La Romana

By survivorstory

22K 961 1.5K

Aşk Dominik'te yaşanıyor güzelim! ÇOK ÇOK ÇOK ÖNEMLİ NOT!! Bu kitap hayran kurgu değildir. İsmi geçen kişiler... More

1
2
4
5
6
3
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40

20

387 18 13
By survivorstory

Seray'dan...

Konseyden sonra çok yorgun olduğumuz için hemen uyumuştuk. Doğan ve birkaç kişinin tartışması adada da biraz devam etmişti. Ama bu tabii ki benim uyumam için bir engel değildi.

Ödül oyununa gelmiştik. Henüz kameralar çekime başlamamıştı.

"Aa voleybol!" dedim Sergen'e dönerek.

O da gülümsedi. "Sever misin?"

"Severim. Hatta topla oynanan en sevdiğim spor olabilir. Ama ne kadar başarılıyım tartışılır. Ben sadece işin zevkindeyim anlayacağın. Sen nasılsın voleybolda?"

"Benim de çok ilgim yok. Yazın bazen sahilde oynardık arkadaşlarla. Fena değilimdir ama."

Biz konuşmaya devam ederken kameralar çekime başlamıştı.

"Hoş geldiniz arkadaşlar! Bir ödül oyunuyla karşınızdayız. Oyun gördüğünüz gibi voleybol oyunu. Ama bu sefer ödül de ödül hani! Beklentiyi yüksek tutuyorum ama gerçekten değecek." diyerek Acun abi konuşmaya başladı.

İki takımdan da sevinç ve merak sesleri yükseldi. Acaba yine abartma mı yoksa ödül gerçekten iyi mi diye düşünmeden edemedim.

"Arkanızı dönmenizi rica edeceğim."

Hepimiz arkamızı döndük ve merakla bekliyorduk.

"Dönebilirsiniz arkadaşlar!" dediğinde önümüze döndük. Ödül yatak ödülüydü.

"Kazanan takımın adasına 2 kadınlar, 2 tane de erkekler için olmak üzere bu yataklardan gelecek. Bir hafta sizde kalacak."

Ee güzel. Tamam, ödülü beğendim ama yemek de olsa iyiydi.

"Ayrıca yanında iki sabah boyunca menemen de gelecek."

Acun abim, duydun sesimi. Şimdi sevinebilirdim. Zaten tahtanın üstünde yatmaktan sırtımdaki kemikler birbirine girdi. İnşallah biz kazanırdık.

"Şimdi üçerli gruplar oluşturun. Bu gruplar sırasıyla birbirleriyle oynayacak. Böylece 9 maç olacak. Sonra yeni gruplar oluşturabilirsiniz. Buyrun."

Hangi grupların oluşacağına karar vermek için konuşmaya başladık. Barış, Doğan ve Gonca birlikte grup olmuştu.

"Arkadaşlar bu üç isim de voleybolda iyi bence. Bu kişileri ayrı gruplara dağıtırsak daha iyi olmaz mı? Doğan'ın ve Gonca'nın zaten voleybol geçmişi de var. Barış abi de futboldan kaynaklı iyi oynuyordur."

"Yaa Sergen garanti sayı çıkarmaya çalışıyoruz oğlum."

"Sergen, karışma ya!"

Birkaç kişinin ani çıkışlarına karşı Sergen de susmuştu.

"Ben de kendime güveniyorum. Oynamak isterim eğer kabul ederseniz." diyerek araya girdim.

"Şu an gruplar kuruldu ama. Olmaz. Ayrıca bir spor geçmişin bile yok." dedi Barış abi.

"Peki siz bilirsiniz. Burada herkes elinden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyor sadece."

"Seray tamam ya! Gerginliğe gerek yok oyun öncesi. Enerjimizi düşürmeyelim şimdi." dedi Öykü.

"Kız bir şey demedi ki Öykü."

"Sergen, Seray'ı koruma isteğini anlıyorum. Ama şimdi daha fazla konuşturma beni kameraların karşısında istersen." diyerek tek kaşını kaldırdı. Tehdit mi ediyordu bu bizi şimdi?

"Allah allah! Ne konuşacakmışsın?"

"Öykü kendine gel istersen. Laflarına dikkat et." diyerek araya girdim. Daha fazla dayanamazdım.

"Tamam tamam. Bu konuyu burada kapayalım."

Onlar şimdi karşı takımdan hangi grubu seçeceklerini konuşurken biz de Sergen'le karışmadan duruyorduk. Ne de olsa oynatılmıyorduk? İsmail abi yanımıza geldi ve gülerek konuşmaya başladı.

"Beni de oynatmıyorlar. Boyum kısaymış, yapamazmışım."

"Doğan'ın boyu senden uzun olmuş herhalde bir anda. Uzamış." dedim.

"Yok, Doğan iyi oynuyormuş. Girsin zaten oyuna da boyla çok alakası yok, file zaten yüksekte değil dedim. Dinlemediler beni."

"Aman abi. O kadar moralim bozuldu ki benim de. Hevesli hevesli gelmiştim ne güzel. Yine de inşallah kazanırız tabii de." dedi Sergen.

"Bir de Öykü çok sivri dilli ya. Neler dediğini duydun mu bize az önce?" diyerek araya girdim. Ne yapayım canım? Dedikodu yapmayalı uzun zaman olmuştu.

"Duydum duydum. Ayrı bir saçmalık o zaten. Bana ne dedi, siz duydunuz mu?"

Sergen'le hayır anlamında başımızı salladık.

"İsmail zaten hep oynuyorsun. Bırak da iyi olduğumuz alanda bir kez de biz oynayalım, sen oynama."

