Teacher or Lover {gxg}

Per fepousse

300K 17.6K 25.4K

Ve ben onun için hiçbir şeydim o bende her şeyken Més

•The Beginning of Everything•
•Fall in Love•
•Wink•
•Rain•
•Neighbor•
•Angry•
•Dark Paradise•
•Gift•
•Breakfast•
•Competition•
•Born To Die•
•Quiz•
•New Students•
•Falling•
•Dream•
•Wedding•
•Forest•
•Elevator•
•Baby•
•Dress•
•Studio•
•Allegation•
•Number•
•Kiss•
•Flowers•
•Dance with Me•
•Vals•
•Doubt•
•Secret Love Song•
•Drunk•
•Tale•
•Jealous•
•Kiss Me Hard Before You Go•
•Darling•
•Photos•
•Forgive Me•
•Touch Me• (M)
•Lie•
•Always Be Together•
•Holiday•
•Shot•
•Message•
•I Will Protect You•
•Love and War•
•Tears•
•Truth or Lie•
•Farewell•
•Before You Go•
•Stranger•
•Only Love Can Hurt Like This•
•Fire Of My Loins•
•You're My Home• (M)
•Some Sacrifices•
•Just the Two of Us•
•Revenge•
•Living Legend•
•Needed Me• (M)

•Who?•

4.5K 346 666
Per fepousse

(135 vote ve 500 yorum sınırı)
(Vote vermeyi ve bolca yorum yapmayı unutmayın, iyi okumalar )

Gözlerimi açtığımda başımda tarif edilemez bir ağrı vardı. İlk başta gözlerimi açmakta zorlansam da, bir süre sonra güneş ışığına alışmış ve açabilmiştim. Ne zaman uyudum, nerede uyudum, kaç saattir uyuyordum bilmiyorum.

Etrafıma baktığımda, odamda olmadığımı fark ettim. Anın etkisiyle hızlıca yatakta doğruldum ve etrafı inceledim. Önceden hiç görmediğim bir odadaydım. Benim evim değildi, bizimkilerin de evlerinden biri değildi.

"Bir saniye, bu koku Bayan Edwards'ın kokusu değil mi?"

Yavaş hareketlerle kafamı eğdim ve üstümdeki pijamalara baktım. Benim pijamalarıma benzemiyordu ve yatmadan önce üstümü değiştirdiğimi de hatırlamıyordum. Bayan Edwards gibi kokuyordu. Düşündüğüm şey olabilir miydi, yoksa saçmalıyor muydum?

Üstümdeki yorganı kenara atıp yataktan çıktım. Etrafa bakarken, aynı zamanda da dün en son ne olduğunu hatırlamaya çalışıyordum. İçimde anlamsız bir tedirginlik ve korku vardı.

"Jade."

Aniden odanın kapısında beliren Bayan Edwards'la iki üç adım geriye gidip, korkuyla elimi kalbime koydum. Korkudan dolayı nefesim sıklaşmıştı. Halüsinasyon görüyor olabilir miydim, yoksa gerçekten Bayan Edwards siyah bir gecelik ve açık dalgalı saçlarıyla karşımda mı duruyordu?

"Uyanmışsın, günaydın."

Üstüne çok bakmadan, gülümseyerek kafamı eğdim. Geceliğin üstüne bir şey daha giyinmişti ama yine de utanıyordum.

"G-günaydın B-bayan E-edwards."

"Utandığını ve şaşırdığını bu kadar belli edemezdin, aferin sana Jade."

Kaşlarını çatıp, kafasını yana eğerek bana baktı. Gözlerimi olabildiğince kaçırmaya çalışıyordum.

"İyi misin Jade?"

"Sizin evinizde uyanmam, üstümde pijamalarınızın olması, karşımda açık dalgalı saçlarınızla ve siyah bir gecelikle durmanız dışında hiçbir sıkıntı yok Bayan Edwards."

"İyiyim."

Gülümsedi ve yaslandığı kapı kirişinden bana doğru baktı.

"Büyük ihtimalle neden burada olduğunu düşünüyorsun şu an."

Kafa salladım.

"Dün arabada uyuyakaldın, çantanı karıştırıp anahtarını almak istemediğim için taşıyarak evime getirdim seni. Sorun olmamıştır umarım."

