invisible string' taekook

Od adorekimh

196K 21.9K 4.7K

omegaverse* twin* ''beni çeken bir ip tüm bu yanlış yollardan, doğruca kasaba barına tek bir altın iplik beni... Více

bir, chains around my demons
iki, i don't miss it, i'm lost
üç, but you're so close to heaven
dört, i hope for a trace lead me back home from this place
beş, i should've known we'd be coming down
altı, and those who fear are lost
yedi, i tought it was dark outside
sekiz, babe, you look so cool
dokuz, babe, like we stood a chance
on, this can't be our story end
on bir, ican't escape
on iki, with the right amount of sugar
on üç, such a lovely place
on dört, underneath the chandlier
on beş, cold in my king size
on altı, then healing me fine
on yedi, the violin, the poet's hand
on sekiz, fast forward to the end
on dokuz, take it for me now
yirmi, the smile that you gave
yirmi bir, just don't call me yours
yirmi üç, one love, one house
yirmi dört you're the one that i want
yirmi beş, i'm burnin' through you
yirmi altı, one step closer
yirmi yedi, wide blinking eyes look at me the same way
yirmi sekiz, i don't need anything, i just want you
yirmi dokuz, but i will hold you here forever if i can
otuz, but i'm a tell you what true love is
otuz bir, there's a dark secret in me
otuz iki, maybe we got lost in translation
otuz üç, i was your favourite
otuz dört, ending ascending and then...
otuz beş, a tiny war inside your head
otuz altı, i just wanna hold you tight down the avenue
otuz yedi, i'll be loud for you
otuz sekiz, shores of love get beaten by the waves
otuz dokuz, i know that my train can take you home
the final, all along there was some invisible string tying you to me?
special edition, i'm still trying everthing to keep you looking at me

yirmi iki, i wanna see sunrise

4.1K 506 205
Od adorekimh

- bebeğim, tam olarak buradayım,
işler kötü gittiğinde seni tutacağım,
akşamdan şafağa erene dek seninle olacağım.

zayn&sia, dusk till dawn

Ω

Taehyung'un parmakları Jeongguk'un karnında yavaş bir şekilde hareket ederken gözlerini birbirinden çekmiyorlardı. "Tae..." Adını mırıldanmak için dudaklarını araladı Jeongguk ama Taehyung bakışları ile onu durdurdu. Parmakları yavaş bir şekilde bulunduğu yeri ovarken büyüğünün gözlerinin dolduğunu gördü.

Elini karnındaki elin üzerinde koyarak hissetmek istedi onun hissetiğini ama hiçbir şey yoktu, "Jeongguk." Başını eğerek adını mırıldandığında dudakları tatlı bir gülümseme ile kıvrıldı, "Hyung, yanılıyor olabilir misin?" diye sordu Jeongguk, bunun gerçekliğini kabullenemiyordu. Taehyung başını iki yana sallayarak doğruladı, "Hissediyorum varlığını, Jeongguk, o burada." Kolları uzanarak küçüğünü sıkıca kavradı.

Gözlerinin dolmasına engel olamadı Jeongguk, bir bebeğin şu an karnında olmasına inanamıyor gibiydi. Taehyung'un dudaklarını saçlarında hissederken parmakları onun koluna tutundu. "Sevgilim." Taehyung ondan ayrılırken mırıldandı, "Jeongguk çok mutluyum ben." Gülümsedi, biraz önce içinde olan kötü hislerin hepsi onu terk etmişti. Taehyung ve kendisine ait bir bebek, karnında büyüyordu.

Arkasına yaslanan Taehyung gözlerini onun üzerinden çekmiyordu, ikisi de birbirine bakıyor halde gözlerinden yaşlar süzülüyordu. Taehyung'un büyük ellerinin arasına alınan elleri ile olduğu yerde daha çok yayıldı, tamamen mutlu hissediyordu şimdi. "Jeongguk, istersen dönelim kasabaya, ne dersin? Yolculuk seni yorabilir." Onun düşünceli haline kıkırdadı, "Gerek yok, hyung. Devam edelim, olur mu?" diye sordu, avuçları arasındaki eli dudaklarına götürerek öptü.

Arabayı tekrar çalıştırdığında elini karnına götürdü Jeongguk, "Ben niye hissetmiyorum?" diye sordu, kendini kötü hissediyordu hissedemediği için. "Jeongguk, kafan dağınık, belki ondan ama ben kalp atışlarını çok net duyuyorum." Taehyung ona gülümsedi, bir eli direksiyonda duruyordu, diğeri uzanarak Jeongguk'un uzamış saçlarını okşadı.

Gülmekten kendini alamıyordu Jeongguk, ağlayacak gibi hissediyor olsa da mutluydu. "Hyung, omega değilim ben, nasıl hamile kaldım?" Taehyung kaşlarını çatarak ona baktı, "Jeongguk, genel olarak alfa-omega ilişkisine alışığız. Bir alfanın hamile kalıp kalmayacağını bilemeyiz ki! Hem belki gezimiz sırasında bunu öğreniriz." Eli uzanarak Jeongguk'un karnındaki elini tuttu, dudaklarına götürerek bir kez daha öptü. Hala Taehyung'un gözleri nemliydi.

Sessiz arabayı bölen Jeongguk'un torpidodaki telefonu çalmaya başladı, ekrana baktığında arayan kişinin annesi olduğunu gördü. "Jeongguk." Onun sesini duyduğu anda gözleri yeniden dolmaya başladı, alt dudağı aşağı sarkarken Taehyung'un parmakları dudağını tutarak sıktı. "Nasılsın bebeğim?" diye sordu annesi, "İyiyim, siz nasılsınız?" Olduğu yerde yayıldı, ayaklarını torpidoya uzattı. "Biz iyiyiz, seni merak ettim. Ne kadar uzaklaştınız?" Onunla biraz daha konuşarak babasının arkadan kapat demesini duyana kadar devam etti. Telefonu kapattığında kucağına bıraktı.

Akşam güneşi batmıştı ve en yakındaki kasaba olan Hongyung'a ilerlediler, geleneksel evlerin baskın olduğu kasabada. "Arabada uyumak yerine bir evde uyumak daha mı iyi olur?" diye sordu Taehyung arabayı durdurduğunda, "Hayır, burada uyumak istiyorum." dedi Jeongguk, beraber arabadan inerek arkaya atılmış yatağa geldiler.

Taehyung onu kolları arasına çekerek yatağa uzanmasını sağlamanın ardından yorganı üzerine çekti Jeongguk'un. Kolunun altına aldığı bedene daha sıkı sarıldı, "Nasıl hissediyorsun?" diye sordu, boşta olan eli ile sevgilisinin gözünün önüne gelen saçları yana atarken. "Bilmiyorum, hala gerçekmiş gibi gelmiyor bana." diye itiraf etti Jeongguk, ona daha çok yaklaşarak kolunu Taehyung'un beline sardı. "Biliyor musun, kalp atışlarını sana uydurmaya çabalıyor sanki. Böyle arada tekliyor, seninkine ayak uyduruyor." Gözlerinin yeniden dolmasına engel olamayarak başını onun boynuna soktu.

Kıkırdayarak ona sarılan sevgilisi kollarını tamamen ona doladı, dudaklarını saçlarında gezdirerek parmaklarını tişörtünden içeri soktu. "Jeongguk, bayılıyorum sana. O kadar güzelsin ki, bebeğim. Bebeklerim. Bunu demek çok güzel, çok seviyorum seni." Jeongguk kıkırdadı, bir bacağını onun bacağı üzerine attı, daha çok sarıldı ona.

Hayatının üç ay öncesini düşünmeden edemiyordu ona sarılı halde yatarken, kimsenin ona gerçekten değer vermediğini hissettiği tüm günlerin üzerine Taehyung öyle bir gelmişti ki hayatına, onun kolları arasında güvende hissediyordu. Onunla olduğu sürece hiçbir şey umurunda değildi ve bu, bazen onu korkutuyordu.

Onunla sevişmişti, onun eşi olmuştu, şimdi bir bebekleri olacaktı ve hala ondan başka hiçbir şey düşünemiyordu.

Tüm anılarını gözden geçirdiğinde Taehyung her zaman oradaydı, onun için bekliyordu ve uzaktan severek etrafında olmuştu. Konu kurdunun işlevsizliği olduğunda bile onun elinden tutarak bunun onun suçu olmadığını söylemişti. Gözkapakları yavaş bir şekilde kapanırken minik bir hareketlilik hissetti zihninde fakat yakalamadan uyuyakaldı.

Taehyung uyuyakalan sevgilinin üzerine üşümemesi için yorganı daha fazla çekerken kendini biraz geriye alıp yeni uykuya dalmış Jeongguk'un yüzüne baktı. Dudakları hafif büzülmüş, derine dalmayan uykusunun yüzünden kaşları hafif çatıktı. Sakin kalp atışlarının minik kalp atışlarına karıştığını duymak gözlerinin dolmasına sebep oluyordu.

