Amcamı hastaneye getirmiştim. Geçirdiği kalp krizi ile yoğun bakıma almışlardı. Yengem ve Devrim'in hastaneye gelmesinden sonra kendimi hastanenin bahçesine attım. Cenk'i çiftlikte Devran'ın başında bırakmıştım. Gecenin karanlığında çalan telefonu ile cebimden çıkardığım telefonun ekranına baktım.
Harirem..
Gözlerimi yumarak okkalı bir küfür savurdum kendime. Olaylar yüzünden arayıp onu haberdar etmemiştim.
"Harirem kusura bakma burada olaylar birbirine girdi seni arayamadım. Korkma Gül ve Kartallara bir şey olmadı şuan İstanbul'a varmışlardır. Amcam rahatsızlandı ben onun yanındayım bir kaç saate eve gelirim. Sen uyu beni bekleme.", dedim Beyaz kısık sesiyle konuşmaya başladı.
"Hayatım Gül burada ve hiç iyi gözükmüyor. Devran yaşıyor diye sayıklıyor.", dedi oturduğum banktan ayağa kalktım.
"Kartal orada mı?", dedim hemen. Beyaz kısık sesiyle konuşmaya devam etti.
"Yok o çocuklar ile İstanbul'a gitmiş. Gül seni bekliyor haberin olsun. Kafam durdu resmen ne yapacağımı şaşırdım.", dedi. Ah harirem gel birde sen benim beynimin içini gör. Derin bir nefes aldım. Sanki Beyaz beni görüyormuş gibi kafamı salladım.
"Tamam harirem ben geliyorum.", dedim yorgun sesim ile artık kaçamazdım gerçeklerden Gül'e vereceğim bir hesap vardı. Telefonu kapatıp arabaya doğru yürüdüm. Devrim adamları hastanenin etrafına dizmişti. Babam ve kardeşlerimde buradaydı.
Konağa gelince arabadan inip konağın içine girdim. İlk kez omuzlarımda ki ağırlığı hissettim, yorulmuştum. Arka bahçeden gelen Beyaz'ın sesi ile yavaşça oraya doğru yürüdüm.
"Gül yapma böyle o öldü.. Bak seni böyle görmek beni üzüyor.", dedi Gül'ün önünde yere oturmuş elleri arasına aldığı kardeşimin ellerini ısıtmaya çalışıyordu.
Adım seslerimi duyan Gül bakışlarını bana çevirdi. Yanaklarında ki yaşı silerek ayağa kalktı. Yanıma gelerek elimi tuttu.
"Bu sefer gerçekleri anlat bana.. Yıllardır sana duyduğum nefretin bir anlamı olduğunu söyle.. Abi, Devran nasıl yaşıyor olur? Bunu bildiğin halde bana hiç mi acımadın? Ben kaç kez ölmek için mücadele verirken Devran hayattaydı ve beni nasıl bir girdabın içine attığının farkında değil misin! Susma konuş abi! Kartal'ın elinde sevdiğim adamın kanı var diye ondan senelerce nefret ettim ben! Halbuki abimin elinde öldürdüğü ruhumun kanı varmış.. Hiç mi acımadın mı bana?".., dedi Gül. Ellerini çekti göğsüme yumruk yaptığı elleriyle vurdu.
"Beni yaşarken öldürdünüz.. Bunun sebebini bilmek hakkım?", dedi ağlamaktan kısılan sesi ile kafasını göğsüme koydu. Gözlerimi kırpıştırdım kardeşimin bu haline ağlamamak için yutkunarak konuşmaya başladım.