"Nasıl o kadar derin uyuyabildim ki ya?"

Kendi kendime söyleniyordum.

"Olabilir öyle şeyler. Sabah erken kalktın, araba yolculuğu da yaptık, ardından baya yürüdük ve saatlerce köpeklerle oynadın. Ata bindik, tekrar yürüdük ve tekrar araba yolcuğu yaptık... Epey yorulmuşsundur."

Kafamı aşağı ve yukarı sallayarak utangaçça gülümsedim. Gülümsediğim anda aklıma üstümdeki pijamalar geldi. Onları Bayan Edwards giydirmiş olamazdı değil mi?

"Üstündeki pijamaları düşünüyorsan eğer, onları gece ben giydirdim sana. Gözlerimi kapattım merak etme. Üstündekilerle rahat edemezsin diye düşündüğüm için değiştirdim."

Yanaklarım alev gibi yanarken yere doğru bakıyordum. Beni taşıyarak evine getirmiş ve üstümü değiştirmişti... İşin kötüsü, ben bunları hatırlamıyordum. Dünkü öpücükten sonra bayılmamak için kendimi zar zor tutmuşken, bir de bunları o öpücüğün üstüne yaşasaydım sonsuz bir uykuya dalardım sanırım.

"Keşke uyandırsaydınız, baya yormuşum sizi. Kusura bakmayın Bayan Edwards."

"Minici- şey hafifsin, hiç yorulmadım."

Yanaklarım gittikçe daha da fazla kızarıyordu. Akşam oldukça yakın olmuş olmamızın gerçeğini de düşündüğümde iyice utanıyordum. İçim kıpır kıpırdı.

"Telefonun çalıyor sanırım."

Bayan Edwards'ın sesiyle kafamı pijamalardan kaldırıp telefonun sesinin geldiği yere doğru döndüm. Kıyafetlerimin olduğu yere doğru ilerleyip pantolonun cebindeki telefonu çıkarttım ve arayana baktım.

Lolo arıyor...

"Lauren arıyor, açsam iyi olacak."

"Ben üstümü değiştirip aşağı iniyorum o zaman, işin bitince gelirsin."

Kafa salladım. İçinde bulunduğum durum çok garibime gidiyordu. Bayan Edwards'ın karşısında onun pijamalarıyla durduğum için aşırı utanıyordum.

Lauren 🔊
"Uykucu, günaydın."

🔊
"Günaydın Laur."

Lauren 🔊
"Neredesin? Alycia'yla sana doğru geliyoruz. Bugün düğün var, hazırlanmamız ve kuaföre gitmemiz lazım."

🔊
"Şey, Bayan Edwards'ın evindeyim."

Lauren 🔊
"Ne? Ben yanlış mı duyuyorum, yoksa cidden Bayan Edwards'ın evindeyim mi dedin?"

🔊
"Dün uyuyakaldığım için taşıyıp kendi evine getirmiş beni. Üstümde pijamaları var."

Lauren 🔊
"Beraber mi yattınız?! Bir saniye... Üstümde pijamaları var mı dedin sen? Oha, bir de soymuş yani seni."

🔊
"Yaa hayır aptal. Farklı bir odada yatıyordum. Üstümü de gözünü kapatıp değiştirmiş, yanlış anlamayayım diye açıklama da yaptı. Çok nazik değil mi?"

Lauren 🔊
"Buna inandın mı yani? Gözünü kapatmış olsa bile arada açıp süzmüştür. O fırsat kaçar mı?"

🔊
"Herkes sen gibi sapık mı Laur?"

Lauren 🔊
"Ne sapıklığımı gördü- şey tamam tamam gördün, doğru. O zaman biz biraz oyalanalım, sonra gelelim. Sen de Bayan Edwards'ınla güzel vakit geçir."

🔊
"Hayır, gelin hemen. Daha fazla burada durursam kalp krizinden gidebilirim."

Lauren 🔊
"Camila ve Eliza'yı alıp öyle geleceğiz, o yüzden gelmemize daha var."

🔊
"Of peki, gelince hemen ara ama."

Lauren 🔊
"Tamamdır."

Telefonu kapatıp kilit ekranındaki mesajlara baktım. Bayadır uyuduğum için neler olup bittiğinden habersizdim. Mesajlara göz gezdirirken Jed'den gelen bir mesaj olduğunu fark ettim. Uzunca bir şey yazmıştı. Telefonunu açmadığım ve kapının önüne bir şey bıraktığı ile ilgiliydi. Uyuduğum için telefonu açamamıştım ve yanlış anlamıştı sanırım.

Telefonu kenara bırakıp üstümdeki pijamaları çıkarttım ve dünkü kıyafetlerimi giyindim. Odanın içindeki lavaboya gidip yüzümü yıkadıktan sonra saçlarımı da düzeltip lavabodan çıktım. Yatağı düzelttikten sonra telefonumu ve çantamı da alıp odadan çıktım. Çekinerek yürüyordum.

"Telefon konuşman bittiyse kahvaltıya geçelim, gel hadi."

Aşağıdan bana seslenen Bayan Edwards'a doğru çevirdim bakışlarımı. Üstünde gündelik kıyafetler vardı. Saçları topluydu ve mutfakta bir şeyler yapıyordu. Bu hâlleri aşırı güzeldi. Gerçi her hâli mükemmeldi ama onu bu şekilde çok görmediğim için alışkın değildim ve farklı geliyordu.

Yavaşça aşağı indim ve gülümseyerek başımı eğdim. Ona karşı aşırı mahçup hissediyordum kendimi. Bir öğrencisi için bu kadar şey yapıp yorulması beni iyice utandırıyordu. Onu çok sıkıyor ve yoruyor gibi hissediyordum.

"B-bayan Edwards, ben artık gitsem sakıncası olur mu? Sizi fazlasıyla yordum zaten."

Tezgaha doğru dönük olan vücudunu bana doğru döndürdü ve kafasını sallayıp gülümsedi.

"Kahvaltı hazır bile, bir şeyler atıştırıp öyle gidersin. Acelen yok değil mi?"

"Kızlar gelecek, bugün düğün olduğu için hazırlanıp kuaföre gidecekmişiz."

"Tamam, onlar gelene kadar bir şeyler yiyebilirsin. Dün de bir şey yemedin zaten, hâlsiz düşmeni istemiyorum."

Israrlarını kıramayıp masaya oturdum. Aşırı gergindim. En son bu masaya oturduktan sonra neler olduğunu daha dün gibi hatırlıyordum.

"Düğüne Jed'le mi gidecektin?"

Bayan Edwards'ın sorusuyla bakışlarımı ona çevirdim. Karşıma oturduktan sonra bir bana bir de tabağına baktı.

"Evet, onunla gideceğim."

"Nasıl götürecek seni?"

"Bilmiyorum, bir şey söylemedi."

Ortam sessizleştiğinde, önümdeki tabağa doğru baktım. Aşırı gergindim.

"On sekiz yaşında ehliyet alınabiliyor biliyorsun ki, sen niye almadın? Sınavı mı geçemedin?"

Bayan Edwards'ın sorusuyla sessizlik bozulmuştu.

"Hayır, on sekiz yaşına girmeme daha bir ay kadar bir süre var. Bizimkilerin hepsi on sekiz oldu ama benim doğum günüm yılın son günlerine geldiği için biraz geç giriyorum yeni yaşıma."

"Doğum günün ne zaman?"

"26 Aralık."

Bana bakıp gülümsedi.

"Az kalmış."

"Evet, yeni yaşıma girdiğim an hemen ehliyete yazılmak ve bir an önce araba sürmek istiyorum."

"İstersen ben seni çalıştırabilirim. Uygulamalı sınavdan geçmen için yardımcı olmuş olur."

Bayan Edwards'ın teklifini duyduğumda gülümsememe engel olamadım. Onunla vakit geçirmek beni her zaman çok mutlu ediyordu ama o yanımda olunca heyecandan hiçbir şey yapamıyordum. Eminim araba sürmeyi öğrenirken de heyecandan öylece kalakalırdım.

"Sizi bir de onun için yormayayım, onca şey yaptınız zaten."

"Yaptıklarımın hiçbirinde yorulmadım Jade, böyle düşünme bir daha."

Sözünü bitirmesiyle kapının çalması bir olmuştu. Ayağa kalkacağım sırada eliyle durmamı işaret edip ayağa kalktı ve kapıya doğru yürüdü. Bayan Edwards kapıyı açmaya giderken, Lauren'dan evin önüne geldiklerine dair bir mesaj almıştım.

"Günaydın Pez."

Gelen kişiye baktım. Bayan Pinnock düğününü söylemek için evime geldiğinde, Bayan Edwards'ın evine girdiğini gördüğüm kızdı.

"Günaydın Ellie. Niye bu kadar erken geldin?"

"Seni düğüne hazırlamak için erkenden geleyim dedim. Hem biraz sohbet de ederiz."

Bayan Edwards'la sarıldıktan sonra salona doğru geldi ve bana doğru baktı.

"Merhaba."

Yavaşça ayağa kalktım ve gülümsedim.

"Merhaba."

Bayan Edwards yanımıza geldi ve karşımda duran kızı gösterdi eliyle.

"Bu Ellie, benim kuzenim. Ellie, bu da Ja-"

"Jade değil mi?"

İsmimi bilmesine şaşırmıştım ve şaşkınlığım yüzümden okunuyordu eminim. Aynı zamanda da Bayan Edwards'ın kuzeni olmasına çok sevinmiştim. O gün aklımdan çok farklı şeyler geçmişti.

"E-evet, memnun oldum."

"Ben de memnun oldum canım. Sonunda şu meşhur Jade'le tanışabilme fırsatını buldum."

Anlamayan gözlerle karşımdaki kıza bakıyordum.

"Yani meşhur derken, Perrie'nin instagram postunda ismini gördüm, oradan biliyorum."

Kafamı aşağı yukarı sallayıp gülümsedim.

"Bayan Edwards, gitsem sorun olmaz değil mi? Kızlar gelmiş, onları daha fazla bekletmeyeyim."

"Ne sorunu, tabii ki gidebilirsin. Kapıya kadar eşlik edeyim."

Çantamı aldıktan sonra Bayan Edwards'ın kuzeni Ellie'ye doğru döndüm.

"Hoşça kalın."

"Görüşmek üzere Jade."

Gülümseyip kapıya doğru yürüdüm. Bayan Edwards da bana eşlik ediyordu.

"Tekrardan her şey için teşekkür ederim."

"Teşekküre gerek yok, öğretmenin olarak bunlar benim görevim zaten."

Kurduğu cümleyle canımın acıdığını hissetmiştim. Bunu ilk söyleyişi değildi ama ilk kezmiş gibi canımı yakmıştı.

"Akşam görüşmek üzere Bayan Edwards."

"Görüşürüz Jade."

Derin bir nefes verip arkamı döndüm ve bahçe kapısına doğru yürüdüm. Karşıma baktığımda bizimkiler gülerek beni izliyorlardı.

"Yüzün niye asık Jade?"

Alycia'ya doğru bakıp hafifçe tebessüm ettim.

"Asık değil, iyiyim."

"Biz en yakın arkadaşlarınız Jade, ne kadar iyiyim desen de iyi olmadığını anlayabiliyoruz."

Sıkıntıyla oflayıp ellerimle oynamaya başladım.

"Bayan Edwards'a, yaptığı her şey için teşekkür ettim, o da öğretmenim olduğunu ve bunların onun görevi olduğunu söyledi. Öyle işte."

Lauren gülüp omzuma dokundu.

"Jade, hiçbir öğretmenim beni taşıyıp evine götürmedi ve ben uyurken üstümü değiştirip pijamalarını giydirmedi. Bunların öğretmenlerin görevi olduğunu da hiç sanmıyorum."

"Lauren haklı."

"Ben her zaman haklıyımdır Alycia."

Gülmeye başladığımda diğerleri de gülmüştü.

"Böyle gül işte Jadey."

Camila'ya bakıp kafa salladım.

"Tamam tamam somurtmuyorum."

"Bundan sonra senin ismin, Bayan Edwards'ın pijamasını giyinmiş Jade Amelia Edwards o zaman."

Lauren'a bakıp gözlerimi kıstım ve çantamla hafifçe koluna vurdum.

"O zaman senin ismin de, Cami-"

"Tamam tamam şşh."

"Bence bu elimizdeki elbiseleri Jade'in evine bırakıp kahvaltı yapmaya gidelim. Hem kahvaltı yaparken Jade bize her şeyi anlatır."

