46.Bölüm

26.3K 2.6K 3.6K
                                    

Merhaba 💚

Bölüm şarkımız;
*Hande Mehan - Benimle Yaşa*

Bu bölümü Mimis_mis 'e hediye ediyorum. Yorumlarını bazen şoke olarak bazen de kahkaha atarak okuyorum ama iyi ki gelmişsin aramıza. Kucak dolusu sevgiler 😍

Oy vermeyi ve yorumlarla eşlik etmeyi unutmayalım lütfen 🙏🏻

Keyifli okumalar 🌸

Ayne del.''

''Deniz!''

Hıçkırarak doğrulduğum yatakta, gözlerimden süzülen yaşlar ve boğazımdaki cayır cayır düğüm ile yapayalnızdım. Karanlık bir kabus görmüştüm, görüntü yoktu. Yalnızca Deniz'imin beni çağıran güzel sesi vardı. Fakat şimdi uyanmıştım ve o ses de kaybolmuştu geriye yalnızca acıyı bırakarak. Boğazıma batan ve nefesimi kesen bu acıyla çatlayacakmış gibi ağrıyan, koca bir kazan kadar boş olan başıma ellerimi yaslayarak sessizce ağlamaya devam ettim bir süre daha.

Her geçen saniye aklıma üşüşenler nasıl bir felaketle karşı karşıya kaldığım gerçeğini sert bir tokat gibi yüzüme savururken, daha güçlü hıçkırıklarla yanaklarıma süzüldü gözyaşlarım. Kuzey kaçmıştı ve Barış da bir zorba gibi bayıltarak buraya getirmişti beni anladığım kadarıyla.

Bunu ne hakla yapardı?

Üstelik nerede olduğumu dahi bilmiyordum. Tüm bunlar içimdeki öfkeyi harlasa da ne yazık ki duyduğum üzüntünün yanında diğer duygular koca bir hiçti.

Ancak sakin davranmalı ve buradan derhal ayrılmalıydım.

Gözyaşlarımı ellerimin tersiyle silerek boğazımdaki yangını bir nebze olsun dindirebilmek adına yutkundum yavaşça, ardından da gözlerimi yabancısı olduğum bu odada gezdirdim üstünkörü... Ceviz ağacından ağacından yapılmış ahşap başlıklı bir yatak, yine aynı malzemeden yatağın iki yanında yer alan komodinler, sol köşede aynalı bir şifonyer ve tam yatağın karşısında ise gömme bir dolap ile yanında banyoya açıldığını tahmin ettiğim bir kapı duruyordu. Sağ yanda ise dışarıya açıldığını düşündüğüm çift kanatlı bir kapı ile çok da büyük olmayan bir pencere vardı...

Burnumu çekerek bir kez daha yutkundum. Sakin kalabilmek adına içime derin ve düzenli soluklar çekerek yataktan çıktım temkinli bir yavaşlıkla. Ama yanlış yaptığımı kalkar kalkmaz dönen başım ve sendeleyen bedenimden anlamıştım. Barış nasıl bir ilaç verdiyse etkisi hala sürüyordu. Gerçi ne kadar zaman geçtiğini dahi bilmiyordum. Kazan gibi olan başımdan çok fazla uyuduğum çıkarımını yapıyordum yalnızca.

Bedenimin ayakta olmaya alışabilmesi adına kendime bir süre daha izin vererek, ağır adımlarla ayaklarımı sürüyerek odanın ortasına yürüdüm. Melih amire ulaşıp, üst düzey koruma kalkanı ile Deniz'e dönebilmem hakkında konuşabilirdim. Kendi kendime başımı salladım inançla. Valizim ve çantam da aynalı şifonyerin yanında duruyordu zaten. Fakat valiz beni yavaşlatırdı, pasaportumun ve cüzdanımın olduğu çantamı almak en mantıklısıydı.

İçime gürültülü bir soluk çekerek elimi alnıma yasladım ve gözlerimi tekrar odada gezdirdim bir çıkış yolu bulma umuduyla. Kapıdan çıkmak ve Barış ile karşılaşmak istemiyordum, çünkü beni bırakmamak adına mantığını nasıl devre dışı bıraktığını görmüştüm. Onunla karşılaşmak bana yalnızca vakit kaybettirirdi. Ama nereye açıldığını bilmediğim bir pencereden çıkmak da pek akılcı durmuyordu.

Odayı tarayan gözlerim, el işçiliğiyle motiflendirilmiş aralık duran ahşap kapıyı bulduğunda elimi çatlayacakmış gibi ağıran başımdan indirdim hızla. Fakat kapıya çevrilen adımlarım, başını o aralıktan uzatmış ve meraklı gözlerle bana bakan küçük kız çocuğunu fark ettiğimde duraksamıştı.

Beyaz GeceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin