10 gün sonra-
"Haksızlık yapıyorsun Aras!"
"Saçmala Cemre oyunun kuralı böyle."
"Bu zar bozuk bence."
Aslan abi'ni gür kahkahasıyla ikimizin de bakışları ona döndü. Fırsattan istifade Aras'ın elinde ki taşları almak için elimi uzattığımda son anda elini geriye doğru çekti.
Sıkıntıyla ofladığımda geri çekildim. Son on gündür bir gün arayla Aras'ın abisi Aslan abiyi ziyarete geliyordum Arasla birlikte. Aslan abi'nin durumu şu anlık iyiydi ama doktorun dediğine göre bir süre daha hastanede kalıcaktı.
"Tamam başka bir şey oynayalım."
Aslan abi'nin söyledikleriyle başımı salladım. Canımız sıkıldığı için oyun oynuyorduk. Taa ki şans bana arkasını dönüp Arasla kucaklaşana kadar. Her seferinde o kazanıyordu.
E benim sabrımda bir yere kadardı ama...
"Soru cevap yapalım. İlk ben soruyorum. Nefret ettiğiniz bir şey?"
Aslan abi'nin ortaya attığı soruyla ben,
"Nişastaya dokunmak." Aras ise,
"Çiğitli mandalina." demişti.
Aslan abi ikimize de bakıp gözdevirdi sonra da,
"Cevaplara bak." diye homurdandı.
"Senin ney?"
Sorumla bana bakıp yutkundu.
"Uyuşturucu."
Ortam da bir kaç saniye sessizlik olduğunda kendimi kötü hissettim. İstemeden de olsa konusu açılmıştı işte.
"Çiğitli mandalinayı bende sevmem. Mandalinayı tam yutucakken çiğitinin olduğunu fark etmek ve sonra mutfağa gidip çiğiti çöpe atmak çok sinir bozucu."
Söylediklerimle ortamda ki sessizlik bozulduğunda Aras da bana katıldı.
"Mutfağa gitmeye üşendiğim için koltuğun arkasına atıyordum ben."
Aslan abi, kaşları hava da ikimize bakarken bakışları yüzümde oyalandı.
"Cemre sen iyi misin? Bugün biraz solgun görünüyorsun."
"İyiyim."
Aslan abi başını sallayıp kafasını yastığa yasladığında alnımda hissettiğim elle bakışlarım Aras'a döndü.
"İyi değilsin."
"İyiyim Aras."
"Boşversene seninle tartışmayacağım. Çok solgun görünüyorsun."
Ayağa kalktığında kolumdan tutup benide kaldırdı. Ani hareketiyle dengemi bir kaç saniye kaybetsemde Aras belimden tutunca dengemi sağlamıştım.
"Aras ne yapıyorsun?"
Sorumu duymamazlıktan gelip Aslan abi'ye kantine ineceğimizi söylediğinde itiraz etsemde beni duymamış gibi yaptı.
Aslan abi'nin odasından çıktığımızda yan yana yürümeye başladık. Aras'a itiraz edemiyordum çünkü o her seferinde beni susturmayı başarıyordu. Bu durum bazen can sıkıcı olsa da beni pek rahatsız etmiyordu.
"Kantinde bir şeyler atıştıralım."
Tam ağzımı konuşmak için açmıştım ki konuşmama izin vermedi.
"Çok az yemek yediğinin farkındayım. Sakın itiraz etme ve kantine gidelim."
Gözdevirdim.
"İtiraz etmeyecektim sadece bu aralar pek iştahım yok."
Kantine geldiğimizde sadece simit yemek istediğimi söylediğimde Aras ikimize simitle meyve suyu almıştı. Meyve suyunu içmek için pipeti batırdıktan sonra bir kaç yudum içtim.
Aras'ın bakışlarını üzerimde hissetsemde ona bakmadım. Kendimi halsiz hissediyordum. Kafamı kaldırmak bile çok yorucu geliyordu.
"Denizle ne konuştunuz? En son konuşucaktınız ben sizi yalnız bıraktığımda?"
Bakışlarım ona döndüğümde boğazını temizleyip sol tarafta ki masa da oturan yaşlı teyzeye baktı.
"Neden gözlerini kaçırıyorsun?"
"Hı?"
"Duyduğunu düşünüyorum Aras."
"Gözlerimi kaçırmıyorum sadece..ne biliyim oraya bakmak istedim."
Konuyu daha fazla uzatmamak için başımı 'tamam' anlamında salladım.
"Beni korkutmak istediğini ama ben bir an da dönünce beni yanlışlıkla öptüğünü ve benim onu sevdiğimi düşündüğü için bunu söylemekten çekindiğini söyledi."