Alycia'ya baktığımda, o da Lauren gibi gülüyordu.

"O zaman biz de Lauren'la, Jade arabada uyurken olanları anlatırız size. Mesela Bayan Edwards'ın, Jade'in üstüne hırka örtmesi ve saçını okşamak için elini uzattığı sırada bize bakıp elini geri çekmesi gibi..."

Camila'ya şaşkınca bakıp ne söylemek istediğini anlamaya çalışıyordum.

"Camila'yı da kendine benzetmişsin Laur."

Eliza'nın söylediğinin ardından hepimiz kahkahaya boğulmuştuk. Gülerken bir anda aklıma Jed'in attığı mesaj gelmişti. Evin önüne bir şey bıraktığından bahsetmişti ve ben dün geceden beri ne bıraktığına bakmaya gelememiştim.

Kızların arasından sıyrılıp bahçe kapısından içeri girdim ve kapının önüne baktım. Birkaç çiçek yaprağı dışında hiçbir şey yoktu.

"Nereye bakıyorsun Jade?"

Lauren yanıma gelmişti ve benimle birlikte kapının önüne baktı.

"Jed dün gece mesaj yazmış. Kapının önüne bir şey bıraktığını söylemiş ama uyuduğum için görmedim mesajı. Şimdi bakayım dedim ama hiçbir şey yok."

"Yerdeki birkaç çiçek yaprağına bakılırsa çiçek buketi bırakmış sanırım. Sabah temizlikçiler gelip etrafı temizlerken çöpe atmış olabilirler."

Kafa salladım.

"Hadi, öğlen oldu neredeyse, gidelim bir an önce."

Kızlar elbiselerini eve bıraktıktan sonra bir taksi çevirdik ve kahvaltı yapacağımız yere doğru yola çıktık. Birkaç dakika sonra istediğimiz yere gelmiştik. Ücreti ödeyip araçtan indik ve restorandan içeri girip masaya oturduk.

"... ehliyet konusu geldi bir anda. Sonra bana, istersen seni çalıştırabilirim, dedi. Sizin yanınızda heyecandan arabayı etrafa çarpıp pert ederim diyemedim."

"Haziranda on sekiz oldum ve o zamandan beri ehliyet sınavına giriyorum ama sınavdan hep kaldım. Gelsin, beni de çalıştırsın lütfen."

"Laur, o çalıştırma teklifi sadece Jade'e özel, şansına küs."

Biraz daha sohbet ettikten sonra kahvaltımız bitmişti. Yapacak çok işimiz olduğu için vakit kaybetmeden restorandan çıktık ve tekrar bir taksiye binip eve geri döndük.

Eve geldiğimizde, onlar koltuklara yayılıp dinlenirken ben de duşa girdim. Duştan sonra üstümü kuruladım ve aldığım elbiseyi giyindim. Üstümde çok güzel durmuştu. Şu an aklımdaki tek düşünce Bayan Edwards'ın ne giyineceğiydi. Onu elbise giyerken hiç görmediğim için çok merak ediyordum.

"Jade, hazırlandıysan odadan çık, daha Camila ve Eliza da giyinecek."

Alycia'nın seslenmesinden sonra son kez üstüme baktım ve odadan çıktım. Alycia ve Lauren elbiselerini giyinmişlerdi. Lauren, siyah ve üstüne tam oturan şık bir elbise giyinmişti. Alycia da siyah ve mini bir elbise giyinmişti. Gördüğüm kadarıyla Camila da siyah giyinecekti. Eliza desenli bir elbise tercih etmişti.

"Düğüne üç saat kalmış. Saç, makyaj derken çok çabuk geçer saat, çıkalım artık."

"Bir saniye bekleyin, geliyorum hemen."

Odama çıkıp çekmecemi açtım ve Bayan Edwards'ın aldığı ay şeklinde olan kolye ve bilekliği taktım. Boynum fazlasıyla açık olduğu için kolye tamamlamıştı. Bilekliği de bileğime taktıktan sonra odadan çıktım.

"O kolye ve bilekliği nereden buldun? Senin öyle takıların yoktu ki."

Gülümseyerek gözlerimi kaçırdım.

"Bayan Edwards elbise almaya gittiğimiz gün hediye olarak almıştı."

