30. Bölüm | Sezon Finali

Start bij het begin
                                    

Gözleri şaşkınlıkla büsbütün irileşirken, aralık dudakları arasından sıkıntılıyla dışarı üfledi nefesini.

''Ne-neyini düşünecekmişsin?'' diye yanıtladı beni birkaç saniye süren afallamanın ardından. ''Duygusal dav-''

Tıklanan kapı, cümlesini dudaklarında dondururken orta yaşlarda, sarışın bir kadın doktor gülümseyerek girmişti içeri.

''Anne adayımız uyanmış, ayaklanmış bile.'' diyerek bana doğru adımlarken, bakışlarımı doktordan ayırıp anneme kaydırdım.

''Anne doktor hanımla yalnız konuşmak istiyorum.'' dedim itiraz istemeyen bir sesle yüzümde mimik oynamadan.

Bozulsa da üstelemedi ve yavaş adımlarla ayrıldı odadan.

Her şey çok fazlaydı ve ben, ne yapmam gerektiğini dahi düşünemiyordum.

"Planlanan bir gebelik değildi sanırım?" diyen doktor, ifadesiz yüzümden bu çıkarımı yapmış olmalıydı ki dikkatle beni incelemeye devam ediyordu.

Planlı görevin, plansız sonucuydu. Yalan aşkın gerçek meyvesi...

"Ben reglimi düzenlemek için ilaç kullanıyordum, doktorum aynı zamanda doğum kontrol hapı olarak da kullanılabileceğini söylemişti." dedim, açıklamaya ihtiyaç duyduğumu belli eden bir sesle. "Üstelik geçen hafta regl de oldum, hamile olmam nasıl mümkün olabilir?"

"Doğum kontrol hapları her zaman tam korunma sağlamaz, çok az da olsa gebelik oluşma ihtimali vardır." diyerek ellerini önlüğünün ceplerine sokup omuz silkti. "Belli ki ufaklık o çok az ihtimali değerlendirebilmiş. Regl olarak adlandırdığın durum da implantasyondur muhtemelen. Yerleşme kanaması yani, bebek rahme yerleşirken bazı annelerde meydana gelebiliyor."

Gözlerimi kapatarak nefesimi sıkıntıyla dışarı verdim. Anne olmak, daha önce tahayyül ettiğim bir şey değildi. Özellikle de şimdi böylesine bir durumdayken...

"Kaygılarınız olduğunu görüyorum?" diyen doktorun ince sesiyle gözlerimi aralayıp yüzüne baktım.

İlk hamileliğini yaşayan, kaygılı bir anne adayına öğüt vermek için şefkatli bir tebessümle beni izliyordu. Halbuki durum çok farklıydı ve gerçek inanılmaz derecede acıydı.

"Kullandığım ilaçlar ona zarar vermiş midir?" diye sordum birden.

Bunu kesinlikle bilinçli olarak sormamıştım, söyledikten sonra ne anlama geldiğini fark etmiş ve gözlerimin dolmasına mani olamamıştım. Karnımdaki bebek için endişelenmiştim...

"Hayır, daha 3 haftayı yeni geçmiş zaten.'' dedi doktor sıcak bir tebessümle. '' Zaten güçlü bir bebek olacak gibi görünüyor. Çünkü kan ve vitamin değerleriniz fazlasıyla düşük olmasına rağmen size tutunmayı başarabilmiş."

Bana tutunan bir can... Bu cümle kulaklarımdan zihnime değil, kalbime sızdı ve ben hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Babası ya da bir görev amacıyla benimle birlikte olması, anneliğe dair hiçbir şey bilmiyor oluşum, bunların hiçbiri umurumda değildi. Bana tutunan bebeğimden vazgeçmeyecektim. Sadece benim bebeğimden...

"İyi mi peki şimdi?" diye sordum içimi çeke çeke ağlamaya devam ederek. "Ben bayıldığımda ona zarar gelmiş midir?"

Anlayışla gülümseyerek başını iki yana salladı doktor.

"Dedim ya çok güçlü bir bebek olacak ufaklık. Yalnızca annesinin beslenmesine dikkat etmesi gerekecek." dedi ikaz edici bir dille. "Düşük ihtimali söz konusu değil şu an için. Ama tabii ki de dikkatli olmanız gerekiyor."

Beyaz GeceWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu