32. Bölüm

3K 278 29
                                    

Trip dediğin adamı yola düşürür

Hasan gerginlikle elini saçına atıp karıştırdı.  Dün gece Yusuf ile tartışmıştı. Hasan'a göre anlamsız olan bir konu Yusuf için ciddi olmalıydı ki yaklaşık on beş saattir trip atıyordu sevgilisi ona.

Arkadaş buluşmasından bir buçuk ay geçmişti. Bu geçen zaman diliminde Aytunç ve Batuhan'ın sevgili olduklarını öğrenmişlerdir. Fırat'ın Ali'nin yanına gittiğini ve bir hafta orada kaldığını. Hoş Hasan'da gelen Fırat ile birlikte güzel zaman geçirmişlerdi. Kısıtlamalar yüzünden evde olsalarda sohbet olsun, oyun olsun güzel ilerlemişti. Takımı bir iki kişi  daha dahil olmuştu. Aytunç'un uzun zamandır tanıdıklarıydı. Takımdakilerin onayı ile iki kişiyi almışlardı. Batuhan ve Ezgi, sınava hazırlandıkları için fazla aktif olamıyorlardı ama ara sıra sohbete katılıyor zaman geçiriyorlardı. Bir hafta önce Aytunç dayanamayıp Batuhan'ın yanına gittiğini öğrenmişlerdi. İşte bütün tartışma tam olarak buradan çıkmıştı.

Yusuf, bırak buluşmayı zar zor görüntülü konuşuyoruz diye konuşmayı başlatmış , diğerlerinin ilişkisini baz alarak devam ettirmişti.

Eline telefonu alıp sevgilisini aradı ve kulağına götürdü. Meşgüle atıldığında Hasan öfkeyle soludu. Bu manita olayları onu harbi geriyordu.

"Açsana..." dedi sinirle. Tekrar aradı ve tekrar meşgül. "Şeytan git evi bas diyor. " 

Israrla aramayı devam etti. En sonunda Yusuf açtığında derin nefes alıp, "Şükür. " dedi.

"Ne var?"  dedi telefondaki ses tavırla.

"Yusuf bu olmadı yavrum, gel ağzıma sıç. Daha insaflı olursun." dedi.

"Hak edene bu tavır, işine geliyorsa." dedi Yusuf soğuk sesle.

Hasan bıkkınca nefes alıp verdi. Oyuncu bir tavırla. "Pekâlâ,  eve gidiyorum o zaman." dedi.

"Ne, ne evi? Evde değil  misin sen?"

"Ne kadar umrunda?"

"Neredesin Hasan?" dedi Yusuf sinirlenerek.

"Kapının önünde. " dedi sonunda.

Yusuf, "Ne! Ne demek kapının önümdeyim? Bizim evin mi?"dedi şaşkınca.

"Evet, inecek misin?" dedi Hasan.

"Geliyorum!" dedi Yusuf heyecanla.

Yüzüne kapanan telefona sırıtarak baktı. "Tribini böyle bozarlar miniğim." diye mırıldandı. Derin nefes alıp arabın koktuğuna yaslandı.

Mahalle arası bir yerdi ve onları görürler diye arabadan çıkma gereği duymamıştı.  Sevgilisi gelir gelmez arabaya bineceğini biliyordu.

Çok geçmeden Yusuf apartmanın kapısını açıp dışarı çıkmıştı. Ona doğru büyük adımlarla gelen sevgilisini izledi esmer genç.

Hava kararmaya başlamıştı. Ani bir kararla çıkıp gelmişti ve nerede kalacağını ayarlamamıştı. Yusuf'un ailesini tanımadığı için sorun yaratıp yaratmayacaklarını bilmiyordu.

Yusuf sağına soluna bakarak kontrolünü yapmış, arabaya binmişti. Trip atmayı unutup uzanıp sevgilisine sıkıca sarıldı. "İnanmıyorum, geldin!" dedi heyecanlı bir ses tonuyla.

"Gelmeseydim ayrılırdın, valla korkudan geldim." diye mırıldandı Hasan sevgilisinin sarılmasına karşılık verip. Ondan gelen güzel kokuyu huzurla soluyordu. Başını onun boynuna gömüp kokulu öpücük kondurdu.

Geri çekilip özlem duyduğu sevgilisine baktı. Yusuf, Hasan'ın kurduğu cümleyle gerildi. Trip atardı, kızardı ona ama ayrılamazdı. Şaşırtıcı bir şekilde ona aşırı derecede bağlanmış haldeydi.  Sadece etrafındaki çiftler birbirini görmek için her şey yaparken kendileri telefonla bile zar zor konuşuyorlardı ve nedense bu Yusuf'u çok üzmüştü. Bir ara ciddi ciddi, Hasan'ın onu sevmediğine inanmıştı. Ama bu düşünceyi sevmemiş, tam tersi sinirlenmişti. Hasan gösterdiği davranışlar olsun, kurduğu cümleler olsun düşündüğü şeye yakışmıyordu.