"Ne?!"

Lauren, Bayan Edwards'ın hediyeyi nasıl aldığını ve bana nasıl verdiğini kuaföre gidene kadar dört beş kere baştan sona anlattırmıştı. Tabii arada, neden ilk günden anlatmadığımla ilgili baya bir azar işitmiştim.

"Geldik, şurada indirebilir misiniz?"

Araçtan inip kuaföre girdikten sonra her birimiz farklı koltuklara oturduk ve istediğimiz saç şekillerini söyledik. At kuyruğu yaptıracaktım. Bu elbiseye açık saç çok uygun olmazdı.

Lauren hafif dalgalı olacak şekilde açık bırakmak istediğini söyledi. Camila da sadece düzleştirip açık bırakmak istediğini söylemişti. Alycia da benim gibi yaptırmak istediğini söyledi. Eliza da kıvrım yaptırıp açık bırakacaktı.

"Tam olarak nasıl toplamamızı istersiniz? Benim tavsiyem ön taraftaki sarı kısımlar topladığımızda yukarda gözükecek şekilde toplayalım ve at kuyruğuna da dalga yapalım. Saçınız orta uzunlukta olduğu için güzel durur."

Kuaförü onayladıktan sonra saçım yapılmaya başlanmıştı. Aynı şekilde kızların da saçları yapılıyordu. Saçlarım yapılırken instagram'a girdim ve yeni atılan gönderilere baktım.

harrystyles

❤️ tomholland ve 539 diğer kişi beğendi
harrystyles köpek benim değil, yolda buldum
53 yorumun tümünü gör
dylanobrien köpek olasım geldi
tomholland fotoğrafı ben çektim, güzel kızlar eklesin

dylanobrien

❤️ harrystyles ve 435 diğer kişi beğendi
dylanobrien Kız tarafıyım
36 yorumun tümünü gör
alyciacarey ben de
justselena 🖤

Instagram'dan çıkıp telefonu kenara bıraktım ve kızlara doğru döndüm.

"Bizimkiler hazırlanmış, hatta buluşmuşlar bile."

"Çok iyi gözüküyorlar."

Alycia'ya katılır şekilde kafa salladım ve önüme döndüm. Saçım bitmişti. Öndeki sarı kısımlar, sağ ve solda olacak şekilde at kuyruğuna bağlanmıştı. At kuyruğunu da dalgalı yapmışlardı. Güzel gözüküyordu.

1 yeni mesaj

Jed: Jade, seni almaya geliyorum, evde misin?

Gelen mesaja baktığımda, istemsizce yüzüm düşmüştü.

Hayır, kuafördeyim. Konum atayım istersen <

Jed: Olur, bekliyorum güzelim

*konum* <

Telefonu tekrar masaya bırakıp arkama yaslandım.

"Makyajda açık tonlar kullanalım. Elbiseniz yoğun makyaj isteyen bir elbise değil. Dudağınıza doğal rengine yakın tatlı tonlarda bir ruj kullanalım. Göz makyajınızı da elbisenizdeki ışıltılara yakın ışıltılı far ve siyah eyeliner kullanarak tamamlayalım. Çok az da highlighter sürüp bitirişi yaparız."

Makyaj bittiğinde, son kez kendime baktım. Her şey güzel gözüküyordu. Koltuktan kalkıp etrafımda döndüm ve kızlardan yorumlarını istedim.

"Bayan Edwards'ın gözlerini senden ayıramayacağından eminim."

Camila da iyice Lauren gibi açık sözlü olmuştu. Utanarak kafamı eğdim ve üstüme baktım.

"Özellikle o derin göğüs dekoltenden ve uzun yırtmacından gözlerini ayıramayacağı kesin."

"Ya Laur sus."

"Saçın ve makyajınla tamamlanmış görünüyorsun. Harika olmuşsun."

"Teşekkürler Eliza."

"Bu güzelliği Jed'in görecek olmasından dolayı çok rahatsızım. Hatta onun kavalyen olacak olmasından daha da rahatsızım. Umarım onunla değil de Bayan Edwards'la dans edersin Jadey."

Alycia'ya bakıp, umutsuzca ellerimi kaldırdım.

