Karşılaştığım büyük demir kapı ile durdum. Büyük demir kapının iki kanadında da büyük aslan resmi vardı. Gözlerimi devirip adamlara bakmaya başladım.  Kapıdaki adamlar arabanın yanına gelince camı açıp onlara baktım. Korumanın anlık şaşkınlığını gözlerinden okurken geriye dönüp kulaklığına doğru bir şeyler dedi ve çok geçmeden büyük demir kapı açıldı. Büyük bahçeye girip müsait bir yere arabayı park ettim. Yan koltuğa bıraktığım ceketimi ve anahtarı alıp arabadan indim. Evin kapısına doğru ilerlerken ben kapıya ulaşmadan demir kapı açıldı. Beni karşılayan kısa boylu ve kilolu bir kadın olmuştu. Orta yaşın üzerinde olan kadın güler yüzüyle bana bakarken sadece başımla selâm vererek içeriye girdim.

"Hoşgeldin kızım, buyur salona geç."

Kadın kapıyı kapatıp önden ilerlerken, arkasından onu takip ettim. Evin büyük salonunda oturan amcam, Sancar, Pusat ve Korel'in bakışları beni bulmuş ve ayağa kalkmışlardı. Korel hızla yanıma gelip bana sarılınca bir an öylece kaldım ama sonra bende kollarımı ona doladım.

"Hoşgeldin kuzen."

Sadece kafamı sallayıp bu sefer Pusat'a baktım.

"Hoşgeldin Gazel."

Ona da başımı sallayıp amcamın yönlendirmesi ile tekli koltuğa oturdum. Korel, Pusat büyük koltuğa yayılarak oturmuşlardı. Sancar, ikili koltukta tek başına otururken, amcam ve ben tekli koltuklarda oturuyorduk. Hepimiz birbirimize bakarken ben Sancar hariç her yere bakıyordum.

"Ee kızım nasılsın, biraz daha iyi misin?"

"Iyiyim. Sen?"

Amcam tebessüm etmekle yetinmiş ve yanımızdaki kadına dönmüş ve kendisine kahve yapmasını istemişti. Kadın hızla mutfağa gidince Korel gülerek bana baktı.

"Ee kuzen bu kutsal gelişini neye borçluyuz söylesene?"

Amcam kaşlarını çatıp hızla oğluna döndü.

"O ne biçim laf öyle Korel, burası onun da evi tabii ki gelecek. "

Amcamın Korel'e kızmasına engel olarak lafa ortadan daldım.

"Amca eğer iznin olursa birkaç gün sizinle kalmak istiyorum."

Amcamın ve diğerlerinin şaşırdığını görürken amcam boğazını temizleyip bana döndü.

"Bir sıkıntı yok ya kızım?"

Kafamı iki yana sallarken, oturduğum yerde dikleşip bacağımı diğer bacağımın üzerine attım.

"Hayır, bir sıkıntı yok. Giray'ın evine misafir geldi bende bir süreliğine yanınıza gelmek istedim."

"Ne yani sen onun evinde mi kalıyorsun?"

Pusat'ın birden yükselen sesine karşı kaşlarımı çatarak ona döndüm.

"Kalacak yerim yok. Otellerde kalamıyorum malum nedenden dolayı. Hastaneden çıktığımdan  beridir Giray'da kalıyorum."

Pusat bir şey demeden amcama döndü.

"Kızım sorman bile hata, tabii ki kalabilirsin. Odan hazır zaten, keyfine bak."

"Sanırım biraz yatsam iyi olacak amca."

Pusat dizlerine vurup birden ayağa kalkınca ona baktım.

"Gel ben sana göstereyim odanı."

Başımı sallayıp bende ayağa kalktım ve onu takip etmeye başladım. Beraber merdivenleri takip edip yukarıya çıktık. Uzun ve geniş koridorda sona doğru gidip en sondaki kapının önünde durdu. Kapıyı açıp içeriye girince centilmenliğine karşı gözlerimi devirdim. Tam konuşmaya başlayacaktı ki yatağa oturdum daha sonra da uzandım.

"Sonra konuşalım olur mu? Cidden yaralarım sızlıyor ve uyumak istiyorum."

Pusat bir şey demeden başını sallayıp sessizce çıkmıştı odadan. Ceketin cebinden telefonumu çıkarıp Giray'a kısaca mesaj yazıp yatağa bıraktım telefonu. Uykumu almış olmama rağmen gözlerim kapanmaya başlarken karşı koymadan kapattım gözlerimi.

Yakından gelen sesler ile hızla gözlerimi açıp yataktan kalkıp savunma pozisyonu aldım. Odanın lambası bir anda açılırken gözlerimi kırpıştırıp etrafa baktım. Korel karşımda gözlerini kocaman açmış bana bakıyordu.

"Şey ben yemek için seni çağırmaya gelmiştim."

Başımı sallayıp odadaki banyo diye tahmin ettiğim yere girip hızla yüzümü yıkayıp kuruladım. Banyodan odaya geri dönüp yatağın üzerindeki telefonu arka cebime koyarak Korel ile birlikte odadan çıktık ve salona doğru yürüdük.

"Korkuttuğum için kusuruma bakma."

Üzgün gelen sesiyle ona dönüp elimi omzuna koyup sıktım.

"Korkmadım üzülmene gerek yok."

Omzundaki elimi gülerek itip beni kolunun altına çekip kolunu omzuma koydu. Bu hareketine gülerken, beraber salona girdik. Gülme sesimize dönen amcam da gülmeye başlamıştı.

"Neye gülüyorsunuz siz böyle?"

Pusat'ın oldukça meraklı çıkan sesine Korel daha da gülmüş ve yanağımı hayvan gibi sıkıp bırakmıştı.

"Onu korkutum."

Onu kendimden uzaklaştırıp omzuna yumruk attım.

"Hey, sana korkmadığımı söylemiştim."

Korel vurduğum omzunu tutarken masadaki boş yerlere oturduk ve o kadar şanşlıydım ki tam karşımda Sancar vardı. Önümdeki bardaktan bir yudum su içip ona baktım. Gözlerini dikmiş o da bana bakıyordu.

Beni sabahlara kadar uyurken izlediğini öğrendiğim bu adam, şimdi hissediyor muydu benim hissettiklerimi? Çekiyor muydu çektiğim acıları? Islanıyor muydu göz yaşlarımda? 

Akşam yemeğimiz sessiz geçmişti. Şimdi ise salonda oturmuş kahve içiyorduk. Saat ilerlemeye devam ediyordu. Ara sıra Giray'a kısa mesajlar atarak buraya gelmesine engel olmaya çalışıyordum. Giray sayesinde yaşadığım kısa kalp krizlerini amcamın kalkması ile bir kenera bıraktım.

"Ben yatıyorum çocuklar, sabah yedi de aşağıda olun."

Amcam salondan ayrılıp odasına çekilirken Korel zıplaya zıplaya yanıma gelip oturdu.

"Sabah sende katılsana bize ha?"

Elimdeki kupayı masaya bırakıp ona baktım.

"Ne var ki sabah?"

"Her sabah idman yapıyoruz, kendini iyi hissedersen sen de gel ve bu yakışıklı kuzeninin kaslarını gör."

Son dediklerine gülerken yavaşça ayağa kalktım.

"Sırf yakışıklı kuzenimin kaslarına bakmak için geleceğim."

Daha fazla bir şey demeden salondan ayrıldım ama aklımdan geçen soruya mâni olamadım.

Bu gece de beni uykumda izlemeye gelir miydi?

BÖLÜM  SONU❌

SOĞUK SEMT   Where stories live. Discover now