2; Birthday Cake

427 68 22
                                    


Felix ona verilen kahverengi tam beline uyan pantolon ve kanatları için uygun olan pembe tişörtü daha yeni ayna olduğunu öğrendiği şey karşısında giydi. Kendi giysilerinden oldukça farklı olan iki parça hoşuna gitmişti. Pembe renk kanatlarıyla güzel gözüküyordu.

Halinden memnun şekilde çıktı odadan. Chan onun çıkabilmesi için minik bir boşluk bırakmıştı. Bu sayede odadan çıkmış biraz uzun olsada salona yürümüştü. Kısa boyu ve uzun koridor iyi anlaşamamıştı.

Sonunda onu bekleyen üçlünün olduğu salona girdiğinde geldiğinin fark edilmesi için "Giydindim" dedi. Bütün gözler ona dönerken Jisung "Biliyordum, Minho dikerse bir şaheser olacağını biliyorum" diye konuştu sevgilini öperken. Chan ise perinin güzelliği karşısında sadece gülümsemiş ve "Çok yakışmış" diyebilmişti.

"O zaman hadi bu minik perinin çikolata sevip sevmeyeceğine görelim" Jisung heyecanla yerinden kalkıp yerdeki periyi alarak mutfağa koşturdu. Arkalarından gelen ikili ise ne yaptıklarını anlamamıştı. Felix masanın üzerinde Jisung'u beklerken Jisung ona elindeki çikolata ile gelmiş tabletten minik bir parça bölüp ona uzatmıştı. Chan ve Minho şimdi anlıyordu.

Felix kahverengi yiyeceğe tereddütle yaklaşırken Jisung büyük bir ısırık aldı paketten. Felix Jisung'un yerken ne kadar keyifli göründüğünden güç alarak uzandı küçük parçaya. Çok düşünmeden minik bi ısırık aldığında ise gözleri şaşkınlıkla aralandı. Bu çok güzeldi.

Ağzındaki eriyince ona verilen parçadan devam etti. Onun geldiği yerde böyle tatlı şeyler tüketilmezdi. Bitki kaynaklı bir beslenme düzeni vardı çünkü perilerin çoğu bitkilerle haşır neşirdi. "Beğendiği belli" dedi Jisung Minho'ya göz kırparken. Markette Felix'in sevip sevmeyeceği konusunda tartışmışlardı ve kazanan Jisung olmuştu.

Jisung ve Minho Chan ve Felix'i kahve yapmakla görevlendirip salona dönerken Chan Felix'in çok fazla çikolata yemesine engel oldu. İlk kez yiyordu ve çok fazlası ona zarar verebilirdi. Bu yüzden onu durdurup eline ve yüzüne bulaşmış olan çikolatayı silmişti. Felix Chan onu engellediği için üzgünken tekrar hapşırdı. Chan evinin yer yerinde bulunan sim lekelerini çoktan sevmeye başlamıştı bile.

"Üşüyor musun?" Diye sordu çikolataya bulanmış peçeteyi çöpe atarken. Felix yüzü asık şekilde onayladı soruyu. Chan ise ne yapabileceğini düşündü bi süre. Sonrasında aklına gelen fikirle Felix'in avucuna gelmesini istedi. Felix'i dikkatlice hırkasının şapkasına yerleştirirken Felix memnun mırıltılarını duydu.

"Orda rahat mısın?" Diye sordu Felix'e bakmak için kafasını çevirirken. Başarılı olamamıştı ama yinede öyle kaldı Felix'in cevabını duyana kadar. "Evet, sıcak ve yumuşak. Sevdim" olumlu yanıt Chan'ı rahatlatırken sonunda su kaynamıştı.

Sıcak suyu bardaklara boşaltıp kahvenin içinde erimesini izledi Chan. Sonunda arkadaşlarının sevdiği kadar şeker koydu kahvelere. Salona dönmek üzere hazırlandığı sırada ise kapının çalındığını duydu. "Felix kanatlarını sakla" Chan kapıya ilerlerken Felix'i uyardı.

Perinin kendini gizleyeceğini biliyordu ama yinede konuştu. Eğer Felix'i görürlerse kötü sonuçları olabilirdi. Minik buraya sadece tohum toplamak için gelmişti ve tekrar evine dönmek istiyor olmalıydı. Bu yüzden onu en iyi şekilde gizlemesi gerekliydi.

Sonunda tıklatılan kapıyı açıp karşı komşusu Changbin'i gördüğünde gülümsedi. "Selam" Chan Changbin'in gergin selamlaşmasına başıyla karşılık verirken gülümsedi. Pek fazla haşır neşir olmasalarda balkondan balkona bazen sohbet ederlerdi. "Ben bir şey sormak için gelmiştim aslında?" Sonunda burada olma sebebine geçtiklerinde Chan rahatlamıştı.

 Coffee [Chanlix]Where stories live. Discover now