"Bay Chamberlain varken benimle dans edecek değil ya. Hem öğrencisiyle neden dans etsin ki, hem de kız öğrencisiyle... Kimseyle dans etmeyeceğim. Oturup pasta yemek istiyorum."

"Lauren Jauregui o düğündeyse, sadece oturup pasta yemen çok mümkün değil Amelia."

Lauren'a bakıp kafamı salladım.

"Rahat dur Lauren."

Omuzlarını silkip ayağa kalktı.

"Bizimkiler mesaj atmış, aşağıdalarmış. Hadi çıkalım artık."

"Tamam, ücretleri ödeyip gidelim."

Arkamı dönüp saç ve makyajımızı yapan kişilere teşekkür ettim. Ücreti de ödedikten sonra çantamı ve telefonumu alıp kızların peşinden ben de çıktım.

"Tanrım, harika görünüyorsunuz."

Dylan'a gülümseyip öpücük yolladım.

"Jade, efsane olmuşsun. Parıl parıl parlıyorsun."

"Siz de harika olmuşsunuz beyler."

"Düğünün başlamasına bir saat kaldı. Hadi gidelim."

"Ben Jed'i beklemek zorundayım maalesef."

"Iyy onu unuttum ben. Nasıl götürecek ki o seni?"

"Bilmi-"

Tom'a cevap verecekken sözüm yarıda kesilmişti. Sözümün yarıda kesilme sebebi de Jed'in korna çalarak yanımızda durmasıydı. Arabasını Harry'nin arabasının arkasına park etti ve arabadan inip yanımıza geldi.

"Selam millet!"

Bizimkilere baktıktan sonra bana doğru döndü.

"Jade, melek gibi olmuşsun."

Eğilip sarıldığında ben de karşılık verdim.

"Hadi oyalanmayalım, siz bizi takip edin Jed."

"Tamam Harry."

Onlar arabaya binerken, biz de Jed'le beraber onun arabasına doğru yürüdük. Arabanın yanına geldiğimizde kapımı açıp geçmem için eliyle işaret etti. Teşekkür edip arabaya bindim. O da bindiğinde derin bir nefes verdim. Aklım tamamen Bayan Edwards'daydı.

"Nasılsın Jade?"

"İyiyim, sen nasılsın?"

"İyiyim. Dün kapına bıraktığım şeyi aldın mı?"

Üzgünce kafa salladım.

"Uyuyordum, o yüzden mesajını ve aramanı görmedim. Sabah kalkıp baktığımda da hiçbir şey yoktu."

"Dün gezmişsiniz galiba sizinkilerle, ondan dolayı mı erkenden uyudun?"

"Evet, biraz yorulmuşum."

Direksiyonu sıktığını gördüğümde ne olduğunu anlamamıştım.

"Dün, o çiçek buketini kapına bıraktıktan sonra daha fazla beklemeyip evime doğru yürüdüm. Biraz yürüdükten sonra, buketi alıp almadığını merak ettiğim için merakıma yenik düşüp birkaç adım geri döndüm ve uzaktan evine doğru baktım."

Merakla devamını bekliyordum.

"Ben geri dönüp evine doğru baktığımda, birisi aldığım çiçek buketini çöpe atıyordu. Ben onu sen sanmıştım. Sen değilsen kimdi o?"

Continua llegint

You'll Also Like

1.2M 53K 46
~TAMAMLANDI~ 0545* Sizi "MAFYA" adlı gruba ekledi #Romantizm kategorisinde 1.Sıra✨ #3Ay kategorisinde 1.Sıra✨ #Siyah kategorisinde 1.Sıra✨ #Esir kate...
Tutku'nun Alevi +18 Per Gece

Literatura romàntica

240K 1.4K 19
Hikayede sık sık +18 ve şiddete yer verilecektir! Yaş sınırını göz önünde bulunduralım.
DAHA HIZLI +18 Per π

Literatura romàntica

48.2K 97 32
Uzun soluklu bir hikaye. Açık +18 sahneler içerir. Soluksuz okuyacağınız bir hikaye.
İSİMSİZ Per IsthisVera

Literatura romàntica

319K 18.7K 6
Nisa'nın bir iş çıkışı durakta otobüs beklerken eski eşini kanlar içinde görmesi ile hikayeleri tekrardan başlar... Yanlışlıkla olan "tesadüfler" baz...