Harry Potter ve Kutup Tilkisi

By amet_rys

20.1K 2K 833

... "𝑇𝑒𝑚𝑚𝑢𝑧 𝑠𝑜𝑛𝑢 𝑑𝑜𝑔̆𝑢𝑚𝑙𝑢 𝑐̧𝑜𝑐𝑢𝑘 𝑣𝑒 𝑲𝒖𝒕𝒖𝒑 𝑻𝒊𝒍𝒌𝒊𝒔𝒊 𝑂'𝑛𝑢𝑛 𝑠𝑜𝑛𝑢𝑛𝑢... More

Tanıtım
1 - Kayıp Bebek
2 - Zaman Döndürücü
3 - Gösteriş Dersi
4 - Ceza
5 - Draco ile Düello
Ara Bilgi
6 - Deniz Mavisi
7 - İlk Görev
8 - Balo
9 - Gelecek Postası
10 - Bay ve Bayan Celum
11 - Malfoy Malikânesi
12 - Veda
13 - Son Görev
14 - Aile Kayıtları
16 - Grimmaul Meydanı'nda Bir Gece
17 - Dolores Jane Umbridge
18 - Mirapontus
19 - Kargaşa
Özel Bölüm
20 - İtiraf
21 - Snape'in Rüyası
Yıldönümü ve Doğum Günü Özel Bölümü!!!
Soru - Cevap Bölümü!
22 - Acılar ve Korkular
Özel Bölüm
23 - Kana Susamış
24 - Yok Etmenin Bedeli
Özel Bölüm - Felix Felicis
Kalan Kısmın Özeti

15 - Kutup Tilkisi

574 89 41
By amet_rys

Yaz tatilinin ortalarıydı. Pencereden gelen ışık, Lina'nın yüzüne doğrudan vuruyordu. Uyandı, tavana baktı ve hâlâ yaşandığına inanamadığı olayları düşündü. Tatilini Celumlarla geçiriyordu ve kendi öz torunlarını olduğunu biliyorlardı.

Yataktan kalktı ve dolaba ilerledi. Annesinin kıyafetlerinin olduğu tarafı açtı ve kıyafetlere göz gezdirdi. Kapağı kapattı ve kendi kıyafetlerinin olduğu tarafı açıp seçtiği şeyleri giydi.

Haftalardır böyleydi. Annesinin kıyafetlerinin olduğu tarafı açıyor, kıyafetlere bakıyor ve sonra giymeye kıyamayıp kendi kıyafetlerini giyiyordu. 

Kahvaltı yapmak için mutfağa indi. Bay ve Bayan Celum çoktan masaya oturmuş, kahvaltıya başlamışlardı. "Günaydın."  "Günaydın tatlım. Az önce sana bir mektup geldi." dedi Bayan Celum. Lina sandalye çekip oturduğu sırada, Bayan Celum zarfı Lina'ya uzattı. Zarfı aldı. Üzerinde "Draco Malfoy'dan Lina'ya" yazıyordu. Gülümsemesi bütün yüzüne yayılırken zarfı açtı.

Lina,
Aslında daha erken yazacaktım ama bazı aksaklıklar oldu ve biraz meşguldüm. Her neyse...
Babam ve ben, tatilin ortasında size geleceğiz. Seni özledim, şimdilik hoşçakal.
-Draco

Yaz tatilinin ortası bugün oluyordu. "Ne yazıyor, tatlım?"  "Draco ve babası buraya  gelecekmiş."   "Ah, ne güzel! Bay Malfoy'la, yılabşında çıkan haberin bir yanlış anlaşılma olduğu hakkında konuşabiliriz böylece."  "Şey, o konuda-"  "Lucius'un hiç değişmediğinden eminim." dedi Bay Celum birden. "Şey-"  "Lina, tatlım; muhtemelen birazdan gelirler. Üzerine daha uygun bir şeyler giymek isteyebilirsin." Bayan Celum böyle söyleyince Lina üstündeki kıyafetlere baktı. Mavi, kısa bir şort; dekolteli beyaz bir tişört giymişti. "Olabilir."

Odasına çıktı ve üzerindekileri çıkarıp dolaba koydu. Ne giyeceğini düşünğrken artık alışkanlık haline gelmiş olan şeyi yaptı: annesinin kıyafetlerinin olduğu tarafı açtı. Her zamanki gibi öylesine bakarken, gözü lacivert bir elbiseye takıldı. Askısıyla beraber aldı. Kabarık bir balo elbisesiydi. İçindeki dürtüye engel olamadı ve elbiseyi giydi. 