"Senden ayrılmazdım bu yüzden. "

"Telefonlarımı açmıyordun ve mesajlarıma cevap vermiyordu Yusuf. Kaç gündür soğuk yapıyorsun bana. İki güzel cümle kursam bike kursağımda bırakıyordun. Ne bileyim bunun sonu ayrılırık her halde diye düşündüm." dedi Hasan ciddi bir sesle.

Yusuf dudaklarını büküp güzelim gözlerini doldurdu. "Sadece seni çok özlemiştim ben." dedi başını eğip.

"Yavrum gelecektim zaten, babamın işleri yoğundu, ara sıra beni de çağırıyordu. Onları halledip gelecektim. Açıkladım bunu sana ama o an o kadar konuyu adapte olmuştun ki, dediklerime sağır ve kör olmuştun."

"Özür dilerim. " diye mırıldandı kırılmış sesiyle.  Kalkıp hadi siktir et beni, ben gelmedim de sen niye gelmedin diye bilirdi. Ailesi yaşanan son corono vakasıyla uzun yolculuğa bir süre yasak koymuştu.

"Yavrum," dedi Hasan ellerini Yusuf'un yanaklarına koyarak. "Üzül diye demiyorum bunları sana. Sadece bende seni çok özlüyorum, bende seni görmek için çırpınıyorum ama sabır birazcık." dedi.

"Farklı şehirlerde oturmak sinir bozucu." dedi.

"Dur hele zaman geçsin, şu pandemin belasından kurtulalım düzen kurarız bebeğim. Ben hep sana gelirim, sen de gelirsin.  Zamanla düzen oturacak. " dedi pürüzsüz yanakları okşarak.

Eğilip büzülen dudaklara küçük öpücük kondurdu ve geri çekildi.

Dudağına konan öpücükle Yusuf gülümsedi ve yakın yüzlerin arasına işaret parmağını göstererek,  "Bir tane daha." dedi.

Hasan kıkırdayıp bir öpücük daha kondurdu yumuşak dudaklara. 

"Bir tane daha." dedi. Hasan'ın temaslarını çok seviyordu ve fazlasıyla muhtaçtı.

Hasan, küçük öpücükleri art arda dudaklara kondurup son  öpücüğünü kesintisiz hale getirdi. Yusuf'un alt dudağını kavrayıp kendi dudaklarına hapsetti ve emerek dudakarın tatıyla aşk yaşadı. Bununla yetinmeyip ona yaklaştı. Dilini küçük ağaza sokup talan etti.

Yusuf, Hasan'ın ensesine elini koydu ve oradaki siyah tutamları okşadı. Ona sunulan öpücüğe zevkle karşılık verdi.  Bulundukları pozisyon rahatsız verici olduğu için Hasan uzun öpücüğü sonlandırdı ve çekilirken ıslak dudağa tekrar bir öpücük kondurdu.

"Bir  buçuk ay nasıl uzak kaldım bu dudaklardan ulan." dedi. Hasan, al al olmuş yanaklara sahip Yusuf'u izlerken mest olmuştu. Çok güzeldi. Yakışıklı diyemiyordu sevgilisini. Çünkü tam anlamıyla erkek güzeliydi sevgilisi. 

Kırmızı olmuş yanakları sıkıp, "Çok tatlısın lan." dedi.

Yusuf, sevgilisine kahkaha attıp ve ellerini onun ellerinin üzerine koydu.

Hasan ellerini çekip, "Yavrum ben yer ayarlamadım daha, bildiğin yer var mı?" dedi. Birkaç gün kalıp sevgilisinin gönlünü hoş etmeliydi.

"Var sevgilim. "

"Hmm, ver adresi falan gidip ayarlayayım." dedim.

"Burası." dedi kendi evini işaret ederek. Hasan tek kaşını kaldırdı.

"Ailen sorun etmesin gülüm." dedi.

"Yok, sorun etmezler. Misafir sever ailem. Sadece emrivakiyi sevmezler, ona da bir kılıf uydururuz. "

"Yoo, direkt sevgilimi kudurttum, o da çıkıp geldi de."

"He diyeyim de babam beyzbol sopasıyla peşine düşün." dedi muzip ifadeyle.

Hasan'ın kaşları yay gibi kaldırdı. "La sizin evde beyzbol sopası niye var?"

"Güzel adam dövülüyormuş."

"Tövbe tövbe. " dedi ve karşısındaki boş yola bakarak mırıldandı. "Çocuklar duymasındaki Haluk'a özenip almadıysa şerefsizim." dedi.

Yusuf kırırdayıp, "Öyle zaten." dedi.  Hasan, tatlı tatlı gülen sevgilisine döndü. "Tamam çıkmadan seni arabada biraz daha seveyim mi?" dedi.

"Sev." dedi Yusuf.

Hasan, Yusuf'u kucağını çekti, Yusuf'un onayıyla. Trip attığı iyi olmuştu sevgilisinin. Çünkü Hasan düşündüğünden fazlasıyla özlemişti onu.

.

Hasan ve Yusuf çifti ♡

İSYANCILAR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin