AŞKA TUTSAK 🚬 BİZE SEN KALA 3

By Sldakser

1.6M 15.4K 23.6K

Mafya ve Aşk masalı devam ediyor... MAFYA Ve AŞK 5 Komiser yardımcısı bir kadın ve Mafya'nın hiç başlamaması... More

TANITIM
Mavi
Bölüm 2
Tehlikeli oyunlar
Bölüm 4
Sonsuz girdap
Bölüm 6
MaviŞah
Bölüm 8
Nazende
Bölüm 10
Gülüşlerinde saklı
Bölüm 12
Bakışları nimet
Bölüm 14
Kurban seçilenler
Bölüm 16
Aşktan Kaçış
Bölüm 18
Zamana adanmışlıklarımız
BÖLÜM 20
Aşkın kıyısında
Bölüm 22
Sendeki aşk değilmiş
Bölüm 24
Sevda çiçeğim
Bölüm 26
Sen eşittir ben
Bölüm 28
Bölüm 30
Ne güzeldik oysa biz
Bölüm 32
Gitme kal yanımda
Bölüm 34
Sona yaklaşırken
SON

Yalnızlığa esir olduk

3.5K 398 657
By Sldakser

                  İki ay sonra Mavi

Neden rahat bırakmıyorsunuz, yalnız kalmak istiyorum... Telefonum ısrarla çalmaya devam edince sonunda dayanamayarak gözlerimi aralamadan telefonumu bulup gözlerimi aramıştım. Kısık gözle baktığımda annemin aradığını gördüm. Zaten ya annem aradı ya da işten arayıp sorarlardı. Yattığım koltukta sırt üstü dönerek telefonumu açmıştım. Annem ilk beş saniye hareketli biçimde nerede olduğumu ve neden açmadığımı söyledi. Yorgun şekilde işten yeni geldiğimi söyleyince her hafta olduğu gibi bu hafta da bize gelecek misin diye sormuştu. Elimi gözlerime götürerek karanlığa büründüm. Anneme ne kadar yorgun olduğumu söylediğimde babanın siniri yatıştı demişti.

"Kızım koca iki ay oldu. Babana acımıyorsan bana acı. Kız kardeşinin durumu belliyken sen bari yapma. Bizim sizden başka kimimiz var." İki ay... Kocaman iki ay... Demek o kadar geçmiş miydi? O halde neden kalp acım hala dün kadar tazeydi. Oysa dün Şahin'i hayatımdan def etmiştim. Aklıma yine Şahin düştüğünde midem kasılmıştı. Onu o günden sonra hiç görmemiştim. Ne onu ne de adamlarından birini görmüştüm. Ben neredeyse iki aydır ne kız kardeşimi ne de annemleri görmüştüm. O günden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmamıştı. Babam bana kesin şekilde tavır alınca ertesi gün oradan ayrılmıştım. Abimin ölümden günler sonra işe döndüğümde iş arkadaşlarım hem çok şaşırmış hem de desteklerini esirgememişlerdi. Zaten onlar da olmasaydı bitik durumdaydım. "Mavi kime diyorum neden cevap vermiyorsun?"

"Anneciğim lütfen sen daha sonra arayacağım."

"Kaç Mavi daha ne kadar kendinden açabileceksin merak edeceğim." Annem tavırlı şekilde telefonu kapattığında arkamı döndüm. Arkamı dönmemle Şahin ile göz göze gelmiştim. Yanımda diz çökmüş bana gülen gözlerle bakıyordu. Onu görmemle burnumun direği sızlamıştı. Yüzümde acı bir tebessüm elimi uzatacaktım ki saniyeler içinde kaybolmuştu. "Unut... Unut!" Diyerek bir hışımla ayaklanmıştım ki gözüm karardı. Elimi başıma götürdüğümde yeter artık demiştim. Kesin bende bir hastalık vardı. Yoksa neden veremli gibi hissedeyim. Arkadaşlarımın tavsiyesine uyarak taksi çağırdım.