Ona neredeyse tam olmuştu. -sadece boyu birazcık uzun gelmişti- Aynanın karşısına geçip kendini baştan aşağı süzdü. Tam anlamıyla bir melek gibiydi, sadece kanatları eksikti. Etkilenmiş bir şekilde aynaya bakarken Bayan Celum kapıyı çaldı ve içeri girdi. "Lina, tatlım; Profesör Snape aşağıda seni bekliyor. Biraz acele- Ah, aman Tanrım!" 

Lina suç işlemiş gibi, Bayan Celum'a baktı. "Şey, ben-"  "Ah, canım! Çok güzelsin!"  "Öyle mi?"  "Elbette öyle!" Hızlı adımlarla Lina'nın yanına geldi ve omuzlarından tutup aynanın olduğu tarafa döndürdü. "Bu elbise vücut hatlarını belli ediyor. Ah! Tam bir meleksin! Mare bunu mezuniyet balosundaki giymişti. Tıpkı ona benziyorsun."  "Şey..."  "Ah, gel hadi. Profesör Snape seni bekliyor."  "Profesör Snape mi? Onun burada ne işi var?"  "Dumbledore seni kontrol etmesi için onu yollamış. Aecelesi varmış. Çabuk ol ve aşağı in."  "Önce üstümdekini-"  "Gereği yok. Sadece iyi olup olmadığına bakacak."  "Peki o zaman."  

Lina, üzerinde annesinin incili lacivert elbisesiyle bahçeye indi. "Hadi ama! En fazla yarım saat konuşuruz."  "Acelem olduğunu daha kaç kere söylemem gerekiyor?" dedi Snape bıkkınlıkla. O sırada Lina geldi. "Gördüğünüz gibi, gayet iyiyim profesör. Sanırım artık işinize geri dönebilirsiniz." dedi kibarca. Celumlarla yaşamak onu biraz değiştirmişti -iyi anlamda-

Snape, sesin sahibine, Lina'ya baktı. Yüzünde birden fazla ifade belirdi: şaşkınlık, anlam verememezlik ve... özlem mi? Zaten normal haliyle Mare'ye yeterince benziyordu. Bir de Mare'nin mezuniyet balosunda giydiği lacivert elbiseyi giyince aralarındaki tek fark saç renkleri ve Lina'nın kakülüydü. Tıpkı bir meleğe benziyordu. Anıları canlandı. 

-10.06.1978-
Ve Potter gibi aptal değilim. Mare güldü. İster istemez Severus da güldü. Sonra garip bir sessizlik oldu. Hiç konuşmadan öylece bahçede yürüdüler. Sessizliği bozan Mare oldu. "Severus..."  "Hmm?"  " Geçen seneki olay için senden özür dilerim. Ben... ben... Neden yaptığım hakkında hiçbir fikrim yok."  Kısa bir sessizliğin ardından Severus cevap verdi. "Bir daha olmasın."  Mare "teşekkür ederim" der gibi gülümsedi. Severus da gülümsedi. Neler oluyordu? Nadiren gülümserdi. 

-10.07.1995-
Snape hemen toparlandı ve konuştu. "Güzel. Yoksa bir yere mi gidiyorsun? Dumbledore buradan ayrılmanı istemiyor. Çok tehlikeli."  "Hayır,  sadece... deniyordum."  "Peki o zaman." Bay Celum'a döndü ve devam etti. "Artık gitsem iyi olur."  "Hiç değilse-" Bay Celum daha cümlesini bitiremeden Snape cisimlendi. "Bu adam kabalıktan iyi anlıyor!" dedi Bay Celum.

"Profesör Snape gittiğine göre artık üzerimi değiştirebilirim."  "Elbise gerçekten çok yakıştı ama bence de Malfoylar gelmeden önce çıkarsan iyi olur."  "Bu Mare'nin elbisesi mi?" Bay Celum, Lina'nın üzerindeki elbiseyi yeni fark ediyordu. Lina başını tamam anlamında salladı ve tekrar odasına çıktı. 

Aynadan tekrar kendine baktı ve gülümsedi. Bayan Celum'un tepkisi hoşun gitmişti. Annesi mezuniyet balosunda giymişti demek. -Boyu biraz daha uzun olsa elbise ona tam olurdu. Muhtemelen yedinci sınıfta tam olurdu- Belki de Snape bu yüzden şaşırmıştı. annesine çok benzediği için. Annesinin kıyafetlerinin olduğu tarafı açtı, kıyafetlere göz gezdirdi. İçlerinden beyaz, sade ve kısa bir elbise seçti, yatağın üzerine koydu. Tam o sırada kapı çaldı. "Gelebilirsin!" Kapı Açıldı. 

"Şey, rahatsız etmiyorumdur uma-" Lina'yı görünce dili tutuldu. Çok güzeldi. "Sen miydin Draco? Bu kadar erken gelmeni beklemiyordum.  "E-evet, şey... B-Bir yere mi gidiyorsun?" Lina bir an için anlamadı. Draco eliyle üzerini işaret edince üstüne baktı. Bir an için ne giydiğini unutmuştu. "O mu? Sadece deniyordum."  "Çok... çok yakışmış."  "Teşekkürler. Neden içeri gelmiyorsun?" Draco hâlâ kapının yanında dikiliyordu. "Ah, doğru!" Başını uzattığı kapıdan içeri girdi ve kapıyı arkasından kapattı. Yüzü kızarmıştı.

"Eminim noel balosunda giyseydin kimse gözünü senden alamazdı."  "Muhtemelen evet. O sade, mor elbiseyle bile fazlasıyla dikkat çekmiştim."  "Bence güzeldi. Yani tabi bu da güzel hatta daha güzel. Tam bir... Sanki tam bir..."  Durdu. Bir anda çok hızlı konuşmuştu. "Melek gibi mi?" diye tamamladı Lina. "E-Evet, melek gibi."

"Hey, dur biraz..." Draco'ya doğru ilerledi. Draco'un yüzü daha çok kızardı. Lina yakından daha da güzeldi. "Ne ara bu kadar uzadın sen? Daha birkaç ay önce ayı boydaydık!"  "Öyle mi? Şey, sanırım çabuk uzuyorum." Draco'ya daha da yaklaştı. Artık aralarında sadece birkaç parmaklık boşluk vardı. Eliyle, başının geldiği yeri ölçtü. Draco'nun çenesine denk geliyordu. "Cidden çok uzamışsın!"  "Senin de... Senin de saçların uzamış."  "Sadece birazcık."

Aralarında hâlâ birkaç parmaklık boşluk vardı. Draco bir anlık cesaretle Lina'ya sarılmaya karar verdi. Ama tam o sırada Bayan Celum seslendi. "Lina! Draco! Aşağı gelin!"  "Geliyoruz." dedi Lina hemen. Draco'dan bir adım uzaklaştı. "Sen git, ben birazdan geliyorum."  "T-Tamam." 

Draco gittikten sonra, yatağın üzerine koyduğu beyaz elbiseyi giydi ve aşağı kata indi. Evin içinde kimseyi göremeyince bahçeye çıktı. Ön bahçedeki kamelyada oturuyorlardı. Yanlarına gitti. "Ah, yine çok güzel olmuşsun tatlım. Biz de tam senden bahsediyorduk. Gel, yanıma otur." Lina, Bayan Celum'un yanına oturdu. Draco, Lina'ya bakıyordu. "Gitdiği her şey ona çok yakışıyor." diye düşündü içinden.

"Gerçekten de çok güzel bir torununuz var." dedi Lucius Malfoy ve devam etti. "Eminim yılbaşından hemen sonra gelen haberi görmüşsünüzdür."  "Evet, biz de o konu hakkında konuşmak istiyorduk. Sanırım aynı fikirdeyiz."  "Kesinlikle öyle. Eminim ki ikisi çok güzel bir çift olur." Bayan Celum bir an için yanlış duyduğunu sandı. "Neler oluyor?" dercesine Lina'ya baktı. Lina suçlu olduğunu bile bile yalandan, sadece Bayan Celum'un duyabileceği şekilde sesli güldü.

"Sanırım bir-" Bayan Celum, Bay Celum'un ayağına basarak onu susturdu. "Evet, eminim öyle olurlar." dedi Bayan Celum. Lina rahatlamıştı. Bayan Celum tam tersini söyleseydi ortalığın karışacağı kesindi. "Seninle sonra konuşacağız." der gibi baktı. Lina yutkundu.