"Sen Devran'ı seviyordun.. Oda seni sevdi ama sonra ne olduysa saçma saçma konuşmaya başladı. Buradan gitmek istediğinden bahseder hale geldi. Sensiz, tek başına gitmek istiyordu uzaklara. Salak saçma fikirleri vardı aklında. En sonunda onu kenara çekip uyardım, git amcamla konuş aklında ne varsa ona anlat dedim sonra seninle de konuşması hakkında baskı yaptım ama Devran değişmişti dediklerimi uygulamak yerine saçma planlarından birini uyguladı.. Devran kansere yakalanmıştı, buralardan gidip bir daha buralara dönmek istemiyordu. Ölmeyi bile bu topraklarda istemedi. Belki son günlerinde tek başına gezmek istiyordu bilmediği bir ülkede, bilmiyorum. Burada kalıp ölürse insanlara acı yaşatmak istemedi ama gittiği yerden de geri dönmesini bekleyen ne bir aile istedi arkasında nede seni.. Yalandan bir ölüm tiyatrosu hazırladı kendine, Kartal'ı da bu tiyatroda onu öldüren kişi yaptı. Ölmeden beş dakika önce attığı uzun mesaj sonunda amcamların konağa gittim. Herkes ağıta başlamıştı, Devran istediğini başardı, herkesin gözünde kendini öldürdü. Ben sadece mücadele etmek varken kaçıp gitmek isteyen bir insana farklı bir kimlik çıkartarak yurt dışına saldım.", dedim aklıma gelen tüm ayrıntıyı anlatmak istesem de başarabilmiş miydim, bilmiyorum.
"Bana söyleseydin.. YAŞADIĞINI BİLMEK EN ÇOK BENİM HAKKIMDI!", dedi Gül. Kafamı iki yana salladım.
"Söyleseydim sana gerçekleri bu sefer kendinde bir hata arayacaktın, o şerefsiz için kalkıp gitmek yüzleşmek isteyecektin. O bunu istemiyordu niye anlamıyorsun. Seni ne halde olduğunu düşünmeden çekip giden bir adamın peşinden seni salmaktansa, seni seven adamın eline emanet ettim.", dedim bakışlarımı ondan çektim.
"Kartal.", dedi Gül akan gözyaşları içinde susup bana baktı. Kaşını havaya kaldırıp indirdi. Kafasını hafifçe aşağı eğdirdi. Elini kaldırıp göğsüme yavaşça iki kez vurdu.
"Meriç'in yanına bir mezar kaz abi. Başın sağ olsun sen ikinci kez kardeşini kaybettin.. Mezar taşına da Gül yaz..", dedi burnunu çekerek yanımdan çekip gitti. Gözlerimi yumdum haklıydı sözlerinde ama o zaman en doğru geleni yapmıştım ben.
*******
CENK'TEN...
Kara ağam ne zaman gelecekti acaba. Devran rahat ir şekilde salonda ki geniş koltuğa kurulup televizyonda ki kanalları gezdi.
"Sen nasıl bir adamsın, baban kalp krizi geçirdi senin yüzünden senin umurunda bile değil.", dedim tiksinerek ona baktım. Bana bakıp tekrar gözlerini televizyona çevirdi.
"Cenk sen karışma be koçum bu işlere. Peri ile evli olduğun için Kartal'a karşı bir sempatin var.", dedi ben şerefsize babasını söylüyordum o ne diyordu.
"Seni akciğer kanseri öldürmemiş ama senin beynin. insanlığın kanser tutmuş.", dedim kaşlarını çatarak ayağa kalktı.
"Siktir git Cenk.", dedi yanımdan geçerken kolunu tutarak arkaya doğru ittim.
"Nereye? Geç otur, Kara ağam gelmeden buradan çıkamazsın.", dedim söylenerek salonun içinde yürüdü. Adamın elini yüzünü sikmişlerdi hala bana mısın demiyordu. Çalan zil ile arkamı dönüp kapıyı açmaya gittim
******
Sabaha kadar konağın bahçesinde oturup düşündüm, keşke bir şeyleri düzeltme şansım olsaydı. Beyaz elimi tutup konuştu.
"Düşmesin diye gözünden sakındığın Gül'ü sen kendi ellerinle uçurumdan aşağı ittiğinin farkında mısın?", dedi bakışlarım ile kafamı iki yana salladım
"Bilmiyorum senin yerine kendimi koyduğum zaman bende senin gibi davranırdım belki. Senin niyetin kötü değildi ama sonuca bakarsak şuan.. En çok sana üzülüyorum keşke bıraksaydın herkes kendi yolunu çizseydi. Herkes bir şeyler yapıyor sonra suçlusu sen oluyorsun. Yeter artık yapma ,kimseye karışma.", dedi kafasını dizlerime koydu. Benimle beraber sabaha kadar oturmuştu ağızını açmadan varlığı ile bana destek oluyordu.