Hastaneye geldiğimde doktor birkaç tahlil istemişti. Kan sonuçları çıktığında içerden adımı seslenmişlerdi. Neden kendimi iyi hissetmiyordum. Neyim olduğundan emin olmazken doktor oturmamı söylemişti. "Mavi Hanım öncelikle size bir soru sormak istiyorum. Siz hamile olduğunuzu biliyor muydunuz?"

"Ne?"

"Bakın bir iki aylık bir bebek olsa size müjde niteliğinde güzel haberi vermek isterdim fakat üç aylık hamilesiniz. Hiçbir kadın üç aylık bebeği fark etmeyecek kadar cahil olamaz." Kadının beni aşağılamasından çok bebeğe odaklanmıştım. Karnımda şişlik vardı ama ben bunu hep adet öncesi şişliği zannediyordum. Bir bebek olmazdı. "Üç aylık?" Beynim durduğunda sesli şekilde iç çekip cidden mi, diye sormuştu. Ne zannediyordu beni müneccim mi? Nerden bilebilirdim ki? "Siz ciddisiniz... O halde bebeğinizin kalp atışını da hiç duymadınız?" Soru muydu bu? Nasıl bir doktora denk düşmüştüm. "Buyurun bebeği kontrol edelim." Sabrının son demlerindeymiş gibi kalktığında bende ayaklanmıştım. Uzanmamı söylediğinde her sözünü harfiyen yapmıştım ama hala inanmıyordum. Varlığına inanacak gibi de değildim. Üç aylık hamilelik ne demekti.

Ekranda bir şeyler belirdiğinde yüreğim ağzıma gelmişti. Gerçekti. O hadle gerçekten hamileydim. "Annesi varlığından bir haber olsa da bebeğiniz sağlıklı görünüyor. Kalp..." Hayır diyerek doğruldum. Ben varlığına inanamazken kalp atışını dinlemek istemiyordum

"Mavi Hanım bu tarz keskin hareketler bebeğe zarar verebilir. Her adımızı artık bebeğe göre atmalısınız. Aksi takdirde bebeği kaybedersiniz..."

"Ben... Ben gitmek istiyorum." Karnımı silip doğrulduğumda doktor kontrollerini artık aksatmayın gibi bir şey söylemişti ama ben yine kaçmıştım. Annem haklıydı her ne kadar kaçarsam kaçayım kendimden bir türlü uzaklaşamıyordum. Ayağım bir taşa takıldığına irkilerek durdum. Burası da nesiydi. Neredeyse hava kararmak üzereydi ve ben bilmediğim sokaklarda geziniyordum. Tam geri dönecektim ki siyah bir araç ani bir frenle nereyse ayakucumda durmuştu. Acaba rüya mı bunlar demekten kendi alamazken araçtan üç adam indi. İlk arabayı gördüğümde acaba Rıdvan ve adamları mı diye düşünürken yabancı gelen yüzlerden sonra neler olduğunu anlamıştım ki buna geç kaldım. Adamlar saniyeler içinde burnuma bir şey dayayarak beni bayıltmışlardı...

***

Abi diyerek yerimden sıçradığımda elimi başıma götürdüm. Şükür ki hepsi rüyaymış. "Sende de ne uyku varmış bir türlü kendine gelmedin." İşittiğim sesten sonra dünyam durmuştu. Elimi gözlerimden çektiğimde karşımda orta yaşlı bir adam gördüm. Tekli koltuğa oturmuş bana bakıyordu. Ondan gözümü alıp etrafıma baktığımda diğer adamlara göz gezdirdim. Hepsi el pençe bir köşe de dizilmiş bana bakıyordu. Bulduğumuz yere baktığımda büyük hangardaydık. "Sevdim bu kızı hemen çığlık atıp yırtınmadı. Eh koskoca Şahin Voran'ın biricik karısı o kadar akıllı olsun." Şahin mi? Aklıma bebeğim gelince elimi karnıma götürüp baktım. Sanki onu görecek gibi baksam da bir şey hissetmemiştim.

O an ne elimin ne de ayaklarımın bağlı olmadığını anlayınca elim karnımda yerimden sıçramıştım. Birkaç adım elim karnımda gerilediğimde hala üstümdeki şoku atmakla meşguldüm. "Siktir, bu kadın hamile! Lan kadına zarar vermediniz değil mi? Aksi takdirde Şahin yedi ceddimizin..." diyerek uzun bir küfür savurmuştu.

"Hayır, patron söylediğin gibi en temiz şekilde paketledik."

"Aferin... Söyle bakalım. Kocan birkaç dakika burada olur mu?" Dakika mı? Etrafıma baktığımda polis olduğum aklıma geldi. Bugün gerçek anlamda beyin devrelerim yanmıştı. Elimi belime götürdüğümde boştu. Evden çıkarken almamıştım ki... "Bana bak ya bir çift kelime et ya da ben seni konuşturmasını bilirim." Beni tehdit mi ediyordu? Ve benden ağzımı açıp konuşmuyordum.

"Asıl sen bana bak. Sen benim kim olduğumu biliyor musun? Sen devletin memurunu hangi akla hizmet kaçırırsın. Bunun bedelini çok ağır ödeyeceksin." Adamlarına bakıp bu kadın harbi komik, demişti. Tam ağzımı açtığımda kapı sert şekilde çarpılmıştı. Adam benimle birlikte irkildiğinde kapıya baktık.

Şahin! O gelmişti. Üstümüze doğru hızla yürürken az önceki adam yanıma yaklaşarak silahı bana doğrulttu. Ona birkaç salise baktıktan sonra yaklaşmakta olan Şahin'i gördüm. Tam iki ay önce görmüştüm. İki ay boyunca insan hiç değişmez miydi? Biraz daha yaklaştığında gözlerimi onda alamadan yutkundum. O an gözleri dönmüş şekilde silahını bize doğrulttuğunda hemen arkasında ki adamlara gözüm gitmişti. Benden sonra işe daha çok adam mı almıştı. "Ecelin olmadan önce sana yalnızca üç saniye veriyorum, karımı gönder." Karım mı?

"Karın ve bebeğini düşünüyorsan benimle uzlaşma yoluna gideceksin Şahin Bey!" Ne diyen Şahin yerinde bariz şekilde sendelemişti. Silahını indirirken karnıma baktı. Bende bu defa nasıl bir güdüyse iki elimle karnımı sarmaladım. Bugün ne aptal bir gündü. Henüz hamile olduğumu yeni öğrenmişken bunca şeyin olması hiç mantıklı değildi. "Uzlaşma diyorum Şahin Bey yalnızca o sözleşmeyi imzalayacaksın. O işi istiyorum. Benden başka..."

"Kes!" Elini kaldırdığında hala gözleri bendeydi ki boğazımda koca bir yumru oluştu. Kesinlikle bana kızacaktı. Bunca zaman neden haber vermediğimi düşünüp küplere binecekti. "Sözleşmeyi getir." İmzalayacak mısın, diye sorduğunda Şahin kükreyerek bağırdı. "Getir dedim bir daha söylemem." Adamlarına bir işaret yaptığında kağıt parçalarını ona götürdü. Rıdvan'a işaret yaptığında kalemini çıkarıp sırtına dayadığı sözleşmeyi hiç düşünmeden imzalamıştım. Emindim ki adam bu kadar kolay olabileceğini hiç düşünmemişti. Bildiğin bebek müjdesine karşılık bilmediğim bir şeyi imzalamıştı. Kağıdı getiren adamı göğsüne çarptığında gözünü benden ayırmadan üzerime doğru geldi. Yanıma gelip koluma yapıştığında bana beni kaçıranlardan daha kötü baktığına yemin edebilirdim.

