna sürterek konuşmama devam ettim."

" Cezam Sonsuza dek sevmek. Bu aldığım en güzel ceza.", diyerek yanağına dudaklarımı bastırdım.

"Bende seninle cezanı paylaşayım.", dedi sıcak nefesi, güzel sözleri güzel bakan gözleri mıh gibi kalbime işleniyordu.

*******

Bir ay sonra...

Kaan öğrendiği abi olacak haberi ile şimdiden odasında kardeşleri ile paylaşacağı oyuncakları kenara ayırmıştı. Eğer kız kardeşi olursa şimdiden onun için bir kaç oyuncak alması gerektiğini Babasına her gece uyumadan önce babasına ve bana anlatıyordu. Sonunda bir ayda geçmişti bugün bebeklerimin cinsiyetin öğrenecektik. Kaan bir eli babasının avucunda diğer eli benim avucumdaydı. Bizden daha heyecanlı olan kişiydi.

Arabanın durması ile hastaneye girerek  Firdevs hanımın odasına çıktık. Aldığı kanlardan sonra cinsiyeti öğrenmemiz için sedyeye çıkıp uzanmamı ve karnımı açmamı söyledi.

Derin nefes alarak doktorum Firdevs hanımın dediklerini yaptım. Kara ve Kaan ellimi tuttukları an tüm heyecanım azaldı. 

"Evet bebeklerin kalp sesin duyuyorsunuz, buradalar, gayet sağlıklılar. Şimdi cinsiyetlerini öğrenme zamanı. Tahminleriniz var mı?", dedi Firdevs hanımın sorusuna kafamı iki yana salladım. Sağlıklı olsunlar da cinsiyetin bir önemi yoktu. 

"Oğlunuzda var bir tane daha geliyor, birde kızınız.", dedi Firdevs hanımın sesleri kulağımda yankılanırken elimin üstüne düşen yaşlara kafamı çevirdim. Kara yanaklarından akan yaşları sildi. Elini sıkarak bakışlarını bana çevirdim.

*****

Kara ben ve Kaan ile güzel yediğimiz öğlen yemeğinden sonra konağa geçmiştik. Kara bir şeyler yapmak istediğini söylese de ona bugün eşlik edecek dermanı yoktu. Çok uykum ve vücudumda derin bir yorgunluk vardı. Kaan'ı da öğlen sonu uyutuyordum, o tam gelişim aşamasında bir çocuktu. Gün arasında uyuması gerekiyordu. Bizimle geçirdiği güzel günün sonunda yorgun gözüküyordu, birde kardeşlerinin kalp sesini dinlemek ona garip gelmişti.  Odasına dinlenmek için geçerken Kaan'ın da elini tutarak öptüm.

"Sana ölürüm ben güzel oğlum.", dedim odamıza girerek koyun koyuna güzel bir uykuya daldık. 

*****

Karnımın üstünde gezen el ile gülümsedim. Kara'nın sözleri gözlerimi yavaşça açtım. Oğluyla olan konuşmasına yetişemesem de kızımız için kurduğu cümle çok hoşuma gitmişti.

"Güzel kızım.. Küçüğüm benim. Düştüğünde yalnız ağlamayacaksın. Şayet kaldırmaya gücüm yetmez ise bende çökerim yanına söz veriyorum. baban hep senin yanında olacak. Söz", dedi Kara..

Bölüm sonu

.

Continue Reading

You'll Also Like

56.5K 1.4K 64
İçimdeki yanan yangını daha da alevlendirmiş. Kalbimin ritminin artmasına neden olmuştu. Dudaklarıma bıraktığı öpücüklerle midemdeki garip sancı tari...
7.2K 455 12
Kehribar gözlü kadına müptela olan adam ile yüreği nefretle dolu, serden geçmiş kadının hikayesi... *** "Evinamın, delalemin..." dedi sessizce sanırı...
129K 662 5
mesleğini eline alamayınca kendini barlarda escort ilan etmiş bir kızın aşk hikayesi...