"Devran'a yardım etmeseydim keşke çok pişmanım demeyeceğim. Keşke Gül'e anlatsaydım bilseydi.. Bir tek onun için pişmanım.", dedim Beyaz küçük ellerini yanaklarıma koydu.
"Bilemezdin ki Gül' de senin gibi sevdasında inatçı.. Dört yıl geçmesine rağmen , anne olduğu halde silemedi, unutamadı. Bunun için ona kızamayız. Senin verdiğin kararda kazanmakta vardı kaybetmekte. Sen Gül ,Kartal'ı sever Devran'ı unutur diye düşündüm ama zaman sadece geçer. Seven insanlar için önemsiz bir hale döner.. Keşke elimden gelen bir şey olsa seni mutlu etmek için yapsam.", dedi yanağımın üstündeki eline dokundum.
"Ben şimdi ne yapacağım.. Her şeyi elime yüzüme bulaştırdım. Ben sadece korumak istedim kardeşimi.", dedim sesli bir şekilde Beyaz ile dertleştim.
"Şimdi bu piçi de öldüremem, amcam gördü. Uyanınca soracak bu şerefsizi. Diğer ağalara durumu nasıl açıklayacağım. Bunun dört senedir yaşadığını düşünen ağalar aptal adamlar değil ki.. Bana güvenip yurt dışına kaçırdığım tüm töre kurbanlarına ulaşırsa.. Bir şerefsiz kaç ailenin katliamına sebep olacak.", dedim iç çekerek ayağa kalktım.
"Bir şeyler yapmam gerek, senelerdir yaptığım gizli kaçış yolu ifşa olacak yoksa..", dedim şuan yurt dışında herkes yeni kimlikleri ile yeni bir hayat kurmuştu. Bana güveniyorlardı ben her şeyi bu piçe yardım ederek mahvettim.
"Ben hastaneye geçeyim amcama bakayım. Daha bu durumu babamlara izah edeceğim.. Gül nereye gitti? Onunla da konuşmam lazım, Kartal yüzüme bakmayacak.. ", dedim Beyaz ayağa kalkıp bakışlarını bana çevirdi.
"Bilmiyorum Kaan Kara'ya bakmak için kalktığımda konakta yoktu. Gitmiş, belki onunla yüzleşmeye gitmiştir.", dedi dişlerimi sıktım. Cebimden çıkardığım telefon ile Cenk'i aradım.
"Alo Cenk? Gül oraya geldi mi?", dedim duyduğum cevap ile elimle alnımı ovdum. Telefonu kapatıp Beyaz' a baktım. Kafamı evet anlamında salladım. Beyaz bana sarıldı.
"Ben senin yanındayım. Hadi git her şeyi yoluna koyup geleceksin biliyorum.", dedi dudaklarım gülemeyecek kadar yorgundu. Kafamı saçlarının arasına sokarak derin bir nefes aldım.
***
GÜL'DEN..
Cenk'in açtığı kapıdan içeri girdim. Salondan gelen sesler ile o yöne doğru yürüdüm.
"Gül.", dedi Cenk ama onu umursamadım. Salona girince arkası dönük pencerenin önünde oyalayan adama baktım. Durup bana doğru dönmesini bekledin.
"Kim gelmiş Cenk? Kara ağan gelebildiği sonunda_", dedi beni bulan bakışları ile yüzünde ki gülüş silindi.
Yüzü Kartal yüzünden iğrenç bir durumdaydı.
"Gül..", dedi hasret olduğum sesi ile bana doğru attığı adımı elimi havaya kaldırıp durdurdum.
"Anlat.", dedim sadece başka ne diyeceğimi bilmiyordum. Ne yapmıştım ben ona da beni dört senelik bir sonu olmayan sona mahkum etmişti. Kadersizliğimden miydi çektiğim acılar yoksa aptallığımdan mı? Sıktığım elim ile yüzüne bakmayı kestim.
..
.
.Bölüm sonu.
oy ve yorumlarınızı esirgemeyin canlar.