30. Bölüm | Sezon Finali

26.9K 2.3K 3.1K
                                    

Merhaba 💚

Bölüm şarkımız;
*Poets of the Fall - Where do we draw the line."

Bölümü yorumlarını severek okuduğum ve ön görülerini çok sevdiğim ozge_6943 'ye hediye ediyorum. Teşekkür ederim, iyi ki varsın ❤️

Bölümleri normalde haftada 1 yayınlıyorum ama gelecek bölüm biraz daha gecikebilir. İşlerim yoğunlaştı, yetişmekte zorlanıyorum. O yüzden bu bölümü sezon finali olarak varsaymak istiyorum. Elimden geldiğince hızlı olmaya çalışacağım yine de 😊

Geçen hafta twitterda #BeyazGece etiketiyle gifler paylaşan bir okur vardı. Çok mutşu oldum, buraya yorum yapabilir mi o kişi? 🌸

Oy sınırımız 500.
Tabii bolca yorum da bekliyorum, geçen hafta hikayenin kendi rekorunu kırdınız yorum konusunda. Çok güzelsiniz hepiniz 🥰

Keyifli okumalar

Annemin ağzından çıkan tek soru cümlesi bedenimi önce taş kesmiş, ardından da kül birikintisinden ibaret olan kalbimin çılgın bir hızla göğsüme dövmesini sağlamıştı. annemin sorusuna cevap arayan zihnimse bu mümkün değil, demişti defalarca.

Mümkün değildi...

''Seni her anlamda kullanmış pislik!'' diyen annemin kin dolu sesi, bunun gerçek olduğunu haykırıyordu adeta.

Onun bedenime dokunmuş olmasını sindiremezken, şimdi karnımda ondan bir can mı taşıyordum?

Kolumdaki serumu çıkararak, hızla yataktan kalkıp ellerimi saçlarıma daldırdım. ''Kan testi mi yapıldı?'' diye sordum anneme soğuk bir sesle.

''Evet.'' diye beni yanıtlarken yüzümü dikkatle incelemeye başlamıştı. ''Bilmiyordun?'' dedi gözlerini kısarak bir çıkarımda bulunurcasına.

Derin derin nefesler alarak başımı iki yana salladım. İçimde bir can bir bebek vardı. Bu farkındalık, her geçen saniye koca bir çığ gibi büyüyen bir gerçeklikten ibaretti. Saç diplerimin çekildiğini, ayak parmaklarıma kadar titrediğimi ve tüm bedenimin karıncalandığını hissediyordum. Bir bebek şu an isteyeceğim en son şey bile değildi, fakat bunun bir önemi yoktu. Çünkü içimde can bulmuştu artık...

''Tamam bebeğim panik yapma, en kısa zamanda aldırırız.'' dedi annem kuru bir sesle alelade bir şeyden bahsedercesine. ''Doğması gibi bir ihtimal olamaz zaten.''

Titreyen ellerimi iki yanımda yumrum yaparak, annemin yüzüne çevirdim bakışlarımı. Duygudan yoksun bakışları da sözlerini desteler nitelikteydi. Henüz doğmamış olsa da bir canın yok edilmesinden bahsederken, en ufak bir çekince duymaması tüyler ürperticiydi.

Peki ben ne düşünüyordum, ne hissediyordum? Şu an için mümkün olmasına ihtimal dahi vermediğim bir durumun şoku içerisindeydim yalnızca. Varlığını hissedemesem de karnımda bir bebek vardı. Benim bebeğim...

''Doktorun birazdan gelir, kürtaj için en yakın zamanı konuşursunuz.'' diyen annemin aynı duygusuzluğunu koruyan sesiyle yatağa bıraktım bedenimi bir çuval gibi ve başımı ellerim arasına alıp içime derin soluklar çekmeye devam ettim. ''Hatta bu akşam hallolsa iyi olur bir daha gelmemiş oluruz hastaneye.''

Kelime parçaları zihnimde yarış halindeydi ne hissetmem  gerektiğin karar vermediğim gibi neye odaklanmam gerektiğine de karar veremiyordum. Sürekli konuşan annemse bana asla yardımcı olmuyordu...

''Anne biraz susar mısın?'' diye bağırdım, enerjisizliğimin aksine. ''Lütfen düşünmeme müsaade et.'' dedim annemin şoke olmuş bakışlarına aldırış etmeden.

Beyaz GeceWhere stories live. Discover now