You Broke Me First (1x4)

Start from the beginning
                                    

"Peki o hâlde,iyi günler."

Anlık sinirimle tehditkar bir şekilde mırıldandım. "Sorarsa karısının aradığını söylersin."

"Tamam söylerim,iyi günler."

Kızın fazla sakin konuşması sinir kat sayımı arttırırken ayağımı yere vurup "Aptal!" diye bağırdım.Sinirimi biraz da olsa azaltacağını düşünmüştüm ama sinirim azalmıyor aksine her geçen saniye büyüyordu.

Küçük bir çığlık atarak yerdeki vazoyu tekmelerken Jisoo unnienin sesini duyduğumda bir anlığına afallayıp ne ara buraya geldiğini anlamamış bir şekilde ona bakakaldım.

"Du-dur dur o vazo en sevdiğim!" 

Kollarını bağlayıp arkamda durup beni izlemeyi bıraktı ve yuvarlanan vazoyu yerine koydu.

Karşıma geçtiğinde ne olduğunu anlatmak zorunda olduğumu anladım ve oflayarak kollarımı bağladım.

"Unnie gerçekten hiç modumda değil--"

"Junmyeon Kai'nin yanında olacağını söylemişti."

Gözlerim yuvalarından fırlayacak gibi büyürken bu sefer aklımda çok fazla soru oluşmaya başlamıştı.

"O kız Junmyeon muyd-- bir saniye sen ve Junmyeon--"

Bir süre konuşamayıp tıkandığımda yine sinirle küçük bir çığlık atarak ayağımı yere vurdum.

"Evet Junmyeon sevgilim,sahte değil,gerçek sevgilim."

Şok içinde ağzım açık ona bakarken o sakin tavırlarıyla karşımda dikiliyordu. "Unnie bunu neden bize söylemedin?"

Omuz silkti. "Söyleyecektim ama artık söylememe gerek kalmadı sanırım,yeni sevgili olduk ve arkamdan iş çeviriyor."

Ayağıma yapışan Kai'nin yanına eğildim ve başını okşadım. "İsminin aynı olduğu kişiler gibi olma sen bebeğim,hadi içeri git."

Kai'nin topunu içeri doğru attım ve parmağımla içeriyi işaret ettim. 

"Jennie salak mısın anlamayacak ne var,Kai'yi de almış beraber kız avlamaya gitmişler telefonunu açmıyor o da!"

Kai'nin büyük bir heyecanla topunun peşinden gitmesini izlerken sinir kat sayım gittikçe artıyordu.Jisoo haklıysa...Junmyeon gibi birisi bunu nasıl yapabilirdi?

Herkese olan güvenimin kırıldığını hissederken karşımda sakin gibi duran ama aslında gözlerinden alev fışkıran Jisoo'nun karşısına geçtim.

Söyleyecek bir şey bulamazken omzumu sıvazladı ve gülümsedi. "Kai'den hoşlandıysan canının yanması normal."

"Kai'den falan hoşlanmadım sadece yaptığı şeye sinirleniyorum.Canavar yeğenlerini üstümüze salıp eğlenmeye gitti."

Omzumu sıvazlarken bana acırmış gibi bakışlar atıyordu.Başını sallayarak tebessüm etti. "Anlıyorum."

Aklıma gelen fikirle hızla masanın üstündeki telefonuma uzandım.

"Baekhyun'u arasam belki bize yardımcı olur..."

İçimdeki kötü hissi yenmeye çalışıp sakin olmaya çalışırken Baekhyun'un numarasını çevirdim.

Chanyeol'un sesini duyduğumda az da olsa rahatlamıştım. "Efendim?"

Derin bir iç çektim. "Şey selam,Baekhyun'a bir şey sormak için aramıştım ama sana soray--"

"Meşgulüz."

Kendi kendime kaşlarımı çattım. "Ama--"

Cevap vermeme izin vermeden telefonu yüzüme kapattığında telefonu duvara fırlatacak gibi hissettim ama hayır,bu şu an olmazdı.

Love Scenario ∥JenKai∥Where stories live. Discover now