Adam bir şeyler söylenmeye yeltendiğine sakın demiş sonra da beni çekiştirerek oradan çıkarmıştı. Limuzine kadar beni sürüklediğinde içimden son duamı etmeye başlamıştım. İki ayda çok şey değişmişti. O kadar çok eşya değişmişti ben artık o eski asi Mavi değildim. Artık durgunlamış tam anlamıyla dinlemiştim ki tepkilerim soğuk ve hareketsizdi. Kapılar kapandığında yüzüne bakmaya cesaret edemedim. Nasıl soluduğunu duydukça da bakmak istemiyordum.

"İki ay lan iki ay boyunca senden tek bir haber almadım. İki koca ay boyunca bir kez olsun sesini duymadım. Sonra bir anda itin biri arıyor ve karın elimde diyor. Sağ duyulu olmasam belki hala karım olmasan inanmayarak...." Hareketli şekilde konuşurken gözlerim dolmuştu. "Bana bak kadın, ben konuşurken bana bak!" Burnumu çekiştirerek başımı olumsuz anlamda salladım. Şu anda ona bakacak güce sahip değildim. "Neden... Neden Mavi, neden bana hamile olmadığını söylemedin. Bu kadar mı değersiz bir adam oldum gözünde? Söyle bana onca yaşanan şeyden sonra bu kadarını bile hak etmiyor muyum? Senin gözünde bebeğimin varlığını kansız birinden öğrenecek kadar değersiz miyim?" Sözleri tıkanmış olmalı ki durdu. Zaten onun hiç bu kadar mantıksız konuştuğunu duymamıştım. Her zaman düşünür mantıklı cümleler kurardı. Değişmişti. Yalnızca ben değil o da değişmişti. Birbirimize iki yabancıdan öte değildik.

Sakinleşmeye çalışır gibi derin derin nefesler alırken uzun süre konuşmadı. Bir ara ona bakmak istesem o adar cesaretim yoktu. Kendimde o kadar güç bulamıyordum. "Sen hala bir cevap bekliyorum. Neden onca zaman benden sakladın bebeği aldırmadığına göre amacın neydi?"

"Yeter sus, yeter. Görmüyor musun? Ne durumda olduğumu görmüyor musun? Dayanamıyorum sus!"

"Benden bu kadar çok nefret ediyorsun. Sesimi duymaya bile tahammül edemezken neden bebeği doğurmaya karar verdin."

"Bilmiyordum. Anladın mı? Bugüne kadar bir bebek olduğunda haberim yoktu. Sen beni öyle bir yıktın ki üç ay botunca hamile olduğumu anlamadım bile. Bedenimin bana erdiği alarmları hissedemeyecek kadar kördüm. Bunca zaman boyunca beni bıraktığın enkazın altından kalkmaya çalışırken bebekten hiç haberim olmadı. Anlıyor musun olmadı. Olmadı!" Sözlerim tükendiğinde nefes nefeseydim. Artık yüzüne bakabilirken bakışları buz gibiydi. Sonunda içimdekileri döktüğümde başımı çevirdim. Onca zaman sonra onu görmüşken böyle olmalıydı. Ona söyleyeceğim onca şey varken böyle olmamalıydı.

Sessizlik yol boyunca devam etti. Bir kez daha yüzüne baktığımda hala bana bakıyordu. O an gözüm parmağına gitti. Tıpkı benim gibi o da yüzüğünü çıkarıp atmış. Bundan sonra aramızda ki tek bağ bu bebekti. Hala varlığını hissedemediğim bebek... Araba durduğunda kapılar açılmıştı. İçeriye giren temiz hava içimi doldururken derin bir nefes aldım. "İn." Neden buraya gelmiştik. Ona zaman sonra buraya bir daha geleceğimi düşünmezdim. Şahin aradan inerken dizlerim titriyordu. Güç bela zangırdayan ayaklarımla arabadan indiğimde eve bakmıştım. Burayı o kadar çok özlemiştim ki... Şahin durup arkasına baktığında yürümem gerektiğini anlayıp peşine takıldım. Eve peşi sıra girdiğimde evin kokusu bir aynıydı.

Eve bir göz gezdirdiğimde içim titremişti. Şahin eli beline bana bir sinirle bakarken yutkunmuştum. Benden hala bir açıklama mı bekliyordu. Buraya neden geldiğimizi sorduğumda konuşacağız demişti. Otur dediğinde oturmak istemedim. Oturursam kalkamazdım. Biliyordum ki bir oturdum mu asla kalkamazdım. İçimden yatağıma koşup yatmak hissi çoğalırken oturamazdım. Belki de gidip kendimi havuza atmalıydım, ateşim düşer biraz daha kendime gelirdim. "Bebek?" Başımı salladığımda devam etmekte zorlandı. "Yarın bir doktor ayarlayacağım. Bebeğin sağlık durumunu öğrenmek istiyorum." Karıma baktığında elim karnıma götürmemek için sıkmıştım. Şükür ki babalık testi falan dememişti yoksa onu çıplak ellerimle boğar öldürürdüm. "Sen... Sen çok zayıfsın bebeğin varlığına inanmakta güçlük çekiyorum. Bugün doktora gittiğini söyledin, durumu iyi mi?"

Sonunda dayanmayarak elimi karnıma götürdüm. Ağzımı açıp derin bir nefes aldım. "İyi... İyiymiş." Anladım dediğinde neyi anladığını merak ediyordum çünkü benim beynim yanmış hiçbir şey düşünemez olmuştum. Şu anda karşısında aptal gibi durmamda en güzel örneğiydi. "O bebeği istiyorum Mavi, o bebeği istiyorum. Artık hamile olduğuna göre karnında bebek benim için her şeyin üstünde..." Benim bile mi? "Bundan sonra o köhne evde kalmayacaksın. Sana ya korunaklı yeni bir ev ayarlayacağım ya da kız kardeşinin yanında kalacaksın. Ailenin yanına gidemeyeceğine göre ikisinden birini seçmek zorundasın." Neden seçenekler de bu ev yoktu? Yoksa çoktan bu evi başka bir kadın mı doldurmuştu. Bir yerlerden bir kadın mı çıkacaktı?

"Kime diyorum ben! Mavi kulağını aç ve beni iyi dinle. Sen benden boşanmayı her ne kadar arzularsan arzula zerre umurum da değil, o bebek benim. Benim için senin zerre kadar önemi yok, o bebek doğana kadar katlanamam gereken..."

"Kendine gel o bebek dediğin şey bebeğimiz bizim bebeğimiz ve ben sana onu vermeyeceğim. Gerekirse seni öldürürüm yine de bebeğimi sana vermem..."






BU BÖLÜMDE BEYNİNİZ YANDI BİLİYORUM AMA EMİN OLUN BENİM SUÇUM DEĞİL. İNSANIN BEYNİ ( MAVİ'NİN) BU KADAR DOLU OLUNCA DÜŞÜNÜRKEN BU KADAR APTAL OLABİLİYOR...

DİĞER BÖLÜMDE KENDİNE GELECEKTİR.

YENİ BÖLÜM İÇİN PASAJ ALTINA KALPLER İSTİYORUM.




Continue Reading

You'll Also Like

51.9K 2.4K 20
Tesadüfen yolları kesişen avukat kızın ve askerin yaşadıkları zorluklar, aynı zamanda beraber geçirdikleri güzel vakitler... Kitaptaki olayların hiçb...
1.8M 49K 26
asker ve yeni aile kurgusu Barın elindeki çakıyı incelerken "fazla ses yapıyorsun. Dikkat et." diyerek konuştu. Ses falan yapmıyordum. Askerdim ben...
13.8K 2.3K 91
İstekler açık, buyrun gelin... Saygı ve şartlar çerçevesinde, kitaplarınızı daha ilgi çekici kılmak için buradayım.
1.5M 88.9K 40
UYARI: hikayede 18+ sahneler, kan, vahşet ve birçok rahatsız edici öğe olacaktır. Rahatsız olanlar uyarı bıraktığım yerleri okumasınlar Serinin 1, 2...