DÖNÜŞ

By ayskrkss

34.5K 1.3K 490

"Biz büyüdük Rüzgar. Değiştik. Artık hiçbir şey eskisi gibi olamaz." "Biz senelere meydan okuduk Eylül. 3 sen... More

Dönüş
1-Anne♣️
2-Geri Dönüş♣️
3-Efe♣️
4-Telefon♣️
5-Alışveriş♣️
6-Lunapark♣️
7-Sevgili♣️
8-Şenlik♣️
9-Emir♣️
10-İlk Öpücük♣️
11-Buluşma♣️
12-Mutluluk♣️
13-Dönüm Noktası♣️
14-Yeniden♣️
15-Biz♣️
16-Şişe Çevirmece♣️
18-Futbol Maçı♣️
19-Eğlence♣️
20-İzmir♣️
21-Anne-Kız♣️
22-Sedef♣️
23-Abi♣️
24-Hastalık♣️
DUYURU-1
25-Tekne Turu♣️
26-Kandırılmak♣️
27- Çocuk♣️
28- Pınar♣️
29-Bela♣️
30-Doğrular♣️
31-Aptal Aşık♣️
32-Kist♣️
33-Yer ve Duvar♣️
34-Kokteyl♣️
35-Kız Kardeş♣️
36-Doğum Günü♣️
37-Doruk♣️
38-Eğlence♣️
39-Nişan♣️
40-İntikam♣️
41-Sarhoş♣️
42-Kavga♣️
43-Parti♣️
44-Sarhoş ♣️
45-Düğün♣️
46-Umut♣️
47-Kaçırma♣️
48-Acı♣️
49-Çöküntü♣️
50-Savaş♣️
51-Hisler♣️
♣️Final♣️
TEŞEKKÜR!
❤️Özel Bölüm❤️

17-İhanet♣️

689 26 10
By ayskrkss

Multimedya-Emre

Medya- Hande Yener/Acı Veriyor

17.Bölüm

"Eylül.Eylül Dikmen."  Efe'nin cevabından sonra Rüzgarın ayağa kalkıp kükremesi bir oldu. 

"Ne saçmalıyorsun lan sen!" Hızlı bir şekilde Efe'nin boğazına yapışmıştı. Eğer daha da ileriye giderse eminim başları derde girerdi. 

"Rüzgar dur lütfen." dedim. Beni takmamıştı bile. Kağan'a yardım bakışlarımı gönderdim. Üzgün ve kınayan gözlerle bana bakıyordu. Daha fazla üstümde durmayıp, Rüzgar'ı ayırmaya gitti. 

"Bırak kardeşim bu şerefsiz için değmez." Rüzgar hala Efe'nin boğazını sıkmaya devam ediyordu.Efe ise delirmiş gibi sırıtıyordu.

"Eylül bir sevgilin olduğunu bize neden söylemedin?" Zeynep'e döndüm. Sanki Rüzgar'ı daha fazla kışkırtmak için böyle konuşuyordu. 

"Eski, önemsiz olmayan bir sevgili." diye sinirle tısladım.

"Aa Eylül neden öyle diyorsun? Sen değil miydin bana sonunda aradığım sevgiyi, aşkı buldum diyen?" İnanamıyorum. Yalan atıyordu ve Rüzgarın yüzünde gördüğüm hayal kırıklığı, inandığını gösteriyordu. 

"Yalancı! Sakın inanmayın. Öyle bir şey kesinlikle demedim. Ben sana seni sevdiğimi bile söylemedim." diye bağırdım. Rüzgar, Efeyi bırakmış binaya doğru gidiyordu. 

"Eylül, gerçekten bu kadar değiştiğine inanamıyorum." Zeynep, küçümseyici ve alaylı bir sesle konuşmuştu. Onu dikkate almayıp, Rüzgar'ın arkasından koşmaya başladım. 

"Rüzgar dur bekle." Rüzgar beni duymazdan geliyordu. Hızlı ve sert adımlarla odasına girdi. Kapıyı kapatmamıştı. Sanırım benim girmemi bekliyordu. Rüzgar'ın arkasından hemen bende odaya girdim. 

"Rüzgar beni dinle gerçekten yanlış anladın." Yalvarırcasına konuşuyordum. Her şey daha yeni başlamışken yeniden bitemezdi.

"Neyi yanlış anladım Eylül söylesene. Dudaklarının kiraz gibi olduğunu mu, gerçek aşkı bulduğunu mu? Yanlış mı anlamışım söylesene!" Rüzgarın bağırarak konuşuyordu. Lanet olasıca Efenin yalanları yüzünden geldiğimiz nokta içler acısıydı. 

"Lütfen sakinleş ve beni dinle Rüzgar. Düşünmeden, ileride pişman olacağın şeyleri söyleme." dedim bende sinirle. Çünkü gerçekten saçmalıyordu. Beni dikkate almış gibi yatağının üzerine oturdu. Kafasını ellerinin arasına aldı ve başını salladı. 

"Dinliyorum." Rüzgar da cevap alınca, bende gidip yanına oturdum. Ve anlatmaya başladım. 

"Bu anlattıklarım, inanmak zorunda olduğun şeyler çünkü gerçekler Rüzgar! Şimdi ben buraya gelince Efe ile karşılaştım falan. Tamam yalan yok ilk görüşte gerçekten etkilenmiştim. Ama kesinlikle aşk ya da sevmek yoktu. Daha sonra olaylar ilerledi ve Efe bana çıkma teklifi etti. Düşündüm Rüzgar. Eğer onunla çıkarsam, seni unutacaktım. Seni unutmak istiyordum çünkü seni üzmek istemiyordum. Hala hissettiğim aşkı unutamasam da, seninle tekrar yapamazdım. Bu yüzden teklifini kabul ettim ve onunla çıkmaya başladım. Kesinlikle sevgili gibi değildik. Sadece yakın arkadaş. Çünkü Efeye karşı hiçbir şey hissetmiyordum. İşte yaklaşık iki hafta kadar sürdü. Sonra, siz gelmeden bir gün önce, tartıştık ve ayrıldık. Bu kadar Rüzgar başka hiçbir şey yok. Emin ol sana anlatacaktım ama önemli olmadığını düşünerek boş verdim. Ve en önemlisi o şerefsizin söylediği bütün şeyler yalan!" Rüzgar hiç sözümü kesmeden beni dinlemişti. Şimdide hiç tepki vermeden aynı şekilde oturuyordu. Konuşmadım bende. Düşünmesi için zaman verdim. Beklerken, Rüzgarın kollarını belimde hissettim. Bende boynuna sıkıca sarıldım. 

"Özür dilerim sevgilim. Seni dinlemediğim için özür dilerim. O herif, bir anda öyle söyleyince her şeyi unuttum. Aklımda sadece onu öldürme isteği vardı. Sana inanıyorum." Sonunda rahatlamıştım. Rüzgar bana inanıyordu ve gerisi önemli değildi. O şerefsizin ne yaptığı da artık umurumda değildi. Rüzgara, Zeynep'i anlatıp anlatmama konusunu düşünüyordum. Farklı davranmaya başlamıştı. Aslında, ben buraya gelelden beri farklı gibiydi. Sorunları olabilirdi .Üstelememeye karar verdim. Kendisi sonunda gelip bana anlatırdı .Ama umarım, her şey kötü olmadan Zeynep, iyiye dönerdi. 

"Ne düşünüyorsun?" Rüzgar merakla bana bakıyordu. 

"Yaşadıklarımızı düşünüyordum." dedim gülümseyerek. 

"Düşünme artık güzelim. Eskiyi geride bıraktık. Artık önümüzde mutlu zamanlar olacak. Sana söz veriyorum. Her şey güzel olacak." Gülümseyerek Rüzgara sarıldım. Ona inanıyordum. Her şey güzel olacaktı.

Rüzgar ile odada oturmuş,konuşuyorduk. 

"Yola ne zaman çıkarız?" Bir an önce buradan gidip kendi hayatıma başlamak istiyordum. 

"Yarından sonra sabah, istediğimiz saatte çıkarız. Kağanların yolu uzun olduğu için, büyük ihtimal onlar sabahtan çıkarlar." Gayet iyi bir zamandı. 

"Rüzgar, gerçekten sevgilin olmadı mı?" Rüzgar tam cevap verecekken,

 "Kaltak.Kaltak.Kaltak." sesini duymamızda ayağa kalktık.

 "Neler oluyor?" Diye sordum panikle. 

"Bilmiyorum ses aşağıdan geliyor ve sanırım Emre'nin sesi." Rüzgar ile beraber hemen dışarı çıktık. Kağan da odasından çıkmıştı. 

"Lanet olsun Emre'ye neler oluyor?" Hep beraber koşarak bahçeye çıkmıştık. Gördüğüm manzara karşısında şoka girmiştim. Emre, Zeynep'i bahçede kolundan sürüklüyordu. Koşarak yanlarına gittim. 

"Emre ne yapıyorsun?" diye bağırdım. 

"Oo yalancı prensesimizde gelmiş." Zeynep'in sözleriyle afalladım. 

"N-Ne demek istiyorsun?" diye sordum şaşkınlıkla. 

