3. Bölüm

9.7K 677 199
                                    

Binlerce yılın sonunda lahiti ilk kez aralayan kişi olma şerefine nail oldum. Görüş alanımı bulanıklaştıran toz bulutu ancak dakikalar sonra çekildi gözlerimden.

Lahit boştu ve karşımda duran kişi, bir mumya ve aynı zamanda canlı bir mumya olan Firavun Seth'ti.

Bezlerle sargılı olan elini yüzüme götürdü ve yanağımı okşadı parmaklarının ucuyla "Asenath... Benim uğruna canımı verdiğim sevgilim."

Onu eskiden de sevmediğimi söyledi

Hoppla! Dieses Bild entspricht nicht unseren inhaltlichen Richtlinien. Um mit dem Veröffentlichen fortfahren zu können, entferne es bitte oder lade ein anderes Bild hoch.

Onu eskiden de sevmediğimi söyledi. Bu kelimelere döküldüğünde o kadar da korkutucu gelmiyordu kulağa, ama söyleyen bir mumya olduğunda işler değişiyordu. Ayakkabılarımın ucunu boyayan kandan uzaklaştım. Seth kapının önündeydi ve yutkunarak ona baktım.

"Buradan sağ çıkmama izin vermeyeceksin, değil mi?" diye fısıldadım.

"Beni gerçekten hatırlamıyorsun." dedi inanamadığı sesine yansımıştı.

Başımı iki yana salladım. Hasan'ın cesedine bakmamaya çalışarak ikisinden de biraz daha uzaklaştım. Lahitin yanında ayakta dikiliyordum. Duvardaki tanrıların ve tanrıçaların resimleri, sanki bizi dinliyorlarmış gibi yakın hissettiriyordu. Elimi saçlarımın arasından geçirdim ve derin bir nefes aldım "Deliriyorum." dedim kendi kendime "Mumya gerçek falan değil. Gerçekte böyle şeyler yaşanmaz." Başımı kaldırarak bana hayli yakın olan tavana baktım "Ya da daha iyi ihtimalle rüya görüyorum. Evet, bu daha iyi bir ihtimal. Muhtemelen birazdan uyanacağım. Uyanmam gerekiyor."

Kelimeler bir bir dökülürken firavun sözümü kesmedi. Bunun gerçek ya da bir rüya olduğunu fısıldamadı. Ona baktığımda, gözlerindeki ilginin hala orada olduğunu gördüm. Aç bir ilgiyle bakıyordu. Ve eğer bir mumya olmasaydı, yani yaşayan bir mumya, gözlerini üzerimden çekmesi için ona kızabilirdim. Birisi size öyle ilgiyle ve gözlerini kırpmadan baktığında, ister istemez kendinizi bir dikenin üzerinde oturuyormuş gibi hissederdiniz.

"Bitti mi?" dedi. İki kelime. Bu kadar çok mu iç monolog yapmıştım kendimle yani? Bir mumyayı bezdirecek kadar.

"Bitti. Şimdi yok olman gerekiyor. Uyanacağım ve hayatıma devam edeceğim. Bu aptal mezar beni tamamen delirtmeden de Mısır'dan ayrılmalıyım."

Gülümsedi "Eskiden de gergin olduğunda çok konuşuyordun. Bir şey değişmemiş."

Gözlerimi devirdim. Bir mumyaya "Neden hala uyanmıyorum." dedim kendi kendime "Acaba kaza geçirdim ve şu an komada mıyım?"

"Şu an yaşanan ne varsa gerçek. Korkmakta haklısın. Ama hayal kırıklığına uğradığımı itiraf etmeliyim."

Gözlerimi kaldırdım ve onun grilerine baktım "Hayal kırıklığı mı? Bir mumya- yani, sen nasıl hayal kırıklığına uğrayabilirsin ki?"

Asenath | Firavun'un Ruhu ♡ 𝐃𝐔̈𝐙𝐄𝐍𝐋𝐄𝐍𝐈̇𝐘𝐎𝐑Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt