★ İlk Hayalim ★

163 4 0
                                    

Herşeyin bir başı vardır. Bizde ilk hayalimizi "ayy ne tatlı şeysin sen öyle büyüdüğünde ne olmak istiyorsun bakalım ? " gibi sorulara minik zihnimizde bizi etkileyen televizyondan gördüklerimizi yada o an yanımızda bulunan annemiz yada babamız tarafından daha biz cevap vermeden "benim oğlum doktor olacak teyzesi" gibi müdahelelerle hayal dünyamızı kısıtlayıp bizi kararsızlığa ve mutsuzluğa sürüklediler. Evet lanet olsun ki benim hayalim yani ilk hayalim boksör olmaktı, anne ve babamın olmadığı zamanlarda soranlarana bunu söylüyordum. Tabi boksör olmak için hiçbirşey yapmıyordum neden çünkü her yaz zorla kur-an kursuna yolluyorlardı. Bu olanlara itiraz etmek benim için ejderhaya kafa tutan atmaca gibi birşey olurdu. Çünkü babamda kur-an hocasıydı. "Hocanın çocuğunada bak, hoca çocuğu böyle yaparsa dışardakiler ne yapsın" gibi tepkiler beni daha küçük yaşta korkutmuş hayalime giden yolda elimi kolumu bağlamış durumdaydı. Pes etmiştim, aradan fazla zaman geçmeden zihnimde hiç geleceğe dair hayal kalmamıştı. Bundan sonra hayal kuramaz hale gelmiştim benim için artık herşey "yapamam" çerçevesine girmişti.Bende liseye gidene kadar çabalamadım sadece eğlenceye odaklandım ve bu konuda sadece bomboş bir sayfa yada karalanmış sayfalarda diyebiliriz herneyse ortaokul hayatım başarısız geçmişti hatta hiç belge almamıştım. Bunda ailem okul hayatıma hiç önem vermediler çünkü çalışıyormuş gibi yapıyor ama çalışmıyordum ailem de zeka sorunu olduğunu düşünüp üstüme fazla gelmediler ve beni yurda koymaya karar verdiler. Yurt sıkı disiplini olan bir cemaat yurdu idi. Hayatımdan aklımda kalan anıların hemen hemen hepsi yurtta yaşadığım anılar 4 sene yurtta kaldım ve sonunda liseye geçtim.

Düz liseye gidiyordum okulum zengin semtindendi ve ben yine yurtta kalıyorum herzamanki gibi ama yurt ders çalışmayan birisi için sıkıcı ve dayanılmazdır. Bende ders çalışmayan kısımdandım tabi ama böyle olan sadece ben değil benim gibi dersi fazla önemsemeyen arkadaşlarım vardı. Bera er yurttan kaçar internet kafeler de sabahlardık zaten iyi olduğumuz tek şey buydu hergün günümüze gün etmek için akşam yatmadan planlar yapar beraber sohbet eder hocanın yatın artık demesini beklerdik. Zaman su gibi akıyor du okulun ilk yarısı bitmiş ve benim devamsızlık hakkım neredeyse dolmuştu. Bu durum yurt tarafından pek hoş karşılanmamış ama bana bir şans daha vermişlerdi tabi bu şansı babama verdiler bana değil bana kalsa değil yurtta kalmak yanından bile geçmezdim. Tatil arasında hayat sıkıcı ve iticiydi ama okulun ve yurdun verdiği sıkıntıyı atmaya birebirdi. Ara tatil de 1 gün içinde bitti. Tekrar yurda gittim eşyaları yerleştirdim ve anlamsız ve boş hayatıma devam ediyordum taa ki çevremde olup bitenleri az çok anlamaya çalışana kadar. Evet benim için ders çalışmak katlanılamaz ve zahmetli bir işti fakat benim için böyle olan bir şeyi diğer arkadaşlarım neden yapıyordu hatta beraberce takıldığım ve ders çalıştığına fazla rastlamadığım arkadaşlarım bile ders konusunda çok iyilerdi. O an şunu farkettim ki hem eğlenmek hem de öğrenmek mümkün. Sorun hangisini ne zaman yapman gerektiğinde. Derken bir dönemin daha sonuna geldik ve bende değişen tek şey bir konu hakkında farkındalık oluşması. Hayatım buraya kadar hep aynı hizada devam etti. Karnem ailemin benden umduğundan çok farklı değil. Sınıf tekrarı na kalmıştım yani boşa geçen 365 gün, yani en azından ben o an için ben öyle düşünüyordum. Babam karnesi sorduğunda ona suratım asık biçimde sınıf tekrarına kaldım dediğimde babam şaşırtıcı bir şekilde bana "sağlık olsun oğlum " dedi ve başımı okşadı. O an içimde bi istek bi arzu kesinlikle yapmalıyım diyordu. Yani o an o duygularla o ateşle savaşa soksalar ortalığı darmadağın eder geçerdim acayip gaza gelmiştim. Yaz tatilinde bir işe girmeye karar verdim ve bir internet kafede işe başladım. İşe girdiğim yer benim küçüklüğümün geçtiği internet kafeydi. Tabi iş benim için basit çünkü en iyi bildiğim şey bilgisayar kullanmaktı. Zamanım orda geçti aslında küçükken hep çalışmak isteyip de çalışamadığım hatta yaşım küçük olduğu için içeri bile almadıkları yerde anakoltuk ta ben vardım. Günümü anime izleyerek geçiriyordum genelde, patronum bana güvendiği için gezmeye yada arkadaşlarına giderdi. Derken zaman durmuyor ve beni okulun açılacağı zamana getiriyor. Ben hala babamın bana verdiği ateşle yanıp tutuşuyordum. Hemen okul açılsın istiyordum ki zaten o gün gelip çatmıştı. Ortam değiştirerek daha başarılı olacağımı düşünüyordum çünkü arkadaşlarıma Hayır demekte zorlanıyorum. Ve zaten babamla da bu konuda hem fikir olduk. Beni Çok Proğramlı bir liseye yazdırdı. Şehir merkezden uzak bir yerde liseye başladım eve uzak olduğu içinde aynı yere yakın bir yurda yazıldım. Ama bundan pek şikayetçi değildim çünkü bu sefer amacım gerçekten başarının tadına bakmaktı.... To Be Continue :-D

Hayaller Magnum Hayatlar MeybuzWhere stories live. Discover now