^-^ *-*^-^ *-*

335 42 13
                                        

 
   Daha ne kadar ağır yaralandığımı kavrayamadan bi pençe da indi. Nefes almak imkânsızlaştı. Bağıramazdım çünkü nefes alamıyordum. Güçlerimi kullanacak halim de yoktu tahmin ettiğiniz gibi.
            ...Sonra... karanlık...
  Ne kadar zaman geçti... ya da nasıl oraya geldim bilmiyorum ama odamdaydım. Saate bakmak istedim ama boynumda keskin bir acı hissettim ve vazgeçtim.
"Efendim? İyi misiniz?"
*Ne düşündüğünüzü biliyorum ewt o~*
Will yanımda oturmuş bana bakıyordu. Üzerinde benim kanım vardı. Nasıl yani ben ona git dediğimde gitmemiş miydi? Neden? Ben ölseydim özgür olma şansı vardı! Neden bunu geri tepti ki?
   "Will? Sen mi beni buraya getirdin?"
   "Evet efendim."
   Korkmuş bir hali yoktu(yani eski hali gibi) endişeli duruyordu.
   "S-sen ben sana söylediğimde gitmemiş miydin?"
    Kafasını eydi
  "Hayır efendim gitmedim"
  Sözümü dinlememesi işime yaramıştı ne kadar trajikomik bir durum olduğunu fark etmişsinizdir.
   "Ölmeme neden izin vermedin? Anlaşmamızda bunun olmadığına adım kadar eminim. Ölsem serbest kalabilirdin."
   -Sessizlik-
   "Yani... izin veremezdim. Sizi ölüme terkedemezdim."
   Yüzüne baktım, gülümseyerek.
   "Teşekkür ederim william"
Büyük ihtimalle benden ilk defa teşekkür duyduğu için biraz afalladı.
   Kafasını kaldırdı gülerek
  "Rica ederim"

Will"O şey de neydi?""Bilmiyorum, günlüğümde  okuduğuma eminim ama neredeyse hakkında hiçbirşey yok

Rất tiếc! Hình ảnh này không tuân theo hướng dẫn nội dung. Để tiếp tục đăng tải, vui lòng xóa hoặc tải lên một hình ảnh khác.

Will
"O şey de neydi?"
"Bilmiyorum, günlüğümde  okuduğuma eminim ama neredeyse hakkında hiçbirşey yok. Bir adı bile yok."
  -Öksürdüm-
Elimde biraz kan vardı. Kafamı kaldırmaya çalıştım. Will beni hafifçe ittirerek.
  "Dinlenmelisiniz efendim, bunu biliyorsunuz"
  "Evde başka biri var mı?"
  "Hayır efendim, matmazel'e haber vermiştim, yoldadır."
  "Tamam, bir soru daha; Saat kaç?"
  Saate baktı
  "Akşam 4:15 bayadır baygınsınız."
  "Vee... annem beni ince ince kıyacak."
  "Bir canavar size saldırdığı için siz mi suçlusunuz?"
  "Emin ol annem öyle düşünmez; Gene kendimi öldürteceğim diye bana bağıracak"
  O sırada mabel dış kapıyı açtı koşarak merdivenlerden çıkıp odama geldi.
   "Dipper!"
  Sesim yorgun çıksa da
   "Hayattayım merak etme"
  Yanıma gelip koluma vurmaya başladı.
   "Senin *yumruk* O saatte*yumruk*O ormanda*yumruk* Ne işin vardı!?"
    "Benim için korkmuşsun, buna sevinmem mi gerekiyor?"
    "Gerizekalı! Bırak kelime oyununu! Ölseydin ne yapacaktık?!"
    "Nerden biliyim ben bana birşeyin saldıracağını?"
    Will
  "Kavga etmeseniz?"
  Mabel
   "Sanane ya!"
   "Karışma will'e"
   "Ne oldu o şimdi? Erkek arkadaşın mı?"
    "Senle hiç uğraşmicam"
    "Off... tamam!*yarama baktı* iyi misin?"
    "Daha iyi zamanlarım olmuştu"
    "Anneme ne dicen?"
    "Paranormal bir yaratık bana saldırdı diyemem sanırım"
    "Hmm... aslında diyebilirsin,ama sağlam bir azar gelir arkasından"
    "Aynen o yüzden o sorana kadar birşey söylemicem"
    "Tamam bende çaktırmam"
   Üst kata yani odasına gitti.
    Gözlerimi kapattım.
  "Will?"
   "Evet efendim?"
   "Annem ne zaman çıkmıştı gördün mü?"
   "Sanırım sabah 5 gibi, neden sordunuz?"
    "Yarım saat falan sonra eve gelir o zaman"
   Will mind;
"Umarım gereksiz yere dayak yemem :')"
*Zero:gülme arası şu videoyu izleyin

Reverse Falls(willdip) 《'•~•'》Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