Bay Malfoy, kolundaki yılan desenli altın saate baktı. "Artık gitsek iyi olur. Zaten konuşacak pek bir şey kalmadı." Draco ve babası gittikten hemen sonra Bayan Celum, Lina'ya döndü. "Anlat bakalım küçük hanım. Nedir bu evlilik saçmalığı?"

"... Sonra mecburen, daveti kabul etmek zorunda kaldım. Eğer kabul etmeyip yanlış anlaşılma olduğunu söyleseydim ortalık karışırdı... Uygun birer çift olacağımızı söyledi. Söyleyecek bir şey bulamadık. Sonra trene bindik. Bu kadar."

"Ah, keşke daha iyi bir çözüm bulsaydın."  " Aklıma başka fikir gelmedi."  "Şimdilik idare edelim. Daha sonra bir çözüm düşünürüz."

Bahçedeki kamelyada oturuyorlardı. Hava kararmış, akşam olmuştu. Bayan Celum derin bir nefes verdi. "Sanırım şimdilik senin uydurduğun yalanı devam ettireceğiz. Gidip akşam yemeğini hazırlayayım."

 Akşam yemeğinden sonra Lina, arka bahçedeki salıncakta yavaşça sallanıyordu. "Burayı çok sevdin sanırım. Neredeyse her akşam buradasın." Lina ayaklarıyla salıncağı durdurdu. 

"Manzara buradan çok güzel. Ay ışığı, yaprakların arasından sızıyor ve güzel bir görüntü oluşturuyor."  "Evet, gerçekten de manzara çok güzel." Salıncağın iplerinden birini tuttu ve o da Lina gibi, aya baktı. Dolunay gecesiydi. 

"Anneme ne oldu?" Bayan Celum iç çekti. "Açıkçası tam olarak bilmiyorum."  "Nasıl yani?" der gibi baktı. "En iyisi baştan anlatayım..."

"Kimden olduğunu bilmiyorum ama bir gün karşımıza geçip hamile olduğunu söyledi. Ne kadar sorarsak soralım, babanın kim olduğunu söylememekte diretti. Sonra doğdun ve yaklaşık altı ay kadar sana baktık.

"Bir gün kucağında seninle birlikte, bir yere gideceğini söyledi. Tehlikeli olduğu için izin vermedik. "Tehlikeli olan neydi?"  "Karanlık Lord o zamanlar güçlüydü. -Gerçi şimdi de güçlü- Ve sürekli, birilerinin peşinde olduğunu söyleyip duruyordu."  "Kim peşindeydi?"  "Bilmiyorum. Cevap vermeyeceğini anladığımda sadece inanmakla yetindim."  "Ya sonra?" 

"Bizi dinlemedi ve gitti. Gitti ve geri dönmedi."  "Bu kadar mı?"  "Bu kadar."  "Ama hesap yaparsak 1980 doğumlu olmam gerekiyor. Oysa kimliğimde 2003 doğumlu kabul ediliyorum."  "Belki de senin gücün..."  "Benim gücüm?" Lina gerilmişti. Bayan Celum anlamış mıydı? Bu kadar çabuk mu? "Belki de gücün, zamanda yolculuk yapabilmektir." Rahatladı, derin nefes verdi. Cevap vermek yerine tekrar aya baktı. 

"Belki de güçlerin o zamanlar vardı ve bir şekilde annenle beraber geleceğe gittiniz."  "Ama öyle olsaydı, annem bir şekilde geri dönmenin yolunu bulurdu."  "Ah, o da doğru."  Potterlar beni kapının önünde bulmuşlar. Elimde 1981'in gazetesiyle."  "1981 mi? Ama kaybolduğunuz zaman, 1980 yılıydı." Lina sıkıntıyla nefes verdi. Ne olmuş olabilirdi? Her şey nasıl olmuştu?

"Sanırım babamın siyah ve yağlı saçları vardı." Bayan Celum tebessümle gülümsedi. "Sanırım haklısın. Celumlar sarışındır."  "Ve de Slytherin."  "Ah, evet. Tıpkı annen gibisin ama hâlâ neden Slytherin'de olduğunu anlayabilmiş değilim." Lina kendi kendine gülümsedi. Okulda nasıl davrandığını Bayan Celum bilmiyordu.

"Gücünü bilmediğin için kitaba bir şey yazmadın, öyle değil mi?" dedi birden. "Sanırım."  "Önceden biliyor muydun?" Kısa bir sessizlikten sonra cevap verdi. "Dürüst olmak gerekirse, bu konu hakkında şimdilik konuşmak istemiyorum. Yani gücüm hakkında."  "Sorun nedir?"  "Sadece... Yalan söylüyormuş gibi hissetmek istemiyorum." 