Uzun bir zaman boyunca yanındaki çocuğu düşlemişti ve onun sevgisine sahip olmak için delirmişti. Şimdi kollarının arasında, onun eşi olarak bebeklerine hamileydi. Bunların bu kadar hızlı olması başını döndürüyordu. Ona kalsa kasabaya döner ve Jeongguk'un en rahat edeceği şekilde hamileliğini geçirmesini isterdi. Minik sevgilisinin bunu kabul etmeyeceğini bilerek iç geçirdi, boynuna değen sıcak nefesleri onu mutlu ediyordu.

Jeongguk gözlerini araladığında kendini tamamen Taehyung'un kolları arasına sıkışmış halde buldu. Boğazı kurumuştu, zor da olsa üzerindeki kolu kaldırarak doğruldu, etrafına bakındığında iki kol arasına bırakılmış boşlukta duran şişeyi parmakları arasına aldı. Şişenin kapağını zor da olsa açarak dudaklarına götürdü, Taehyung hafif kımıldanarak uykusuna devam ediyordu. Şişeyi geri yerine koyarak kilitli kapıyı açtı, kendini dışarı atarken yere bıraktığı ayakkabılarını alarak giydi.

Hava güzeldi, güneş yeni doğuyordu hafif bir esinti yüzüne vururken etrafına bakındı. Kasaba girişinde tek tük birkaç evin dışında hiçbir şey yoktu, uzun bir akarsuyun sesi ormanın içindeki hayvanların sesine karışıyordu. Kalçasını arabaya yaslayarak kollarını karnının üzerine bıraktı.

Onun varlığını hissetmiyor olsa da orada olduğunu biliyor olmak içini huzurla dolduruyordu, arabanın içindeki hareketliliği fark etti. Yeni uyanmış olan Taehyung ile göz göze geldi, onun ayakkabılarını giymesini ve dışarı çıkışını izledi. "İyi misin?" diye sordu, kollarını ona dolarken, başını Taehyung'un omzuna yaslarken başını iki yana salladı.

Bedenlerini arabaya yaslamış halde bir süre beklediler, "Acıkmışsındır, kasabaya girip bir şeyler yiyelim. Kurt hekimi varsa ona da uğrarız." diyerek kollarını ondan ayırdı, bagaja ilerleyerek Jeongguk'a ait büyük triko hırkayı aldı ve Jeongguk'a giymesi için verdi. Saçlarını düzelterek kendi üzerine de bir hırka aldı, Jeongguk'un elini kavrayarak beraber kasaba içine yürümeye başladılar.

Köşede, kurulmuş sobanın yakınındaki bir masaya karşılıklı oturdular. Birkaç kişinin bakışlarını üzerinde hissettiğinde kaşlarıni çattı, yaşlı bir kadın yanlarına geldiğinde, "Kahvaltı istiyoruz." dedi Taehyung, "Kahve ve çay da." Yaşlı kadın gülümseyerek başını salladı, "Tebrik ederim, sağlıklı doğar umarım." Jeongguk parmaklarını karnına götürdü, herkes onu hissediyordu ve duyuyordu fakat o duymuyordu, bu da kurdunun üzerindeki bir lanetin mi etkisiydi, bilemiyordu.

Kahvaltı gelene kadar camdan dışarıyı izlemeye devam etti, Taehyung elinde telefonu ile birileri ile mesajlaşıyordu ve bunu umursamıyordu, yanağını eline yaslayarak iç geçirdi. Fotoğraf çekimi sesi geldiğinde bakışlarını sevgilisine çevirdi Jeongguk, ekrana gülümseyerek bakıyordu şimdi.

Kahvaltı önlerine bırakılırken, "Ben sıcak süt de getirdim, biraz olsun içsin küçük bey. Bebeğe iyi gelir." dedi tabakları koyarken, Taehyung ile ona yardım ederek geniş tabaktakileri masaya aldılar. Sıcak sütten büyük bir yudum aldığında aradığı şeyin bu olduğunu hissetmişti tamamen. Arkasına yaslanarak birbirine yapışık yemek çubuklarını ayırdı. Taehyung ona gülümseyerek aynısını yaparken oldukça güzel görünüyordu Jeongguk'un gözünde.

Tabağındaki yumurta rolosunu ağzına atarak arkasına yaslandı, yemeğin tadını çıkarırken sütünden biraz daha içerek sobadan yayılan sıcaklığı hissetti. Mutluydu, gerçekten mutlu hissediyordu ve en son bunu ne zaman hissettiğinden emin değildi. Taehyung tamamen yemeğine gömülmüş haldeydi ve onun bu durumu tamamen güldürdü onu.

