1.3

1.3K 142 137
                                    

bu bölümün şarkısını medyaya koyuyorum. bu kitabı yazarken hep dinlediğim şarkı. Eğer sizde şarkıyla okumak isterseniz açmayı unutmayın.

iyi okumalar 💞

Kafamı hafif eğmiş hızla atımı sürüyordum. Yüzümü adeta delip geçen rüzgara aldırmamaya çalıştım. Yüzümde küçük bir gülümseme belirdi.

Bunu yapacaktım. Hem Tae'mi kaybetmeyecek hemde kardeşime istediği bir şeyi verip onu durduracaktım.

Sonunda önümde beliren Jin Krallığına baktım. Buraya babam yaşarken iki ya da üç kere gelmiştik. Eskiden buralarda kocaman yeşil ağaçlar olurdu. Şimdiyse amansız bir kış her yeri bembeyaz yapmıştı. Jin kuzenimizdi. Jimin bu yüzden burada olmalıydı zaten.

Atımla son sürat içeri girdim. Kapıdaki muhafız önüme atlayana kadar durmamıştım.

"Kimsiniz?"

Sesini anında tanıdığım Muhafız Jeong'a baktım. Yüzümdeki örtüyü indirdim ve Atımdan atladım.

"Kraliçem. Hoş geldiniz. Bize geleceğiniz söylenmedi. Söylense sizi böyle karşılamazdık"

Ona gülümsedim. Kar'ı hafifçe ona doğru iterken Saray'a adımlamaya başlamıştım bile.

"Kral Jin içeride mi?"

Bana hızla kafasını salladı. Bende ona kafamı salladım.

"Benim için Kar'ı doyurup dinlendirebilir misin Jeong?"

Gözleri kocaman oldu.

"Bu nasıl soru Kraliçem? Zevkle yaparım"

Ona gülümsedim ve içeri adımladım. Kapıyı açtığımda içerideki koşuşturmayı gördüm. Heryer asker doluydu. Hepsinin üstünde babamın arması vardı.

Beni gördüklerinde hepsi aynı anda durdu.

"Büyük Kraliçeye selam dur!"

Aynı anda selam verdiler ve karşımda dikildiler. Ta ki kendi krallarını görene kadar.

"Gözlerim yanılıyor mu yoksa Güney'in sıcak kraliçesi kuzeyde mi?"

Üstüne giydiği komutan kıyafetleriyle ve doğaüstü güçlü duruşuyla karşımdaki kuzenime baktım. Onun önünde eğildim.

"Sizin yanınıza gelmek benim için onurdur. Kuzeyin ikinci Kralı"

Bana hafifçe güldü.

"Seni buraya ne attı Güney'in Sıcak Kraliçesi?"

Yeniden dikleştim. Etrafıma baktım. Buraya neden geldiğimi biliyordu. Yeniden ona döndüğümde bana doğru gelmişti. Elini belime sardı ve beni hafifçe itti.

"Lütfen büyük salonda bana eşlik et"

Ona kafamı salladım. Büyük Salonda oturan Jimini görene kadar oldukça iyiydim. Duygularım yerinde yani kapalı kutudaydı. Ama şimdi küçük çocuklar gibi ağlamak istiyordum.

Bunun aksine tam karşısına geçtim. Jimin beni gördüğü anda kaşları havalandı. Üstünde baş şövalye kıyafetleri vardı. Saçları dağılmıştı ama sarı bukleler halinde hala alnına dökülüyordu.

𝙶ü𝚕 𝚅𝚎  𝙿𝚛𝚎𝚗𝚜  *𝐤𝐢𝐦 𝐭𝐚𝐞𝐡𝐲𝐮𝐧𝐠Où les histoires vivent. Découvrez maintenant