5. Bölüm

7K 568 129
                                    

Kızı gelen bir askerin kollarının arasına bırakarak yanmakta olan odaya koştum

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Kızı gelen bir askerin kollarının arasına bırakarak yanmakta olan odaya koştum. Kolyeyi almalıydım. O kolye benim geçmişimle bağımı sağlayan tek şeydi. Ve eğer geçmişimi hatırlamak için ihtiyacım olan şey buysa, onu kaybetme riskini asla göze alamazdım. Onu kaybedemezdim.

&

Kolyeye uzanan ellerim ateşin sıcaklığı ile yandı. Ama yine de parmaklarımın arasına aldım kolyeyi. O, benimdi. Söylediği gibi Seth'e ait değildi. Bana bunu kendisi vermişti ve verilen hediyenin alınmaması gibi bir kuralın olduğu çağdan gelmiştim bu çağa. Bu en büyük ayıplardan biri olmalıydı her çağda.

Ateşler odanın her yanını sardığında, güçlü bir kolun beni dışarıya çektiğini hissettim. Başımı kaldırdığımda daha önceden tanıdığım bir yüzle karşı karşıyaydım. Hasan. Evet, gerçekten karşımdaydı.

Mısır'ın soylularındandı ve hatta belki de saray yönetiminden biriydi. Kıyafetleri ve kendine duyduğu özgüven, kendinden başka kimseyi beğenmeyen o adam... Hasan tam anlamıyla buradaydı, tüm kibri ile beni yerle bir ediyordu bakışları ile adeta.

O beni dışarıya çektiğinde askerler içeriye koştu ve ellerindeki su dolu kovalarla yangını söndürmeye çalıştılar. Hasan'ın eli hala kollarımdaydı ve canımı tahmin edemeyeceği kadar yakıyordu. Parmaklarından kurtulmak için kendimi geriye çektim, ama inanılmaz bir inadı vardı. Parmakları gevşemedi bile.

Koridorun diğer ucundan bir başka asker sürüsü geldi. Neden bu kadar çok askerleri olduğunu merak etsem de sorgulamadım. Askerlerden biri yanımızda durdu ve gözlerini bir an olsun bana çevirmeden Hasan'ın karşısında saygıyla eğildi.

"Vezir Nour." dedi çapraz yaptığı ellerini göğsünden indirdi ve saygılı bakışlarını Hasan'a yani Vezir Nour'a çevirdi. Yutkunmaktan kendimi alamadım. Hasan, bir vezirdi. Antik Mısır'da. Şimdi anlayabiliyordum. Seth, bana onu geçmişte de sevmediğimi söylemişti. Taşlar tek tek yerine otururken Vezir çenemi sertçe tuttu ve yüzümü askerin yüzüne yaklaştırdı.

"Saray hizmetkarlarından biri mi?" dedi kaba bir sesle.

Askerin bir an tereddüte uğradığını gördüm "Hayır, onu daha önce görmemiştim. Tüm hizmetkarlar buraya gelmeden önce benim karşıma çıkarılır. Ama onu hatırlamıyorum."

Vezir ellerini kollarımdan çekti "Prensi öldürmeye çalıştın." dedi. Sanki sesinde bunu başaramamış olmam, teşebbüs etmemden daha kötüymüş gibi bir tını vardı.

Başımı iki yana salladım "Kimseyi öldürmeye çalışmadım."

Vezir Nour başını onaylayarak salladı "Derhal zindana kapatın. Yaptıklarının hesabını verecek, hem de en ağır şekilde." dedi duygusuz bir sesle.

Asenath | Firavun'un Ruhu ♡ 𝐃𝐔̈𝐙𝐄𝐍𝐋𝐄𝐍𝐈̇𝐘𝐎𝐑Where stories live. Discover now