Yüzünde garip bir ifade oluştu. İlk önce umursamaz gibi göründü sonra ise şaşkınlık ve merakın yer aldığı yüz ifadesiyle bana baktı.
"Sen ne dedin? Yani üzüldün mü sonuçta sen..."
"Ben zaten onu sevmiyordum Aras. Sadece hepiniz bu saçma fikre kendinizi çok alıştırmıştınız."
Sözünü kesip söylediklerimle yüz ifadesi değişti. Aklına bir şey takılmış gibiydi. Elinde ki simit'i bırakıp saçlarını çekiştirdi. Her zaman ki gibi...
"Cemre bu konu da bir şey eksik kalıyor. Bana söylemediğin bir şey var?"
Tamam. Son derece haklıydı. Ona söylemediğim bir şey vardı o da Deniz'i sevmeme sebebimdi. Zaten onu sevdiğimle ilgili bütün saçmalıklar bu yüzden değil miydi? Aynen öyleydi.
"Ben Deniz'i sevmiyorum çünkü sevdiğim kişilere karşı çok bencilim."
Aras yüzümü incelerken bir kaç saniye oyalandı.
"Ne demek istiyorsun?"
"Saçma gelicek ama ben Deniz'i sevmiyorum çünkü annemi ondan kıskanıyordum. O küçükken kendi annesi ile benim annemi karıştırdı. Bu huyu annemin hoşuna gittiği için annem hep onu çok sevdi. Sonra da annem onu benimle eşit tutmaya çalıştı ama ben bunu istemedim hiç bir zaman. Ben..beni seven insanları başkalarıyla paylaşmayı sevmem yani benim yerimi bir başkasının doldurabilme ihtimalinden nefret ediyorum. Bu yüzden Deniz'i hiç sevmedim. Benimle oyun oynamak istediğinde onu tersledim ve hatta bir keresinde en sevdiği ayakkabısının içine tükürdüm."
Aras'ın gözleri hariç her yere bakarken konuyu anlattığımda derin bir nefes verdim. Bu söylediklerimi ilk kez sesli bir şekilde dile getiriyordum. Saçma geliyordu belki kulağa ama ben bencilliğimi kabul ediyordum. Hem annem de çok sevmeseydi Deniz'i bana ne?
Aras'ın gülüş sesi kulaklarımı doldurduğun da ona baktım. Çok güzel gülüyordu ama ben onun gülüşünü izleyemeyecek kadar halsizdim.
Dirseğimi masaya koyup yüzümü elime yasladım.
"Aras ben çok halsizim."
Bir an da gülüşü solduğunda mimiklerini takip ediyordum. Hızla ayağa kalkıp yanıma geldi.
"Gel bir doktora görün hadi."
"Tamam hadi gidelim ve son 6 ayım kaldığını öğrenelim."
Ayağa kalktığımda Aras gülerek elimi tuttu. Son zamanlarda durmadan elimi tutuyordu. Nedenini bilmiyorum ama şu an sormaya çok üşeniyordum. En iyisi doktor beyle görüştükten sonra sormaktı.
⏳⌛
"Düzenli yemek yiyor musun?"
"Hayır."
"Uyku düzenin nasıl?"
"İyi galiba..."
Kaşının birini havaya kaldırarak bana bakan doktorla Aras'a baktım. 'Hadi söyle' der gibi yüzüme bakıyordu.
"Son üç gündür halsiz olduğum için çok uyuyorum."
"Büyük ihtimalle vitamin eksikliği. D vitamini olabilir. Beslenmene dikkat et. Uyku düzeninde önemli tabi. Testlerin çıkınca telefonunuza mesaj olarak iletilir."
Başımı sallayıp kalktığımda 'iyi günler' diye mırıldandım. Aras yine elimden tutup yanımda ilerlerken omzuna kafamı koydum. Kapının yan tarafında ki yarısı cam olan yere baktığımda bir an duraksadım. Arasla biz şey gibi görünüyorduk...
Bölüm Sonu.🌱🍂
Ney gibi? skgjdjgjdj
Arkadaşlar ben şeyi fark ettim bazılarınız kitabı okuduğu halde yıldızcığı parlatmıyor. Sanırım unutuyorlar...bu bir yönden iyi bir şey çünkü bu kurgunun sürükleyici olduğu anlamına gelir ama bir yönden de kötü çünkü kurgu büyüyemiyor :( Bu sebeple rica ediyorum oylamadığınız bölümleri oylayın.💙
Umut Dolu Günler Dilerim.🍂❤