Siyah Kadar Yalnız (Düzenlemeye Alındı)

3. Bölüm

Bu bölüm de düzenlendi. Şarkının Unlimited Gravity Remix' i de güzel isterseniz dinleyebilirsiniz. İyi okumalar...

Dışarıdan altı katlı gibi görünen binaya adımını attığında aslında o kadar fazla katı olmadığını anlamıştı. Tarihi bina normal binalara göre daha yüksek tavana, dolayısıyla daha az kat sayısına sahipti. Tarihi bina restorasyon yoluyla işlevsel hale getirilebileceği halde böyle bir mahalledeki binanın gelişmesi için masraf yapılmak istenmemiş ve bina da kullanılabilir hale gelememişti. 

Dördüncü kata çıktığında buranın çatı kısmından önceki son kat olduğunu anladı. Etrafında çatıya çıkmasını sağlayabileceği düşüncesiyle bütün kapıları tek tek açmaya başlamıştı ki beşinci kapıya geldiğinde biraz ilerideki yangın merdivenlerini anımsatan duvara sabitlenmiş merdivenleri gördü. İlerleyip merdivenlerin altından tavana baktığında merdivenlerin sona erdiği yerde metal bir kapak olduğunu gördü. Merdivenlere şöyle bir baktıktan sonra elini ilk demire attı. Yaklaşık bir metre ene sahip merdivenler pek sağlam görünmese de şansını denemeye kararlıydı. Merdivenleri yarılamıştı ki elini attığı bir sonraki basamağa ait olması gereken kalın demir parçası artık orada değildi. Tutuşuyla birlikte hasar görüp paslanmış demir kopmuş aynı zamanda Alya' nın dengesini kaybedip tek elinden havada asılı hale gelmesine sebep olmuştu. Bu yükseklikten düştüğünde sakatlanacağını fark edince aceleyle bulduğu basamaklar bastı tekrardan. Sonraki her adımını çok daha temkinli atarak çatıya vardı. Demir kapak kilitli değildi ama biraz eğilip bükülmüş ve açmak için darbe ister hale gelmişti. Hala elinde tuttuğunu fark ettiği demir parçası ile birkaç kez sert darbe indirmesinin ardından kapak büyük bir gürültüyle açılıp çatının zeminine çarpmıştı. 

Çatıya çıktığında demiri yere bırakmış ve ellerini kot pantolonuna sürmeye başlamıştı. Kız gördüğü şeye daha yakından bakmak isterken kendini bir anda korkulukları sağlam olan köşeye giderken buldu. Çatını köşesine vardığında manzara muazzam, nefes kesiciydi; bir o kadar da ironik. Başını sola çevirdiğinde fakir, varoş ve gecekondulardan oluşan bir mahalle görürken kafasını sağa çevirdiğinde göğe uzanan gökdelenlerle, ışıl ışıl zengin binalarla dolu parlak bir şölen gözleri önüne seriliyordu. 

Hayatın adaletsizliği burada hiç olmadığı kadar belirgin bir şekilde göze çarpıyordu. Ne ışıltılı hayat yaşayanların ne de sokaklarda sürünenlerin tamamen masum olmadığını savunsa da genç kız hak etmedikleri halde bulundukları konumda olan birçok kişi olduğunu da biliyordu. Tüm bu ekonomik ve sosyal kriz eşiğindeki insanları, bu krizlerin kimisini olumlu kimisini ise olumsuz etkilendiğini düşünmeye başlayıp zihni içerisinde çok daha derinlerde sonlanacak bir yolculuğa başlayamadan merdivenleri çıkan ayak seslerini işitti. Arkasını dönerek kendini hazırlamaya başlamışken yüzünü de sinsi bir gülümseme kaplamıştı.

***

Genç kız bunu yaptığına inanamıyordu! Alya belki sonradan ona çok kızacaktı ama şimdilik bunu düşünmemeye çalışıyordu. Çıktığı ağaç dalından yavaş yavaş olanları ve sonra birden hızlanarak olacakları izliyordu. Arada sırada gördükleri karşısında şaşkınlıkla başını kameranın izleme merceğinden kaldırıp gördükleri karşısında dehşete uğramış bir şekilde yüzünü buruşturuyordu. Kimsenin kimseyi öldürdüğü yoktu oysa ki ama bu görüntüler bu kadar masum biri için fazla ağırdı. Objektif tek tek tüm yüzleri hafızasına kaydederken genç kız hevesle parmaklarını tuşlarda gezdiriyor, mavi yeşil harf ve rakamların aktığı uygulamanın yanında kişisel kontrollü imgeçlerden gözünü ayırmadan bir uygulamadan diğerine geçiyordu. Sonunda aradığını bulduğunda heyecanla fısıldadı.

"Bingo!"

***

Çatının kırık kısmından başı sarkan Alya şaşkınlıkla bu noktaya nasıl geldiğini düşündü. Yerde yatan iki gence ve başında dikilen biraz daha iri yapılı diğer gence baktıktan sonra  tüm küfürler boğazına dizilmişti. Yerde yatanlar ölü ya da baygın olmadığını biliyor ve hepsinin başına çok yakışıklı üç ölüm meleği gibi dikilmeden önce buradan kurtulması gerektiğini biliyordu.