Beraber yemeğe devam ederken Taehyung arkasına yaslandı, "Biliyor musun, kasabada bir ev var. Sadece iki odası var ve tam olarak ormanın kenarında. Oraya gözüm aşırı takılıyor, Gyu ailesine ait ve eğer kabul edersen şimdi arayıp evi satın alabilirim." dedi Taehyung, o evi hatırlamaya çabaladı, Jimin'lerin evine oldukça yakın olduğunu hatırlıyordu. Tek katlıydı, minik bir bahçesi vardı ve minik bir çay akıyordu hemen arkasında. Hevesle başını salladı Jeongguk, "O evi isterim." dedi, çok fazla isterdi.

Kalan kahvesinden bir yudum daha aldı, "Güzel bir bebek odası yaparız, mesela sen bir duvarını kendin çizersin. Tamamen kendimiz, biz düzenleriz orayı." Taehyung'un hevesle konuşması gözlerini doldurdu, süt bardağını sıkıca kavradı parmakları. "Salonda minik bir ara var, orayı da senin için resim odası yaparız mesela." Gülümsedi Jeongguk, "Evin içini nereden biliyorsun?" diye sordu, sütün tamamını bitirerek masanın üzerine bıraktı. "Gyu ailesinin oğlu, lisede bizim sınıftaydı. Beraber ödev yapardık bazen, onun evine giderdim." Başını salladı, o çocuğu hatırlamıyordu kesinlikle.

Kahvaltılarını bitirmenin ardından ayaklandı ikisi de, "Ben ödeyeceğim ama cüzdanım arabada kaldı." dedi Jeongguk, beline dolanan kol ile gülümsedi, "Sen benden daha zenginsin, neden her şeyi ben ödüyorum?" diye sordu Taehyung, hırkasının cebine koyduğu cüzdanını çıkardı ve kasada ödedi. "Kasabada kurt hekimi var mı?" Yaşlı kadın para üstünü verirken gülümsedi, "Meydanda tabelayı görürsünüz. Kendinize dikkat edin." diyerek uğurladı onları. Beraber küçük restorandan çıkarak meydana doğru yürümeye başladılar, Taehyung elini kavradı.

Küçük sağlık kabinine girdiklerinde onları genç bir hemşire karşıladı, adını soyadını almanın ardından onları beklemeleri için sandalyelere yönlendirdi. Onların dışında bir alfa-omega çıft vardı, Jeongguk onun bebeğinin kalp atışını uzaktan duyabiliyordu ama kendi bebeğininkini duyamıyordu. İç geçirerek başını Taehyung'un omzuna yasladı, gözlerini kapatarak onun elini tuttu.

Biraz önceki içeri giren çiftin çıkmasının ardından kendi adı seslenildiğinde ayaklandılar, el ele içeri girdiklerinde babaları yaşlarında bir adamın uzun bir sedyenin yanında oturuyor oldufunu gördüler. "Merhaba minik bebek ve..." Bakışları Jeongguk'u buldu, "Alfa. Uzun zamandır hamile bir alfa görmemiştim. Ben Han Kiseok." Jeongguk'u sedyeye uzanması için yanına çağırdı, "Yani... Hamile alfa olması normal?" diye sordu Jeongguk, sedyeye uzanırken. "Pijamanı yukarı kaldır, elbette normal Jeongguk. Neden anormal olsun ki?" Bilmiyordu, bu tuhaf geliyordu.

"Hep omegalar hamile kalıyor."

Jeongguk'un söylediği Doktor Han'ı güldürdüğünde kendini garip hissetti, soğuk jeli karnında hissettiğinde bacaklarını yukarı çekmek istedi ama doktor elini koyarak buna engel oldu. Taehyung elini tutuyor halde yanında dikilirken hiçbir şey belli olmayan ekrana bakıyordu. "Bir omeganın hamile bırakmak için gerekli potansiyeli yoktur. Tabii eğer alfa bir kızsa, yine hamile bırakamaz ama iki erkek alfadan ikisinin de hamile kalması normaldir." Parmakları Taehyung'un elini daha sıkı tutuyordu, bir tuşa basması ile bebeğin kalpa atışları odaya doldu.

