"Abi ben Navigosyonda görev yapıyordum." dedi Batuhan ve devam etti. "Net bir ünfo (bilgi) verebilirim, oyun başından beri birçok kez Ezgi ile yan yana kaldık ve onun İmpostor onduğunu düşünmüyorum fakat şüpheli gördüğüm durum olarak  MedBay'a ( İlk yardım odası) giderken Hasan abi ile karşılaştık ve fazlasıyla git gel yapıyordu. Bana yaklaştığında odadan Kerim abi çıktı ve geri dönüp gitti." dedi. Ali, kuzeni vereceği cevabı bekledi.

"Yapma kardeşim ya..." dedi isyankarca. "Ulan senin verdiğin ünfoya sıçayım Batuhan. Oğlum senin benimle zorun ne lan, iki el önceden yanlış ünfo verdin, Crewmate (mürettebat) olmama rağmen beni pisi pisine astırdın ve kaybettik, şimdiden aynısını yapıyorsun it!" dedi.

"Abi şüphelendiğim şeyleri söylüyorum alla alla."

"Bırak aga, diyor ki ileri geri yapmışım. Sende korkup da ileri geri yaptığım aklına gelmiyor çünkü.  Adam akıllı gözlemleyin şu oyunu abi ya." dedi. Sesi o kadar net çıkıyordu ki  Ali bile bir an onun Impostor olmadığına inanacaktı. Ekran karşısında sinsice sırıttığını hissedebiliyordu. 

"Abi ben elektrik odasına görev tamamlıyordum, o sıra Ali ile birlikteydik. aynı anda koridora çıktık." dedi Fırat ve Ali beklemeden onayladı. Diğerleri de açıklamasını yaptığında şüphe edici durumu bulamadıkları için herkes oyunu skipped (atlama ) kullanmıştı.  Karanlık ekranın ortasında 'No one was escted. (Skipped)' yazısı çıktı ve oyun kaldığı yerden devam etti. Herkes görevlerini halletmek için dağılırken Ali yine Fırat ile yalnız kalmıştı.  Storage (Depolama) odasına girdiler. Fırat görevini yaparken Ali öylece duruyordu. Fırat görevini halledip Ali'ye yaklaştı.  Tuşlara hızlıca basıp birbirlerine değip duruyordu. Ali gülüyordu bu duruma ki Fırat'ında güldüğünü de biliyordu. 

Ekran yanında yanan kill butonuna gözü gidip geliyordu. Parmağı Q tuşundaydı. Derin nefes alıp tuşa tıkladı ve saniyesinde Fırat'ın karakterinin kemiği gözüktü. Dudağını büktü. Kısa bir süre yanında durup hızlıca oda içinde ventin (Havalandırma) yanına gidip içine girdi ve güvenli gördüğü odanın ventinden çıktı.  Bir süre geçtikten sonra klavyenin yanına duran telefonu çalmaya başladı. Tek kaşını kaldırıp arayan kişiye baktı. Fırat... Beklemeden açıp sesi hoparlöre verdi. Yüzünde kocaman gülümseme vardı. "Efendim." dedi ama Fırat'ın sesi yerine Ezel dizinin fon müziği duydu ve ardından Ramiz dayının sesi fon müziğine eşlik etti. 

Oysa herkes öldürür sevdiğini,                             
Kulak verin bu dediklerime,                                   
Kimi bir bakışı ile yapar bunu,                                 
Kimi dalkavukça sözler ile...                                     
Kimi bir bakışıyla yapar bunu,                                 
Kimi dalkavukça sözlerle.                               
Korkaklar öpücük ile öldürür...                       
Yürekliler kılıç darbeleriyle." Sözleri duyan Ali kahkaha atmaya başladı. Ramiz dayı rolünü oynayan Tuncel Kurtiz'in söylediği şiiri bittiğinde Fırat konuştu. "Vayy be Aliş, demek sende hainsin vayy be. Eyşanlığın bedeli ağır olacak. " dedi ve kapattı. Ali hâlâ  kahkaha atıyordu. Kısa süre sonra karakteri hareke ettirdi. İlerlerken etraf kırmızı olmaya başladı. Ali O2 odasından sabote başlatmıştı. Kırmızı alan yarım saniye kadar devam ederken hayattan kalan karakterlerden biri saboteyi durdurmuştu.  Önüne çıkan Aytunç'un karakterini gördüğünde gülümsedi ve öldürmek için yaklaştığında kameranın ışığı yanıp duruyordu. Biri kamera odasından etrafı gözlemliyordu. Ki kısa süre sonra report verilmişti.  Beyaz ekran çıkınca ölen kişilere bakıldı. Bu kısımda Fırat ve Ezgi öldürülmüştü  ve rapor eden Hasan'dı.  

İSYANCILAR Where stories live. Discover now