"Üzüldün mü prenses? Ya da dur, şu anda ilgi odağı ben olduğum için beni kıskandın. Tamam buldum! Efe şu anda benden hoşlandığı için böylesin!" Arkamda hissettiğim kollara dokundum. Çünkü kendimi çok güçsüz hissediyordum. En yakın arkadaşım, kardeşim dediğim kişi, şu anda bambaşka birisiydi. İhanete uğramış gibi hissediyordum. 

"Ne oldu? Gerçekleri duymak kötü mü geldi? Büyü artık Eylül! Annen öldüğü için.." Kağan, Zeynep'in devam etmesine izin vermedi. 

"Kapa çeneni!" diye kükredi. 

"Annen öldüğü için, herkesi kullanmaktan vazgeç!" Zeynep'in sözlerine daha fazla dayanamadım. Kendimi, Rüzgar'ın kollarının arasına bıraktım. 

"Sus artık. Konuşarak kendini daha fazla küçültme! Senin ne kadar sürtük, içinde nasıl kıskanç şeytanın barındığını anladık! Kendini daha fazla rezil etmeden, siktir git!" Emre, Zeynep'in kolundan tutup, kapıdan dışarı fırlattı. Zeynep, dışarıdan bana bakıp güldü. 

"O kollara fazla alışma Eylül Dikmen!" diyip, oradan uzaklaşarak gitti. Zeynep'in sözleriyle irkilip, Rüzgara daha çok sokuldum. 

"Korkma güzelim." diyerek daha da sarıldı. Kağan da gelip kollarını bana sardı. Saçlarımdan öptü. 

"O sürtüğün söylediklerine inanma miniğim." dediği zaman gülümsedim. Onlardan ayrıldım. Emre'nin yanına doğru yürüdüm. 

"Emre,kardeşim." diyerek arkasından ona sarıldım. O da önüme dönüp bana sarıldı. 

"Özür dilerim Eylül." Neden saçma saçma benden özür diliyordu ki! Hiçbir suçu da yoktu!

"Şşt. Özür dileme Emre. Üzgünüm." dedim kısık sesle. Emre benden ayrılıp, yandaki banka tekme attı. 

"Lanet olsun! Ne yaptım ben! Neden söylesenize! Onu o piçin dudakları arasında gördüm. Onu sevdiğim için kendimden nefret ediyorum!" diyerek bir tekme daha attı ve dışarıya çıktı. Tam arkasından gidecekken, Kağan'ın sesiyle durdum. 

"Biraz yalnız kalmaya ihtiyacı var." dediği zaman onu onaylayıp, banka oturdum. Onlarda, yanıma oturdu. 

"Neden?" diye sordum başımı eğerek. Neden bir anda böyle olmuştu ki? Kağan beni kucağına yatırdı. 

"İyi ki bu olaylar yaşandı Eylül. Yoksa onun gerçek yüzünü göremezdik." dediği zaman başımı salladım. Ama hala inanamıyordum. Zeynep neden böyle olmuştu anlamıyordum. Bir süre oturduktan sonra kalktım. 

"Nereye gidiyorsun?" Rüzgar'a endişeyle cevap verdim. 

"Emre'nin yanına gidiyorum. Bu kadar yalnızlık yeter." Gerçekten artık fazla sürmüştü. 

"Nerede olduğunu bilmiyoruz.Telefonu da yanında değil." Gülerek başımı  iki yana salladım. 

"Ben nerede olduğunu biliyorum. Ve telefonum yanımda.Birazdan geliriz." diyerek  yanlarından ayrıldım. Ormana doğru yürüdüm. Kafa dinlemek için en ideal yerdi. İçe doğru yürüdükçe, Emreyi bir ağacın altında otururken gördüm. Kafası yere eğikti. Yavaşça yanına geçip oturdum. Konuşmadım. Emre konuşmak istediği zaman kendisi konuşurdu. Bende onu bekledim.

♣️♣️♣️


Zeynep'in gerçek yüzünü gördük. Küfür, hakaret serbest!

İyi ki Varsınız!


Continue Reading

You'll Also Like

253K 11.8K 40
"Ablacığım ne oldu?" "Yok birşey" "Söyle tatlım vallahi kimseye söylemek yok" "Abla biri senden birini öldürmeni isterse ama bu çok sevdiğin biriyse...
8.6K 322 40
Hayatını ailesine adamış bir kadının yeniden aşık olup hayal kırıklığına uğraması..
Zerya By Bahar Hazır

General Fiction

14K 514 12
Zerya, daha annesinin karnında. Annesi 8 aylık hamile. Zerya'yı herkes erkek biliyor. Baba Kudret, doğunun en kıdemli ve zalim ağalarından. Yeni doğa...
491K 21.4K 41
Öfkesi de sevdası kadar büyük ve korkunç bir kadın... İsfendiyar Konak'ının en değerli hazinesi... Antep'in kızgın ovalarının, taştan evli dar sokakl...