Dünden beri çok fazla ağlamak istiyordu Jeongguk, sürekli gözleri doluyordu ve şimdi herkes gibi onun kalp atışları duyuyordu. Başını ekrana çevirerek onu görmek istese de karışık ekranda bir şey seçmek zordu. "Size iki şey söyleyeceğim." dedi doktor Han, elindeki aleti geri çekerken, karnını silmesi için uzun bir kağıt havlu rulosu verdi Jeongguk'a. "Bebek gayet sağlıklı, hiçbir sorunu yok. Bilmeniz gereken ilk durum, ikiniz de alfa olduğunuz için, doğacak bebek alfa olacak." Bakışlarını Taehyung'a çevirdi, bunu beklemiyordu. Büyüğü de en az onun kadar şaşkın görünüyordu bu duruma. "İkincisi?" diye sordu Taehyung, bunun kötü bir şey olmasını istemiyordu, Jeongguk'un doğrulmasına yardım etti.

Doktor Han yerinden kalkarak kendi masasına geçerken "Endişeleneceğiniz bir şey yok, sakin olun." dedi gülümseyerek, "Jeongguk alfa olduğu için dikkat etmeniz gereken bir durum var. Kurdu bebek ile birlikte daha fazla hassaslaşacak, omega hamile olmaya müsait olduğu için bundan pek etkilenmez ama duygusal olarak seni çökertebilir. Bu yüzden kendini duygusal olarak çöküntü de hissettiğinde, kendine zaman tanı ve bunun sebebinin bebek olduğunu unutma." Harika diye düşündü Jeongguk, kendini yeni belli eden kurdu bir de üzerine hamilelik depresyonuna girip duracaktı.

Daha ne yaşayabilirdi?

Sedyeden inerek Doktor Han'a teşekkür etti, Taehyung hemen arkasındaydı ve parmakları belinde duruyordu belli belirsiz. "Bir şey sormak istiyorum." dedi Jeongguk, Doktor Han başını kaldırarak ona baktı. "Ben bebeğin kalp atışlarını duyamıyorum, hissedemiyorum." dedi, sırtını Taehyung'a yaslayarak ondan güç almak istiyordu. "Bir alfa olarak kurdun bunu engelliyor, bebek daha küçük olduğu için senin kendi kurdunu aşamıyor, endişelenme, bebek büyüdükçe kurdunun sınırlarını aşacak. İkisinin birbirini tanımasına izin ver." Başını sallayarak onu onayladı, bu kez de kurdu ile ilgili bir sorun olmadığı için memnundu, sağlık kabininden ayrıldılar.

Arabaya dönmeden önce kasabadan meyve, biraz içecek ve atıştırmalık alışverisi yaptılar, Taehyung tüm poşetleri taşımak istese de Jeongguk buna izin vermemişti ve şimdi, sevgilisi ona trip atıyordu. Emniyet kemerini bağlamanın ardından Taehyung arabayı çalıştırmıştı. "Çocuk gibisin Taehyung." dedi ona dönerek, hala dönüp kendisine bakmıyor olduğuna inanamıyordu. "Hamilesin ve bu yüzden ben taşımak istedim. Asıl sen inat etmeseydin sorun yoktu." Jeongguk onun söylediklerine gülmeden edemedi, "Daha ilk günden böyle olacaksan ben hamileliği annemlerin evinde geçireyim." Jeongguk'un şakası Taehyung'un birden ona dönmesine sebep oldu, onun yüz ifadesine dayanamarak kahkaha attığında, Taehyung da onun gülüşüne gülmeye başladı.

☁️
minik jeonkim,
kız?
erkek?
bebek doğana kadar en çok oyu alanı yapacağım.
umarım beğenirsiniz,
hikayenin en uzun bölümü oldu.
hamileliği korkunç bulan benim yazdığıma bakın ama konu taekook işte.

bu arada instadan takiplemek isterseniz yeoubiaswium hesabıma beklerim.
bye.

Pokračovat ve čtení

Mohlo by se ti líbit

25.4K 2K 32
᯾𝐓𝐄𝐗𝐓𝐈̇𝐍𝐆᯾ Raslantıyla sanılan karşılaşmanın sonucu beklenmedik durumlara yol açtı. Kim Taehyung, 3 yıldır plotonikti; Jeon Jungkook ise sevgi...
1.8K 250 6
🎂 Şehre yeni taşınan omega jungkook yurt bulamadığı için alfa gibi davranmak zorunda kalmıştı. Peki ya oda arkadaşı delta Taehyung olursa ne olurdu?
57.5K 4.7K 33
Miray yoktu artık. Bedeni olsa da kendisi yoktu. Kehanet gerçekleşmişti. Peki Ejderha Dünyası ne alemdeydi? Can'a, Mert'e, Melek'e ne olmuştu? Peki...
15.4K 2.5K 17
bir kraliyet hikayesi.