Yine kısa bir sessizlik oldu. "Sana Kutup Tilkisi'nin hikayesini anlatmadım, değil mi?"  "Kutup tilkisi mi?"  "Anlaşılan o ki anlatmamışım."  "Dinliyorum." 

"Kutup Tilkisi, yani Ravenclaw'un varisi. Ailemizde nesilden nesile anlatılan bir hikayedir bu." Lina şimdi can kulağıyla Bayan Celum'u dinliyordu. Söyledikleri ilgisini çekmişti.

"Anlatılanlara göre; Ravenclaw, diademini koruması için bir vari seçmişti. Ve bu vari, Kutup Tilkisi'ydi; Ravenclaw'la aynı güçlere sahip biri." Bu, Lina oluyordu. animagusu ve patronusu bir kutup tilkisiydi. Ne yani, Ravenclaw'un varisi miydi? Aklında binlerce soru belirirken Bayan Celum devam etti.

"Ravenclaw'un Diademi, söylenenlerin aksine sadece zekayı güçlendirmekle kalmıyor. Bu, sadece başkalarının uydurduğu bir yalan ve efsane olma özelliğini koruyor. Ama gerçek bu değil. Gerçeği; Ravenclaw'un Diademi, güçlerini kontrol etmesine yarıyordu. Hem kontrol etmesine yarıyor, hem de güçlerini arttırıyordu."

"Bir gün, diadem tehlikede olduğu zaman; vari, diademi koruyacak. Aslında bu bir kehanet. Ve bu kehanetin ayrıntıları sadece varinin alabileceği bir yerde duruyor." Sihir bakanlığındaki esrar dairesinde miydi yani?

"Bu hikaye nesilden nesile aktarılır. Bir gün, bu hikayeyi sen de çocuklarına anlatacaksın. Ve onlar da kendi çocuklarına. Ta ki Kutup Tilkisi'ne ulaşana kadar."

...

Sayfa Sayısı: 123 - 133


Oh be! Sonunda yeni bölüm atabildimmm. Biliyorum, yb atmayalı 2 hafta falan oldu ama bildiğiniz üzere LGS sınavına beş aydan az kaldı. Ve her hafta sınavım oluyor. İnşallah yaz tatiline girdiğimde bölümler daha çabuk gelecek. Geçmiş kandiliniz mübarek olsun :))

Bu arada, 

Bu kitap için bulduğum resimleri, fanartları ve çizdiğim resimleri başka bir hikayede başka bşr hesaptan yazıyorum. Küçük spoiler'lar olacalk ama olduğu zaman haber vereceğim ;)
Draco_L_A_Malfoy


🌟🌟VOTE'LAMAYI UNUTMAYIN BB 🌟🌟

Continue Reading

You'll Also Like

838 4 1
Regulus Black'in güvende ve evinde hissettiği yer Eviana Moore'un kalbiydi. 𝑷𝒓𝒊𝒏𝒄𝒆𝒔𝒔 𝑶𝒇 𝑫𝒓𝒂𝒈𝒐𝒏𝒔'𝒖𝒏 𝒚𝒂𝒏 𝒉𝒊𝒌𝒂𝒚𝒆𝒔𝒊𝒅𝒊𝒓...
54.6K 1.7K 11
Luna Alnilam Black. Narcissa'nın ikizi. Bella ve Andromeda'nın biricik kız kardeşi. Regulus ve Sirius'un en sevdiği kuzeni. #2 - jamespotter 02.07.20...
145K 6K 34
ʜᴇʀ şᴇʏ ꜱᴀʟᴀᴋ ᴋᴀʀᴅᴇşɪᴍɪɴ ʏᴀʟᴀɴıʏʟᴀ ʙᴀşʟᴀᴅı... ꜱɪᴢ: ᴅᴇʟɪᴋᴀɴʟıʏꜱᴀɴ ᴋᴏɴᴜᴍ ᴀᴛᴀʀꜱıɴ!
26.1K 2.1K 24
Ben Cassiopeia Black. Evet, düşündüğünüz kişiyim. Bir Katil'in kızıyım. Ben Cassiopeia, Marlene Mckinnon ve Sirius Black'in gizli aşkının meyvesi...