BÖLÜM 41

486 29 3
                                    

Merhaba benim biricik okuyucularım. Uzun bir bölüm yazdım bence 😁 Keyifli okumalar 🖤

Tükeniyordum... Ama vazgeçmeyip sabırla bekliyordum. Bu şehrin... Bu iki şehrin benden götürdüğü çok fazla şey vardı aslında. En başta çocukluğum, ailem, mutluluğum, aşkım... Ve daha nicesi belki de.

Öyle çok şey alınmıştı ki benden bundan sebep bir şeyler almaya alışkın değildim. Bu bir yardım bile olsa. Her zaman tek başımaydım ve bu hep böyle olacak sanıyordum. Hep yalnız olacağımı, hep yalnız savaşacağımı sanıyordum ama yanılmıştım. Çok büyük bir yanılgının içine düşmüştüm.

Henüz çevremde olup bana yardım edenlerin varlığını yeni yeni kabulleniyorken... Bir anda Ay Kadın yanımda olduğunu ve yardım edeceğini söylüyordu. Benim gibi bir kız için tüm bunlar oldukça fazlaydı.

Ortamdaki gerginlik hat safhadaydı. Öyle ki gözlerini bile kırpmadan bakışlarını birbirlerine kitlemiş anne ve oğulu izliyordum.

''Yardım etmeyeceğini kesin bir dille söylemiştin. Şimdi ne değişti Mater? Kararını etkileyen sebep ne?!'' Arat'ın sert sesi Ay Kadın'a etki etmemiş gibi duruyordu.  Ay Kadın gülümseyip ''Bir sebebi yok. Sadece yardım edip işinizi bir an önce halletmenizi istiyorum. Bunun için de ne gerkiyorsa yapacağım.''  Sözleri samimi gelmemişti nedenini bilmediğim bir şekilde. Ay Kadın neden bir anda yardım etmek istesindi ki?! Çok saçmaydı. Mantıklı hiçbir yanı yoktu. 

Arat'a baktığımda ne düşündüğünü anlayamamıştım. Ama gözlerinde gördüğüm saniyelik bir bakışla onun da bir şeylerin içine sinmediği belliydi. Ama tereddüt ediyor gibiydi. Belki de buna inanmak istiyordu aksi bir durumu annesine konduramıyordu.

Artık konuşmam gerekiyordu. Bu benim meselemdi ve ben tereddüt edip, güvenmediğim kimseyi yanımda tutamazdım. ''İnce düşünceniz için çok teşekkür ederim. Ama şu an için yardımınıza gerçekten ihtiyacımız yok.''

''Evet! Bu işe karışma.'' Arat 'ın beni destekler niteliğindeki sözleri biraz da olsa rahatlamamı sağlamıştı. Ama erken davranmıştım.

''Artık çok geç. Çoktan ilk hamlemi yaptım.'' Arat ile saniyelik gözlerimiz kesiştiğinde merakla sözlerin nereye gideceğini bekliyorduk.

''Sizce Arya nerede? Son zamanlarda onu gördünüz mü?'' Eliyle içeriyi gösterip ''Bu gece burada bulunmama sebebi ne sizce?'' Rahatsızca yerimde kıpırdandım. Baş etmem gereken bu kadın oldukça tehlikeliydi. Bunu şu an çok daha iyi anlamıştım. Ama bu tutumunun sadece oğlunu korumak için olduğunu söylemişti. Haklıydı belki de. Ben onu Arat ile tanımıştım. Daha öncesini bilmiyordum.

Ay Kadın yüzündeki gülümsemeyle bakışlarını ikimizin üzerindekii gezdirirken içerden kopan gürültüyle gülümsemesi daha da büyüdü. Arat ile hızla içeri koştuğumuzda çember oluşturmuş insanların yolu açmasıyla salonun tam ortasında elleri ve yüzü kanlar içinde Arya ile karşılaşmıştık.

''ÖLDÜRDÜM. ONU ÖLDÜRDÜM!''

Bu karanlık gecede, kanla aydınlanan bu gece de.

Işığın ölümünün karşısına çıkmaya hazırdım.

Tüm öfkemle hazırdım ve uzun zamandır biliyordum.

Ölümüm karanlığa gömülecekti. En ıssız, en kör edici karanlığa.

Bu gece ışığın ölümünün karşısına çıkmaya hazırdım.

Bu gece lanetimi tüm şehire salmaya hazırdım.

Çünkü biliyordum bu kan her şeyin başladığı o karanlık gecenin sonuydu.

Kana bulanmış yüzünde gözleri tüm nefretiyle beni buldu. Yüksek kahkahası öylesine acınasıydı ki! ''AMCANI ÖLDÜRDÜM. SENİN YAPAMADIĞINI BEN YAPTIM KÜÇÜK KIZ!''

GECEWhere stories live. Discover now