2

25 0 0
                                    

Gözüme giren güneş ışıklarına lanet ettim. Sonrada perdeyi kapatmadığım için kendime. Yorganı üstümden attım ve ayağa kalkacakken koltuğumda uyuyan babami gördüm.

Ne ara eve gelmiş ve koltukta uyuya kalmıştı? Sessizce yanına ilerlerken yerdeki tişörtüme takılarak yere düşmüştüm. Babam hızla gözlerini açtı. Beni yerde görünce kahkaha atmaya başladı.

"Bir insan nasıl her şeyde beceriksiz olabilir ki?" gülmeye devam etti. Sabahın köründe onunla kavga edecek kafada değildim.

"Sana da günaydın moruk." dememle saclarimi karıştırmaya başladı. Elimle elini ittim.

"Hazırlan gidiyoruz." kaşlarımı çattım.

"Nereye?" kafasını bana çevirip yüzüme baktı.

"Yeni okuluna." tepkimi merak ettiğinden yüzüme bakmaya devam ediyordu.

"Yeni okulum derken?"

"FIELDS Aşçılık Akademisi. Daha fazla açıklama yapmamı ister misin?" bahsettiği yer hakkında hiçbir fikrim yoktu. Ayağa kalktı ve dolabımın üstündeki valizi açtı.

"Peki ya sen? Restoran? Böyle bırakıp gideceğimi düşünüyorsan yanılıyorsun." sıkıntıyla bir nefes verdi.

"Yurt dışına çıkıyorum. Bir kaç aylığına veya yıllığına. Pek belli bir şey yok." Yurt dışı mı? O da nerden çıkmıştı. Suratına baktığımda daha fazla soru sormamı ya da konuşmamı istemiyor gibiydi.

Tanrım beni ne ile sınıyorsun?

________________

Babamın beni bıraktığı yere bir kez daha baktım. Bildiğim hiçbir akademiye benzemiyordu.

Büyük demir kapının ardından kocaman bir bahçe geliyordu. Neden tüm adayların uşakları veya korumaları vardı ? Tanrım burda çok göze batacaktım.

Babamın söylediğine göre Amerika'nın en iyi aşçılık okullarından biriymiş. Mezuniyet oranı %10'un altında. Galiba bu sıçtığımın resmiyetidir. Sonuna kadar dayanacaktım. Sinirle ayağımı bahçedeki banklardan bitine vurdum. O sırada bir çocuk, uşak ve koruma vardı. Elindeki çay az bir şey üstüne dökülmüştü.

"Özür dilerim. Gerçekten istemeyerek oldu." Çocuk gülümsedi.

"Sorun değil. Sen de mi nakil için başvurdun? Lütfen otur. " diyerek elini banka vurdu. Neden olmasın dedim içimden.

"FIELD bugün ortaokul bölümü sınıfı geçenleri açıklıyor. Başka okullardan gelen bizim gibiler de nakil sınavı için burda.Ben Daniel Moore.Ailemin bir Fransız restoranı var. "

"Ne? Bu ne tesadüf. Bizim dr aile restoranımız var." Kahkaha atamaya başladı.

"Bu tesadüf olmayabilir."Parmağıyla ilerdeki bir çocuğu isaret etti.

" Şuradaki çocuk tüm ülkede bulunan bir restoran zincirinin varisi. "Sonra baska birini daha gösterdi.

" Bu ise ülkeye taze balık dağıtımı yapan büyük bir toptancının oğlu. Yani bir şekilde çoğu kişi gıda sektöründr yer alıyor. Sizin restoranın adı ne? "

" Adı, Malik. " düşünmeye başladı.

" Malik demek.. Lüks bir yer mi?" böyle sorması beni güldürmüştü.

" Öyle havalı bir yer değil. New York'ta küçük bir lokanta." dememle çocuk hızla ayağa kalktı. Şaşırmıştı.

" Ezik, aşağı tabakadan biri yanımda oturamaz! Beni çok iyi dinle. Bu okul senin gibi avamlara göre bir yer değil! Burası gıda endüstrisinin en üst tabakasının öğrenim görmesi için yapılmış kutsal bir akademi! Senin gibi alt tabakadan biri zaten yazılı sınavdan bile geçemez. " Hızla bir atak yapıp yakalarından tutup onu havaya kaldırdım. Zor olmamıştı fazla cılız dı.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Dec 26, 2020 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

food wars | zaynWhere stories live. Discover now