"Aa! Lafa bak! Sanki parkurda sen oynatmıyorsun onu zorla." dedim.

"Hem o var hem de kaç oyuna çıkamıyorum zaten. Avantajı gönüllüler kazanınca beni direkt dışarıda bırakıyorlar. Sanki her oyuna dört beş kez çıkıyorum."

"Aman boşver be İsmail abi. Bugün de biz dinlenelim, ne yapalım?" dedi Sergen.

"Ama ben yine söyleyeceğim ki. Her seferinde susuyorum, iyi alışmışlar." dedim kendimden emin bir şekilde.

Skor 5-4 olduğunda yeni gruplar oluşturulacaktı. Bunu söylememin tam zamanı diyerek lafa girdim.

"Arkadaşlar, ben de oyuna girmek istiyorum bu defa."

"Ama şimdi İlayda'nın eli ısındı. O girsin bence. Sen bugün dışarda kal." dedi Öykü.

"Bence Seray da girebilir." diyerek birkaç kişi fikrini belirtti.

"Yani ben girmek isterim. Biz sahilde falan oynardık çünkü. Kötü değilim bu oyunda." dedim.

"Yalnız sahilde arkadaşlarınla güle eğlene oynadığın oyunlara benzemez bu canım." dedi Öykü.

Neden tersliyordu bu şimdi beni? Gayet de iyi anlaşıyorduk oysaki. Bir gecede düşman falan mı oldu bana anlayamadım ki.

"Burada güle eğlene oynanacak bir oyun varsa bunlardan biri kesinlikle bu ya. Parkurda güle eğlene, yürüye yürüye gelmekten iyidir herhalde." diyerek gülümsedim.

"Bencillik."

"Pardon?" diyerek Sergen de araya girdi.

"Sergen, şimdi sen bir dur ya! Alakan olmadığı şeylere karışma." Ardından bana döndü ve konuşmaya devam etti. "Yaptığın bencillik. Takımı düşünmüyorsun sen şu an. Yalnızca kendini düşünüyorsun."

"Takımı düşünmesem neden sayı alabilmemiz için uğraşayım burada? Kendime güveniyorum ki çıkmak istiyorum. Bunun bencillikle bir alakası yok. Bencil diyemezsin."

"Derim, derim." diyerek omuz silkti.
Bu ne ya? İlkokulda falan mıyız?

"Allah allah ya! Olaya bak! Arkadaşım kendime güvendiğim için çıkarsam sayı alabileceğimizi söyledim sadece. Sanki ne demişim burada. Ne haliniz varsa görün o zaman." Daha fazla kendimi tutamamış sesimi iyice yükseltmiştim.

"Hayır yani niye bağırıyorsun anlamadım."

"Sen oyun başından beri beni burada çıldırt. Sonra da niye bağırıyorsun de. Oh ne alâ memleket!" dedim ve hızla oturduğum yerden kalkarak sağ tarafa doğru ilerledim. Hemen ardımdan Sergen ve İsmail abi de geldiler.

"Canım boşver ya. Sen kendini çok güzel açıkladın. Herkes ne olduğunu gördü." dedi  Sergen.

"Seraycığım aynen. Bırak bugün ne isterlerse onu yapsınlar. Demek ki kendilerine güveniyorlar ki çıkmak istiyorlar.

Sakinleştiğimde İsmail abi yanımızdan gitti ve Sergen'le orada kalmaya devam ettik. Oyun devam ediyordu ama biz ilgilenmiyor, kendi aramızda konuşuyorduk.

Oyun gönüllüler takımının üstünlüğüyle sonuçlanmıştı. Seremoni için yerlerimizi aldığımızda Acun abi konuşmaya başladı.

"Kazanan gönüllüler oldu. Ünlüler takımına geçmiş olsun diyorum. Ama sormak istediğim bir şey var. Seray ve Sergen siz bir ara oyunla ilginizi kestiniz. Ayrıca neden oynamadığınızı da merak ediyorum. Seray, sana soralım."

"Acun abi aslında oynamadık değil oynatılmadık. Kendimi parçaladım resmen ben de gireyim oyuna derken. Ciddiye alınmadım demek ki. Üstüne farklı şeylerle de suçlandım takımı düşünmemek gibi. Ben de takımı düşünmemek öyle değil böyle olur gibilerinden bir ara ilgimi kestim. Ama hemen geri döndüm zaten. Dayanamadım. Çünkü bazı arkadaşların dediğinin aksine takımıma değer veriyorum. Karşı takımı da tebrik ediyorum, iyi bir ödül kazandılar."

"Biraz derin mevzular anladığım kadarıyla. Öyleyse sizi adanıza uğurluyorum."

Continue Reading

You'll Also Like

136K 10.3K 27
"Sen hep böyle cevap olarak başını mı sallarsın?!" Başımı salladım. Kaşları çatıldı, o güzel mavi gözlerini gözlerime dikti. "Gıcık mısın Aras?!" Bil...
240K 10.1K 58
Ceylan Su Taşkın, öğretmenlik görevini yapmak için Şırnak'a atanan genç bir kadındır. Sırf görevini yapmak için geldiği bu yerde hiç beklemediği gari...
111K 6.5K 19
Ailesinden ayrı büyüyen Günce, o gün hırsızlık yapmak için abisini seçtiğini nerden bilebilirdi? ••• 6 Ağustos 2001. Bahçeden gelen kuş cıvıltılarıy...
185K 8.2K 33
Aile kurgusu ama erkek versiyonu. Ailem mi? bu saatten sonra bir aileye ihtiyacım yok. "Mezarına çiçek ekmek istediğim birileri var." Başlangıç tarih...